kosasker
Profesör
- Katılım
- 24 Aralık 2008
- Mesajlar
- 3,195
- Reaksiyon puanı
- 49
- Puanları
- 48
Olmadı daha da yakına
Laf ebeliğini bırak.
Olmadı daha da yakına
Saatte 38 bin ağaç
Başbakanın söylediği her kelam kabinedekiler tarafından kanun sayıldığı için sorgulamak kimin haddine...
Başbakan önce 3 milyar, sonra 2,5 milyar ağaç diktiklerini söyledi.
Bütün bakanlar bu veriyi doğru kabul edip günlerdir Bizim dönemimizde 2,5 milyar ağaç dikildi deyip duruyor.
10,5 yılda matematik olarak bu kadar ağaç dikilir mi diye soran yok...
Ben AK Partinin 10,5 yıllık iktidarıyla yetinmeyip üzerine Erdoğanın 4,5 yıllık belediye başkanlığı dönemini de koydum.
15 yıl üzerinden bir hesap yaptım...
15 yıl x 365 gün: 5475 gün eder...
2,5 milyar ağaç bölü 5475 gün: 456.621...
Yani 15 yıl boyunca bayram seyran, fırtına kar boran demeden her gün 456 bin ağaç dikilmiş olması lazım.
Günde hiç aralıksız 12 saat ağaç dikilse...
Saatte 38 bin ağaç dikilmesi demektir bu.
Bu ülkede 15 yıldır aralıksız saatte 38 bin ağaç dikiliyor da bundan hiçbirimizin haberi
yok ha?
Bakanların bile...
Ne çevre sevdasıymış be...
Cengiz SEMERCİOĞLU
Atayistler açıklayın
Parklara dikilen ve tt arena nın yenilenen çimlerini de sayıyor herhalde
Başbakan düne kadar "İstanbul'u fetheden ordu ne güzel ordudur" şeklindeki hadisi naklettiği Yeniçerilere mi laf sokuyor? Bu nasıl bir samimiyetsizlik.
Tabi canım yeni çeri hep aynıydı hiç değişmedi.Başbakan düne kadar "İstanbul'u fetheden ordu ne güzel ordudur" şeklindeki hadisi naklettiği Yeniçerilere mi laf sokuyor? Bu nasıl bir samimiyetsizlik.
Taksim eylemcileri kimin maşası?
Aşağıya aldığım belli başlı projeler, içeride ve dışarıda birilerini çok rahatsız etti. Kendi insanını sömürerek kolay yoldan para kazanmaya alışmış olan uluslararası bağlantılı odaklar, buna farklı yöntemlerle engel olmaya çalıştı. Erdoğan'ın bu deli gömleğini giymeyeceğini söylemesi ile de düğmeye basılmış oldu.
Taksim'de elbette masum, saf, temiz kalple hareket eden insanlar var. Sizin niyetinizin saf olması kullanılmadığınız anlamına gelmeyebilir. Üzgünüm, damarınıza basacağım.
Türkiye kritik bir virajda. Dizginlerini koparıp uçuşa geçebileceği projeleri peş peşe attı. Eğer bu virajı dönerse bugüne kadar ayağına bağlanmış bukağıların neredeyse tamamını kırmış olacaktı.
Ne var ki, aşağıya aldığım belli başlı projeler, içeride ve dışarıda birilerini çok rahatsız etti. Kendi insanını sömürerek kolay yoldan para kazanmaya alışmış olan uluslararası bağlantılı odaklar, buna farklı yöntemlerle engel olmaya çalıştı. Erdoğan'ın bu deli gömleğini giymeyeceğini söylemesi ile de düğmeye basılmış oldu.
Taksim Gezi Parkı eyleminin arkasına saklanmak suretiyle bir halk ayaklanmasıyla Erdoğan'ı hedef aldı. Erdoğan'a, "Sen bizimle uyumlu çalışacaksın. Eğer uyumlu çalışmazsan sokakları ateşe veririz. Yerinde rahat ettirmeyiz. Sokakları biz kontrol ediyoruz" mesajı verdiler.
PEKİ ERDOĞAN BUNU HESAPLAMADI MI?
Türkiye'ye 10 yılda büyük mesafe aldıran Erdoğan, bunu hesap etmedi mi? Bütün bunları yapan kurmay kadro, başına gelecekleri tahmin etmiyordu muydu sizce?
Bu projeleri yapan kadrolar, attığı her adımda kimin damarına basacağını iyi biliyordu.
Taksim Platformu'nun, Bülent Arınç'la yaptığı görüşmede ilettiği 7 maddelik talep paketine bakarsanız bu yapının nasıl uluslararası oyun geldiğini daha iyi görürsünüz. O talepler paketi, kendilerini "bağımsız yapı" sayanların nasıl bir tezgaha alet olduğunu gayet iyi göreceksiniz.
1-ÜÇÜNCÜ KÖPRÜNÜN TEMELİ ATILDI
İstanbul Boğazı'na yapılacak üçüncü köprünün maliyeti kamulaştırma ve yapım bedeli ile 6 milyar dolar. Temeli, İstanbul'un fetih günü olan 29 Mayıs'ta Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Tayyip Erdoğan'ın katılımı ile gerzekleşti. Cumhurbaşkanı Gül'ün köprüye "Yavuz Sultan Selim" adının verileceğini açıklaması ile bir tepki kampanyası başlatıldı. Pendik'deki ikinci havaalanına Dersim Katliamını yapan isimlerden olan Sabiha Gökçe adını verilmesine sesini çıkarmayanlar, Osmanlı'yı devletten imparatorluğa taşıyan, Hilafet'i İstanbul'a getiren Yavuz Sultan Selim adına itiraz ettiler.
Üçüncü köprünün yapılmamasını isteyenler, Türkiye'nin önünün tıkanmasına çanak tutuyor.
2-ÜÇÜNCÜ HAVAALANININ İHALESİ YAPILDI
İstanbul'a yapılacak üçüncü havalimanının ihalesi 3 Mayıs'ta yapıldı. İhale, 22 milyar 152 milyon Avro veren Limak-Kolin-Cengiz-Mapa-Kalyon Ortak Grişim Grubunda kaldı. Limak Başkanı Nihat Özdemir, en geç bir yıl içinde kazma vurulacağını ve 2018'de bitirileceğini ilan etti.
Üçüncü havalimanı, Türk Hava Yolları'nı dünyada zirveye ulaştıracak bir proje. İstanbul, Avrupa'nın transfer merkezi olacak. Yılda 100 milyon yolcu taşınacak bu hava limanı, başta Alman havayolu Lufthansa olmak üzere pek çok şirketin papucunu dama atacak bir proje. Alman sermayeli medyanın, geçtiğimiz aylarda THY'yi itibarsızlaştırma yolunda yaptığı kampanya haberleri de bunun önüne geçilmek için yapıldı.
3-İMF'YE OLAN BORÇ BİTİRİLDİ
Türkiye'nin 1947 yılında yakasını kaptırdığı IMF ile münasebetleri, 14 Mayıs 2013'te ödenen son dilim 400 milyon dolarlık borç ile yepyeni bir aşamaya girdi. 19 yıl aradan sonra ilk kez borcu sıfırlanmış oldu. Ödenen bu para, 2005 yılında imzalanan ve 2008 yılı mayıs ayında biten son stand-by anlaşmasının son taksitiydi.
İMF ile anlaşmanın yenilenme tarihi geldiğinde Türkiye üzerine kurulan baskıları hatırlayın. Türk şirketi gibi görünen fakat göbekten dışarı bağlı şirketlerin yöneticileri ve sömürü esasına kurulan bankaların tepe isimleri, "İMF garantisi olmazsa Türkiye batar" martavalları okudular.
4-PKK TÜRKİYE'DEN ÇEKİLDİ
PKK'nın Ağustos 1984'te başlayan silahlı mücadelesi, 29 yılda 37 bin insanın kanının dökülmesine, ülkede 350 milyar dolar kaynağın heba edilmesine neden oldu. PKK'nın 8 Mayıs'ta çekilmesiyle Türkiye'de yeni bir dönemin kapılarını açtı. Devam eden Çözüm Süreci dosta güç verirken, PKK üzerinden Türkiye'yi kontrol etmek isteyen güçler için istenmeyen bir şeye dönüştü.
5-KANAL İSTANBUL
Başbakan Erdoğan, Kanal İstanbul projesini 2011 seçimleri öncesinde "Çılgın proje" olarak kamuoyuna duyurmuştu.
Kanal İstanbul, Türkiye'nin 1936'da imzaladığı Montrö cenderesinden kurtulma projesi. Savaştan çıkan zayıf Türkiye'nin imzaladığı anlaşma yüzünden İstanbul her gün onlarca bomba hükmünde olan gemilerin geçişine seyirci kalıyor. İngiltere, aylardır Türkiye'yi, "Kanal İstanbul'u açarsan Montrö'yü bozmuş olursun. Montrö bozulursa da biz Türkiye'yi tanımayız" diye tehdit ediyor.
6-NÜKLEER SANTRAL İHALESİ
Türkiye, yıllardır konuştuğu nükleer santral inşa etmeyi tartışıp durdu. İlk kez geride bıraktığımız ay nükleer santral ihalesi imzalandı. 22 milyar dolara mal olacak nükleer santrali, Fransız-Japon ortaklığı ile yapılacak. Türkiye'nin enerji maliyetinin yıllık 60 milyar dolar olduğunu hesaplarsak, yapılacak nükleer santralin önemi daha iyi ortaya çıkmış olacak.
7-YERLİ OTOMOBİL
Yerli otomobil üretmek, Türkiye'nin yarım asırlık bir hayali ve sanayileşme yolundaki önemli kilometre taşlarından birisi. Açıklandığı 2011 Aralık ayından beri gündemden hiç düşmüyor. Hükümet, bu konuyu gündeme getirdiğinden bu yana en büyük engelleyicisi ise Amerikan orijinli araçların Türkiye temsilcisi olan Koç Grubundan geldi.
8-KOÇ HOLDİNG'İN İPTAL EDİLEN OTOYOL İHALESİ
Köprü ve otoyolların özelleştirme ihalesini Koç Holding-Ülker ortaklığı, Aralık 2012'de 5.7 milyar dolara aldı. Başbakan Erdoğan'ın, "Otoyollar ucuza gitti" çıkışının ardından kısa bir süre sonra Özelleştirme Yüksek Kurulu ihaleyi iptal etti.
9- ALKOLÜ SINIRLAYAN YASA
Alkol kullanımı ve reklamlarının yapılmasını Batı ülkelerinde uygulanan şartlara yaklaştıran Alkol Yasası, yine geçtiğimiz ayda gerçekleşti. Toplumunu, bir gelmekte olan bir felakete karşı tedbir almaya çalışan hükümet, uluslararası çarka çomak sokmuş oldu. Uluslararası şirketlerin yerli versiyonları, bu global sınırlamaları, "alkol yasaklanıyor. özel hayata müdahale ediliyor" diye naralar attı.
Bu saydıklarım, birilerinin ayağına fena bastı. Dizginlerin kendi ellerinden çıkacağından korktular. Ne oldu ise bunlardan dolayı oldu.
Basbakanin Kibiri Diktatörlügü Yalanlari Özellikle Bira ve Agac Yalani Halki provakasyona itmesi bölünmeye götürmesi.. polisin akp den aldigi siddet emrini yerine getirmesiyle demokratik eylem ile baslayan ve polisin asiri siddetinin yeter tayyip dedirtip halki sokaga dökmesiyle baslayan sonra provakatif olaylarla amacina gölge düsürülen ama hala dünyanin gündeminde olan olay. akp nin son miting karari ve tayyibin giderek restlesmesi ic savas yada asiri bölünme toplumsal patlama riskine neden olan türkiyenin son 50 yilindaki en büyük olayi bence enaz darbe kadar etkili oldu..
ikincisi akp li arkadaslar bakin umarim msjim yayinlanir hep diyorlarki akp onu bunu yapti basbakan da hep onu yaptik bunu yaptik biat bekleyisinde. atatürk bu ülkeyi kurtardi ekonomik o kadar devrim yapti hic cikip bakip türk milleti sizi kurtardim size özgürlük verdim kadina okuma secme hakki verdim padisahin kulu idiniz ama simdi kendinizin efendisiniz dedimi.. tam tersi hep türk zekidir millletin efendisi köylüdür gibi sözlerle halka özgüven asilamaya calisti..
lakin akp nin mantigini ben metres ve müsterisi mantigina bagliyorum metrese parayi veren müsteri para verdim tatmin bekliyorum beklentisi icine girdigi gibi metreste para verdi refahimi sagliyor giyindiriyor iciriyor sunu tatmin edeyim mantigi gibi..
yol yapabilirsiniz Köprü yapabilirsiniz ihracati 2 kat arttirabilirsiniz ithalati da arttirdinizya imf den kurtarabilirsiniz sonucta 90 milyar dolara yakin özellestirme parasi gelmis iyi kaynak bunu halkin hizmetinde kullanip ki kaldiki halkin maliydi ülkeyi gelistirebilirsiniz lakin
isterseniz ülkeyi dünyanin en zengin ülkesi yapabilirsiniz fakat bu size insanlarin giyimine kusamina dogurdugu cocuk sayisina ictigine ictigi icin hakarete ayyas yerine konulmasina alkolik yerine konulmasina capulcu terörist yerine konulmasina halktan biat beklenmesine söz hakki verilmemesine hak tanimaz malesef akp li arkadaslar bunu anlamiyor yada anlamak istemiyor.
Recep tayyip erdoganin hitabet yetegeni bilenen birsey lakin hitabeti bilgisinden degil önündeki cam levha yada konusma öncesi ezberinden geliyor ani yakalandigi konusmalarda tam sokak agzi konusuyor. herzaman dedigim gibi kemal ve bahceli oldugu sürece erdogan bu ülkeden gitmez. cünkü muhalesef rezalet. ben bile kilictaroglunu siyasette yere gömerim
ne vizyon var ne konusma kabiliyeti ne proje ne kadro
Atatürk de bu günleri anlattıydı gençliğe hitabesinde
Demek ki Atatürk'ten başka liderler de varmış. Ben lisedeki, ilkokuldaki tarih kitaplarına göre türk milletini düşünemeyen koyun zannediyordum. Demek ki değilmiş.
Türk milletinin karakteri yüksektir. Türk milleti çalışkandır. Türk milleti zekidir Türk milleti milli birlik ve beraberlik içerisinde güçlükleri yenmesini bilmiştir Türk milletinin tarihi bir niteliği de güzel sanatları sevmek ve onda yükselmektir. Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır
Mustafa Kemal Atatürk
ben ise tarih kitaplarından
zannediyordum, demekki değilmiş, 3-5 çapulcu!, ayyaşmış!.
Hadi sen bilyanı oyna gel.Tayyip, Amerika ziyaretinde Obama yla girdiği sid.k yarışında ter dökmektedir.en son Obama''biz ölüyü diriltebilecek noktaya geldik'' dediğinde,bizimki altta kalmamak için atlar:''ben ve kabinemdeki tüm bakanlarım 100m'yi 3 sn de koşuyoruz''
İki ay sonra Obama nın yaklaşan iade-i ziyaretini bekleyen Tayyip çok tedirgindir.en güvendiği danışmanıyla dertleşir:''rezil olcaz,mahvolduk!''
danışman cevap verir:''endişelenmeyin sayın başbakanım.Obama yı alıp Anıtkabire götürür ve Atatürk'ü diriltmesini istersiniz.Diriltemezse rezil olur.Yok eğer diriltirse...Siz zaten 100m'yi 3 sn de koşarsınız!''
Hadi sen bilyanı oyna gel.
Tebrik ediyorum 3634 yorum arasından en saçma yazıyı yazdın. Kale direkleri yerinede 2 çam diksinler bari.
Niye Boğazın dibinde stad mı olur? Yıkıldıktan sonra yeşil alan olsun. Stadı taşısınlar şehrin dışına ne var kötü bişey mi? Millet nefes alsın. Destekliyorum bu fikri.
Sen sabaha kadar yırt. Erdoğan hala başbakan.Zorunamı gitti.
Abdullah Gül'le Tayyip Erdoğan uçakta konuşuyorlarmış:
Gül: Ben burdan aşağıya 20 TL atsam 20 kişi sevinir.
Erdoğan: Ben 50 TL atsam 50 kişi sevinir.
Bunları duyan pilot arkasına dönmüş ve:
"Ben burdan aşağıya ikinizi atsam 70 milyon sevinir" demiş.
Tayyip akıl hastanesinde konuşma yapıyormuş. Bir kişi dışında dinleyicilerin tümü konuşma bittikten sonra alkışlamış. Tayyip, alkışlamayan kişiye dönerek, "siz niçin alkışlamıyorsunuz" diye sormuş.
Adam yanıtlamış:
- Ben hasta bakıcıyım!
70 küsür yıllık stadı nereye taşıyorsun ya , Taşıdın hadi 20 sene sonra gene o stad şehir içinde kalmıyacakmı her gün kaç tane yeni site bina yapılıyor.
Biraz mantıklı konuşun yada susun.
Sen sabaha kadar yırt. Erdoğan hala başbakan.
Zoruna gidenler belli ediyor kendini ha.
Niye Alisamiyen taşındı bişey mi oldu. Eğer şehrin içinde kalmasında sıkıntı varsa, Taşırlar Tekirdağ civarlarına olr biter
Bak şu an 70 yıllık stad yıkılabiliyor di mi? Burda yıl önemli değil. Şehir planlaması önemli.