warkortali
Profesör
- Katılım
- 14 Kasım 2006
- Mesajlar
- 3,735
- Reaksiyon puanı
- 181
- Puanları
- 63
Türkiye gergin bir seçim süreci yaşıyor. Ancak bu gergin ortamın kimseye bir yararı yok, sonuçtasorunları sağduyulu bir yaklaşım çözecek. Sandığın gülen yüzüne bir bakalım:
Hasan Pulur'un köşe yazısı
Seçim şakaları...
SEÇİME doğru, seçim yaklaştıkça günler renklenir, henüz ortada öyle bir renk de yok ya! Politikacıların çoğu, hele baştakiler mizahtan, yergiden o kadar uzaklar ki! Ya küfrediyorlar ya ağır ol, molla desinleri oynuyorlar.
Meclis tutanaklarına bakın, zekâ ürünü kaç nükteye rastlarsınız?
Rahmetli Osman Bölükbaşı'nın ruhu şad olsun!
Meclis kürsüsündeyken laf atanları öyle bir sustururdu ki!
Konuşurken, aşağıdan laf atan soyadı "Balık" olan milletvekiline şöyle bir bakmış:
"Oynama Balık, yutarım seni?" demişti.
* * *
O seçimlerde, seçim bölgelerine, başka bölgelerden milletvekillerini "parti müfettişleri" diye gönderirlerdi.
Demokrat Partili Karadenizli bir milletvekili Malatya'ya gönderilmiş, Malatya İsmet Paşa'nın kalesi, yıkmak mümkün değil....
Bir süre sonra, milletvekilini Ankara'dan aramışlar, arayan Başbakan ve Genel Başkan Adnan Menderes, sormuş:
"Söyle bakalım Abdürrahim, orada işler nasıl?"
"Fevkalade beyefendi, tulum çıkarırız!"
Menderes gülmüş:
"İyi, iyi, o halde seni oradan aday gösterelim" demiş.
Müfettiş milletvekilinin halini düşünsenize...
* * *
OLAY Ankara'da Atatürk Bulvarı'nda geçer.
Vatandaşın biri yürürken ayağı takılır, kıçüstü yere oturur. Arkadan gelen biri hemen koşar, düşen adamı kaldırır; üstünü başını temizler, geçmiş olsun der. Düşen adam kendisine yardım edene çok teşekkür eder, "Size ne yapabilirim?" diye sorar...
"Ben milletvekiliyim, seçimde bizim partiye oy verirseniz ödeşiriz."
Düşen adam sorar:
"Hangi partidensiniz?"
"İktidar partisinden!"
Düşen adamın yüzü değişir:
"Ben yere düşünce kıçımı yere vurdum, kafamı taşa vurmadım, akıldan yana bir zorum yok!"
* * *
İLHAN Kesici'yi çoktandır görmüyoruz, sesini bile duymuyoruz. CHP'ye geçtikten, İstanbul'un en sağlam bölgesinden, en sağlam sırada aday olduktan sonra işi garantiye aldı.
Demek ki aylardır, hatta yıllardır oyalayıp, kendisine haksız yere "Korkak, bezirgân" lakabı takmanız boşunaymış, "eski memurlar" işlerini bilirmiş...
Önce ANAP, sonra DYP derken CHP'de karar kıldı.
Geçenlerde sormuşlar:
"Sen ikisini de bilirsin, Mehmet Ağar ile Erkan Mumcu niye anlaşamadılar?"
Kesici de "İkisi de tavlaya meraklı!" demiş:
"Lakin biri sürekli zar tutuyor, öbürü de pul çalıyor!"
Kaynak : [milliyet]
Hasan Pulur'un köşe yazısı
Seçim şakaları...
SEÇİME doğru, seçim yaklaştıkça günler renklenir, henüz ortada öyle bir renk de yok ya! Politikacıların çoğu, hele baştakiler mizahtan, yergiden o kadar uzaklar ki! Ya küfrediyorlar ya ağır ol, molla desinleri oynuyorlar.
Meclis tutanaklarına bakın, zekâ ürünü kaç nükteye rastlarsınız?
Rahmetli Osman Bölükbaşı'nın ruhu şad olsun!
Meclis kürsüsündeyken laf atanları öyle bir sustururdu ki!
Konuşurken, aşağıdan laf atan soyadı "Balık" olan milletvekiline şöyle bir bakmış:
"Oynama Balık, yutarım seni?" demişti.
* * *
O seçimlerde, seçim bölgelerine, başka bölgelerden milletvekillerini "parti müfettişleri" diye gönderirlerdi.
Demokrat Partili Karadenizli bir milletvekili Malatya'ya gönderilmiş, Malatya İsmet Paşa'nın kalesi, yıkmak mümkün değil....
Bir süre sonra, milletvekilini Ankara'dan aramışlar, arayan Başbakan ve Genel Başkan Adnan Menderes, sormuş:
"Söyle bakalım Abdürrahim, orada işler nasıl?"
"Fevkalade beyefendi, tulum çıkarırız!"
Menderes gülmüş:
"İyi, iyi, o halde seni oradan aday gösterelim" demiş.
Müfettiş milletvekilinin halini düşünsenize...
* * *
OLAY Ankara'da Atatürk Bulvarı'nda geçer.
Vatandaşın biri yürürken ayağı takılır, kıçüstü yere oturur. Arkadan gelen biri hemen koşar, düşen adamı kaldırır; üstünü başını temizler, geçmiş olsun der. Düşen adam kendisine yardım edene çok teşekkür eder, "Size ne yapabilirim?" diye sorar...
"Ben milletvekiliyim, seçimde bizim partiye oy verirseniz ödeşiriz."
Düşen adam sorar:
"Hangi partidensiniz?"
"İktidar partisinden!"
Düşen adamın yüzü değişir:
"Ben yere düşünce kıçımı yere vurdum, kafamı taşa vurmadım, akıldan yana bir zorum yok!"
* * *
İLHAN Kesici'yi çoktandır görmüyoruz, sesini bile duymuyoruz. CHP'ye geçtikten, İstanbul'un en sağlam bölgesinden, en sağlam sırada aday olduktan sonra işi garantiye aldı.
Demek ki aylardır, hatta yıllardır oyalayıp, kendisine haksız yere "Korkak, bezirgân" lakabı takmanız boşunaymış, "eski memurlar" işlerini bilirmiş...
Önce ANAP, sonra DYP derken CHP'de karar kıldı.
Geçenlerde sormuşlar:
"Sen ikisini de bilirsin, Mehmet Ağar ile Erkan Mumcu niye anlaşamadılar?"
Kesici de "İkisi de tavlaya meraklı!" demiş:
"Lakin biri sürekli zar tutuyor, öbürü de pul çalıyor!"
Kaynak : [milliyet]