Ümmetçilik ve Milliyetçilik

tugbagaleri

Profesör
Katılım
13 Mayıs 2006
Mesajlar
2,224
Reaksiyon puanı
46
Puanları
48
[sup]Doğu Silahçıoğlu nun istiklal marşının sözleriyle ilgili "cumhuriyet" gazetesinde yayınlanan yazısı bu yazıda paşa MHP yi Nihal Atsızın yolundan sapmaklada eleştiriyor. [/sup]

Ümmetçilik ve Milliyetçilik

Türkiye'de "milliyetçilik" ; sonunda Türk ulusunu kendi yurdunda dinsel bir topluluğa dönüştürme amacı güden "ümmetçilik" tuzağına düştü!.. Milliyetçi olduklarını söyleyenler öngörüsüz değerlendirmelerle son dönemde Türkiye'yi üç kez zora soktular!..

57'nci hükümeti sonlandıran ve Türkiye'yi "siyasal İslam" iktidarına mahkûm eden bu dar görüşlülük; 2007 Cumhurbaşkanlığı seçiminde de egemen oldu!.. Son adımda ise Türk ulusunu ortaçağ karanlığına götüren toplumsal bir ayrışmanın zeminini oluşturdu!.. Tarihin gerçekleri unutuldu!..


Çarpıtılmış tarih

Türkler Arapların putlara taptığı dönemde Orta Asya'da, Tanrı bilincinde Şaman inancında yaşamaktaydılar!.. İslamiyetin yayılma süreci başında (MS. 632) Arap ordularının saldırısıyla karşı karşıya kaldılar. Yüz yılı aşkın bir mücadele sonunda bölge tümüyle Arapların istilasına uğradı!.. Türkler teslim oldular (MS. 751)!.. Arap tarihçi İbn-i Dahak vahşeti şöyle anlatıyordu: "Katledilmeyen çocuk, ırzına geçilmeyen kadın kalmamıştı!.. Türkler diri diri yakılmıştı!.."

Ne acıdır ki, tarihin bu en büyük "Türk soykırımı" sistemli çabalarla unutturuldu!.. Kılıçla katledilen Türklerin İslamı gönüllü olarak kabul ettikleri yalanı uyduruldu!.. Sonradan bu gerçeği ifade eden "milliyetçiler" de "ümmetçiler" tarafından susturuldu!..

Yok edilen kimlik

Türkler çokuluslu Osmanlı İmparatorluğu döneminde yönetim kademelerinden uzaklaştırıldı!.. "Türk kimliği" yıkıma uğratıldı!.. Tüm coğrafyada Türkler; "etrak-ı bi idrak" yani "aptal Türk" olarak anılmaya başlandı!.. İmparatorluk topraklarında diğer uluslar, kimliklerini koruyarak yaşarlarken Türkler, İslamiyetin ulusçuluğu reddeden, ümmetçiliği esas alan anlayışı içinde kimliklerinden arındırıldılar!.. "Türk'üm" diyemedikleri için, yalnızca "Müslümanım" demek zorunda kaldılar!..

I. Dünya Savaşı'nda Filistin cephesinde, ihtiyat zabiti olarak görev yapan Falih Rıfkı Atay, "Zeytin Dağı" adlı eserinde şöyle diyordu: "Suriye, Filistin ve Hicaz'da, 'Türk müsünüz' sorusunun birçok defalar cevabı 'estağfurullah'dı!.."

Zaten Osmanlı hanedan mensupları da kendilerini "Türk" görmüyorlardı!.. Prof. Dr. Bozkurt Güvenç' in belirlemesiyle; "Türk Osmanlı idi ama, Osmanlı Türk değildi!.."

Ulus milliyetçiliği

"Türkiye Cumhuriyeti" kurulduğunda Atatürk , yeni devleti kuran halkı "Türk ulusu" olarak tanımladı!.. Ona bir ulusal kimlik kazandırdı. "Yurtseverlik" temelinde "ulus bilinci" geliştirmek için, eylem ve söylemlerinde Türk ulusunu yüceltti!..

Atatürk bugün kimilerinin "ecdat" olarak gördüğü ve "laf söyletmem" dediği Osmanoğulları'nın Türklükle ilişkisini şöyle açıklıyordu:

"Anadolu-Rumeli insanı, elbette bizim insanımızdır. Bizler o insanların devamıyız. Ama bizim atamız Osmanlı Hanedanı değil!.. Biz hanedan soylu değiliz!.."

"Osmanoğulları 600 yıldan beri zorla Türk ulusunun egemenlik ve saltanatına el koymuşlardır. Şimdi de Türk ulusu, bu saldırılara artık yeter diyerek, ayaklanarak egemenlik ve saltanatını doğrudan kendi eline almış bulunuyor!.."

Soy milliyetçiliği

II. Dünya Savaşı yıllarında (1939-1945) Türkiye'de, "ulus milliyetçiliği" dışında, yeni bir milliyetçilik anlayışı gelişti. Bu anlayış 1900'lü yılların başlarında ortaya çıkan, Orta Asya kaynaklı "Türkçü-Turancı" milliyetçilik anlayışıydı!.. Başka ulusların, özellikle de Çinliler ve Rusların egemenliği altında yaşayan Türklerin özgürlüğünü ve birlikteliğini savunuyordu. Savaştan Almanların galip çıkması halinde Sovyet yönetimindeki bütün Türklerin özgürlüğe kavuşacağını öngörüyordu!.. Ama umulan olmadı!..

Savaş sonrasında Türkiye demokrasiye geçti!.. Yeni dönemde güç kazanan karşıdevrim; ideolojik zemin arayışına girişti!.. Altyapı oluşturmak üzere dine yöneldi!.. Türkiye Sovyet tehdidine karşı NATO'ya ve Müslüman ülkelerin oluşturduğu "yeşil kuşak" içine sokuldu!..

Türk-İslam sentezi milliyetçiliği

"Komünizm" karşıtlığı,Türkiye'de önce "milliyetçi-mukaddesatçı" ideolojiyi; sonra da "Türk-İslam Sentezi" ni doğurdu!.. Bu sentez doğası gereği birlikteliği mümkün olmayan iki öğretinin alaşımıydı!.. Ulus kimliğini reddeden "ümmetçilik" le bu kimliği savunan "milliyetçilik" yapay bir beraberlik içine sokuldu!.. Aslında yapılan, iki öğretinin birbirinden ayrılmaz olduğunu beyinlere çivileme amacını güdüyordu!.. Ardında ise "ulusal kimlik bilinci" ni yok etmeye kararlı güçler duruyordu!..

"Milliyetçiler", "Türk- İslam Sentezi" nin kendilerini yok edecek bir tuzak olduğunu yıllar yılı fark edemediler!.. "Ümmetçiler" in Arap milliyetçiliğine hizmet eden, İslam şeriatçıları olduklarını göremediler!.. Ulusal kimliği (Türk kimliğini) kabullenmeyen ümmetçilerin karşısında direnç gösteremediler!.. Ve ümmetçiler, milliyetçilerin sırtında yol katederek bugünlere geldiler!..

ABD dayatması

Sovyetler sonrasında (1991) dünya egemenliği amaçlayan ABD, Ortadoğu ülkelerinde "ulusal kimlik bilinci" ni yok etmeye yöneldi!.. Yeni bir proje üretti!.. "Büyük Ortadoğu" adı verilen geniş bir coğrafyada yeni bir İslam anlayışı -"ılımlı İslam"- geliştirdi!.. Model olarak da Türkiye'yi seçti!..

Sonuçta Türkiye'de "ulusal kimlik bilinci" nden arındırılmış yeni nesillerin yetiştirilmesi için yeni olanaklar yaratıldı!.. Dinsel kuralların geçerli olduğu bir yaşam tarzı topluma dayatıldı. Bu yolda ümmetçilere en büyük desteği de milliyetçiler sağladı!..

Aslında iki grup arasında derin bir anlayış farkı vardı. Bu fark "Türk milliyetçisi" Nihal Atsız' la, "şeriat ümmetçisi" Mehmet Akif' in düşünce yapısındaki fark kadardı!.. Bugün coşku içinde okuduğumuz "İstiklal Marşı" mızın, 10 kıtalık tüm metnine "Hakk", "ezan", "cennet", "iman" gibi sözcükleri ustalıkla yerleştirmiş, ama bir tek "Türk" sözcüğü için yer bulamamış ümmetçi Mehmet Akif'in yeni ardılları, onun; "Türk Arapsız yaşayamaz. Kim ki 'yaşar' der delidir!.. Arabın Türk ise, hem sağ gözü hem sağ elidir!.." dizelerinde belirttiği yoldan giderlerken, beraberlerindeki "milliyetçiler" gerçekleri göremediler!.. Vasiyetinde (4 Mayıs 1941) Arapları "yeni düşman" , Amerikalıları "yarınki düşman" olarak niteleyen Türk milliyetçisi Nihal Atsız'ın yolunu terk ettiler!.. "Ulusçuluk güden, ulusu için savaşan ve ölen bizden değildir" diyen ümmetçilerin peşine düştüler!..

Gelinen nokta

Ümmetçilerin Türklere bakış açısını ortaya koyan İslam önderlerinin bir söylemi çok anlamlıdır: "O insanlar ki tepsi gibi düz yüzlü, elmacık kemikleri çıkık, burunları basık, gözleri çekiktirler (Türkler); onlar yeryüzünden yok edilmedikçe İslam sâlâh bulmayacaktır!.."

Bugünün dünyasında bunun bir yolu kalmıştır. O da Türklerin Araplaştırılmasıdır!..

Türk-İslam sentezi milliyetçileri; bugün "Ya Allah bismillah Allahü'ekber" diye peşlerinden koştukları ümmetçilerin, gün gelecek kendilerine "Ben Türk'üm" dedirtmeyeceklerini anladıkları an, iş işten çoktan geçmiş olacaktır!.. Unutulmamalıdır ki, ümmetçiler için yalnızca bir değer vardır; o da "İslam" dır!.. Bunu "milliyetçiler" akıllarından hiç çıkarmamalıdır!..


O.Doğu Silahçıoğlu
 

BaRY

Profesör
Katılım
27 Aralık 2007
Mesajlar
1,635
Reaksiyon puanı
12
Puanları
38
Nihal Atsız en sevdiğim yazarlardan biridir.Tüm ülkülerini yaşatmayı bir Türk olarak kendime görev biliyorum.Kitaplarını öneririm.Ama elinde siyasi bir güç olsa çok kan dökülürdü.

Oğluna vasiyetinde fikirleri az çok anlaşılabilir;
"Yağmur Oğlum!

Bugün tam bir buçuk yaşındasın. Vasiyetnameyi bitirdim, kapatıyorum. Sana bir resmimi yadigar olarak bırakıyorum. Öğütlerimi tut, iyi bir Türk ol.
Komünizm bize düşman bir meslektir. Bunu iyi belle. Yahudiler bütün milletlerin gizli düşmanıdır. Ruslar, Çinliler, Acemler, Yunanlılar tarihi düşmanlarımızdır.
Bulgarlar, Almanlar, İtalyanlar, İngilizler, Fransızlar, Araplar, Sırplar, Hırvatlar, İspanyollar, Portekizliler, Romenler yeni düşmanlarımızdır.
Japonlar, Afganlılar ve Amerikalılar yarın ki düşmanlarımızdır.
Ermeniler, Kürtler, Çerkezler, Abazalar, Boşnaklar, Arnavutlar, Pomaklar, Lazlar, Lezgiler, Gürcüler, Çeçenler içer(de)ki düşmanlarımızdır.
Bu kadar çok düşmanla carpışmak için iyi hazırlanmalı.
Tanrı yardımcın olsun! "

Tabi ırkçı olun demiyorum, benliğimize sahip çıkmalıyız.
 

CAGRIBEYKANTURA

Öğrenci
Katılım
24 Kasım 2005
Mesajlar
46
Reaksiyon puanı
1
Puanları
8
MHP Ne Zaman Nihal Atsiz`in ideolojisinde tam anlamiyle gitmiskide bu gun saptigini iddia edebiliyor ""Doğu Silahçıoğlu""
MHP Milliyetci bir akim.. Nihal atsizida Türkcülük akimini .bunca yil sonra milliyetcide yapti.. inancsiz bir millet varmiymista Türk milleti islam dinine tabii oldugu icin ümmetci-milliyetci olarak ayrilabilsin
gene neyin hesabini yapiyorlarda kose yazilarina milleti birbirine düsürebilecek konulari atiyorlar bu oyuna akli basinda ne bir milliyetci-nede onlarin ayri kefelere ayirdiklari gelmez umarim ..........
 

tugbagaleri

Profesör
Katılım
13 Mayıs 2006
Mesajlar
2,224
Reaksiyon puanı
46
Puanları
48
Düşman kelimesinden yok edilmesi gereken anlaşılırsa Herkesi öldürdük hocam memlekette insan kalmadı..."yukarıdaki mektuba istinaden"
 

Turab Garip

Dekan
Emektar
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,887
Reaksiyon puanı
175
Puanları
63
O mektubu okuyup "belleyip" kabul edip benimseyip ve önerip üstüne de "tabi ırkçı olun demiyorum" demek de pilav üstüne keşkül mü yoksa katran mı ki acep? :)
 

AYT@C

Doçent
Katılım
31 Ocak 2008
Mesajlar
548
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
:)
Ülkede insan kalmadı :)
Bu duruma Göre Bende Bir Duşmanım . Laz olduğum için .! Ama ben Türk Kimliğimle gurur duyan bir lazım..
 
Üst