
Merhaba arkadaşlar, Çalışmakta olduğunuz işten memnun değilsiniz, ancak alamayacağınız tazminat yüzünden de istifa edemiyor musunuz? Aslına bakarsanız tazminatınızı alarak işten ayrılmanız -yani kendinizi kovdurmanız- o kadar da zor değil.
Kolayca kendini işten kovdurma rehberinini paylaşmak istiyorum, gelin bir bakalım kendimizi işten nasıl kovdurabiliriz?


Aldığınız tazminata değer mi?
Yolun başında ilk düşünmen gereken şey. Bu işten kovulduğun zaman alacağın tazminat sana yetecek mi, örneğin bir kaç ülke görecek kadar sermayen olacak mı?
Bu soruların cevabı evetse, hadi başlayalım

Haberin bu kısmına kadar gelmişseniz, köprüleri çoktan yakmış, işten çıkmayı kafanıza koymuşsunuzdur.
O halde işyerinizin etinden sütünden yararlanmanın vakti geldi
En yoğun kullanılan yazıcıdan 4 ciltlik bir kitabı bastırmak olsun, şirket araçlarını yerli yersiz özel seyahatlerinizde kullanmak olsun, gördüğünüz tüm ofis eşyalarını '' aa bende bundan yoktu'' diyerek çantanıza atmak olsun, yani zarar verecek ne olursa olsun yapın gitsin.
Şirket kaynaklarını öyle bir sömürün ki, işveren 'ben bunu kovup tazminatını versem daha az zarar da olurum' desin.

Ofisin cadı kazanını körükleyin
Hepimiz dedikoduyu seviyoruz, ama dedikoducuları asla
Bir kere adınız dedikoducuya çıkarsa işiniz daha da kolaylaşır. Bunu başarabilmek için de her yerde kulağınız olsun. Olsun ki en gizli bilgileri edinin ve en söylenmemesi gereken kişilere bir an önce aktarın.
Dedikoduyu yayanın sizin olduğunuza dair arkanızda izler bırakmayı da ihmal etmeyin...

Bu da benim stilim
Kılık kıyafet konusunda sıkı kuralları olan bir işyerinde çalışıyorsanız, işe kuralları delerek başlayın.
Takım elbisenin altına sandalet giyerek ilk adımı atabilirsiniz.

Mümkün mertebe işten kaytarın
Kaytar ama kaytarma sebeplerin biraz yaratıcı olsun. Haftada bir kez evinde tadilat gerektirecek bir sorun çıksın. Olmadı iki günde bir serum bağlanması gereksin.
Bahaneleri üretirken, senden kaynaklı olmamasına mutlaka dikkat etmen gerek. Yoksa tazminatı unut...

Şefinin nefretini kazanın
Kovulma sürecinin en etkili noktası, senden bir üst kademede olanın nefretini kazanmak.
Asla işleri kolaylaştırma, aksine zorlaştır. Şefin,'araman gereken kişileri aradın mı?' diye sorduğunda, telefonun icadından haberin yokmuş gibi bir yüz ifadesiyle ' ne araması? ' saçmalığında sorular yönelt.
Senden üst kademedeki birinin sürekli şikayeti, yöneticilerin dikkatini çekecektir.

Zamanı en kötü şekilde kullanın
Verilen işleri asla zamanında teslim etme. Ama bunu yaparken de deliler gibi çalışıyormuş gibi davran.
Çok çalışıyormuş gibi göründükten sonra işleri yetiştirememeniz an meselesi.

Son kozu büyük oynayın
Tüm bu ipuçlarını izlediniz, ancak hala kovulmadın mı? O halde yapacağın tek bir şey kaldı, patrona oynayın.
Patronun yanında yapılacak en ufak hata, kovulmanız için yeterli bir sebeptir. İhtar almadan direk kovulmayı istediğiniz için biraz daha büyük oynayın. Uygunsuz bir kelime ya da davranış sergileyin mesela.
Patronların bu tarz olaylara tahammülü yoktur, genelde 'derhal işine son verilsin!' demeyi pek severler...

Tüm adımları izlediğinize göre, bu işi başarmış olmalısınız.
Eğer başardıysanız, aldığınız tazminat ile çıkacağınız ilk tatilde benim yerimede eğlenin - bir bilette bana gönderebilirsiniz


İyi dinlemeler, iyi şanslar
