Vakti geldi

Bu konuyu okuyanlar

too_late

Müdavim
Katılım
2 Mart 2007
Mesajlar
2,494
Reaksiyon puanı
4
Puanları
38
Dayanabilmek için bölüyorum yokluğunu
Küçük,
Sevimli,
Ağrısız
İçime düştüğünde sızlatmayacak,
Aklıma geldiğinde korkutmayacak
Ve özlediğimde gecenin her hangi bir vakti
Yakıp kül etmeyecek kadar minik minik parçalara

Bölüyorum gidişini hatırlatabilecek her şeyi
Ayrılığın izi düşmüş caddelerini kesiyorum önce yaşadığın şehrin
Sonra ıssızlaşmış sokaklarını parça parça avuçlarımda
Ve ömrümü dilimliyorum
Senden önce
Senden sonra

Noktalar koyup,
Virgüller serpiştiriyorum aralarına
Ve eksik bırakıyorum elvedaya tamamlanacak her sözü
Hatta es geçiyorum kimi zaman olduğu yerde kalsın diye her şey
Yinede Olmuyor can..
Ne yapsam da boyun eğiyor ayrılığın o garip saltanatına içimde şimdi zaman
Önce ellerimiz düşüyor ellerimizden istemesek te
Sonra göz çukurlarımıza binlerce gözyaşı
Ve içime gitme diyemediğim için acıtan bir pişmanlık
Vakti geldi mi ne
Böylemiymiş ayrılık

Gidiyorsun işte..
Gidiyorsun ya??.
O son bakışın saplanıp kalıyor gözlerime
Mahmur buğulu,
Acıdan yumuk yumuk
Öylesine derin
Öylesine sıcacık
Vakti geldi mi ne
Böylemiymiş ayrılık

Her geriye dönüşün
Nasıl da Tarifsiz Sızılar düşürüyor içime bir bilsen
Bir bilsen her bakışın
Nasıl da ışıtıyor binlerce acabayı yüreğimin karanlık köşelerinde
Avuç içlerime Isıtılması mümkünsüz ayazlar,
Gözlerime tuzunu gözyaşlarının
Ve aramıza gurbetin nefesini bıraksa da attığın her adım
Hala derin bir iç çekişi gibi sarsarak nasıl da titriyorsun bedenim de

Silinemez bir yalnızlığın rengini sürerek göğsümün tam ortasına
Ve gözlerime bırakarak utanmazlığını ulu orta ağlamanın
Geri dönülmez bir zamana taşıyor bizi ayakların
Her adımda biraz daha uzağıma düşüyor bedenin yazık
Dayanamam
Dayanamam biliyorsun öyle bakma gözlerimin içine içine
Vakti geldi mi ne
Böylemiymiş ayrılık

Uzun bir sessizlik gibi soluklaştıkça içimde sen
Ve dudaklarımda alevlendikçe gurbete has yangınlarım
İsimsiz bir mektup gibi nasıl da çaresiz ve adressiz kalıyorum
Beklemek gibi bakışlarımda anlamını da yitiriyor yavaş yavaş
Her anın
Her duruşun
Ve her sevdiğim deyişin
Doyulmamış bir uyku gibi usul usul çöküyor şu yorgun bedenime
Ağlamasına kıyamadığım o iki zeytin tanesi gözlerin
Ve titremesini sevdiğim bu dağ gibi yürek
Aldığım her nefeste bir hayat gibi dolsa da tüm hızıyla ciğerlerime
Hiç biri Kalmana bir sebep olamıyor artık
Vakti geldi mi ne
Böylemiymiş ayrılık

Çoğalarak girsek de ömrümün her anına
Ve her gece dayanılmaz sızılarla bölsek de uykularımızı birbirimizin
Özlesek
Özlensek
Sen gelmek için çırpınsan deli gibi
Bense çılgınlar gibi sana gitmek
Vuslata ermeden yolumuza düşse de ölümün tadı
Ve yaşasa da ayrı diyarlarda yüreklerimiz ayrılığın aynı renkteki acısını
Ayrılık bir kurşun ağır
Ve Gidişin felaketi getirse de uyandığım her sabaha
Alışmak lazım biliyorum
Alışmak yavaş yavaş her yokluğa

Haydi..
Koy o güzelim başını son kez omzuma
Yumulsun tüm yaşanan acılara o kara gözlerin
Ellerin ısıtsın az daha ellerimin ayazını
Son kez dokun
Son kez öp
Ne sabahı olsun bu gecenin
Ne delinecek yasakları
Yazdığım ilk ve son şiirimi fısıldayacağım kulaklarına
Dilediğimizce ağlayabilmek için bir sebebimiz var artık
Vakti geldi işte
Böyledir ayrılık.

Nilüfer AKBAY
 

İnternet

Doçent
Katılım
30 Ağustos 2009
Mesajlar
793
Reaksiyon puanı
1
Puanları
0
Çok uzun bir şiir ama okudukça okuyası geliyor:clap:
 
Üst