Word'de boş satırın altındaki 2 satırı otomatik nasıl silerim?

alperçadıroğlu

Öğrenci
Katılım
30 Aralık 2016
Mesajlar
3
Reaksiyon puanı
1
Puanları
3
Yaş
40
Aşağıdaki örnekte; süre yazan satırları ve bir üstündeki sayıları otomatik nasıl silerim. Bunun gibi binlerce sayfa var tek tek silmek çok uzun sürer. Tşk.ler. (Yani, Word'de tüm belgede boş satırın altındaki 2 satırı otomatik seçmek veya silmek diye bir şey var mı?)

587
00:29:56,186 --> 00:29:58,587
Tanrı arayışı sürüyor.

588
00:29:58,588 --> 00:30:03,492
Onu beynimizin en derin karanlıklarında
saklı olarak bulabilecek miyiz?

589
00:30:03,493 --> 00:30:08,431
Ya da onu bir matematiksel teoride
açığa çıkarabilir miyiz?

590
00:30:08,432 --> 00:30:11,132
Hepsinin içinde belki de
en tuhaf olan ihtimale

591
00:30:11,133 --> 00:30:13,169
yakından bakalım.

592
00:30:13,170 --> 00:30:15,271
Buradan başlayacağız.

593
00:30:15,272 --> 00:30:18,240
Will Wright bir yaratıcı...

594
00:30:18,241 --> 00:30:21,110
En azından bir evrenin.
 

cagdasc

Asistan
Katılım
22 Aralık 2011
Mesajlar
177
Reaksiyon puanı
13
Puanları
18
başka yolu var mıdır bilmiyorum ama zaten yok etmek istediğiniz karakterlerin hepsi rakam.
ctrl+h ile sırasıyla tüm rakamları ve --> karakterlerini tek tek boş karakter olarak tümünü değiştir yaparsanız hepsi gitmiş olacaktır.

tabi bu yöntemde dikkat etmeniz gereken, kalmasını istediğiniz metinler içerisinde rakam varsa onlar da gitmiş olacak.
 

alperçadıroğlu

Öğrenci
Katılım
30 Aralık 2016
Mesajlar
3
Reaksiyon puanı
1
Puanları
3
Yaş
40
Çağdaş, bu size benden hediye.

BBC - EVRENİN HARİKALARI - HABERCİLER
(Bu metin, ilgili belgeselin alt yazısı indirilerek ve sonrasında Word'de düzenlemesi yapılarak sonra da belgesel metnindeki/konuşmalarındaki en önemli yerlerin özeti çıkartılıp -konuşma dilinin yazı diline çevrilerek- düzgün yazı diliyle yazılmasıdır. Hazırlayan: Alper Çadıroğlu)
"Amaç en kaliteli 100 fizik belgeselini bu şekilde yazıp kitabını çıkarmaktır."

Evren 13,7 myö başladı.
100 milyarın üstünde galaksi var ve her birinde milyarlarca yıldız var.
Işık evreni anlamamızı sağlar ve her şeyin başlangıcını bize gösterir.
Güneş ışığı yüzeyinden 150 milyon km boyunca seyahat eder.
Açık havalı bir gecede çıplak gözle yaklaşık 2.500 yıldız görürüz.
Lagün Nebulası; çıplak gözle görülür, Dünya'dan 5.000 ışık yılı ötededir, 100 ışık yılı genişliğindedir, merkezinde yeni doğmuş/genç bir yıldız -Herschel 36- vardır. Bu yıldız güneşten 20 kat daha büyük, daha sıcak ve bu yüzden yüzeyinden akan ışık mavi renge dönüşür. 7.500 ıy ötede daha büyük olan Eta Carinae vardır, güneşten 100 kat daha büyüktür, 4.000.000 kez daha parlaktır, sy.ndaki en parlak yıldızlardan biridir.
Işık olmasaydı evrendeki cisimleri bilemezdik.
Sy.nda 200 milyar yıldız var.
Evrende 200 mr x 1 mr yıldız vardır.
Evrende -teleskopla- ne kadar uzağa bakarsak bir o kadar geçmişe bakarız çünkü ışık bir birim zamanda bir birim yol kat eder.
Evrendeki her şeyin bir hızı vardır: Işık hızı evrendeki son hız limitidir.
Ses hızı saatte 1.200 km.dir. Bir jet uçağı ses hızını aştığında bu yerden bir ses patlaması olarak duyulur.
Işığın bir hızı olduğunu fark eden kişi Ole Romer'dir. Jupiter'in uydusu İO Jupiter'in etrafını 42,5 saatte döner: İO Jupiter'in arkasından çıktığında; Dünya'nın yörüngesinden -Jupiter'e bir uzaklaşıp bir yakınlaşmasından- dolayı İO'nun farklı zamanlarda Dünya'dan -erken veya geç- görüldüğünü/çıktığını anlayınca bunu bulmuştu.
Işık tam olarak saniyede 299.792.458 metre yol alır.
Parmakların bir kere çıtlatılması ile geçen sürede ışık Dünya'nın etrafını 7 kez turlar.
1 ışık yılı = 10 mn mn km.dir. (mn=milyon)
Işık hızı hem uzaklığın hem de zamanın ölçüsüdür.
Neye bakarsak bakalım onun tam o anını göremeyiz, geçmişini görürüz; aynaya baktığımızda bile az önce geçen geçmişteki bizi görürüz. Mesefa ne kadar artarsa gördüğümüz geçmiş de artar. Bu, Dünya'da pek hissedilmez fakat evrenin derinliklerine baktığımızda bunu bariz bir şekilde görürüz.
Afrika'nın güneyindeki Tanzanya'da 2,5 milyon yıl önce ilk insanlar oluştu.
Güneş 150 mn km uzaklıktadır.
Işık saniyede 300 bin km yol alır. Güneş ışığı Dünya'ya 8 dk.da gelir. Biz Güneş'in 8 dk geçmişini görürüz.
Bize en yakın galaksi Andromeda'dır: Bizimkinin büyüklüğü kadardır, 100 milyarlarca yıldızı vardır, 25 mn mn mn km uzaklıktadır, bizimki gibi spiral olup iki halkalı kolu olup bu kollar ışık dolu bir merkezi çevreler. Andromeda'nın çekirdeği/merkezi mn.larca eski kırmızı yıldızla doludur, burada çok az yeni yıldız doğar; kollarında/çevresinde ise sıcak/mavi/genç yıldızlar olup burada çok yıldız doğar. Andromeda'dan ışık bize 2,5 mn yılda gelir: Yani şu an bize ulaşan Andromeda görüntüsünde, ilk insan -Homo Habilis- daha Dünya'da oluşmamıştı.
Centaurus A Galaksisi bize 10 mn ıy uzaklıktadır. 10 mn yıl önce oluşmuş genç, beyaz/mavi renkteki yıldızların görüntüsü, evrenin genişlemesiyle ışığın dalgasının evrende genişlemesiyle kırmızıya dönüşür ve bize bu yıldızlar kırmızı gözükür.
NGC 520 Galaksisi 100 mn ıy ötededir. O zamanlar Dünya'da dinozorlar hüküm sürmekteydi.
Hubble Uzay Teleskobu ile gözlemlenen en uzak galaksi 13 mr ıy.nın üzerindedir.
Evrende her renkte galaksi mevcuttur.
Evrenin en derinliklerine bakıldığında buradaki galaksilerden gelen rengin kırmızı olduğu görüldü. Işığın muhteşemliği oluşturduğu renklerdir. Işık, gökkuşağındaki tüm renklerin toplamıdır. Işık; su damlacıklarında kırılır, sonra damlacıklardan geri yansır ve çıkarken ikinci kez kırılır, bu kırılma ve yansıtma ışığı böler ve beyaz güneş ışığının içindeki saklı renkler ortaya çıkar. Renkler aslında ışığın farklı dalga boylarıdır; mavi ışığın dalga boyu kısadır, yeşilin biraz daha uzun, sarının daha uzun ve en uzun/geniş olanı ise kırmızıdır. Yıldız ışığı sonsuz dalga boylarına sahip sonsuz renklerden oluşur. Işık, bir gökcisminden çıktığında dalga boyu sabit kalmaz, azalabilir de genişleyebilir de. Genişleyen ışık kırmızıya dönüşür. Bu yüzden en uzak gökcisimlerinin hepsinin kırmızı gözükmesi evrenin genişlemesinin kanıtıdır. Genişleyen evreni geriye sardığımızda evren giderek küçülür ve tek bir noktada birleşir bu da -evrenin bir başlangıcının olduğunu yani- Big Bang'in kanıtıdır.
Big Bang çok büyük bir patlamanın maddeyi boşluğa fırlatması değildir. "Şu an anladığımıza göre uzayın tamamı o anda yaratıldı. Bu yüzden BB evrenin orasında bir yerinde öylece oluvermedi her yerde aynı zamanda oldu. Burada oldu. Bu yüzden, buradaki şu alan BB.in içindeydi. Çünkü uzayın kendisi genişliyor ve BB.ten beri bu genişleme devam ediyor."
Evren 100 mr.larca ıy boyunca uzanan galaksi ağından başka bir şey değildir.
Evrene saçılan ilk ışıklar önemlidir.
Işığın görülebilir dalga boyları evrendeki ışığın çok küçük bir bölümüdür. Isı aslında kızılötesi bir ışıktır, dalga boyu görülebilir ışıktan daha uzundur. Radyo dalgaları da bir ışık olup, dalga boyları ısınınkinden daha uzundur.
İki radyo kanalı arasındaki cızırtı sesinin %1'i BB.ten kalan genişlemiş ışıktır. Bu ses evrenin başlangıcından ortaya çıkan ilk ışığın sesidir. Bunu göremeyiz çünkü evrenin genişlemesiyle bu ışık dalgası uzayarak radyo ve mikro dalgalara dönüşmüştür. Bu ilk ışığa Kozmik Fon Radyasyonu denir. KFR evrenin her yerine yayılmıştır. Eğer onu görebilseydik bizim için her taraf kıpkırmızı olurdu başka da bir şey görmezdik.
W Haritası Uydu'su tüm evrenin BB.ten birkaç dk sonrasının fotoğrafını çekti. İlk başlarda evren tek tip değildi: Bazı bölgeler diğerlerinden yoğundu ve evreni evren yapan da bu KFR dalgalarıydı. "Evrenin başlangıcından sonra görülebilen tüm evrenin bir kum tanesinden milyarlarca kez daha küçük olduğu zamanda saniyenin mr.da mr.da mr.da mr.da birinde ortaya çıktığı düşünülüyor ve kuantum dalgalanmaları dediğimiz küçük dalgalanmalar evrenin küçük parçalarını biraz daha yoğun hale getirdi. Bu yoğun bölgeler, sonrasında evren genişlemeye devam ettikçe daha da yoğun hale geldi ve evrendeki ilk yıldızları ve galaksileri oluşturacak tohumları atmaya başladı."
Evrende ilk başta madde ve radyasyon vardı, neredeyse tek tipti ve aşırı sıcaktı. Genişledikçe az yoğun yerler daha da yoğunlaştı. Atomlar birleşti ve ilk yapılar oluştu: Sonra bunlar büyüdü ve kendi yer çekimleri altında çöktü. Hidrojenler füzyonla çevreye enerji yaydı. BB.ten 200 mn yıl sonra ilk yıldızlar oluştu: Bu zamana kadar neredeyse karanlık olan evren ışıkla dolup aydınlandı. Gezegenler oluşarak yıldızlarının etrafında dönmeye başladı ve bu güneş sistemleri galaksilerinin merkezlerinin etrafında dönmeye başladı. "Ve bunların her birinin meydana geliş sebebi, görülebilen evrenin bir kum tanesinden daha küçük olduğunda ortaya çıkan bu çok ufak yoğunluk dalgalanmalarıdır. Onlar olmadan ne gezegenleri ne yıldızlar ne de galaksiler var olabilirdi. Evrenimiz ne taraftan bakarsanız bakın aynı görünürdü." Milyarlarca yıldız yaşadı ve öldü.
Galaksi'miz yaklaşık 10 mr, Güneş'imiz 4,6 mr, Dünya'mız ise 4,5 mr yıl yaşındadır.
"Yıldızlardan gelip Dünya'yı yıkayan ışığın ilk kaynağı evrenimizin yaşamındaki ilk dakikalarında ortaya çıkan minik dalgacıklardadır."
Işık, Dünya'daki yaşamın başlamasında anahtar rol oynamış olabilir. Kanada'daki Yoho Ulusal Parkı'ndaki Burgess Shale'de 500 milyon yıllık bir fosil bulundu. Bu zamandan önce yeryüzünde kompleks yaşama dair hiç bir delil yoktur. Kambriyen dönemde çok hücreli / kompleks yapılar ortaya çıkmıştır. Bulunan fosilin adı Trilobit'tir; boyutu parmak kadardır, komplekstir, iskeleti ve eklemli uzuvları vardır. Ama şaşırtıcı olan gelişmiş birleşik gözlerinin olmasıydı: Şekilleri algılayabiliyor, hareketleri görebiliyordu. İlk yırtıcılardan olup avını kovalayabiliyordu. Bu canlılar evrendeki ışıktan yararlan ilk canlılar arasına girdiler. Kambriyen dönemdeki canlı türündeki patlama/artma, Evrimsel BB gibidir. Diğer türler de Trilobit gibi canlılardan korunmak için göze/kulağa/buruna vs.ye ihtiyaç duyacaklardı ve türler kendi silahlanma yarışına gireceklerdi. Bu sayede fazlaca yaşam formu gelişti. Gözün evrimi canlı çeşitliliğinin ve bizlerin oluşmasında çok önemli bir rol oynadı. Gözü oluşturan ise ışıktı.
Pikai; solucan şeklinde parmak kadar bir canlıdır, Trilobit'ten eskidir ve bilinen ilk atamızdır. Işığa hassas ilkel hücreleri vardır. Bu hücreler yaklaşık 600 mn yıllık sürede evrimleşerek bizim gözlerimizi -ve tüm türlerin gözlerini- oluşturmuştur.
"Yıldız tozlarının her birimizi ve basit bir evrensel kimya setinin gördüğümüz her şeyi nasıl oluşturduğunu öğrendik. Çok eski zaman sırlarının kainatın kaderine nasıl şekil verdiğini keşfettik ve yaşamın var olduğunu o çok kısa ana hayret edemeden duramadık ve yıldız tozunun evrendeki en büyük yapıları oluşturmak için nasıl döküldüğüne şahit olduk. Tüm bunları ışık hüzmelerinde taşınan mesajlardan biliyoruz. İlk olarak yarım milyar yıl önce Kambriyen patlamasıyla ortaya çıkan bu biyolojik ışık dedektörlerinin insani özellikle evrimleşmesi; yeşil, mavi ve ela rengi gözlerimizin gece gökyüzüne bakabilmesi, uzak yıldızlardan gelen ışığı yakalayıp evrenin hikayesini okuyabilmesi sizce de muhteşem değil mi?
 

cagdasc

Asistan
Katılım
22 Aralık 2011
Mesajlar
177
Reaksiyon puanı
13
Puanları
18
metin de sayı da çokmuş neyse ki halletmişsiniz :)
 

alperçadıroğlu

Öğrenci
Katılım
30 Aralık 2016
Mesajlar
3
Reaksiyon puanı
1
Puanları
3
Yaş
40
Yok dediğin yöntem olmadı. Denedim, tek tek silme ile aynı zamanda oluyor.
 
Üst