Süleyman Ateş Anlatıyor, Kur'an Nasıl Derlendi ?

gollum

Öğrenci
Katılım
8 Mayıs 2008
Mesajlar
79
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Prof. Dr. Süleyman Ateş'in Gerçek Din BU 2 kitabındaki konu ile ilişkin yazısını zerre kadar yorum katmadan sadece özetleyerek kendi sözleri ile alıntılıyorum. Prof.Dr. Süleyman Ateş Kuran'ın nasıl Derlendiğini anlatıyor.
(gerçek din bu 2 kitabından sayfa 127-135)

A- BİRİNCİ DERLEME
Peygamber devrinde vahiy devam ettiği için Kuran-ı Kerim toplanıp bir kitap haline getirilmemişti.Ömer , ebubekir'i Kuran'ı yazdırmaya ikna etti. Zeyd Bin sabit bu iş ile görevlendirildi.Zeyd, Kuranı araştırmaya hurma dallarından yassı taşlardan ve insanların hafızalarından başladı.zeyd,Tevbe suresinin son iki ayetini yalnız Ebu Huzeyne el-ensari'de buldu. İkinci derlemede ise Ahzab suresinin 53. ayetini yalnızca Huzeyme ibn sabit'ten almıştı.Zeyd'in derlediği ilk Mushaf ölümüne kadar ebubekir'de kaldı. Sonra ömer'e geçti. Ömer'in vefatından sonrada Hafsa'ya geçti.

B- İKİNCİ DERLEME
Hz. Osman döneminde İslam devletinin sınırları çok genişlemişti ve farklı dilleri konuşan kişiler Müslüman olmuşlardı.Bu kişilerin Arapça okuyuşları çok farklı idi ve sonunda birbirlerini küfr içinde olmakla suçlamaya varacak kadar ileri gitmişlerdi.özellikle Ermenistan bölgesindeki savaşta bu durum kendini baş göstermişti.Askerlerin kıraat farkından dolayı birbirlerini küfr içinde olmakla suçlamaları üzerine Osman kuran'ı tek bir kıratta kureyç lehçesi ile tekrar derlemeye karar verir. Hafsa'daki ilk derlenen mushafı aldırır ve Zeyd'in başında olduğu 6 kişilik bir komisyonu ikinci derleme için görevlendirir.komisyon üyeleri Kuran'ı yazarken ihtilafa düştükleri durumda Hz. Osman'a başvururlar ve onun direktiflerine göre kuran'ı yazarlardı. İkinci derleme bitince kimilerine göre 4 kimilerine göre 7 nüsha çoğaltıldı ve önemli vilayetlere gönderildi Hafsa'nın mushaf'ıda hafsa'ya iade edildi. Bundan sonra Hz. Osman diğer tüm Mushafların yakılıp yok edilmesini emretmiştir.Ancak bazı sahabilerin kendilerine özel Mushafları yaktırmadıkları tarihen sabittir. Hz. Ali, Abdullah ibn Mesud , übeyy ibn Ka'b'ın özel Mushaflarının varlığı bilinmektedir.

RESMİ MUSHAF HARİCİNDEKİ ÖZEL MUSHAFLARIN YAKILMA NEDENİ
Bunun temel nedeni, Kuran üzerinde doğabilecek bir düşünce ayrılığını önlemek idi. Çünkü kişilerin kendilerine özel kuran Mushaflarında yanılabilmeleri mümkün idi ve bundan dolayı kuran okunuşunda ve yazılında bazı farklar doğmuştu. Bu farkları ancak işin uzmanı olanlar çözebilirdi. Derleme işi ilk kez ebubekir döneminde yapılmış ama ayetler esaslı sıraya konulmamış rastgele bir Mushaf oluşturulmuştu. Ayrıca rivayetlerden anlaşıldığına göre ashab arasında sonradan bulunan ama bu ilk derlemede olmayan ayetler vardı.işte bu gibi nedenlerle de Osman döneminde ikinci derleme yapıldı. Ayetler ve sureler rastgele değil sıraya kondu.Böylece ikinci derleme ile Kuran'în tam ve doğru nüshası elde edildi. Birinci derleme ve ikinci derleme ile oluşturulan Kuran'ın tıpatıp aynı oldukları söylenemez. Çünkü ilk derlemede bazı ayetler bulunamamıştı. Özel olarak oluşturulan diğer Mushaflar yakıldığı gibi bir süre sonra ilk derlenen Mushaf'da yakılmıştır.Çünkü ilk derlemenin yazısı ilkeldi ve mükemmel değildi. Bu nedenle yakılması gerekiyordu. Böylece tek Mushaf kaldı. Hz. Ali'nin mushafını görmüş olanlar Osman döneminde ikinci kez derlenen resmi mushaftan bazı kelime farkları olduğunu söylerler. Kuran'ın , olduğu gibi korunduğundan şüphe yoktur. Ancak peygamber'e vahyedilmiş olan bütün ayetlerin şu anki resmi Mushafta bulunduğunu söylemek abartı olur. Çünki yine kuran'ın ifadesi ile Peygamberin hafızasından silinmiş ayetler vardır.Bu ayetler peygamber zamanında Allahın dilemesi ile peygambere unutturulmuş böylece yazılamamış ve ortadan kalkmıştırlar.Ama peygamberin yazdırdığı ayetler titiz bir çalışma ile derlenmiş ve Kur'an olarak günümüze kadar gelmiştir.Resmi mushaftan ayrı olan özel Mushaflar yakılmış olmakla beraber bazıları saklanarak sonraki kuşaklara intikal etmiştir. Bunları görenler bu özel Mushaflar ile Resmi Mushaflar arasındaki farkları tesbit etmişlerdir.Bunlar incelendiğinde temelde fark olmadığı sadece ufak tefek bazı kelime farklıklarının bulunduğu görülür.
 

Turab Garip

Dekan
Emektar
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,902
Reaksiyon puanı
181
Puanları
1,243
1- Böyle bir iddiada bulunmak İslam inancına göre insanı küfre götürebilir. Çünkü şaibeli bir Kur'an fikri ile mutlak korunan Kur'an fikri birbiriyle feci halde çelişmektedir.

2- Süleyman Ateş, bir çok konuda olduğu gibi bu konuda da kendi fikirlerini "İslam'ın doğruları"ymış gibi anlatma sevdasına girmiştir. Herhangi bir şahsın sözünü kanıt olarak bu kadar kolay kabul ediyorsanız halde ben de erhangi biriyim, benim sözümü de kanıt olarak kaul edin: "biz aslında domatesten evrimleştik".
 
Üst