"Şehir Şampiyon Oldu, Şimdi Sıra Bizde"

Burakbrs16

Asistan
Katılım
19 Aralık 2009
Mesajlar
486
Reaksiyon puanı
10
Puanları
18
"Şehir şampiyon oldu, şimdi sıra bizde"


Liderin hocası Ertuğrul Sağlam, kritik Galatasaray sınavı öncesi konuştu...


“Kentte inip çevreye baktığınızda Yeşil-Beyaz’dan başka bir şey göremezsiniz. Şehir şu anda şampiyon olmuş durumda. İkincilik bile onlar için hayal kırıklığı olur”

“Galatasaray’ın bize karşı oynamayacağı yönündeki söylemlere sadece gülüyorum. Bu sözler sadece bizim başarımızı değersizleştirmek, başarısızlığa kılıf bulmak için”

“Sözleşmemde şampiyonluk primi var. Bursaspor’u seçtiysem büyük hedeflere daha çabuk ulaşabileceğimiz içindi. Elbette hedef bu sene değildi ama mutlu sona az kaldı”

Klişe sözdür; başarının mimarı... Başına geçtiği takımı hedeflerine ulaştıran, hatta çıtayı daha da yükselten hocalar için yapılan ilk yorum... Kimi bu sözü uzun yıllar sırtlarken, kimileri istikrarını koruyamaz ve silinir. O, bu sezon ortaya çıkardığı takımla, “Başarının mimarı” denmeyi hak edenlerin başında geliyor... Yalnızca bu sezon değil, daha önce görev aldığı başka bir Anadolu takımı Kayseri’de de oynattığı futbolla adından söz ettirmiş ve ardından futbolculuk döneminde formasını giydiği Beşiktaş’ın başına geçmişti. Burada hedeflerine ulaşamadı, ama kariyeri için önemli tecrübeler (!) edindi. “Adam gibi adam” tezahüratlarıyla uğurlandı. Ertuğrul Sağlam’dan bahsediyoruz... Geçtiğimiz sezonun devre arasında göreve geldiği Timsah’ın iştahını kabarttı. Kötü sonuçlarla alt sıralarda yer alan Bursa’ya adeta kimlik kazandırdı ve ikinci yarının en iyi ikinci takımı yaptı. Bu yıl ise, “Anadolu’dan şampiyon çıkmaz” iddialarına son noktayı koydu. Devleri yıkan, şampiyonluğun bir numaralı adayı durumuna geçen lideri yöneten Sağlam, bitime 4 hafta kala hem de zorlu Galatasaray sınavı öncesi FANATİK’e önemli açıklamalar yaptı. Ve şimdi söz “Başarının mimarı”nda...

‘Şampiyonluk primim tabiki var’
Şampiyonluk hedefinin olup olmadığını öğrenmek için, “Sözleşmenizde şampiyonluk primi var mı?” diye sorarak başladık. “Tabii” dedi ve “Elbette var. Beşiktaş’tan sonra bir çok kulüpten teklif aldım. Bursaspor’u seçtiysem büyük hedeflere daha çabuk ulaşabileceğimiz içindi. Şehrin futbol kültürü ve tutkusundan, kadroya kadar pek çok faktörü değerlendirdik. Elbette hedef hemen bu sene değildi ama hedefimiz zirve ve Avrupa kupalarıydı”

‘Galatasaray’ı neden yenmeyelim!’
“Şehire inip çevreye bir baksanız Yeşil-Beyaz bayraktan başka bir şey görmeyeceksiniz. Şehir şu anda şampiyon olmuş durumda! Tek korkum, aklımdan uzak tutmaya çalıştığım; kupayı kaldıramazsak büyük başarımız buruk bir sevince, büyük bir üzüntüye dönebilir. İkincilik bile onlar için hayal kırıklığı olur. Bu dakikadan sonra rakiplerimizin ne sonuçlar aldığı değil, bizim ne yaptığımız önemli. Kazanırsak bitiyor. İnönü’de 2-1 geriden gelip Beşiktaş’ı, Kadıköy’de 2-0 geriden gelip Fenerbahçe’yi yendiysek, Ali Sami Yen’de de Galatasaray’ı mağlup edebiliriz. Galip geleceğimize de gönülden inanıyorum. Galatasaray’ın bize karşı oynamayacağı yönündeki söylemlere sadece gülüyorum. Sıralamadaki yerleri ne kadar iyi olursa kulübe gelir gelecek. Onlar en azından Şampiyonlar Ligi peşindeler. Bu sözler sadece bizim başarımızı değersizleştirmek, başarısızlığa kılıf bulmak için. Galatasaray maçını kazanırsak maçtan sonra söyleyeceğim birkaç lafım olacak!”

‘Hedefimiz bu değildi ama...’
“Şu an bulunduğumuz nokta tabii ki sezon başında planladığımız yer değildi. Bu yılki hedefimiz geçen seneden daha fazla toplamak ve daha üst sırada olmaktı. 4 büyükleri konuşmuyorum bile. Kayserispor, Eskişehir, Gaziantepspor ve Ankaragücü bizden çok daha fazla bütçe ayıran takımlar. İstikrarlı mücadelemiz, rakiplerimizin inişli-çıkışlı performansı bizi bu konuma getirdi. İkinci devrenin başından itibaren şampiyonluk bir hedef haline geldi ve tarih yazmanın eşiğindeyiz. Benim takımımın toplam bütçesi 18 milyon TL. Bonservisleri dahil Güiza’nın yıllık maliyetinin 18, Tabata ile İsmail’e verilen 14 milyon Euro veya Elano’nun 10 milyon Euroluk maliyetini göz önüne alırsak başarımızın büyüklüğü değerlendirilebilecektir. Hedefe ulaşmayı başarabilirsek kulübümüz Şampiyonlar Ligi’ne girişten 11 milyon Euro, şampiyonluk bonusu olarak 7 milyon TL daha kazandıracağız ki, başarıya biraz da bu açıdan bakmak lazım.”

‘Fair-Play şampiyonu da biziz’
“Baskıyı kaldırıyor çocuklarımız. Böyle bir organizasyonda baskı olmaması mümkün mü ve olmalı zaten. Mühim olan baskıyı olumlu kullanıp motivasyona çevirebilmek. Aylardır baskı konuşuluyor ama baskı yüzünden agresifleşen, sportmenlik dışı davranan bir Bursalı gördünüz mü? Fair-Play liginin ikinci sırasındayız. Gençlerbirliği’nin gerisinde oluşumuzun sebebi de başkanımızın verdiği demeç yüzünden aldığı cezanın 12 puan olarak yansıması. Sarı ve kırmızı kartlar değerlendirilerek yapılan sıralamada Fair-Play şampiyonu da Bursaspor. Bizim için şampiyonluk kadar değerli olduğunun da altını çizmeliyim.”

‘Başarımızı küçültemezler’
“Baskıyı en çok yaşayan kitle şüphesiz ki hakemler. Bu sene bir prensip kararı aldım ve kararıma bir istisna dışında sadık kaldım. Fenerbahçe ile oynadığımız kupa maçından sonra yardımcısının hatasıyla golü iptal eden Hüseyin Göçek’e dönük bir eleştirim olmuştu o kadar. Rövanşta da Cüneyt Çakır’ın hatasıyla elendik. Turu geçsek Manisaspor’u eleyip finalde kupaya uzanabilirdik. 47 yıllık bir kulübün tarihinde 2. kez kupaya uzanamaması ve belki de 5 milyon Euroluk gelirden olması söz konusu. Ondan sonra da konuşmadım. Çünkü hiç bir faydası olmuyor. Futbolu düşünmek ve konuşmak daha iyi. Ama diğer kulüplerin hakemleri suçlayıp, bizim başarımızı küçültmeye çalışmalarından da rahatsız oluyorum. Mesela ilk aklıma geleni söyleyeyim, Trabzonspor maçında Umut’un topu elle kesmesi, Belediye maçında Turgay’a yapılan penaltının verilmemesi belki de puan farkını açmamızı engelledi.”

‘Formayı almak kolay değil!’
“İvankov’dan Hüseyin’e, Ali’den Ömer’e bütün oyuncularımız, kulübü bu noktaya taşıdılar. Ve öyle ki müthiş bir dayanışma var. Formayı alan vermiyor. Mesela Zapotocny bir maçın devre arasında rahatsızlanıp çıktı. Geçen haftaya kadar da formayı İbrahim’den alamadı. Formayı kaybetmemek gerektiğini hepsi anladı.”

‘Sıfırdan 2 milyona çıkmak zor!’
“Öncelikle söyleyeyim ki, futbolcularımızı sezon sonunda da bırakmak istemiyoruz. Antrenörlerimiz gelecek sezonun kadrosu için yurt dışında çalışmalarını sürdürüyor. Daha önce görüştüğümüz Brezilyalı stoperin bonservisinin yüzde 50’si için 2 milyon Euro istenmesi, bu transferin kapanmasına neden oldu. Çünkü biz hiç bedel ödemeden kadroya önemli isimleri katmışken, bonservisin yarısı için istenen 2 milyon Euro yüzünden transferden vazgeçtik. 1 milyon Euro olsa olurdu, ama Bursaspor’da sıfırdan 2 milyon Euro’ya çıkmak imkansız.”

Gençlerbirliği maçında hangi noktaya ulaştığımızı gördük
Gençlerbirliği maçında hangi noktaya ulaştığımızı gördük. Fenerbahçe, Galatasaray gibi rakipler karşısında 4-5 kez pozisyon yakalamayı başaran, çok güçlü bir takımın futbolcuları bizim kalemize bir tek kez gelmeden maçı tamamladığında soyunma odasında, “İşte biz buyuz” diye sevinç çığlıkları atıyordu. Yadırgamadık, çünkü Süper Lig’in lideriyiz.

‘Volkan’dan bir şey olmaz’ dediler
Bursaspor’da göreve başladığımızda Volkan Şen için iyi referanslar almadık. ‘Uğraşma onunla, bir şey olmaz ondan’ deniyordu. Yeteneklerine söylenecek laf yok, ama başlarda Sercan’la birlikte topla daha çok oynuyorlardı. Mahallede futbol oynuyormuş düşünceleri vardı. Zamanla toparlandılar ve kadroya girdiler. Oyunun iki yönünü tam manasıyla oynamaya başladıklarında çok daha iyi noktalara tırmanacaklar. Ozan İpek, ben göreve geldikten sonra 4 ay boyunca takımdan ayrı çalıştı, son bir kaç maçta şans vermiştik. Bu sezon Süper Lig’deki ilk yılı ve önemli katkılar sağladı. Sercan’ı motive etmek, uzun konuşulması gereken başka bir konu. O çok ayrı. Ömer Erdoğan’ın 6, Ozan’ın 8 gol attığı ligde Sercan’ın yaklaşık 20 gol atması gerekirdi, ama şu an sadece 4 golü var. Çok önemli bir silah.

‘5 bin TL’lik primle oynadılar, ses çıkarmadılar’
Başarımızın bir çok faktörü var. İncelenmesi gereken bir konu. Sercan’ın sakatlığı dışında takım neredeyse hiç sakatlık sıkıntısı yaşamadı. Rakibimiz olan kulüplerdeki problemlere bakınca az sayıda sakatlığın sebepleri araştırılmalı diyorum. Bu olay şansla açıklanamaz ancak rakiplerin durumu ile ilgili açıklama yapmak da bana yakışmaz. Bir başka avantajımız da profesyonellik bilinci yüksek, dost sporculardan kurulu bir kadroya sahip olmamız. Rakipler bir maçta 1.5 milyon dolar prim alırken futbolcularım daha geçen haftaya kadar 5 bin lira prime oynadı ve hiç bir zaman bunu konu yapmadı. Teknik heyete, hakeme ya da arkadaşına çirkin tepki gösteren bir Bursasporlu futbolcu gördünüz mü? Yalnızca bir tek kez Romachenko, o da geçen sene oyundan alındığı için abartılmayacak bir tepki verdi hepsi o kadar. Onda da Erdoğan Arıca’nın ifadesiyle soyunma odasında kravatını aldık.

KAYNAK
 
Üst