cacar
Profesör
- Katılım
- 24 Mart 2006
- Mesajlar
- 1,607
- Reaksiyon puanı
- 13
- Puanları
- 218
Yaşamın en tatsız tarafı, sona eriş şeklidir. Şüphesiz ki yaşamı tersten
yaşamak daha güzel , hatta mükemmel olurdu. Nasıl mı ?
Camide uyanıyorsunuz. Bir tahta sandık içerisinde,
herkes karşınızda saf durmuş, iyiliğinize dua ediyor ve tüm haklar helal
edilmiş
vaziyette.
Tabuttan doğruluyorsunuz; yaşlı, olgun ve ağırbaşlı olarak.Herkes
etrafınızda;itibar, iltifatlar... Çocuklar,
torunlar hepsi hazır.
Arabanıza kurulup evinize gidiyorsunuz.
Doğar doğmaz devlet size maaş bağlıyor; her ay veya üç
ayda bir maaşınızı alıyorsunuz.
Ne güzel hazır maaş, hazır ev...
Altmışlı yaşlara kadar her şey garanti; huzur içinde yaşıyorsunuz.
Sağlığınız gittikçe düzeliyor.Kaslar güçleniyor, kuvvetleniyorsunuz.
Bir gün çalışmak istiyorsunuz ve işe ilk başladığınız
gün, size hoş geldin hediyesi olarak bir plaket ve altın kol saati veriyor
patronunuz..
Ve Genel Müdürlük veya bunun gibi yüksek bir makamda, tecrübeli bir insan
olarak işe başlıyorsunuz.
Herkes karşınızda el pençe divan...
Vücudunuzda bazı hoşa giden hareketler de başlıyor.Gittikçe zayıflıyor forma
giriyorsunuz.
Diğer hormonal aktiviteler artıyor, fevkalade.....
Aman ne güzel günler başlıyor...
Derken bir gün patron size artık üniversiteye gitsen daha iyi olur diyor.
Bu arada babanız ortaya çıkmış, fazla çalıştın diyor artık eve dön, işi
bırak, okumaya başla, harçlığın benden olsun...
Keyfe bakar mısınız ?
Okuduğunuz dersler gittikçe kolaylaşıyor.
Ekmek elden su gölden bir dönem başlıyor. Derken,her
yere sizi anne ve babanız götürüp getirmeye başlıyor; araba kullanma derdi
de yok artık.
Günün birinde sizi okuldan da alıyorlar, evde otur, keyfine bak,
oyuncaklarınla oyna diyorlar...
Mamanız ağzınıza veriliyor, zaman zaman altınızı bile temizliyorlar,
hatta bu durum alışkanlık yaratıyor ve hiç tuvalet kullanmamaya
başlıyorsunuz.
Derken anneniz bir gün size süt verme kararını alıyor ve başka bir
keyifli dönem başlıyor.
Mama artık her yerde, her an ve en taze şekliyle hazır.
Bir gün karanlık, ılık ve sıcak bir ortama giriyorsunuz.
Beslenmek için ağzınızı açmaya dahi gerek yok; bir kordondan besleniyor;
sıcacık, yumuşacık, gürültü ve patırtıdan uzak bir ortamda yaşıyorsunuz.
Küçülüyor, küçülüyor, ufacık bir hücre halini
alıyorsunuz.
Ve günün birinde müthiş keyifli bir şekilde hayatınız
bitiyor....
Nasıl ama ? İŞTE YAŞAMAK!
İLGİNÇ OLURDU DEĞİL Mİ?
forward mail...
forward mail
yaşamak daha güzel , hatta mükemmel olurdu. Nasıl mı ?
Camide uyanıyorsunuz. Bir tahta sandık içerisinde,
herkes karşınızda saf durmuş, iyiliğinize dua ediyor ve tüm haklar helal
edilmiş
vaziyette.
Tabuttan doğruluyorsunuz; yaşlı, olgun ve ağırbaşlı olarak.Herkes
etrafınızda;itibar, iltifatlar... Çocuklar,
torunlar hepsi hazır.
Arabanıza kurulup evinize gidiyorsunuz.
Doğar doğmaz devlet size maaş bağlıyor; her ay veya üç
ayda bir maaşınızı alıyorsunuz.
Ne güzel hazır maaş, hazır ev...
Altmışlı yaşlara kadar her şey garanti; huzur içinde yaşıyorsunuz.
Sağlığınız gittikçe düzeliyor.Kaslar güçleniyor, kuvvetleniyorsunuz.
Bir gün çalışmak istiyorsunuz ve işe ilk başladığınız
gün, size hoş geldin hediyesi olarak bir plaket ve altın kol saati veriyor
patronunuz..
Ve Genel Müdürlük veya bunun gibi yüksek bir makamda, tecrübeli bir insan
olarak işe başlıyorsunuz.
Herkes karşınızda el pençe divan...
Vücudunuzda bazı hoşa giden hareketler de başlıyor.Gittikçe zayıflıyor forma
giriyorsunuz.
Diğer hormonal aktiviteler artıyor, fevkalade.....
Aman ne güzel günler başlıyor...
Derken bir gün patron size artık üniversiteye gitsen daha iyi olur diyor.
Bu arada babanız ortaya çıkmış, fazla çalıştın diyor artık eve dön, işi
bırak, okumaya başla, harçlığın benden olsun...
Keyfe bakar mısınız ?
Okuduğunuz dersler gittikçe kolaylaşıyor.
Ekmek elden su gölden bir dönem başlıyor. Derken,her
yere sizi anne ve babanız götürüp getirmeye başlıyor; araba kullanma derdi
de yok artık.
Günün birinde sizi okuldan da alıyorlar, evde otur, keyfine bak,
oyuncaklarınla oyna diyorlar...
Mamanız ağzınıza veriliyor, zaman zaman altınızı bile temizliyorlar,
hatta bu durum alışkanlık yaratıyor ve hiç tuvalet kullanmamaya
başlıyorsunuz.
Derken anneniz bir gün size süt verme kararını alıyor ve başka bir
keyifli dönem başlıyor.
Mama artık her yerde, her an ve en taze şekliyle hazır.
Bir gün karanlık, ılık ve sıcak bir ortama giriyorsunuz.
Beslenmek için ağzınızı açmaya dahi gerek yok; bir kordondan besleniyor;
sıcacık, yumuşacık, gürültü ve patırtıdan uzak bir ortamda yaşıyorsunuz.
Küçülüyor, küçülüyor, ufacık bir hücre halini
alıyorsunuz.
Ve günün birinde müthiş keyifli bir şekilde hayatınız
bitiyor....
Nasıl ama ? İŞTE YAŞAMAK!
İLGİNÇ OLURDU DEĞİL Mİ?
forward mail...
forward mail