Şeytan ve cehennem okumanızı tavsiye ederim

Gfbercan

Asistan
Katılım
19 Mart 2009
Mesajlar
183
Reaksiyon puanı
3
Puanları
18
ŞEYTAN VE CEHENNEM
ALPEREN GÜRBÜZER
Muaz b. Cebel rivayet ediyor:
Ensardan birinin evinde sohbet dinliyorduk, dışardan bir ses geldi o an, meğer içeri girmek için izin isteyen bir çağrı idi. Bu ses üzerine Rasulü Kibriya Efendimiz(s.a.v);
—Kimdir o bilir misiniz?
Sahabe-i Kiram:
—Allah Resulü bilir, biz bilemeyiz dediler, bunun üzerine Rasulü Ekrem(s.a.v);
—O lanetlenmiş şeytandır deyince, Hz. Ömer her zaman ki gibi ileri atılıp;
—Ya Rasulüllah! İzin ver onu öldüreyim dedi.
Allah Rasulü:
—Sakin ol Ya Ömer! Bilmiyor musun Allah o lanetlenmiş şeytana kıyamete kadar mühlet vermiştir, hele bir kapıyı açın içeri girsin bakalım derdi neymiş bir görelim.
İçeri girince şeytan selam verdi:
Rasulü Ekrem(s.a.v):
— Selam Allah’ındır, sen ise lanetlenmiş şeytansın, bir iş için geldiğini söyledin, söyle bakalım neymiş o iş?
Şeytan:
—Buraya kendi arzumla gelmedim, mecburiyetten geldim. Allah tarafından gönderilen melek geldi bana:
—Âdemoğullarını nasıl kandırdığını anlatacaksın dedi ve ardından;
Eğer anlatacaklarına yalan katarsan herkesin önünde rezil eder, seni yakarım tehdidini ilave etti. İşte ben, bu emir üzerine karşınızdayım, cümle âleme rezil, ya da herkesin oyuncağı olmaktansa herşeyi anlatmaya hazırım, buyurun istediğin suali sorabilirsin:
Rasulü Kibriya(s.a.v):
— Yeryüzünde en çok sevmediğin kim?
Şeytan:
—Sen dedi.
—Benden sonra kim?
—İnançlı genç,
—Sonra?
—Şüpheli şeylerden kaçan âlim,
—Sonra?
—Temizlik yaparken yıkadığı yerleri üçdefa yıkamaya devam eden,
—Sonra?
—Halinden şikâyet etmeyen sabırlı fakirler...
—Sonra?
—Şükreden zengin.
—Peki, ümmetim namaza durunca senin halin nice olur?
—Beni adeta sıtma tutup, titrerim.
—Neden?
—Kul secde edince bir derece yükselirde ondan der.
—Peki, ya oruç tuttukları zaman?
—İftara kadar esir misali bağlanırım.
—Peki, Ya Hac yaptıkları zaman?
—Çıldırırım,
—Ya Kur’an okudukları zaman?
—Kurşun gibi eririm,
—Ya sadaka verdikleri zaman?
—Halim yaman olup testere ile doğranılır hissederim kendimi.
—Sebebi?
—Çünkü Allah sadaka veren ihsanda bulunur, cehennemle arasında perde kılar, belayı sıkıntıyı üzerinden alır vs.
—Ebubekir için ne dersin?
—O cahiliyye devrinde bile bana itaat etmedi,
—Peki, Ömer b. Hattab için ne dersin?
—Onu görünce kaçacak delik ararım ve kaçarımda,
—Osman b. Affan için ne dersin?
—Meleklerin bile hayâ ettiği biri, dolayısıyla utanırım onu görünce.
—Ali için ne dersin?
—Ben onu bırakırım, ama o beni bırakmaz.
Rasulü Ekrem(s.a.v) cevaplar kısmen bitince:
—Ümmetime ihsan eden ve seni şaki kılan Allah’a hamd olsun dedi,
Şeytan:
—Heyhat, heyhat. Ben o vakte diri kaldıkça ümmetin için nasıl rahat olabilirsin ki, ben onları kan damarlarında dolanır ete karışır, ama onlar farketmezler bile, hiçbirinin kurtuluş şansı yok, ancak Allah’ın halis kullarını saptıramam dedi.
Allah Rasulü;
—İman sahibi olupda iflas etmiş kullar kim?
Şeytan:
—Parayı ve malı çok sevenler, mal sevgisi günahların en büyüğü bilmez misin? Malı mülkü olup da ihlâs sahibi olanı gördüğümde kaçarım zaten. Ya Muhammed! Benim yetmişbin çocuğum var olup, herbiri kendi alanında görevli ve her çocuğumla birlikte aynı zamanda yetmişbeşbin tane şeytan var; onlardan bir kısmını din adamlarına, bir kısmını gençlere, bir kısmını ihtiyar kadınlara musallat ederim... Gençlerle aram çok iyi, çocuklarla bizimkiler iyi oynarlar, bir kısım zahidlerden ihlâsını almayı başarır, farkına dahi varamazlar. Bilmez misin Rahip Barsa; tam yetmiş yıl ihlâs ile Allah’a ibadet etti, öyle ki herkese şifa kaynağı oldu, duasıyla hastalar iyi oldu, ama peşine takıldım zina etti, katil oldu en sonunda da küfre girdi.
Şeytan konuşmasının bu bölümünde de:
—İlk yalan söyleyen benim, kim yalan yere yemin ederse o benim dostumdur. Gıybet
şenliğimdir, Her kim bir konuda karşısındakini inandırmak amacıyla hanımından boşanmak üzere yemin ederse, o konuda gerçek ortaya çıkıncaya kadar hanımı ona haram olur, kıyamete kadar doğacak çocuklar hep zina çocuğu olur, yani ağzına alınan o boşanma kelimesi yüzünden hepsi cehenneme girer... Namaza gelince; namaz kılmak isteyene vesvese veririm, şöyle ki; henüz daha vakit var, ya da şimdilik işine bak sonra kılarsın derim, eğer namaz kılarsa bu defa da üfleyince, o esnemeye başlar, elini ağzına kapamazsa küçük şeytan girer, dünyevi bağlarını çoğaltır dediklerimizi yapar böylece. Ümmetine bunun gibi ne tuzaklar kurarım, ne tuzaklar, daha neler, neler. Fakirlerine, zavallılarına namazı bırakmalarını emrederim, namaz Allah’ın bolluk verdiği kimseler için. Sonrada hastalara gider onlara; iyi olduğun zaman çokca kılarsın telkininde bulunur, böylece namazını bırakmasını sağlarım, bu durumlarından dolayı küfre girebilirler de, şayet ölüp giderse Allah’ın huzuruna çıkarken, Allah’ın öfkesiyle karşılaşır. Ya Muhammed! Ümmetinin altıda birini dininden çıkardığım halde hala nasıl ferahlık duyuyorsun?
Efendimiz(s.av):
-Ey lanetlenmiş şeytan! Arkadaşların kim?
Şeytan:
—Faiz yiyenler,
—Dostun kim?
—Zina edenler,
—Yatak arkadaşın kim?
—Sarhoşlar,
—Misafirin kim?
—Hırsızlar,
—Elçin kim?
—Sihirbazlar,
—Gözünün nuru kim?
—Eşini boşayanlar,
—Sevgilin kim?
—Cuma namazını bırakanlar,
—Senin kalbini ne kırar?
—Cihada koşan atların kişnemesi,
—Senin cismini ne eritir?
—Tevbe edenlerin tevbesi,
—Peki, ciğerini ne parçalar?
—Allah’a bol bol tevbe edenler,
—Peki, yüzünü ne ekşitir?
—Gizli sadaka,
—Peki, gözlerini kör eden nedir?
—Gece namazı,
—Peki, başını eğdiren ne?
—Namazın vaktinde cemaatla kılınması,
—Sana en sevimli gelen insanlar kimler?
—Namazını bilerek kasden bırakanlar,
—İnsanların en şakisi kimler?
—Cimriler,
—Seni işinden ne alıkoyar?
—İlmi toplantılar,
—Yemeğini nasıl yersin?
—Sol elimle ve parmaklarımın ucu ile.
—Peki, sam yeli estiği veya ortalığı sıcaklık bastığı zaman çocuklarını nerede
gölgelendirirsin?
—İnsanların tırnakları arasında,
—Rabbinden neler talep ettin?
—On şey:
1-Allah’tan Âdemoğullarının malına ve evladına ortak ede dedim, isteğim
kabül gördü. Her besmelesiz kesilen hayvanın etinden karışan yemekten, faiz ve haram karışan yemekten yerim, cinsi münasebet esnasında Allah’a şeytandan sığınmayan kimse ile birlikte hanımı ile birleşirim. Her kim hayvana binerken helal yola değilde, aksini isteyerekle yola çıkanla beraber yoldaş olurum,
2-Bana ev vere talebinde bulundum, hamamlar bana ev olarak verildi.
3-Bana bir mescid ver dedim. Pazaryerleri bana mescid yaptı.
4-Okuma kitabı istedim, şiirleri okuma kitabı yaptı.
5-Benim için ezan istedim, mezmurları verdi.
6-Yatak arkadaşı istedim sarhoşlar verildi.
7-Bana yardımcılar istedim, kaderiyye mezhebinden gidenleri verdi.
8-Kardeş istedim, mallarını günah yolunda harcayanlar verildi.
Allah Resulü bir ara:
—Eğer söylediklerini, Allah’ın kitabındaki ayetlerle ispat etmeseydin seni tasdik
etmezdim. Sonra şeytan devam etti sözlerine:
9-Allah’tan diledim ki Âdemoğullarını ben göreyim, ama onlar beni göremeyeler. Nitekim dileğim kabul gördü.
10-Âdemoğullarının kan damarlarında bana yol yap, bu da oldu. İşte ben bu özeliklerimle övünürüm. Benim bir oğlum vardır, adı: Ateme olup bir kul yatsı namazını kılmadan uyursa kulağına gider işer, bir oğlum var onun adı da: Mütekazı olup ibadetlerini gizli yapan kulun amelini açığa çıkmasına muvaffak olur ve böylece Allah yüz sevabının doksan dokuzunu yok eder bir sevabı kalır, diğer oğlumun adıda Kühayl olup insanların gözlerine sürme çekerek uyuklarlar, böylece âlimlerin sözlerini dinlemekten mahrum kalırlar sevap kazanamazlar.
Bu sıralamaları yaptıktan sonra da şeytan anlatmaya devam etti:
—Her kadının kucağında mutlaka şeytan oturur, o kadını bakanların gözlerinde allayıp
pullayıp güzel gösteririm, sonra kadına emirler yağdırıp elini, kolunu göster vs. der hayâ perdesini tırnakları ile yırtmasını sağlarım. Şu da bir gerçek bir kimseyi sapıklığa ve isyana sürüklemek için elimde imkân yok, ama vesvese veririm, birşeyi güzel gösteririm. Nasıl ki senin elinde hidayet yok, olsaydı yeryüzünde tek bir kâfir bırakmazdın, aynen öylede bende şaki yazılan kimselerin sebebiyim. Said anne karnında iken saiddir, şaki olanda anne karnında şakidir deyince Rasulü Ekem(s.a.v) şu ayeti kerimeyi okudu:
Bunlar, taa, sonuna kadar böyle değişik şekilde devam edecek. Ancak Rabbın
esirgedikleri hariç.(11/119), Allah’ın emri behmehal yerini bulan kaderdir(33/38).
Ayeti celileri okuduktan sonra şöyle dedi Allah Rasulü:
—Ya Ebamürre(İblis)! Acaba senin bir tevbe etmen ve Allah’a dönmen mümkün mü? Cennete girmene kefil olurum. Söz veririm.
İblis:
—Ya Resulullah! İş verilen hükme göre oldu. Kararı yazan kalem kurudu. Kıyamete
kadar olacak işler olacaktır. Seni insanlar içinden, beni de şakilerin efendisi kılan Allah’tır. İşte bu söylediklerim sana son sözümdür, söylediklerim doğrudur der, böylece karşılıklı soru cevap şeklindeki konuşma sona erer. (Bkz.Muhyiddin Arabî Şeceret’ül Kevn adlı eserinden iktibas edilen ‘Şeytanın hileleri’ adlı küçük risale, Hacegan)
Yukardaki bütün soru cevap şeklinde konuşmalarının ardından anlaşılıyor ki insanın şu üç düşmandan kaçınması gerekiyor. Birincisi nefsi, ikincisi şeytan, üçüncüsü ise kötü arkadaş. Rabbül âlemin; Allah katında en şerefliniz Allah’tan en fazla korkanınızdır(Hucurat–13) buyuruyor çünkü. Allah’ın Habipi olmasına rağmen Peygamberimiz(s.a.v) sabahlara kadar ibadetten dizleri şişecek derecede ibadet edip; Emrolunduğun şekilde dosdoğru hareket et (Hud, 12) ayeti celilenin gereğini yapmıştır. Şeytan ise;
—Bende elimden geldiği kadar senin mahlûkatını yoldan çıkarıp azdıracağım sözünü vermiştir.
Allah-ü Teala da;
—Andolsun ki cehennemi senden(türeyenlerle) ve Âdemoğullarının hepsiyle
Dolduracağım(Sad:85) buyurmuştur.
Seyda Hz.leri;
—Şeytan şeytanlığı ile sözünü yerine getirmeye çalışıyorken, hâşâ Rabbül
Âlemin mi sözünü yerine getirmeyecek. Muhakkak ki Yüce Mevla sözünü yerine getirecektir diye beyan buyurdu.
MAĞARADA Kİ ABİD
Hz.Ademin buğday ağacından yemesi küçük günahtı, ama cennetten atılmasına neden oldu. Demek ki küçük büyük demeden günahlardan uzak kalmalı.
Bir zamanlar bir abid (Allah’a ibadet eden) vardı mağaraya çekilmiş ibadet ediyordu, öyle ki hastalananlar onun duası ile şifa buluyordu. Padişahın bir delirmiş kızı vardı, çare olur diye Abide gönderir. Bu arada fırsattan istifade Abide şeytan vesvese verir;
—Ne hoş, ne güzel kız, deli olduğu için tehlike yok diye telkinde bulunur. Abid başını kaldırıp kıza bakınca şeytan hemen şehvetine parmak atarak padişahın kızı ile zina yapmasına sebep olur.
Şeytan bununla da kalmaz Abide bu sefer;
—Bak yarın bu kız akıllanır babasına anlatabilir bu durumu, sen sen ol bu işi kapatmaya bak. Tek çare öldürmek, öldürdükten sonra falancı yere gömersin, babası sorduğunda benden izin istedi döndü dersin böylece mesele kapanmış olur.
Abid denileni yaptı. Şeytan sinsi planın adım adım uygulayaraktan bu defada padişaha durumu haber verip;
—Eğer bana inanmıyorsanız başımı vermeye razıyım dedi. Gerçektende kızın gömüldüğü yer gösterilir ve abid elleri bağlanmış halde boynuna ip geçirilir, o anda şeytan abide;
—Eğer bana secde edersen bütün bu başına gelenlerden kurtarırım der. Bu teklifin akabinden abid secde eder ve hem imanından olur hemde canından.
İşte şeytanın tuzakları denen ilginç kıssa buna derler. Bir insan âlimde olsa zahit de olsa, herne olursa olsun şeytanın şerrinden emin olamaz. O halde Allah’a sığınmaktan başka çaremiz yok.
ŞEYTANIN AKİBETİ
Satanistler şeytana tapa dursunlar, müminler sırat-ı müstakim üzere olmanın çabasıyla kurtuluşa erenlerden olurlar, zira ümit varız son nefese dek.
Herşey fani, baki olan Rabbül Âlemin. Nasıl mı?
Bu sorunun cevabı şeytanında ömrünün son demlerindeki yaşayacaklarında görürüz. Şöyle ki; bütün mahlûkatın canını aldıktan sonra Azrail şeytanın da canını almak için avcı misali peşine düşer. Şeytan kaçacak delik arayacak Azrail ise kovalayacaktır onu. Şeytan kurtulamayacağını anlayınca yer katmanlarına gizlenecek, fakat Azrail orada da ardına düşecektir.. Şeytan bu sefer de gökyüzüne uçuşacak, sema katlarında da olsa Azrail peşini bırakmaz, derken şeytan bu kez denize dalmaya başlar, Azrail artık bitap düşmüştür bu noktadan sonra. Öyle ki:
–Allah’ım onu yakalayamamaktan aciz kaldım demek zorunda kalır.
Allahü Teala:
—Cehenneme var orda cehennem malikini gör, sana yetmişbeşbin cehennem köpeğini emrine versin, onlarla şeytanı arabul.
Azrail emir gereği yetmişbeşbin köpekle şeytanın ardına düşer yine bulamaz, tekrardan Allah’a iltica eder. Rabbül Âlemin yetmişbeşbin köpek daha ilave ettirir, ama yine şeytan yakalanamaz. Bu defa üçüncü bir yetmişbeşbin köpek ordusuyla şeytan kovalanır, artık kurtuluşun olmadığını anlayan şeytan can havliyle Hz.Adem’in mezarına kapanır, toz toprak içerisinde bütün köpekler üzerine üşüşür ve azrail nihayet yetişip:
—Ey melun! Allah Âdem’i yarattığında Âdem’e secde et dediği zaman secde
etmedinde şimdi mi toprağına kapanıyorsun? Der.
Şeytan:
—Hayır, ben secde etmiyorum deyip başını kaldırınca Azrail ruhunu o anda alır.
Şeytan Allah’a beşyüz sene yerde ve gökte taat ve ibadet etti. Bir günahla dergâhı ilahiden
kovulup lanetlendi. Âdem ise günahını gördü, şeytan ise amelini, demek ki; insan amelini değil, günahlarını görmeli. Rabbül Âlemin; Benim yanımda Rasulüm’ün ümmetinden günahkâr olanların yalvarıp yakarmalarından daha güzel ses yoktur, ariflerin münacatı müstesna buyuruyor.
Cehennemin ateşinin hararetinden insanın vücudundan kan ve irin akacak, hatta su yerine irinler içirtilecek. Kurtuluş için tek yol amel-i salihtir. Kölenin değeri efendisinden gelir derler ya, bizim de kıymetimiz Rasulüllah’a ümmet olmamızdır. Allahü Teala cennetin anahtarını Hz.Ebu Bekir’e verip istediğini cennete koy, istemediğini bırakma serbestsin buyuracak. İnsanın reisi büyük olunca sıddıkiye yolunda gidenleri zebanilerin eline teslim eder mi?
Fravun, Karun, şeytan kibirleri yüzünden helak oldular. Gerçek akıllı ve pehlivan
kıyamet günü başı önüne eğilmeyendir. Kıyamet günün Saadatlar gibi pehlivanlar var, yeter ki onları sevelim hürmette kusur etmeyelim. Gavs Hz.leri; “Delikanlı yalnız kendi başına çalışan kimse değildir. Erkek o kimseye denir ki; hem kendisi kendine çalışır, hemde âlem ona çalışır”diye beyan buyurdu.
Kıyamet gününde cehennem meleklerin elinden kurtulupda, mahşer halkının üzerine hücum ettiğinde o anda herkes; ‘nefsi, nefsi..’ diyerek çırpınacaklardır, yaşadığımız zamanımızda aynen öyle, içi boş ruhlar daracık can kafesinde ümit ışığı arar gibi çırpınmakta. İşte o an cehennem ateşini göz önüne getirmeli ki içinde bulunduğumuz vahametin farkına varıp günahlardan korunabilelim ki, hayır işlemeye hevesimiz uyanabilsin.
Birgün Behlül’ü görenler:
—Ey Behlül! Nereden geliyorsun?
Behlül:
—Cehennemden geliyorum.
Derler ki:
—Cehennemde ne işin vardı?
Behlül:
—Ateş almaya gitmiştim ama ateş yoktu.
Merak ederler:
—Efendim cehennemde ateş olmaz mı, bu nasıl söz?
Behlül:
—Evet, ateş yoktu. Cehennemde yanmıyacaklar için ateş bulunmaz ki.
Gerçektende İbrahim(a.s)’ı Nemrut’un ateşi yakmamıştı, daha doğrusu yakamamıştı. Yakmak şöyle dursun Rabbül Âlemin ateşe;
Ey ateş İbrahim’e serin ve selamet ol(Enbiya:69) buyurunca ateş gül bahçesine
dönüşüverdi böylece. O halde inananlar ateşin Allah’ı sevenleri ve sevilenleri yakmayacağını bilmeli.
İbni Cüreyc;
—Cehennem yedi kattır. İlk katman günahkârlar için, ikincisi Yahudiler için, üçüncüsü
Hiristiyanlar için, dördüncüsü Yıldızlara tapanlar için, beşincisi ateşperestlere, altıncısı putperestlere, yedincisi münafıklar içindir der. Bir görüşe görede; göz kulak dil, karın edep yeri, el ve ayaktan ibaret yedi vücud azasına karşılık cehennemde yedikat olarak yaratılmıştır. Çünkü günahlar bu organlardan çıkmaktadır, o yüzden onların varacağı yer de yedi katlı olarak yaratılmıştır şeklinde yorumlanır.
Velhasıl; Şeytanın yolunu yol bilen Cehennem azabından kurtulamaz, bu böyle biline. Vesselam.


Kaynak


 

habibineccar

Asistan
Katılım
15 Mart 2009
Mesajlar
273
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Allah[cc]razı olsun şeytanı tarif eden daha ayrıntılı tarif yok.

—Ya Resulullah! İş verilen hükme göre oldu. Kararı yazan kalem kurudu. Kıyamete
kadar olacak işler olacaktır. Seni insanlar içinden, beni de şakilerin efendisi kılan Allah’tır. İşte bu söylediklerim sana son sözümdür, söylediklerim doğrudur der, böylece karşılıklı soru cevap şeklindeki konuşma sona erer. (Bkz.Muhyiddin Arabî Şeceret’ül Kevn adlı eserinden iktibas edilen ‘Şeytanın hileleri’ adlı küçük risale, Hacegan)

dikkat çeken en önemli unsur şeytan aleyyilla'ne Allah[cc]ı çok seviyordu paylaşamadı ve nefsine yenildi
demekki nefsimize yenilirsek ona uyanlardan onun ümmetinden oluruz Allah[cc]muhafaza
nefsimize uyduğumuzda pişmanlık duyup nedamet getirmek tevbe etmek af dilemek bizi bu hükümden kurtarabilir
 
Üst