Efe Zoroğlu
Müdavim
- Katılım
- 24 Mayıs 2007
- Mesajlar
- 1,274
- Reaksiyon puanı
- 7
- Puanları
- 0
Eğitim, yurtdışında yaşayan Türk toplumunun en büyük sorunlarından birisi. Türk öğrenciler okullarda gereken başarıyı maalasef gösteremiyorlar, üniversiteye başlayan ve bitiren türk ögrenci sayısı yetersiz, yetişmiş Avukatlar, hakimler, doktorlar, öğretmenler maalesef yok denecek kadar az.
Sorunun boyutları
Son yıllar ilerlemeler kaydedilsede, sorun tamamen aşılmış değil. İstatistikler Türk çocukların okuldaki başarı oranlarınin sadece yerli çocuklarla değil, aynı zamanda diğer yabancı çocuklarla karşılaştırıldığında da oldukça düşük olduğunu gösteriyor.
Almanyada en ileri düzeydeki eğitim içın çocukları yetiştiren gymnasıumlara Türk çocuklarının katılma oranı, Almanların beşte 1’i civarında. Almanyada 30 000 civarında türk çoçuğu “Sonderschule” denilen özürlüler okuluna gidiyor. Bu çocuklar, öğrenme özürlü oldukları için değil, yeterince Almanca bilmedikleri için, normal okullara gidemiyorlar, gönderilmiyorlar.
Fransada yapılan bir araştırmaya göre1), fransız gençlerin %35’i üniversite veya yüksek okul mezunu. Bu oran araplarda %22, portekizlerde %27 iken, türklerde maalesef %6’ya düşüyor.
Bu veriler biraraya getirildiğinde ortaya çıkan tablo şudur. Yurtdışın’da yaşayan türk öğrencilerin çoğu diğer toplumlara göre en düşük eğitim derecesi veren okullara gidebilmekte, bu okul türlerinde dahi bir çoğu diploma alamamakta, bitirebilenler ise bu eğitimin amaçladığı mesleki yetiştirme sisteminde yerlerini bulamamaktadır.
Sorunun nedenleri
Türk toplumunun içinde bulunduğu bu durumun başlıca nedenlerini şu şekilde sıralayabiliriz :
*
Eğitime gerekli değerin verilmemesi
*
Dil Sorunu
*
Ailelerin okullarla ilgilenmemeleri
*
Yanlış Bölüm seçme
*
Özgüven eksikliği
Eğitime gerekli değerin verilmemesi
Türk aileler ve gençler eğitime gerekli değeri vermiyorlar. Ailelerin ve Gençlerin hedefleri arasinda üniversite eğitimi yok, üniversite okumayı gerektirmeyen meslekler (veya işşizlik aylığı) tek hedef olarak görülüyor.
Avrupada yaşayan vatandaşlarımızla ilgili Berlin, Hamburg, Frankfurt, Münih, Paris ve Londra’da yapılan araştırmaya göre çocuklarının yüzde 87’si okumak istemiyor.
Gençler okumaktan çok para kazanmaya önem veriyorlar; devlet güvencesine güvenerek, günlük yaşamını sürdürmeye çalışıyor, uzun vadeli projeler yapmıyorlar.
Erken yaşta iş hayatina atilma isteği gençleri eğitimden uzaklaştırıyor. Gençler arasında yapılan bir başka araştırmaya göre gençlerimizin yüzde 59’u okumak önemli değil para kazanmak önemlidir diyor.
Dil Sorunu
Çocuklar anaokuluna ve ilk okula başlarken dil sorunu yaşıyorlar. Öğretmenleri ve dersleri anlamakda zorluk çekiyorlar. Kendilerini anlatamadıkları için derslerde aktif olamıyorlar.
Dil sorunu öğrencilerimizi liseye ve eğer gidebilirse üniversiteye kadar takip ediyor. Diğer öğrencilere göre çocuklar okula dezavantajlı başlıyor ve dezavantajlı devam ediyorlar.
Çocuklar ne kadar zeki olursa olsun bu durum başarılarını etkiliyor, haketdikleri okullara gidemiyorlar, gönderilmiyorlar.
Ailelerin okullarla ilgilenmemeleri
Aileler çocukların okuluyla ve eğitimiyle gerektiği gibi ilgilenmiyorlar ve onları yönlendirmiyorlar. Ailelerin çocuklarının okuldaki durumlarından, hangi bölüme gitdiklerinden haberleri yok. Çocuklar kendi başlarina okul ve bölüm seçebiliyor, üniversitede başarılı olabilecek öğrenciler meslek dersleri bölümlerine yönelebiliyorlar.
Yanlış Bölüm seçme
Gençlerimiz, üniversiteye girerken bölüm seçmede zorlanıyorlar ve hata yapabiliyorlar. Seçtiği bölüm mesela
*
Kapasitesinin üstünde
*
Kapasitesinin altında
*
Hiç sevmediği bir bölüm veya bir meslek
olabiliyor.
Özgüven eksikliği
Aileler ve Gençler, üniversitelerde veya normal ortaokul ve liselerde başarılı olmanın çok zor olduğunu düşünüyorlar. Gençlerimiz ortaokul ve lisede yaşanan küçük bir zorlukda meslek okullarına yöneliyorlar.
Alıntı:Gurbetia Eğitim Sitesi
Sorunun boyutları
Son yıllar ilerlemeler kaydedilsede, sorun tamamen aşılmış değil. İstatistikler Türk çocukların okuldaki başarı oranlarınin sadece yerli çocuklarla değil, aynı zamanda diğer yabancı çocuklarla karşılaştırıldığında da oldukça düşük olduğunu gösteriyor.
Almanyada en ileri düzeydeki eğitim içın çocukları yetiştiren gymnasıumlara Türk çocuklarının katılma oranı, Almanların beşte 1’i civarında. Almanyada 30 000 civarında türk çoçuğu “Sonderschule” denilen özürlüler okuluna gidiyor. Bu çocuklar, öğrenme özürlü oldukları için değil, yeterince Almanca bilmedikleri için, normal okullara gidemiyorlar, gönderilmiyorlar.
Fransada yapılan bir araştırmaya göre1), fransız gençlerin %35’i üniversite veya yüksek okul mezunu. Bu oran araplarda %22, portekizlerde %27 iken, türklerde maalesef %6’ya düşüyor.
Bu veriler biraraya getirildiğinde ortaya çıkan tablo şudur. Yurtdışın’da yaşayan türk öğrencilerin çoğu diğer toplumlara göre en düşük eğitim derecesi veren okullara gidebilmekte, bu okul türlerinde dahi bir çoğu diploma alamamakta, bitirebilenler ise bu eğitimin amaçladığı mesleki yetiştirme sisteminde yerlerini bulamamaktadır.
Sorunun nedenleri
Türk toplumunun içinde bulunduğu bu durumun başlıca nedenlerini şu şekilde sıralayabiliriz :
*
Eğitime gerekli değerin verilmemesi
*
Dil Sorunu
*
Ailelerin okullarla ilgilenmemeleri
*
Yanlış Bölüm seçme
*
Özgüven eksikliği
Eğitime gerekli değerin verilmemesi
Türk aileler ve gençler eğitime gerekli değeri vermiyorlar. Ailelerin ve Gençlerin hedefleri arasinda üniversite eğitimi yok, üniversite okumayı gerektirmeyen meslekler (veya işşizlik aylığı) tek hedef olarak görülüyor.
Avrupada yaşayan vatandaşlarımızla ilgili Berlin, Hamburg, Frankfurt, Münih, Paris ve Londra’da yapılan araştırmaya göre çocuklarının yüzde 87’si okumak istemiyor.
Gençler okumaktan çok para kazanmaya önem veriyorlar; devlet güvencesine güvenerek, günlük yaşamını sürdürmeye çalışıyor, uzun vadeli projeler yapmıyorlar.
Erken yaşta iş hayatina atilma isteği gençleri eğitimden uzaklaştırıyor. Gençler arasında yapılan bir başka araştırmaya göre gençlerimizin yüzde 59’u okumak önemli değil para kazanmak önemlidir diyor.
Dil Sorunu
Çocuklar anaokuluna ve ilk okula başlarken dil sorunu yaşıyorlar. Öğretmenleri ve dersleri anlamakda zorluk çekiyorlar. Kendilerini anlatamadıkları için derslerde aktif olamıyorlar.
Dil sorunu öğrencilerimizi liseye ve eğer gidebilirse üniversiteye kadar takip ediyor. Diğer öğrencilere göre çocuklar okula dezavantajlı başlıyor ve dezavantajlı devam ediyorlar.
Çocuklar ne kadar zeki olursa olsun bu durum başarılarını etkiliyor, haketdikleri okullara gidemiyorlar, gönderilmiyorlar.
Ailelerin okullarla ilgilenmemeleri
Aileler çocukların okuluyla ve eğitimiyle gerektiği gibi ilgilenmiyorlar ve onları yönlendirmiyorlar. Ailelerin çocuklarının okuldaki durumlarından, hangi bölüme gitdiklerinden haberleri yok. Çocuklar kendi başlarina okul ve bölüm seçebiliyor, üniversitede başarılı olabilecek öğrenciler meslek dersleri bölümlerine yönelebiliyorlar.
Yanlış Bölüm seçme
Gençlerimiz, üniversiteye girerken bölüm seçmede zorlanıyorlar ve hata yapabiliyorlar. Seçtiği bölüm mesela
*
Kapasitesinin üstünde
*
Kapasitesinin altında
*
Hiç sevmediği bir bölüm veya bir meslek
olabiliyor.
Özgüven eksikliği
Aileler ve Gençler, üniversitelerde veya normal ortaokul ve liselerde başarılı olmanın çok zor olduğunu düşünüyorlar. Gençlerimiz ortaokul ve lisede yaşanan küçük bir zorlukda meslek okullarına yöneliyorlar.
Alıntı:Gurbetia Eğitim Sitesi