tetrapanazomi
Asistan
- Katılım
- 8 Nisan 2009
- Mesajlar
- 417
- Reaksiyon puanı
- 26
- Puanları
- 0
Bir iş adamı yakın bir tarihte Çin'e gidiyor. Kanton Fuarı'nı ziyaret edecek. Türkiye'de diyorlar ki:
"China Hotel'de (Çayna Hotel) kal. Fuar alanına çok yakındır, gidip gelmen kolay olur."
Abimiz Guangzhuo Havaalanı'nda iniyor uçaktan. Hemen duaraktaki taksilere yöneliyor. İlk taksiye biniyor. Taksinin şoförü yarı arkaya dönüp soruyor:
"Ni chu na li?" (nereye gideceksin?)"
İş adamı abimiz tek kelime Çince bilmiyor. Fakat soruyu tahmin edip cevap veriyor:
"China Hotel."
Çinli çekik ve şehla (kusurlu sayılmayacak kadar hafif şaşı) gözlerini kırpıştırarak:
"Ha?" (anlamadım, ne dedin?)
Abimiz tekrar ediyor, Çinli anlamıyor. Belki kulağı ağır işitiyordur deyip sesini yükseltiyor, ı-ıh... Anlaması mümkün değil. Belki hareketlerle anlatabilirim deyip valizini gösteriyor, yatma, uyuma hareketi yapıyor, duş alma hareketi yapıyor... Hepsi boşuna.
Bunun üzerine Abimiz o taksiden inip arkadaki taksiye -ama bu kez binmeden yarı açık camdan- yöneliyor:
"China Hotel?"
"Haa?"
"..."
Kendi ifadesine göre bu yaklaşık 20 taksi şoförü ile tekrarlanıyor aynı anlamsız diyaloglar. Kahramanımız sinirden ve çaresizlikten neredeyse perişan bir vaziyette havaalanı binasına dönüyor. Görevli polis memurlarına derdini anlatmaya çalışıyor. Hiçbiri anlamıyor. Çabalıyor, uğraşıyor, nafile...
En sonunda geldiği havayolu şirketinin bankosundaki bayan memurla İngilizce anlaşarak dönüş biletini ertesi sabahki uçuş tarihine değiştirip geceyi havaalanında geçiriyor ve ertesi sabah Türkiye'ye geri dönüyor.
Arkadaşlarına durumu anlattığında öğreniyor ki China Hotel'in Çin'deki karşılığı 'zhongguo da jiu dian' imiş. Diyorlar ki "Sen sabaha kadar kendini yırtsan China Hotel demenden kimse bir şey anlamazdı!"
...
Çince karakterlerin okunuşlarının ve tonlamalarının Latin harfleri ile gösterilmesine PinYin denir. Çinliler pinyin bilmezler. Bu Çinli olmayanlar için geliştirilmeye çalışılan bir yöntemdir. ama başarılı olduğu da söylenemez.
Japonca'da da durum aşağı yukarı aynıdır. Orada farklı olarak İngilizce kullanımı daha yaygındır. Fakat eğitim tamamen Japon karakterleri ile verilir. Eğitimde başkaca bir alfabe kullanılmaz.
Arap harflerinin zor olduğunu iddia etmek ezbere ortaya konan bir davranıştır. Çünkü biliyoruz ki yakın zamana kadar bir çok aydın halen Arap harflerini kullanmaktaydı. Aziz Nesin kendi ifadesine göre yazmak daha kolay ve hızlı olduğu için ölene dek tüm notlarını Arap harfleri ile almıştır.
Bir başka yanlışımız ise Harf Devrimi'ni Dil Devrimi olarak algılamaktır. 1 Kasım 1928 yılında dilde değil alfabede devrim yapılmıştır. Aynı dili yazıya geçirme Arap harfleri ile değil o tarihten sonra Latin harfleri ile yapılması kanunlaştırılmıştır. Yeni alfabemizi hazırlayan kişi de bir Türk değil, adını hatırlayamadığım bir Ermeni'dir.
Yine yanlış hatırlamıyorsam Türkler tarih boyunca 13 farklı alfabe kullanmışlardır. Bunun başlıca sebebi siyasi konjonktür (1. Geçerli durum. 2. Her türlü durumun ve şartın ortaya çıkardığı sonuç) gereğidir. Kolaylıkla zorlukla en ufak bir ilgisi bulunmamaktadır.
Halen Türkçe konuşup farklı alfabeler kullanan ülkeler bulunmaktadır. Üstelik istatistik verilere göre bunlar okur yazar oranı bakımından bizden daha iyi durumdadır.
Arap harfleri kullanan, Farsça konuşan İran'ın da hem ekonomik, hem bilimsel hem de okur yazar oranı bakımından bizden daha ilerde olduğunu biliyoruz.
Netice olarak kullanılan alfabenin (bir dili yazıya geçirmek için sistemleştirilmiş işaretler bütünü) okuma yazma kolaylığı ile doğrudan bağlantısı yoktur. Hatta teknoloji üretmekle en ufak bir bağlantısı bulunmamaktadır. Lütfen ezber bilgilerden kendimizi korumaya çalışalım.
Hangi alfabeyi kullanırsak kullanalım güzel Türkçe'mizi en doğru şekilde kullanmaya özen gösterelim.
"China Hotel'de (Çayna Hotel) kal. Fuar alanına çok yakındır, gidip gelmen kolay olur."
Abimiz Guangzhuo Havaalanı'nda iniyor uçaktan. Hemen duaraktaki taksilere yöneliyor. İlk taksiye biniyor. Taksinin şoförü yarı arkaya dönüp soruyor:
"Ni chu na li?" (nereye gideceksin?)"
İş adamı abimiz tek kelime Çince bilmiyor. Fakat soruyu tahmin edip cevap veriyor:
"China Hotel."
Çinli çekik ve şehla (kusurlu sayılmayacak kadar hafif şaşı) gözlerini kırpıştırarak:
"Ha?" (anlamadım, ne dedin?)
Abimiz tekrar ediyor, Çinli anlamıyor. Belki kulağı ağır işitiyordur deyip sesini yükseltiyor, ı-ıh... Anlaması mümkün değil. Belki hareketlerle anlatabilirim deyip valizini gösteriyor, yatma, uyuma hareketi yapıyor, duş alma hareketi yapıyor... Hepsi boşuna.
Bunun üzerine Abimiz o taksiden inip arkadaki taksiye -ama bu kez binmeden yarı açık camdan- yöneliyor:
"China Hotel?"
"Haa?"
"..."
Kendi ifadesine göre bu yaklaşık 20 taksi şoförü ile tekrarlanıyor aynı anlamsız diyaloglar. Kahramanımız sinirden ve çaresizlikten neredeyse perişan bir vaziyette havaalanı binasına dönüyor. Görevli polis memurlarına derdini anlatmaya çalışıyor. Hiçbiri anlamıyor. Çabalıyor, uğraşıyor, nafile...
En sonunda geldiği havayolu şirketinin bankosundaki bayan memurla İngilizce anlaşarak dönüş biletini ertesi sabahki uçuş tarihine değiştirip geceyi havaalanında geçiriyor ve ertesi sabah Türkiye'ye geri dönüyor.
Arkadaşlarına durumu anlattığında öğreniyor ki China Hotel'in Çin'deki karşılığı 'zhongguo da jiu dian' imiş. Diyorlar ki "Sen sabaha kadar kendini yırtsan China Hotel demenden kimse bir şey anlamazdı!"
...
Çince karakterlerin okunuşlarının ve tonlamalarının Latin harfleri ile gösterilmesine PinYin denir. Çinliler pinyin bilmezler. Bu Çinli olmayanlar için geliştirilmeye çalışılan bir yöntemdir. ama başarılı olduğu da söylenemez.
Japonca'da da durum aşağı yukarı aynıdır. Orada farklı olarak İngilizce kullanımı daha yaygındır. Fakat eğitim tamamen Japon karakterleri ile verilir. Eğitimde başkaca bir alfabe kullanılmaz.
Arap harflerinin zor olduğunu iddia etmek ezbere ortaya konan bir davranıştır. Çünkü biliyoruz ki yakın zamana kadar bir çok aydın halen Arap harflerini kullanmaktaydı. Aziz Nesin kendi ifadesine göre yazmak daha kolay ve hızlı olduğu için ölene dek tüm notlarını Arap harfleri ile almıştır.
Bir başka yanlışımız ise Harf Devrimi'ni Dil Devrimi olarak algılamaktır. 1 Kasım 1928 yılında dilde değil alfabede devrim yapılmıştır. Aynı dili yazıya geçirme Arap harfleri ile değil o tarihten sonra Latin harfleri ile yapılması kanunlaştırılmıştır. Yeni alfabemizi hazırlayan kişi de bir Türk değil, adını hatırlayamadığım bir Ermeni'dir.
Yine yanlış hatırlamıyorsam Türkler tarih boyunca 13 farklı alfabe kullanmışlardır. Bunun başlıca sebebi siyasi konjonktür (1. Geçerli durum. 2. Her türlü durumun ve şartın ortaya çıkardığı sonuç) gereğidir. Kolaylıkla zorlukla en ufak bir ilgisi bulunmamaktadır.
Halen Türkçe konuşup farklı alfabeler kullanan ülkeler bulunmaktadır. Üstelik istatistik verilere göre bunlar okur yazar oranı bakımından bizden daha iyi durumdadır.
Arap harfleri kullanan, Farsça konuşan İran'ın da hem ekonomik, hem bilimsel hem de okur yazar oranı bakımından bizden daha ilerde olduğunu biliyoruz.
Netice olarak kullanılan alfabenin (bir dili yazıya geçirmek için sistemleştirilmiş işaretler bütünü) okuma yazma kolaylığı ile doğrudan bağlantısı yoktur. Hatta teknoloji üretmekle en ufak bir bağlantısı bulunmamaktadır. Lütfen ezber bilgilerden kendimizi korumaya çalışalım.
Hangi alfabeyi kullanırsak kullanalım güzel Türkçe'mizi en doğru şekilde kullanmaya özen gösterelim.