Vahdettin'in Mustafa Kemal'e son sözü

byramic

Öğrenci
Katılım
20 Nisan 2009
Mesajlar
12
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Neden kaçtı o zaman? Neden itilaflarla iş birliği yaptı? Neden itilafların yardımıyla ükeyi terketti? Savunduğunuz adamı tanıyın.


Osmanlı Hanedanı üyesi Fethi Sami vefat etti

-Türkiye'den ayrılışın hikayesi-



Fethi Sami, ailesinin sürgünde acı ve dram dolu yıllar geçirdiğini anlatırken, çocuk yaşta İstanbul'dan ayrılışın hikayesini şöyle anlatmıştı: "Takvimler 22 Eylül 1922'yi gösteriyor.Biz de babamla birlikte yola koyulduk. İngiliz Posta gemisi ile yola çıktık. İstanbul'dan çıkarken Malta'ya gitmeyi düşündük. Gemici yüz İngiliz lirası istedi. Bütün aile için. Yarı yolda parasız kalacağımız kesin. Yarı yolda gemici 'bu para yetişmez yüzelli İngiliz lirası isterim' diye tutturdu. Düşündük, biz Avrupa'ya kadar gidersek meteliksiz kalacağız. Malta'ya inmeye karar verdik. Malta'ya geldik. Oradan İtalyan ANDARİA DORİA isimli İtalyan vapuru ile Napoli'ye geçtik. Ferit Paşa ve babamın annesi Mediha Sultan Monton'da idiler. Biz de Monton'a gittik. Villa FARALDO diye bir evde oturduk. Orada bir sene kaldık. Babam bize hocalar buldu, eğitimimizi sağlamak için. Okullara gitmemizi istemedi. Sonra evin kirası fazladır diye Kpta'ya gittik. Ferit Paşa orada bir ev tuttu."

Gördünüz değil mi?Vahdettin'e kucak açan İngilizler önce 100 sonrada 150 ingiliz lirası ücret istiyorlar.
El-insaf yahu!
 

6.burhan

Profesör
Katılım
16 Mart 2010
Mesajlar
1,287
Reaksiyon puanı
27
Puanları
0
vahdettin konusunda mustafa armağan başka bir şey söylüyor, turgut özakman başka. hangisinin doğru söylediğini bizzat kendimiz araştırmadan bilemeyiz bence. ikisinin de kaynakları var, osmanlıca olduklarından dolayı onları teyit edebileceğimizi de sanmıyorum. burada bir şey tartışacaksak tarafsız olmalıyız, bizde bu yok ki malesef.

biri doğruysa neden doğru, diğeri yanlışsa neden yanlış bunu kanıtlayacak varsa söylesin, ama kime inanacağını şaşırıyor insan.

ben yine de böyle bir devletin padişahının hain olamayacağına inanıyorum, inandırmak istiyorum kendimi, tarihin üzerinde o kadar fazla oynama yapılmış ki bunu belki de hiç bilemeyeceğiz..


Turgut Özakman kitabında,

Mustafa Armağan, Mehmet Altan, Abdurrahman Dilipak gibi yazarların iddialarını belgelerle ve kesin kanıtlarla çürütüyor daha doğrusu yalanlarını ortaya çıkartıyor.
 

desende_asi

Doçent
Katılım
15 Nisan 2009
Mesajlar
624
Reaksiyon puanı
7
Puanları
18
Arkadaşlar eleştiri yaparken ve haindir diye suçlarken zamanın ve ortamın durum ve şartlarını da göz önünde bulundurun lütfen... Ezebere bir kaç şeyle konuşmayın...

Mustafa Kemal'i Samsun'a Vahdettin göndermiştir.. Ve geri çağırmış hatta hain olarak da nitelendirmiş ve idam kararı verdirmiştir. Bunda en büyük etki işgalci güçlerin dayatmasıdır...
Bir rivayete göre de Vahdetin Mustafa Kemal'e demiştir ben seni çağırmak zorunda kalırsam sakın ha sen yolundan dönmeyesin. Bu geri çağırma işgalci güçlerin baskılarından olabilir. Belki diğeri de olabilir.
Gelelim kaçma hikayesine; Adam son padişah ve kaçıyor nedense kendi özel eşyaları dışında br tek kuruş almamış hazineden. Yine rivayete göre kendi özel eşyası olan altın hokkasını da bile almamıştır. Ve gittiği yerde sefalet çekmiştir... Lütfen eleştirirken insaflı olun. O dönem çok farklı kurtuluş bir yandan teokratik bir yapıdan laik ve demokratik bir yapıya geçiş diğer taraftan..

Dönemi tümüyle ele alın eleştirirken suçlarken...
 

6.burhan

Profesör
Katılım
16 Mart 2010
Mesajlar
1,287
Reaksiyon puanı
27
Puanları
0
Arkadaşlar eleştiri yaparken ve haindir diye suçlarken zamanın ve ortamın durum ve şartlarını da göz önünde bulundurun lütfen... Ezebere bir kaç şeyle konuşmayın...

Mustafa Kemal'i Samsun'a Vahdettin göndermiştir.. Ve geri çağırmış hatta hain olarak da nitelendirmiş ve idam kararı verdirmiştir. Bunda en büyük etki işgalci güçlerin dayatmasıdır...
Bir rivayete göre de Vahdetin Mustafa Kemal'e demiştir ben seni çağırmak zorunda kalırsam sakın ha sen yolundan dönmeyesin. Bu geri çağırma işgalci güçlerin baskılarından olabilir. Belki diğeri de olabilir.
Gelelim kaçma hikayesine; Adam son padişah ve kaçıyor nedense kendi özel eşyaları dışında br tek kuruş almamış hazineden. Yine rivayete göre kendi özel eşyası olan altın hokkasını da bile almamıştır. Ve gittiği yerde sefalet çekmiştir... Lütfen eleştirirken insaflı olun. O dönem çok farklı kurtuluş bir yandan teokratik bir yapıdan laik ve demokratik bir yapıya geçiş diğer taraftan..

Dönemi tümüyle ele alın eleştirirken suçlarken...

O kadar belge varken rivayetlerle mi hareket edeceğiz?
 

samichh

Öğrenci
Katılım
22 Mart 2008
Mesajlar
13
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Turgut Özakman kitabında,

Mustafa Armağan, Mehmet Altan, Abdurrahman Dilipak gibi yazarların iddialarını belgelerle ve kesin kanıtlarla çürütüyor daha doğrusu yalanlarını ortaya çıkartıyor.

Mustafa Armağan da aynı şeyleri yapıyor, fakat sen açıp bakıyor musun hangisi doğru söylüyor diye? Evet orada bir kaynak belirtiliyor ama neden Turgut Özakman'a inanayım ki? Ya da neden Mustafa Armağan'a inanayım?
 

byramic

Öğrenci
Katılım
20 Nisan 2009
Mesajlar
12
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
O kadar belge varken rivayetlerle mi hareket edeceğiz?


Osmanlı Hanedanı üyesi Fethi Sami vefat etti

-Türkiye'den ayrılışın hikayesi-



Fethi Sami, ailesinin sürgünde acı ve dram dolu yıllar geçirdiğini anlatırken, çocuk yaşta İstanbul'dan ayrılışın hikayesini şöyle anlatmıştı: "Takvimler 22 Eylül 1922'yi gösteriyor.Biz de babamla birlikte yola koyulduk. İngiliz Posta gemisi ile yola çıktık. İstanbul'dan çıkarken Malta'ya gitmeyi düşündük. Gemici yüz İngiliz lirası istedi. Bütün aile için. Yarı yolda parasız kalacağımız kesin. Yarı yolda gemici 'bu para yetişmez yüzelli İngiliz lirası isterim' diye tutturdu. Düşündük, biz Avrupa'ya kadar gidersek meteliksiz kalacağız. Malta'ya inmeye karar verdik. Malta'ya geldik. Oradan İtalyan ANDARİA DORİA isimli İtalyan vapuru ile Napoli'ye geçtik. Ferit Paşa ve babamın annesi Mediha Sultan Monton'da idiler. Biz de Monton'a gittik. Villa FARALDO diye bir evde oturduk. Orada bir sene kaldık. Babam bize hocalar buldu, eğitimimizi sağlamak için. Okullara gitmemizi istemedi. Sonra evin kirası fazladır diye Kpta'ya gittik. Ferit Paşa orada bir ev tuttu."

Gördünüz değil mi?Vahdettin'e kucak açan İngilizler önce 100 sonrada 150 ingiliz lirası ücret istiyorlar.
El-insaf yahu!

İşine geldiği gibi anlarsan,öyle hepsi"Rivayet".
 

nakşi87

Asistan
Katılım
18 Mart 2010
Mesajlar
125
Reaksiyon puanı
1
Puanları
0
Buradaki cevaplardan çok şükürki Osmanlının izinde olmanın belirtileri var.Halife-i ruyu zemin padişah efendi hazretlerimizi minnetle şükranla rahmetle anıyoruz
Allah[cc]rahmet eylesin mekanları cennet olsun.
Burada bir kardeşimiz rivayet demiş diğeri rivayetemi inanacağız tarzında cevap vermiş.Buradaki rivayet sözcüğü bir tevazu ifadesidir olan gerçektir.
bu gerçeklik bandırma vapurunun döneminin en modern gemilerinden biri olduğu gibi veya o kadar seçkin personelin padişah fermanıyla iaşelerinin sağlanarak Mustafa Kemal emrine verilmesi gibi gerçektir.
 

firefox4ever

Profesör
Katılım
28 Aralık 2009
Mesajlar
1,031
Reaksiyon puanı
41
Puanları
228
İstanbul Hükümeti Tarafından Çıkarılan Ayaklanmalar

1. Anzavur Ayaklanması : Susurluk, Biga, Gönen, Ulubat bölgesinde başlayan isyanı Çerkez Ethem birlikleri bastırdı. Tekrar isyan eden Ahmet Anzavur’u ikinci kez Ali Fuat Paşa bastırmıştır.
2. Kuvay-ı İnzibatiye Ayaklanması: Halifelik ordusu da denilen bu birlikler Geyve bölgesinde ayaklandı. Ancak başarılı olamadı.
• Bu ayaklanmaların boğazlara yakın yerlerde çıkarılmasının nedeni Kuvay-ı Milliye’nin bu bölgelerde teşkilatlanmasını engellemektir.

Bunlara ne diyeceksiniz.

HAİN VAHDETTİN BİR İNGİLİZ HARP GEMİSİYLE İSTANBUL'DAN KAÇIYOR (Nutuk)
 

6.burhan

Profesör
Katılım
16 Mart 2010
Mesajlar
1,287
Reaksiyon puanı
27
Puanları
0
Rivayet demek söylenti demektir. O kadar belge, kanıt varken söylentilerle mi hareket edeceğiz diye sordum. Bana yine söylentilerle cevap verdiniz...:tt2:


Mustafa Armağan da aynı şeyleri yapıyor, fakat sen açıp bakıyor musun hangisi doğru söylüyor diye? Evet orada bir kaynak belirtiliyor ama neden Turgut Özakman'a inanayım ki? Ya da neden Mustafa Armağan'a inanayım?

Mustafa Armağan belgelerle geçerli bir kanıt ortaya koyamıyor. Hep söylentilerle hareket ediyor, bir çok olayıda kendi uydurmuştur. Kısaca; Mustafa Armağan dediğin kişi belgelerle hareket etmiyor.


Yani onu Turgut Özakmanla kıyaslaman doğru değil. Biri belgelerle diğeri söylentilerle hareket ediyor.


Vahidettin kaçtıktan sonra sefalet içinde yaşamıştır, doğrudur. Eee ne demişler "etme bulma dünyası" demişler.
 

Turab Garip

Dekan
Emektar
Müdavim
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,901
Reaksiyon puanı
181
Puanları
1,243
"Belge" ve "Kanıt" isteyip diğerlerine "rivayet" aşağılaması yapan ve bunun karşılığında "Nutuk"u belge olarak gösteren arkadaşlar, Nutuk'ta Mustafa Kemal'in belgelere karşı nasıl bir tavır takındığını araştırmalı ve günümüzde bile kayıtlı olan belgelerin nasıl çarpıtıldığını yine bizzat Nutuk'tan öğrenebilirler.

Taha Akyol bu durumu şuna benzer şekilde ifade eder: "Gerçi elimizdeki belgelere göre durum böyle değil Atatürk belgelerin aksi şeyler söylemiş Nutuk'ta, o zamanın şartlarını göz önünde bulundurarak böyle bir çarpıtmayı gerekli görmüş olabilir"..

Kaynak, Taha Akyol'un "Ama Hangi Atatürk" isimli kitabı. "Devlet" adına çok yalanlar söylendi ve çok kelleler uçuruldu. Birinin söylediği yalana "böyle gerekiyordu" deyip ötekinin gerçeğine "rivayet" muamelesi yapmak saf bir bilgisizlik örneği mi yoksa kötü niyet mi?

Gerçekten Nutuk'taki "hain" suçlamalarını "gerçek" addedenler, bizzat Nutuk sahibi Atatürk'ün Vahdettin'e dizdiği iltifat dolu mektuplara da mı rivayet muamelesi yapacaklar? Veya Atatürk'ün bizzat Nutuk'ta mevcut belgelerin aksine söylemlerde bulunmasına ne diyeceğiz? Şüphesiz "o zaman öyle gerekiyordu" diye kendilerini savunacaklar. İşte nasıl "o zaman öyle gerekiyor"du ise, bazı şeyler de o zaman böyle gerekiyordu.

Bazı şeyler hiçbir zaman ortaya çıkmayacak. O yüzden sen hainsin sen şusun busun demeden, gereksizce birbirini suçlayıp durmadan önümüze bakmak en faydalısıdır; boşuna partizanlık yapmaya gerek yoktur.

Herkese hayırlı günler.
 

6.burhan

Profesör
Katılım
16 Mart 2010
Mesajlar
1,287
Reaksiyon puanı
27
Puanları
0
Veya Atatürk'ün bizzat Nutuk'ta mevcut belgelerin aksine söylemlerde bulunmasına ne diyeceğiz? Şüphesiz "o zaman öyle gerekiyordu" diye kendilerini savunacaklar. İşte nasıl "o zaman öyle gerekiyor"du ise, bazı şeyler de o zaman böyle gerekiyordu.


Şu mevcut belgeleri nereden bulabiliriz?
 

Turab Garip

Dekan
Emektar
Müdavim
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,901
Reaksiyon puanı
181
Puanları
1,243
Kaynağı verdim sayın arkadaşım, bizzat kendisi epey Atatürkçü olan Taha Akyol'un "Ama Hangi Atatürk" isimli kitabında ilgili belgeler ve Atatürk Nutuk'ta nasıl belgelerin aksine söylemlerde bulunduğu ayrıntılı olarak ele alınmıştır. Kitap şu anda elimde olmadığından doğrudan sayfa numarası veremiyorum, fakat bizati okuduğum ve söz konusu belgelerin mevcut olduğunu gördüğüm için yazdım.

Her halükarda Atatürk gerçek kahramanları bile Nutuk'ta hainlikle suçladığı için Nutuk tek başına yeterli bir kaynak değildir; çünkü belgelere dayanmıyor. Atatürk'ün hain olarak suçlamadığı bir tek silah arkadaşı bile kalmamıştır neredeyse.
 

samichh

Öğrenci
Katılım
22 Mart 2008
Mesajlar
13
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Rivayet demek söylenti demektir. O kadar belge, kanıt varken söylentilerle mi hareket edeceğiz diye sordum. Bana yine söylentilerle cevap verdiniz...:tt2:




Mustafa Armağan belgelerle geçerli bir kanıt ortaya koyamıyor. Hep söylentilerle hareket ediyor, bir çok olayıda kendi uydurmuştur. Kısaca; Mustafa Armağan dediğin kişi belgelerle hareket etmiyor.


Yani onu Turgut Özakmanla kıyaslaman doğru değil. Biri belgelerle diğeri söylentilerle hareket ediyor.


Vahidettin kaçtıktan sonra sefalet içinde yaşamıştır, doğrudur. Eee ne demişler "etme bulma dünyası" demişler.

valla benim okuduğum kitaplarda gayet de belgeler vardı, açıp bakmadım hiç birine. Sen Turgut Özakman'ın verdiği kaynaklara açıp baktıysan sana sözüm yok, ama burda atıp tutmanın da bi manası yok, ben kimseyi savunmuyorum burda, senden de aynı objektifliği beklerdim.. her kaynak veren doğru söylüyor diye bir şey yok..
 

Fantoma

Profesör
Katılım
9 Ağustos 2008
Mesajlar
2,506
Reaksiyon puanı
27
Puanları
228
Önceleri ta, ilkokulda Vahidettin'den tarih kitaplarında hain olarak bahsedilmişti. Mamafih, Mustafa Kemali, belli paşaların baskısıyla mı yoksa kişisel bir tercih olarak mı Samsuna gönderdiğini saptamak oldukça zor. Ancak görevlendiren bizzat kendisidir.
Meşhur Bandırma vapurunu batırmakla görevli İngiliz torpidolarını da başka yöne çeken ve yanlış yönlendiren yine Saraydır.
Anadoluda gelişen olaylar ve Mustafa Kemal'in hareketleri sonucu büyük bir olasılıkla yurdu terketmesi olayı yandaşlarının teşviki veya korkutması ile olmuştur.
Kişilik olarak zayıf karakterli, korkak ve devlet işlerinden anlamayan bir yapıda olması dolayısıyla, yine büyük bir olasılıkla paşalardan gelen, "Siz belli bir süre ayrılınız, biz ortalığı topladıktan sonra dönersiniz, yoksa Mustafa Kemal olur a ki buraya gelirse, kellenizi isteyebilir" gibi veya benzeri davranışlarla onu dolduruşa getirenlerin baskısıyla vatanı terketmiştir.
Bu bir hıyanet midir?
Bunu padişahın zayıf karakterine göre bir tür tedbir olarak almak istesek de aslında bir tür hıyanet olarak alabiliriz.
Daha önceleri bile Mustafa Kemale sorduğu,
"-Ordunun kumandan ve subayları eminim ki seni çok severler. Onlardan bana bir fenalık gelmeyeceğine bir teminat verir misin?"
şeklindeki sorusu, sıkıntılı, korkak yapısına çok uygundur. O dönemden yansıyan ve Vahidettinin daha kimlerle neler konuştuğu bilinemediğinden, kimler tarafından nasıl korkutulduğu, ne vaatler verildiği, gibi konular asla bilinemeyecektir.Dolayısıyla o günkü durumlar için kati bir yargıya varmak zor olsa da, sadece ülkeyi kaçarak terketmesi, ona bir hainliği yakıştırmak için çok ağır bir düşünce değildir.
 
Üst