Sıcak çay kansere davetiye çıkarıyor!

Bu konuyu okuyanlar

Edirneli

Müdavim
Katılım
20 Mart 2011
Mesajlar
2,745
Reaksiyon puanı
15
Puanları
38
cay_sevenlere_mujdeli_haber13445234720_h913108.jpg


Türkiye'de bir üniversitenin yaptığı araştırma her gün içtiğimiz çaydaki büyük tehlikeyi gözler önüne serdi. Sıcak çayın kansere davetiye çıkardığını iddia eden uzmanlar Erzurum, Ağrı, Kars ve Van'da yaşayan vatandaşları uyardı.

Şehir hayatı, trafik, hava kirliliği, stres, sinir, tahammülsüzlük, yanlış beslenme elerkenTürkiye'de midesinden rahatsız olanların sayısı günden güne artıyor. Sosyal ve çevresel olumsuzluklar midemize vuruyor!
Gün geçmiyor ki "reflüm var"," midem ağrıyor" diyen birine rastlamayalım. Yaş ortalaması da yıldan yıla düşüyor. Neyse ki teknolojinin hızlı gelişmesi ile tıbbi tedavi imkânları da "ölümden gayri her derde çare" olabilecek ölçüde yüksek... Ancak mide ve yemek borusu kanserlerinin asıl ilgi çekici yanı, buna sebep olan faktörler...

Genetik değil, şartlara bağlı gelişiyor

Yemek borusu kanserinin nedenleri; sigara, sıcak sıvı tüketimi, tütsülenmiş et, yanmış yağda et pişirilmesi, sebzeden fakir beslenme olarak belirlenmiş. Mesela Japonlarda sıcak ve acı yedikleri için çok sık görülüyor. Türkiye'deki sebebi ise günlük hayatta vazgeçemediğimiz çay... Koyu ve çok sıcak çay içme alışkanlığı doğrudan yemek borusu kanserine davetiye çıkarıyor.
Genetiğin önemli olmadığı neredeyse tek kanser tipi, yemek borusu kanseri. Yemek borusu kanserlerinde genetiğin değil yaşanılan bölgenin önemi var. Çin'den başlayarak Doğu Anadolu'ya kadar uzanan yemek borusu kanseri kuşağı var. "En batı kısmı bizim Doğu Anadolu kısmına geliyor. O bölgede yemek borusu kanseri oranı Batı'dakinden ciddi oranda daha fazla. Çevrenin önemli olduğunu gösteren bazı bulgular da var. Çin'de yaşayan kişilerin yemek borusu kanseri olma riski çok yüksekken, başka ülkelere gittikten sonra ihtimalleri bir jenerasyondan sonra hızla düşüyor.
Hastalık genellikle 50-70 yaş arasında görülüyor. Erkeklerde daha sık rastlanılan hastalığın görülme sıklığı, coğrafi olarak da farklılıklar gösteriyor. Batı ülkelerinde 100 binde 20 iken, Uzakdoğu ülkelerinde 100 binde 100 oranında rastlanıyor. Bu oran Güney Afrika'da 100 binde 160, Kazakistan'da 100 binde 540'lara kadar çıkıyor. Ülkemizde ise oran tam olarak bilinmese de Doğu Anadolu Bölgesi'nde daha sık görülüyor.

Sıcak ve "kıtlama" çaya dikkat!

Yemek borusunun kendi hücresinden gelişen türde kanserlere sigara içmek, alkol kullanmak etkili oluyor. Sosyo-kültürel düzeyi düşük yörelerde daha sık görülebiliyor. Bunun nedeni de yiyeceklerin saklanma koşullarının kötü olması. Bunun yanında baş, boyun kanseri görülen kişilerde yemek borusu kanseri de görülebiliyor.
Halk arasında "kıtlama" da denilen "kırklama" çay içen doğu illerinde çayın en az 10 derece daha sıcak olmasının bu kanseri tetiklediği araştırmalarla ispatlanmış. Kafkas Üniversitesi (KAÜ) Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı'ndan bir ekibin yaptığı araştırmada, halkın yöresel olarak alışkanlık gereği çok çay içtiğini, özellikle kış mevsiminin uzun sürmesi nedeniyle sıcak yemeklerin çok hızlı tüketildiği kaydediliyor Erzurum, Van, Kars ve Ağrı gibi bölgelerde ağız içi ve yemek borusu kanseri bu nedenle yaygın sonucuna varılıyor.
Yemek borusu cerrahisi, akciğer zarı kanseri ve mide kapalı ameliyatlarını Türkiye'de ilk kez uygulayan Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı ve Göğüs Cerrahisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Fevzi Batırel, bu kanserin sebepleri hakkındaki kanaatini şöyle aktarıyor: "Bizim hastalarımızın büyük bölümü Erzurum, Erzincan, Van, Bitlis, Ağrı, Kars, Muş ve civarından geliyor. Kışın soğukta kaynar çay içiyorlar çünkü. Van Üniversitesi'nin bu konuda çalışması var. Elde edilen sonuçlar çok basit ama çok kapsamlı bir çalışma. Bu bölgelerde kıtlama çay içiyorlar. Biz normalde şekeri çayla karıştırıyoruz. Karıştırdığımızda sıcaklığı 65 derece oluyor. Ama kıtlama çay içerseniz sıcaklık 75-80 dereceye çıkıyor. Ayrıca, kıtlamada şekeri damağa yapıştırıyorlar, şeker içerken eriyor. Dolayısıyla yemek borusunu daha çok yakıyorlar kıtlama içtikleri için. Böylece kronik hasar oluşuyor ve buna bağlı olarak da yassı hücreli kanser dediğimiz, farklı tür bir kanser gelişiyor yemek borusunda."
Skuamöz hücreli kanser Türkiye'de çok az. Bunun sebebi midemizde Helicobacter pylori dediğimiz bir mikrobun varlığı. Bu mikrop Türkiye'de yüzde 80-90 sıklığında görülürken, Batı dünyasında yüzde 10 civarında bulunuyor. Dolayısıyla bizim midelerimiz çok fazla asit üretmiyor ve mideyi çok fazla yakmıyor.

Midedeki mikrop kanseri önlüyor

Yemek borusunda bir darlık, cepleşme varsa yine yemek borusu kanseri olabileceğini kaydeden Prof. Batırel, genellikle yemek borusu kanserlerinin doğulu hastalarda fazla görülmesine rağmen aslında Türkiye'de rakam olarak bu kanser türünün Batı'ya göre oldukça az olduğunu söylüyor. Sebebi de çok enteresan:
"Tıpta Barett Özofagus olarak tanımlanan Skuamöz hücreli kanser Türkiye'de çok az. Bunun sebebi bizim midemizde Helicobacter pylori dediğimiz bir mikrobun varlığı. Bu mikrop Türkiye'de yüzde 80-90 sıklığında görülürken, batı dünyasında yüzde 10 civarında bulunuyor. Doyasıyla bizim midelerimiz çok fazla asit üretmiyor. Üretmediği için de çok fazla yakmıyor. Türkiye'de gerçek baret çok az. Mikrop midemizi iltihaplandırıyor ama bu çok fazla zararlı bir mikrop değildir. Mide, yemekten sonra hidroklorik asit salgılar. Bunun PH değeri 1 'dir, yani bir yere döktüğünüz zaman yakacak sertlikte bir asit biçiminde... Ancak bizdeki PH 4'e düşüyor bu mikrop sayesinde. Böylece yemek borusundaki hasar daha az oluyor ve baret dediğimiz yemek borusu kanseri bizde daha az görülüyor.

Reflü herkesi tehdit ediyor

"Reflü şehirleşmeyle alakalı. Fazla çay, kahve içiyor toplum. Bizim erişkin popülasyonda özellikle erkeklere (yaklaşık yüzde 50 civarında) ve şehirli kadınlarda c artıyor. Yeme alışkanlıklarımız değişti. Hızlı yiyoruz. Be de ameliyat arasında iki dakikada yemeğimi yiyorum, b çok sağlıksız. Yemeğin içeriği de çok kötü; doğal değ doymuş yağlar fazla ve bol bol karbonhidrat tüketiyordu Çay kahve, gazlı içecekler gibi" diyor Prof. Hasan Batın ve ekliyor: "Eskiden çocukluğumdan hatırlıyorum, bütün ailede gastrit vardı, hatta ülser çoktu. Aslında onların bir kısmı da reflüydü. Biz tanı koyamıyorduk o zaman. Bizde de reflü çoğaldı şimdi. Amerikalılar reflüye "heartburr diyorlar, yani "kalp yanması". Bizde kalp yanmasında kimse doktora gitmez mesela. Çok şiddetli olursa tedavi gerektirir."
Genellikle anatomik, fiziki bir problem varsa 15-2' yaşlarında başlayan reflü, eğer strese veya yiyecekler bağlı ise çoğunlukla 25-30'lu yaşlarda kendini gösteriyor Anatomik bir bozukluk varsa tamamen düzelmez mümkün olmuyor. Kiloya bağlı olarak artıyor. Çünkü karın basıncı, yağ oranı artıyor, bu da reflüyü tetikliyor Çok fazla çay, kahve sigara kullanımının yanı sıra antidepresan ilaçlar da bu alt kapakçığın çalışmasın; engel oluyor."

Mide koruyucu ilaçlara veda

Hastanın en büyük korkusunun reflünün kansere çevirip çevirmeyeceği olduğunu söyleyen Prof. Hasan Batırel şunları da ekliyor: "Hastalarım geliyor, 50 yaşındayım, bir yıldır reflüm var dediği zaman bunun depresyonla ilişkili olduğunu anlıyoruz. Stresli dönemlerde, insanın sadece mide asidinin üretiminin artmasına bağlı olarak reflü artıyor. Anatomik bir bozukluk olmasa bile, mide, barsak sistemi yavaşsa reflü olmamasına imkân yoktur."
Prof. Batırel, 2002 yılından beri gelişmeye devam eden reflü cerrahisini herkese uygulamadıklarını söylüyor:
"Ben, Marmara Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde senede 15-20 reflü hastası ameliyat ediyorum. Aslında çok fazla reflü hastası var. Yılda yüze yakın hasta değerlendiriyorum ama ameliyata uygun olmuyor hepsi. Biz hemen ameliyata almıyoruz. İlk muayenede hasta zaten cerraha gitmez. Uzun yıllar ilaç kullanmalarına rağmen sonuç alınamıyorsa, ameliyat son aşama. Yüzde 20-30'u ancak ameliyat olabiliyor."
Ameliyat doğru hastaya yapıldıysa ve başarılı geçtiyse hasta bir daha ilaç kullanmıyor.

Neşter kullanmadan kanser ameliyatı

Geç teşhis edildiği için zorlu kanser türlerinden biri olarak kabul edilen yemek borusu kanserinin, bugüne kadar cerrahi tedavisinin son derece güçlükle yapılabildiğinden bahseden Batırel, her ay yaklaşık 180 tane laparoskopik (karında küçük delikler açılarak yapılan kapalı ameliyat) müdahale yapıldığını söylüyor sadece Marmara Eğitim Araştırma Hastanesi'nde. Göğüs cerrahisi bölümünde ise yılda bine yakın ameliyat yapılıyor.
Bunun 300'ünü Prof. Batırel ve ekibi gerçekleştiriyor: "Bunlar yapılabilecek en ileri ameliyatlar. Bunu Türkiye'de Marmara Tıp Fakültesi olarak ilk biz yaptık. Ama sayımız artıyor. Yemek borusu kanseri kapalı ameliyatı Türkiye'de çok fazla yapılamıyor. Bu konuda oldukça tecrübeli bir ekibimiz var. Türkiye'de ilk defa, 42 yaşında bir hastaya, hiç neşter kullanmadan mideden yemek borusu yapıldı. Hasta, dünyanın en zorlu ve büyük ameliyatlarından biri olarak kabul edilen "Ivor- Levis" yöntemini vücudunda iz kalmadan, küçük bir operasyonla atlattı. Karın bölgesinde açılan 3 küçük delikten girilerek midesinden 20 santimlik yemek borusu yaptık ve hasta iyileşti."
Bütün bu öğrendiklerimizden sonra, çayı, çorbayı sıcak içenler daha dikkatli olmalı artık. Hatta yeni bir sloganla "Herkese paşa çayı" öneriyoruz.
"Stresli dönemlerde, insanın sadece mide asidinin üretiminin artmasına bağlı olarak reflü artıyor. Anatomik bir bozukluk olmasa bile, mide, barsak sistemi yavaşsa reflü olmamasına imkân yoktur."

Kaynak
 

AliA

Müdavim
Emektar
Katılım
29 Haziran 2007
Mesajlar
64,457
Reaksiyon puanı
527
Puanları
0
Çay dediğin sıcak içilir.

Ice Tea'lerden nefret ediyorum.
 

AliA

Müdavim
Emektar
Katılım
29 Haziran 2007
Mesajlar
64,457
Reaksiyon puanı
527
Puanları
0
Her şeyi yasaklayacaklar sonunda.

Çİmenlere saldırmaya başlayacağız. :D
 

YellowRed

Müdavim
Katılım
2 Ekim 2008
Mesajlar
13,574
Reaksiyon puanı
27
Puanları
0
çok sıcak içmedikçe sorun olacağını sanmıyorum.
 

Vefasiz

Doçent
Katılım
17 Ağustos 2012
Mesajlar
705
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Sıcak çaydan değildir o çay değişti ondandır :) Doğallığını yitirdi
 

MasterFather

Müdavim
Katılım
10 Aralık 2006
Mesajlar
4,294
Reaksiyon puanı
59
Puanları
48
su zararlı bal zararlı et zararlı.oldu ne yiyelim.
 

yavuz_4106

Müdavim
Katılım
17 Aralık 2008
Mesajlar
6,118
Reaksiyon puanı
51
Puanları
48
En büyük "kara çay" yeşillerin ve soğukların babası :D
 

portorikolukere

Öğrenci
Katılım
14 Ağustos 2012
Mesajlar
37
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Her gün bizi şaşırtacak ve etkileyecek bir gerçeği su yüzüne çıkarıyorlar.
 

Kurşun Kalem

Müdavim
Katılım
7 Ocak 2011
Mesajlar
2,601
Reaksiyon puanı
58
Puanları
48
Atin olumu arpadan, benim olumum caydan olsun, basimiz sagolsun.
 
S

SDN Okuru

SDN Okuru
Haberi okumadan yorum yapmak bir bizim ülkeye mahsus galiba.
Haberde sıcak çaydan kasıt şeker atılıp karıştırılmayan çaylar. Çaya şeker atılıp karıştırıldığında sıcaklığının düştüğü belirtiliyor haberde.

Ancak Erzurum, Ağrı, Kars ve Van'da Kıtlama dediğimiz yöntemle çay içildiği için orada çaya şeker atılmadığından daha sıcak olduğu ve bunun gırtlak kanserine neden olduğu anlatılmış.
 

Ahmethz

Müdavim
Emektar
Katılım
7 Eylül 2006
Mesajlar
12,440
Reaksiyon puanı
398
Puanları
83
bize böyle bir bilgi gelmedi benim böyle bir şeyden haberim yok çay içilmeyecek denmedi arkadaş.
vlcsnap_2013_02_06_23h21m39s201.png
 

phoenix_

Doçent
Katılım
19 Temmuz 2012
Mesajlar
728
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
o zaman çayına şeker atmayanlarda da kanser riski yüksek. e atmayın diyorlardı? off.
 

TBM

Müdavim
Katılım
28 Ekim 2008
Mesajlar
6,587
Reaksiyon puanı
358
Puanları
83
Halk arasında "kıtlama" da denilen "kırklama" çay içen doğu illerinde çayın en az 10 derece daha sıcak olmasının bu kanseri tetiklediği araştırmalarla ispatlanmış, lütfen tam okuyup yorum yazın
 

friendly

Müdavim
Katılım
19 Mart 2009
Mesajlar
11,874
Reaksiyon puanı
671
Puanları
113
Bi karar versinler artık... Asitli maden suyumu içelim, çay mı, kahve mi, meyve suyumu, süt mü? ben bunların hepsine hem faydalı diyen hemde kansere davetiye çıkarıyor diyen bilim adamlarından sıkıldım.
 

Kurşun Kalem

Müdavim
Katılım
7 Ocak 2011
Mesajlar
2,601
Reaksiyon puanı
58
Puanları
48
yogun istek uzerine haberi tam okudum ve yorumumu soyle degistirmek istiyorum; atın olumu arpadan, benim olumum SICAK caydan olsun, basimiz sagolsun...
 

beyzabetül

Müdavim
Katılım
1 Mayıs 2011
Mesajlar
3,290
Reaksiyon puanı
356
Puanları
83
ben sıcak çay ve sıcak yemek yerim.ılık olunca yediğimden ve içtiğimden birşey anlamam.ayrıca çok ta çabuk davranırım.bu alışkanlığımdan bi türlü kurtulamadıum.yemek yemeyi boşa vakit olarak düşünüyorum.bi an önce doyup pc nin başına geçmek istiyorum:)
 

grkn-g

Doçent
Katılım
30 Kasım 2011
Mesajlar
883
Reaksiyon puanı
3
Puanları
0
böyle haberlere çok itibar edemiyorum kaynakta gösterilmiş olmasına rağmen haberin başındaki "Türkiye'de bir üniversitenin yaptığı araştırma" cümlesi haberin nekadar itibar edilesi olduğunuda gösteriyor, medyamız bu tarz masabaşı haber yapmaya bayılıyor çay çorba birşey bulsunlar amerikalı bilim adamları isviçreli bilmemneyleri ingiliz profösörleri o kanser yapıyor bu kısır yapıyor yok o ömrü uzatıyor bu kısaltıyor maksat haber olsun bültende dakika tamamlansın görürsünüz aynı haber kanalında iki gün sonra çayın binbir derde deva olduğu haberi yapılır belkide önce onu yapmışlardır bunuda arkasından yapmışlardır
 

by efsane

Müdavim
Cezalı
Emektar
Katılım
10 Aralık 2008
Mesajlar
14,680
Reaksiyon puanı
2,135
Puanları
113
Ben + babamın durumu budur;

Jx08wga.jpg


:)
 

Mai Nai

Müdavim
Emektar
Katılım
23 Ağustos 2008
Mesajlar
21,627
Reaksiyon puanı
157
Puanları
63
Burada sıcaktan kasıt suyun kaynama derecesine yakın olan sıcaklık..
Öyle insanlar var ki sen bardağa dokunamazsın sıcaklıktan, adam bir dikişte ince belliyi indirir mideye :D
 

turkreaper

Öğrenci
Katılım
22 Şubat 2011
Mesajlar
52
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
su icin :d a pardon o da saglikli degildi. :d ölün en iyisi sagliginiz bozulmaz :)
 
Üst