SDN Üyeleri, Gezi Parkı Eylemi için ne düşünüyorlar? Tartışıyoruz!

Bu konuyu okuyanlar

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

demirelemin

Asistan
Katılım
6 Aralık 2009
Mesajlar
304
Reaksiyon puanı
3
Puanları
18
Baby Boomer’lar Y’lere anlayışlı, peki ya X’ler…

Son yazımda, Y kuşağımızın hassasiyetlerine ilişkin 26 madde sıralamıştım. Listeye 60’lı yaşlarını süren Baby Boomer’lardan ve 40’lı yaşlarını süren X’lerden eklemeler geldi. Görüyorum ki önceki kuşaklar Y’lerin hassasiyetlerine katılmakla birlikte farklı hassasiyetleri de var. Ancak tüm kuşakların da ortak hassasiyeti Başbakan Erdoğan’ın üslubu.

Baby Boomer/Bebek Patlaması (1946-1964) kuşağının hassasiyetleri Y’lere göre daha derinlikli ve nostaljik;

TOKİ uygulamaları; şehirleri aynılaştıran, binaları yıkarken aslında kentin özgün mimarisine hatta sosyal yaşamına müdahale eden beton bloklar.
İktidara katkı yerine tepki toplayan medya.
Anadolu Ajansı’nın habercilik anlayışı.
Camilere sadece iktidar parti seçmenlerinin gittiği yanılgısı.
Farklı inanış ve etnik kökenli vatandaşların hatta engellilerin pratik yaşamda yok sayılması.
Bazı mülki amirlerin iktidar partisinin il başkanı gibi çalışması.
İlerleyen yaşına rağmen her sabah yeni bir gündeme uyanması.

Bir yaşam süresi içinde gelişmiş ülkelerdeki yaşıtlarının görmediği kadar pek çok darbe ve ekonomik krizi yaşaması ve istikrarsız bir ülkede yaşamanın getirdiği gönül yorgunluğu.
X’ler (1965-1980) çok çalışan kuşağın arada kalmış evlatları
Henüz filizlenen umutlar yitiriliyor. Beyaz yakalısı da mavisi de maaşı yetmediğinden hâlâ çalışıyor. Emeklilik umutları yok.

Çok çalışan toplumcu anne-babalarla bireyci evlatlar arasında tepkisiz kuşak olarak anılıyor.

Y’lerde olduğu gibi hızlı refleks veremiyor, aksiyon alamıyor, daha çok beklemeyi seçiyor.
Gezi gösterilerini gereksiz bir çıkış olarak görüyor.
Y’leri anne ve babalarının üniversite yıllarındaki eylemlere öykünenler olarak tanımlıyor, “Deneyimleme Y’ler için önemliydi. İşte eylemi de deneyimlemiş oldu.” diyor.

“Şarkılar söyleyerek kısa sürede sonuç alınabileceğini düşündüler ama olmadı.” dedikleri Y’leri Gezi Parkı olaylarının hızlı sonuç getireceğine inanan “romantikler” olarak görüyor.

Kazancından daha çok borçlu. Geçim derdinde. Özellikle metropollerde yaşayanlar yaşam zorlukları içinde ve istikrarın bozulmasından korkuyor.

Direnişe düşünsel destek verse bile kredi borçlarını, kirasını, çocuklarının okul parasını düşünüyor. Tırnaklarıyla kazandığını bir anda kaybetmek, direnişin faturasını ödemek istemiyor.
Y kuşağına direniyor, ona ve protestosuna teslim olmak istemiyor.

Peki ya Z’ler bu hal ve gidişe ne diyor? (1999 şimdilik 2025)

Onlara İndigo da denildi, e-kuşağı da. En yaşlısı 13’ünü sürüyor. Gözlerini kocaman açmış, olan biteni izliyor hatta içinde yaşıyor. Gördüklerini önceki kuşaklardan daha iyi anlıyor, bilgiye anında ulaşıyor. “Türk’ün aklı gözündedir.” özlü cümlesini bir kez daha tekrar ediyor ve Z’lerin tepkisel bir toplumun içinde görerek büyüdüklerine dikkat çekiyorum. Z’ler devreye girdiğinde yönetenlerin işi giderek zorlaşacak. Başbakan Erdoğan zaten işin farkında. Konuşmalarında sosyal medyanın yıkıcı gücüne değiniyor, gelecekte bu alanın başıboş bırakılmayacağı mesajını veriyor. Ancak Z’lerle baş etmek kolay olmayacak; ne teknolojik ne de manipülatif tedbirler yeterli olacak. Yapılması gereken yeni döneme, yeni kuşaklara ve onların beklentilerine şimdiden dikkat kesilmek. Çünkü Z’lerin rol modeli internet oyunlarındaki sanal karakterler, avatarlar değil, ete kemiğe bürünmüş kanlı canlı Y’ler. Onlar da şimdi meydanlarda…

Son dönemden alınan dersler

Ne istediğinden çok ne istemediğini,

İyi niyetli bile olsa akort edilmekten hoşlanmadığını, telinin tık diye kırılabileceğini,

Günlük koşuşturma içinde içine bakmayı unuttuğunu, iç sesine daha çok kulak vermesi gerektiğini,

Tevazunun her zaman en değerli erdem olduğunu,

Toplumsal sağduyuya, içgörüye, öngörüye, uzgörüye daha fazla itibar etmek gerektiğini,

Ötekileştirseler bile ötekileştirmemeyi, çabuk vazgeçmemeyi,

“Neden oradasın” ile “neden buradasın” diyenlere küsmemeyi öğrendik.


zaman Günseli Ocakoğlu
http://www.zaman.com.tr/gunseli-ocakoglu/baby-boomerlar-ylere-anlayisli-peki-ya-xler-_2098809.html

*yasal uyarıdan dolayı yazının son kısmını almadım.
 

tambjk

Profesör
Katılım
10 Mayıs 2011
Mesajlar
3,263
Reaksiyon puanı
16
Puanları
38
Saatte 38 bin ağaç

Başbakan’ın söylediği her kelam kabinedekiler tarafından kanun sayıldığı için sorgulamak kimin haddine...

Başbakan önce 3 milyar, sonra 2,5 milyar ağaç diktiklerini söyledi.
Bütün bakanlar bu veriyi doğru kabul edip günlerdir “Bizim dönemimizde 2,5 milyar ağaç dikildi” deyip duruyor.
10,5 yılda matematik olarak bu kadar ağaç dikilir mi diye soran yok...
Ben AK Parti’nin 10,5 yıllık iktidarıyla yetinmeyip üzerine Erdoğan’ın 4,5 yıllık belediye başkanlığı dönemini de koydum.
15 yıl üzerinden bir hesap yaptım...
15 yıl x 365 gün: 5475 gün eder...
2,5 milyar ağaç bölü 5475 gün: 456.621...
Yani 15 yıl boyunca bayram seyran, fırtına kar boran demeden her gün 456 bin ağaç dikilmiş olması lazım.
Günde hiç aralıksız 12 saat ağaç dikilse...
Saatte 38 bin ağaç dikilmesi demektir bu.
Bu ülkede 15 yıldır aralıksız saatte 38 bin ağaç dikiliyor da bundan hiçbirimizin haberi
yok ha?
Bakanlar’ın bile...
Ne çevre sevdasıymış be...


Cengiz SEMERCİOĞLU
 

benianla

Doçent
Katılım
19 Ekim 2009
Mesajlar
514
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Taksim eylemcileri kimin maşası?

Aşağıya aldığım belli başlı projeler, içeride ve dışarıda birilerini çok rahatsız etti. Kendi insanını sömürerek kolay yoldan para kazanmaya alışmış olan uluslararası bağlantılı odaklar, buna farklı yöntemlerle engel olmaya çalıştı. Erdoğan'ın bu deli gömleğini giymeyeceğini söylemesi ile de düğmeye basılmış oldu.


Taksim'de elbette masum, saf, temiz kalple hareket eden insanlar var. Sizin niyetinizin saf olması kullanılmadığınız anlamına gelmeyebilir. Üzgünüm, damarınıza basacağım.
Türkiye kritik bir virajda. Dizginlerini koparıp uçuşa geçebileceği projeleri peş peşe attı. Eğer bu virajı dönerse bugüne kadar ayağına bağlanmış bukağıların neredeyse tamamını kırmış olacaktı.
Ne var ki, aşağıya aldığım belli başlı projeler, içeride ve dışarıda birilerini çok rahatsız etti. Kendi insanını sömürerek kolay yoldan para kazanmaya alışmış olan uluslararası bağlantılı odaklar, buna farklı yöntemlerle engel olmaya çalıştı. Erdoğan'ın bu deli gömleğini giymeyeceğini söylemesi ile de düğmeye basılmış oldu.
Taksim Gezi Parkı eyleminin arkasına saklanmak suretiyle bir halk ayaklanmasıyla Erdoğan'ı hedef aldı. Erdoğan'a, "Sen bizimle uyumlu çalışacaksın. Eğer uyumlu çalışmazsan sokakları ateşe veririz. Yerinde rahat ettirmeyiz. Sokakları biz kontrol ediyoruz" mesajı verdiler.
PEKİ ERDOĞAN BUNU HESAPLAMADI MI?
Türkiye'ye 10 yılda büyük mesafe aldıran Erdoğan, bunu hesap etmedi mi? Bütün bunları yapan kurmay kadro, başına gelecekleri tahmin etmiyordu muydu sizce?
Bu projeleri yapan kadrolar, attığı her adımda kimin damarına basacağını iyi biliyordu.
Taksim Platformu'nun, Bülent Arınç'la yaptığı görüşmede ilettiği 7 maddelik talep paketine bakarsanız bu yapının nasıl uluslararası oyun geldiğini daha iyi görürsünüz. O talepler paketi, kendilerini "bağımsız yapı" sayanların nasıl bir tezgaha alet olduğunu gayet iyi göreceksiniz.
1-ÜÇÜNCÜ KÖPRÜNÜN TEMELİ ATILDI
İstanbul Boğazı'na yapılacak üçüncü köprünün maliyeti kamulaştırma ve yapım bedeli ile 6 milyar dolar. Temeli, İstanbul'un fetih günü olan 29 Mayıs'ta Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Tayyip Erdoğan'ın katılımı ile gerzekleşti. Cumhurbaşkanı Gül'ün köprüye "Yavuz Sultan Selim" adının verileceğini açıklaması ile bir tepki kampanyası başlatıldı. Pendik'deki ikinci havaalanına Dersim Katliamını yapan isimlerden olan Sabiha Gökçe adını verilmesine sesini çıkarmayanlar, Osmanlı'yı devletten imparatorluğa taşıyan, Hilafet'i İstanbul'a getiren Yavuz Sultan Selim adına itiraz ettiler.
Üçüncü köprünün yapılmamasını isteyenler, Türkiye'nin önünün tıkanmasına çanak tutuyor.
2-ÜÇÜNCÜ HAVAALANININ İHALESİ YAPILDI
İstanbul'a yapılacak üçüncü havalimanının ihalesi 3 Mayıs'ta yapıldı. İhale, 22 milyar 152 milyon Avro veren Limak-Kolin-Cengiz-Mapa-Kalyon Ortak Grişim Grubunda kaldı. Limak Başkanı Nihat Özdemir, en geç bir yıl içinde kazma vurulacağını ve 2018'de bitirileceğini ilan etti.
Üçüncü havalimanı, Türk Hava Yolları'nı dünyada zirveye ulaştıracak bir proje. İstanbul, Avrupa'nın transfer merkezi olacak. Yılda 100 milyon yolcu taşınacak bu hava limanı, başta Alman havayolu Lufthansa olmak üzere pek çok şirketin papucunu dama atacak bir proje. Alman sermayeli medyanın, geçtiğimiz aylarda THY'yi itibarsızlaştırma yolunda yaptığı kampanya haberleri de bunun önüne geçilmek için yapıldı.

3-İMF'YE OLAN BORÇ BİTİRİLDİ
Türkiye'nin 1947 yılında yakasını kaptırdığı IMF ile münasebetleri, 14 Mayıs 2013'te ödenen son dilim 400 milyon dolarlık borç ile yepyeni bir aşamaya girdi. 19 yıl aradan sonra ilk kez borcu sıfırlanmış oldu. Ödenen bu para, 2005 yılında imzalanan ve 2008 yılı mayıs ayında biten son “stand-by” anlaşmasının son taksitiydi.
İMF ile anlaşmanın yenilenme tarihi geldiğinde Türkiye üzerine kurulan baskıları hatırlayın. Türk şirketi gibi görünen fakat göbekten dışarı bağlı şirketlerin yöneticileri ve sömürü esasına kurulan bankaların tepe isimleri, "İMF garantisi olmazsa Türkiye batar" martavalları okudular.
4-PKK TÜRKİYE'DEN ÇEKİLDİ
PKK'nın Ağustos 1984'te başlayan silahlı mücadelesi, 29 yılda 37 bin insanın kanının dökülmesine, ülkede 350 milyar dolar kaynağın heba edilmesine neden oldu. PKK'nın 8 Mayıs'ta çekilmesiyle Türkiye'de yeni bir dönemin kapılarını açtı. Devam eden Çözüm Süreci dosta güç verirken, PKK üzerinden Türkiye'yi kontrol etmek isteyen güçler için istenmeyen bir şeye dönüştü.
5-KANAL İSTANBUL
Başbakan Erdoğan, Kanal İstanbul projesini 2011 seçimleri öncesinde "Çılgın proje" olarak kamuoyuna duyurmuştu.
Kanal İstanbul, Türkiye'nin 1936'da imzaladığı Montrö cenderesinden kurtulma projesi. Savaştan çıkan zayıf Türkiye'nin imzaladığı anlaşma yüzünden İstanbul her gün onlarca bomba hükmünde olan gemilerin geçişine seyirci kalıyor. İngiltere, aylardır Türkiye'yi, "Kanal İstanbul'u açarsan Montrö'yü bozmuş olursun. Montrö bozulursa da biz Türkiye'yi tanımayız" diye tehdit ediyor.
6-NÜKLEER SANTRAL İHALESİ
Türkiye, yıllardır konuştuğu nükleer santral inşa etmeyi tartışıp durdu. İlk kez geride bıraktığımız ay nükleer santral ihalesi imzalandı. 22 milyar dolara mal olacak nükleer santrali, Fransız-Japon ortaklığı ile yapılacak. Türkiye'nin enerji maliyetinin yıllık 60 milyar dolar olduğunu hesaplarsak, yapılacak nükleer santralin önemi daha iyi ortaya çıkmış olacak.
7-YERLİ OTOMOBİL
Yerli otomobil üretmek, Türkiye'nin yarım asırlık bir hayali ve sanayileşme yolundaki önemli kilometre taşlarından birisi. Açıklandığı 2011 Aralık ayından beri gündemden hiç düşmüyor. Hükümet, bu konuyu gündeme getirdiğinden bu yana en büyük engelleyicisi ise Amerikan orijinli araçların Türkiye temsilcisi olan Koç Grubundan geldi.
8-KOÇ HOLDİNG'İN İPTAL EDİLEN OTOYOL İHALESİ
Köprü ve otoyolların özelleştirme ihalesini Koç Holding-Ülker ortaklığı, Aralık 2012'de 5.7 milyar dolara aldı. Başbakan Erdoğan'ın, "Otoyollar ucuza gitti" çıkışının ardından kısa bir süre sonra Özelleştirme Yüksek Kurulu ihaleyi iptal etti.

9- ALKOLÜ SINIRLAYAN YASA
Alkol kullanımı ve reklamlarının yapılmasını Batı ülkelerinde uygulanan şartlara yaklaştıran Alkol Yasası, yine geçtiğimiz ayda gerçekleşti. Toplumunu, bir gelmekte olan bir felakete karşı tedbir almaya çalışan hükümet, uluslararası çarka çomak sokmuş oldu. Uluslararası şirketlerin yerli versiyonları, bu global sınırlamaları, "alkol yasaklanıyor. özel hayata müdahale ediliyor" diye naralar attı.
Bu saydıklarım, birilerinin ayağına fena bastı. Dizginlerin kendi ellerinden çıkacağından korktular. Ne oldu ise bunlardan dolayı oldu.
 

Uranos

Profesör
Katılım
11 Nisan 2012
Mesajlar
3,845
Reaksiyon puanı
15
Puanları
0
Saatte 38 bin ağaç

Başbakan’ın söylediği her kelam kabinedekiler tarafından kanun sayıldığı için sorgulamak kimin haddine...

Başbakan önce 3 milyar, sonra 2,5 milyar ağaç diktiklerini söyledi.
Bütün bakanlar bu veriyi doğru kabul edip günlerdir “Bizim dönemimizde 2,5 milyar ağaç dikildi” deyip duruyor.
10,5 yılda matematik olarak bu kadar ağaç dikilir mi diye soran yok...
Ben AK Parti’nin 10,5 yıllık iktidarıyla yetinmeyip üzerine Erdoğan’ın 4,5 yıllık belediye başkanlığı dönemini de koydum.
15 yıl üzerinden bir hesap yaptım...
15 yıl x 365 gün: 5475 gün eder...
2,5 milyar ağaç bölü 5475 gün: 456.621...
Yani 15 yıl boyunca bayram seyran, fırtına kar boran demeden her gün 456 bin ağaç dikilmiş olması lazım.
Günde hiç aralıksız 12 saat ağaç dikilse...
Saatte 38 bin ağaç dikilmesi demektir bu.
Bu ülkede 15 yıldır aralıksız saatte 38 bin ağaç dikiliyor da bundan hiçbirimizin haberi
yok ha?
Bakanlar’ın bile...
Ne çevre sevdasıymış be...


Cengiz SEMERCİOĞLU

Atayistler açıklayın :)
 

Turab Garip

Dekan
Emektar
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,887
Reaksiyon puanı
175
Puanları
63
Başbakan düne kadar "İstanbul'u fetheden ordu ne güzel ordudur" şeklindeki hadisi naklettiği Yeniçerilere mi laf sokuyor? Bu nasıl bir samimiyetsizlik.
 

kosasker

Profesör
Katılım
24 Aralık 2008
Mesajlar
3,195
Reaksiyon puanı
49
Puanları
48
Başbakan düne kadar "İstanbul'u fetheden ordu ne güzel ordudur" şeklindeki hadisi naklettiği Yeniçerilere mi laf sokuyor? Bu nasıl bir samimiyetsizlik.

İstanbul' un fethinden 300 yıl sonrasına söylüyor olsa gerek. İsyan çıkaran, kelle isteyenlere ithafen olsa gerek.

Yoksa yeniçeriler Yavuz Sultan Selim zamanında, Kanuni zamanında kafalarına göre taşkınlık çıkarmadı değil mi ?

Sizin zorunuz gezi parkı felan değil. Aynı şekilde başbakanın kellesinin peşindesiniz demek istiyor.

Gulu gulu guluuu...
 

Uranos

Profesör
Katılım
11 Nisan 2012
Mesajlar
3,845
Reaksiyon puanı
15
Puanları
0
Birilerinin canı tokat istiyor.

5-OsmanliTokadi.jpg


Osmanlı Tokadı boru degil.
 

Bthnkdgn

Öğrenci
Katılım
27 Şubat 2012
Mesajlar
66
Reaksiyon puanı
0
Puanları
6
Basbakanin Kibiri Diktatörlügü Yalanlari Özellikle Bira ve Agac Yalani Halki provakasyona itmesi bölünmeye götürmesi.. polisin akp den aldigi siddet emrini yerine getirmesiyle demokratik eylem ile baslayan ve polisin asiri siddetinin yeter tayyip dedirtip halki sokaga dökmesiyle baslayan sonra provakatif olaylarla amacina gölge düsürülen ama hala dünyanin gündeminde olan olay. akp nin son miting karari ve tayyibin giderek restlesmesi ic savas yada asiri bölünme toplumsal patlama riskine neden olan türkiyenin son 50 yilindaki en büyük olayi bence enaz darbe kadar etkili oldu..


ikincisi akp li arkadaslar bakin umarim msjim yayinlanir hep diyorlarki akp onu bunu yapti basbakan da hep onu yaptik bunu yaptik biat bekleyisinde. atatürk bu ülkeyi kurtardi ekonomik o kadar devrim yapti hic cikip bakip türk milleti sizi kurtardim size özgürlük verdim kadina okuma secme hakki verdim padisahin kulu idiniz ama simdi kendinizin efendisiniz dedimi.. tam tersi hep türk zekidir millletin efendisi köylüdür gibi sözlerle halka özgüven asilamaya calisti..

lakin akp nin mantigini ben metres ve müsterisi mantigina bagliyorum metrese parayi veren müsteri para verdim tatmin bekliyorum beklentisi icine girdigi gibi metreste para verdi refahimi sagliyor giyindiriyor iciriyor sunu tatmin edeyim mantigi gibi..

yol yapabilirsiniz Köprü yapabilirsiniz ihracati 2 kat arttirabilirsiniz ithalati da arttirdinizya :) imf den kurtarabilirsiniz sonucta 90 milyar dolara yakin özellestirme parasi gelmis iyi kaynak bunu halkin hizmetinde kullanip ki kaldiki halkin maliydi ülkeyi gelistirebilirsiniz lakin

isterseniz ülkeyi dünyanin en zengin ülkesi yapabilirsiniz fakat bu size insanlarin giyimine kusamina dogurdugu cocuk sayisina ictigine ictigi icin hakarete ayyas yerine konulmasina alkolik yerine konulmasina capulcu terörist yerine konulmasina halktan biat beklenmesine söz hakki verilmemesine hak tanimaz malesef akp li arkadaslar bunu anlamiyor yada anlamak istemiyor.

Recep tayyip erdoganin hitabet yetegeni bilenen birsey lakin hitabeti bilgisinden degil önündeki cam levha yada konusma öncesi ezberinden geliyor ani yakalandigi konusmalarda tam sokak agzi konusuyor. herzaman dedigim gibi kemal ve bahceli oldugu sürece erdogan bu ülkeden gitmez. cünkü muhalesef rezalet. ben bile kilictaroglunu siyasette yere gömerim

ne vizyon var ne konusma kabiliyeti ne proje ne kadro
 
Katılım
12 Mart 2011
Mesajlar
35,210
Reaksiyon puanı
10,325
Puanları
113
Taksim eylemcileri kimin maşası?

Aşağıya aldığım belli başlı projeler, içeride ve dışarıda birilerini çok rahatsız etti. Kendi insanını sömürerek kolay yoldan para kazanmaya alışmış olan uluslararası bağlantılı odaklar, buna farklı yöntemlerle engel olmaya çalıştı. Erdoğan'ın bu deli gömleğini giymeyeceğini söylemesi ile de düğmeye basılmış oldu.


Taksim'de elbette masum, saf, temiz kalple hareket eden insanlar var. Sizin niyetinizin saf olması kullanılmadığınız anlamına gelmeyebilir. Üzgünüm, damarınıza basacağım.
Türkiye kritik bir virajda. Dizginlerini koparıp uçuşa geçebileceği projeleri peş peşe attı. Eğer bu virajı dönerse bugüne kadar ayağına bağlanmış bukağıların neredeyse tamamını kırmış olacaktı.
Ne var ki, aşağıya aldığım belli başlı projeler, içeride ve dışarıda birilerini çok rahatsız etti. Kendi insanını sömürerek kolay yoldan para kazanmaya alışmış olan uluslararası bağlantılı odaklar, buna farklı yöntemlerle engel olmaya çalıştı. Erdoğan'ın bu deli gömleğini giymeyeceğini söylemesi ile de düğmeye basılmış oldu.
Taksim Gezi Parkı eyleminin arkasına saklanmak suretiyle bir halk ayaklanmasıyla Erdoğan'ı hedef aldı. Erdoğan'a, "Sen bizimle uyumlu çalışacaksın. Eğer uyumlu çalışmazsan sokakları ateşe veririz. Yerinde rahat ettirmeyiz. Sokakları biz kontrol ediyoruz" mesajı verdiler.
PEKİ ERDOĞAN BUNU HESAPLAMADI MI?
Türkiye'ye 10 yılda büyük mesafe aldıran Erdoğan, bunu hesap etmedi mi? Bütün bunları yapan kurmay kadro, başına gelecekleri tahmin etmiyordu muydu sizce?
Bu projeleri yapan kadrolar, attığı her adımda kimin damarına basacağını iyi biliyordu.
Taksim Platformu'nun, Bülent Arınç'la yaptığı görüşmede ilettiği 7 maddelik talep paketine bakarsanız bu yapının nasıl uluslararası oyun geldiğini daha iyi görürsünüz. O talepler paketi, kendilerini "bağımsız yapı" sayanların nasıl bir tezgaha alet olduğunu gayet iyi göreceksiniz.
1-ÜÇÜNCÜ KÖPRÜNÜN TEMELİ ATILDI
İstanbul Boğazı'na yapılacak üçüncü köprünün maliyeti kamulaştırma ve yapım bedeli ile 6 milyar dolar. Temeli, İstanbul'un fetih günü olan 29 Mayıs'ta Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Tayyip Erdoğan'ın katılımı ile gerzekleşti. Cumhurbaşkanı Gül'ün köprüye "Yavuz Sultan Selim" adının verileceğini açıklaması ile bir tepki kampanyası başlatıldı. Pendik'deki ikinci havaalanına Dersim Katliamını yapan isimlerden olan Sabiha Gökçe adını verilmesine sesini çıkarmayanlar, Osmanlı'yı devletten imparatorluğa taşıyan, Hilafet'i İstanbul'a getiren Yavuz Sultan Selim adına itiraz ettiler.
Üçüncü köprünün yapılmamasını isteyenler, Türkiye'nin önünün tıkanmasına çanak tutuyor.
2-ÜÇÜNCÜ HAVAALANININ İHALESİ YAPILDI
İstanbul'a yapılacak üçüncü havalimanının ihalesi 3 Mayıs'ta yapıldı. İhale, 22 milyar 152 milyon Avro veren Limak-Kolin-Cengiz-Mapa-Kalyon Ortak Grişim Grubunda kaldı. Limak Başkanı Nihat Özdemir, en geç bir yıl içinde kazma vurulacağını ve 2018'de bitirileceğini ilan etti.
Üçüncü havalimanı, Türk Hava Yolları'nı dünyada zirveye ulaştıracak bir proje. İstanbul, Avrupa'nın transfer merkezi olacak. Yılda 100 milyon yolcu taşınacak bu hava limanı, başta Alman havayolu Lufthansa olmak üzere pek çok şirketin papucunu dama atacak bir proje. Alman sermayeli medyanın, geçtiğimiz aylarda THY'yi itibarsızlaştırma yolunda yaptığı kampanya haberleri de bunun önüne geçilmek için yapıldı.

3-İMF'YE OLAN BORÇ BİTİRİLDİ
Türkiye'nin 1947 yılında yakasını kaptırdığı IMF ile münasebetleri, 14 Mayıs 2013'te ödenen son dilim 400 milyon dolarlık borç ile yepyeni bir aşamaya girdi. 19 yıl aradan sonra ilk kez borcu sıfırlanmış oldu. Ödenen bu para, 2005 yılında imzalanan ve 2008 yılı mayıs ayında biten son “stand-by” anlaşmasının son taksitiydi.
İMF ile anlaşmanın yenilenme tarihi geldiğinde Türkiye üzerine kurulan baskıları hatırlayın. Türk şirketi gibi görünen fakat göbekten dışarı bağlı şirketlerin yöneticileri ve sömürü esasına kurulan bankaların tepe isimleri, "İMF garantisi olmazsa Türkiye batar" martavalları okudular.
4-PKK TÜRKİYE'DEN ÇEKİLDİ
PKK'nın Ağustos 1984'te başlayan silahlı mücadelesi, 29 yılda 37 bin insanın kanının dökülmesine, ülkede 350 milyar dolar kaynağın heba edilmesine neden oldu. PKK'nın 8 Mayıs'ta çekilmesiyle Türkiye'de yeni bir dönemin kapılarını açtı. Devam eden Çözüm Süreci dosta güç verirken, PKK üzerinden Türkiye'yi kontrol etmek isteyen güçler için istenmeyen bir şeye dönüştü.
5-KANAL İSTANBUL
Başbakan Erdoğan, Kanal İstanbul projesini 2011 seçimleri öncesinde "Çılgın proje" olarak kamuoyuna duyurmuştu.
Kanal İstanbul, Türkiye'nin 1936'da imzaladığı Montrö cenderesinden kurtulma projesi. Savaştan çıkan zayıf Türkiye'nin imzaladığı anlaşma yüzünden İstanbul her gün onlarca bomba hükmünde olan gemilerin geçişine seyirci kalıyor. İngiltere, aylardır Türkiye'yi, "Kanal İstanbul'u açarsan Montrö'yü bozmuş olursun. Montrö bozulursa da biz Türkiye'yi tanımayız" diye tehdit ediyor.
6-NÜKLEER SANTRAL İHALESİ
Türkiye, yıllardır konuştuğu nükleer santral inşa etmeyi tartışıp durdu. İlk kez geride bıraktığımız ay nükleer santral ihalesi imzalandı. 22 milyar dolara mal olacak nükleer santrali, Fransız-Japon ortaklığı ile yapılacak. Türkiye'nin enerji maliyetinin yıllık 60 milyar dolar olduğunu hesaplarsak, yapılacak nükleer santralin önemi daha iyi ortaya çıkmış olacak.
7-YERLİ OTOMOBİL
Yerli otomobil üretmek, Türkiye'nin yarım asırlık bir hayali ve sanayileşme yolundaki önemli kilometre taşlarından birisi. Açıklandığı 2011 Aralık ayından beri gündemden hiç düşmüyor. Hükümet, bu konuyu gündeme getirdiğinden bu yana en büyük engelleyicisi ise Amerikan orijinli araçların Türkiye temsilcisi olan Koç Grubundan geldi.
8-KOÇ HOLDİNG'İN İPTAL EDİLEN OTOYOL İHALESİ
Köprü ve otoyolların özelleştirme ihalesini Koç Holding-Ülker ortaklığı, Aralık 2012'de 5.7 milyar dolara aldı. Başbakan Erdoğan'ın, "Otoyollar ucuza gitti" çıkışının ardından kısa bir süre sonra Özelleştirme Yüksek Kurulu ihaleyi iptal etti.

9- ALKOLÜ SINIRLAYAN YASA
Alkol kullanımı ve reklamlarının yapılmasını Batı ülkelerinde uygulanan şartlara yaklaştıran Alkol Yasası, yine geçtiğimiz ayda gerçekleşti. Toplumunu, bir gelmekte olan bir felakete karşı tedbir almaya çalışan hükümet, uluslararası çarka çomak sokmuş oldu. Uluslararası şirketlerin yerli versiyonları, bu global sınırlamaları, "alkol yasaklanıyor. özel hayata müdahale ediliyor" diye naralar attı.
Bu saydıklarım, birilerinin ayağına fena bastı. Dizginlerin kendi ellerinden çıkacağından korktular. Ne oldu ise bunlardan dolayı oldu.


Teşekkürler kardeşim.
onlar için ülkelerinin zararı, kaybı, hatta yıkılması batmasının hiç önemi yok. onlar için Tayyip Erdoğan'ın önemi vardır. yeter ki o yıkılsın gitsin, ülke de ona kurban olsun!

acı ama gerçek bu maalesef.

kimlerin oyununa geldikleri, kimlere hizmet ettikleri yakalanan ajanlardan, dönen dolaplardan haberdar edilmelerine, hatta kendi gözleriyle görmelerine rağmen hala gulu gulu dansına devam etmelerinden bu anlaşılıyor çünkü.

- - - Mesaj Güncellendi - - -

[h=2]Murat Boz'a Gezi linci[/h]
murat-boza-gezi-linci_658167_720_400.jpg


Müzisyen Murat Boz, kutup ayılarını kurtarma kampanyasına verdiği desteğin benzerine Taksim eylemlerine vermediği için sosyal medyada linci uğradı.

Murat Boz'un 'O kutuptaki buzullarla, küresel ısınmayla ilgili, bu farklı bir olay' demesi tepkilerin artmasına neden oldu. Murat Boz dün ikinci bir açıklama yapmak zorunda kaldı: '

Böyle hassas dönemlerde daha itidalli ve sağduyulu olmamız gerekirken 'söylemediğim şeyleri' söylemişim gibi yansıtan ve bu üzücü olayları fırsat bilip beni hedef gösteren bir takım insanlara itibar etmemenizi rica ediyorum.'



kaynak
 

tambjk

Profesör
Katılım
10 Mayıs 2011
Mesajlar
3,263
Reaksiyon puanı
16
Puanları
38
Basbakanin Kibiri Diktatörlügü Yalanlari Özellikle Bira ve Agac Yalani Halki provakasyona itmesi bölünmeye götürmesi.. polisin akp den aldigi siddet emrini yerine getirmesiyle demokratik eylem ile baslayan ve polisin asiri siddetinin yeter tayyip dedirtip halki sokaga dökmesiyle baslayan sonra provakatif olaylarla amacina gölge düsürülen ama hala dünyanin gündeminde olan olay. akp nin son miting karari ve tayyibin giderek restlesmesi ic savas yada asiri bölünme toplumsal patlama riskine neden olan türkiyenin son 50 yilindaki en büyük olayi bence enaz darbe kadar etkili oldu..


ikincisi akp li arkadaslar bakin umarim msjim yayinlanir hep diyorlarki akp onu bunu yapti basbakan da hep onu yaptik bunu yaptik biat bekleyisinde. atatürk bu ülkeyi kurtardi ekonomik o kadar devrim yapti hic cikip bakip türk milleti sizi kurtardim size özgürlük verdim kadina okuma secme hakki verdim padisahin kulu idiniz ama simdi kendinizin efendisiniz dedimi.. tam tersi hep türk zekidir millletin efendisi köylüdür gibi sözlerle halka özgüven asilamaya calisti..

lakin akp nin mantigini ben metres ve müsterisi mantigina bagliyorum metrese parayi veren müsteri para verdim tatmin bekliyorum beklentisi icine girdigi gibi metreste para verdi refahimi sagliyor giyindiriyor iciriyor sunu tatmin edeyim mantigi gibi..

yol yapabilirsiniz Köprü yapabilirsiniz ihracati 2 kat arttirabilirsiniz ithalati da arttirdinizya :) imf den kurtarabilirsiniz sonucta 90 milyar dolara yakin özellestirme parasi gelmis iyi kaynak bunu halkin hizmetinde kullanip ki kaldiki halkin maliydi ülkeyi gelistirebilirsiniz lakin

isterseniz ülkeyi dünyanin en zengin ülkesi yapabilirsiniz fakat bu size insanlarin giyimine kusamina dogurdugu cocuk sayisina ictigine ictigi icin hakarete ayyas yerine konulmasina alkolik yerine konulmasina capulcu terörist yerine konulmasina halktan biat beklenmesine söz hakki verilmemesine hak tanimaz malesef akp li arkadaslar bunu anlamiyor yada anlamak istemiyor.

Recep tayyip erdoganin hitabet yetegeni bilenen birsey lakin hitabeti bilgisinden degil önündeki cam levha yada konusma öncesi ezberinden geliyor ani yakalandigi konusmalarda tam sokak agzi konusuyor. herzaman dedigim gibi kemal ve bahceli oldugu sürece erdogan bu ülkeden gitmez. cünkü muhalesef rezalet. ben bile kilictaroglunu siyasette yere gömerim

ne vizyon var ne konusma kabiliyeti ne proje ne kadro

Başbakan her zmn olduğu yine gerilimden basleniyor, 10 yıldır gerim gerim gerdi bizi, herkesi birbirine düşman etti, kutuplaştırdı, benim %50 ve diğer %50 yaptı, sürekli bir hedef tahtası yapıp kum torbası gibi dövdü, meydanlara çıktı bağırdı çağırdı, öfke patlamaları yaşadı, bugun burada yaşadığımız başbakanın eseridir, hep eserleriyle övünüyor ya, bölünmüş kutuplaşmış, ötekileştirilmiş bir Türkiye yarattığı için övünsün bakalım.

Başbakana göre bu dünyadaki HİÇBİRŞEY, siyasi geleceğinden daha önemli değil. Kibiriyle insanları isyan noktasına getirdi.
 

tambjk

Profesör
Katılım
10 Mayıs 2011
Mesajlar
3,263
Reaksiyon puanı
16
Puanları
38
Demek ki Atatürk'ten başka liderler de varmış. Ben lisedeki, ilkokuldaki tarih kitaplarına göre türk milletini düşünemeyen koyun zannediyordum. Demek ki değilmiş. :)

:)

ben ise tarih kitaplarından

“Türk milletinin karakteri yüksektir. Türk milleti çalışkandır. Türk milleti zekidir… Türk milleti milli birlik ve beraberlik içerisinde güçlükleri yenmesini bilmiştir… Türk milletinin tarihi bir niteliği de güzel sanatları sevmek ve onda yükselmektir. Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır…”

Mustafa Kemal Atatürk

zannediyordum, demekki değilmiş, 3-5 çapulcu!, ayyaşmış!.
 

Uranos

Profesör
Katılım
11 Nisan 2012
Mesajlar
3,845
Reaksiyon puanı
15
Puanları
0
Tayyip, Amerika ziyaretinde Obama yla girdiği sid.k yarışında ter dökmektedir.en son Obama''biz ölüyü diriltebilecek noktaya geldik'' dediğinde,bizimki altta kalmamak için atlar:''ben ve kabinemdeki tüm bakanlarım 100m'yi 3 sn de koşuyoruz''

İki ay sonra Obama nın yaklaşan iade-i ziyaretini bekleyen Tayyip çok tedirgindir.en güvendiği danışmanıyla dertleşir:''rezil olcaz,mahvolduk!''
danışman cevap verir:''endişelenmeyin sayın başbakanım.Obama yı alıp Anıtkabire götürür ve Atatürk'ü diriltmesini istersiniz.Diriltemezse rezil olur.Yok eğer diriltirse...Siz zaten 100m'yi 3 sn de koşarsınız!''
 

tambjk

Profesör
Katılım
10 Mayıs 2011
Mesajlar
3,263
Reaksiyon puanı
16
Puanları
38
ÜNLÜLERDEN GEZİ PARKI YORUMLARI

ATİLLA TAŞ



Birileri Başbakan'a çok kötü ve yalan yanlış şeyler söylüyor. Camide bira içilmesi, türbanlılara küfredilmesi külliyen yalan. Hoca açıkladı.


SARP AKKAYA


Başbakan hala halkı halka kışkırtıyor. Korkunç, Ankara'dan canlı yapıyor bunu...

Başörtülü kardeşlerimizle beraber direniyoruz. Camide içki olayını da camii imamı yalanladı. Neyin peşindesiniz Sayın Başbakan


CÜNEYT ÖZDEMİR


Başbakan yine konuşuyor. Bugün bütün meydanlarda çok sert mesajlar veriyor. Gezi Parkı’ndakilerle bütün köprüler atılmış gibi gözüküyor.

Başbakan Erdoğan sanatçıları da tehdit ediyor. 'Saygı duymayanların bedelini ödeyeceğini söylüyor.' Üzücü bir tutum haliyle...


ZAFER ALGÖZ


Bülent Arınç: Az önce "Birilerinin bizi silkelemesi lazım “dedi. Taksim GEZİ dayanışması silkeliyor, ama duymazlığa geliyorlar..


VEDAT ÖZDEMİROĞLU


Türkiye çapulcusuyum, tahtacısıyım, yazarıyım, komedyeniyim, korumam yok, kardeşlerim var, kıvanç duyarım, zalimlere kapak diye iyi geceler.


BAŞAK SAYAN


Başbakan’ın sanatçılar için yeniçeri benzetmesi yapması ve seçilmiş iktidara saygı duymuyorlarsa bedelini öderler demesi. Sözün bittiği yer.


HARUN KOLÇAK


"Bu ülkede egemenlik milletindir" Bak bu çok doğru! Helal olsun Başbakan


RIZA KOCAOĞLU


O gece o camideydim yemin ederim içki içilmedi. Sadece revir oldu hayat kurtardı orası


CEM ÖZER


Gezi Parkı sürecini Başbakan’a anlatmak için "Akil İnsanlar Heyeti" kuralım.


TUBA ÜNSAL


Başbakan az önce "Gezi Parkı’nda eylemler devam ederse anladığınız dilden konuşurum ”dedi. Şaka gibi


MELİH SELÇUK


Başbakan özetle, "Durmak yok TOMA’ya devam" dedi.

 

musabbu

Profesör
Katılım
26 Nisan 2010
Mesajlar
1,073
Reaksiyon puanı
23
Puanları
38
Tayyip, Amerika ziyaretinde Obama yla girdiği sid.k yarışında ter dökmektedir.en son Obama''biz ölüyü diriltebilecek noktaya geldik'' dediğinde,bizimki altta kalmamak için atlar:''ben ve kabinemdeki tüm bakanlarım 100m'yi 3 sn de koşuyoruz''

İki ay sonra Obama nın yaklaşan iade-i ziyaretini bekleyen Tayyip çok tedirgindir.en güvendiği danışmanıyla dertleşir:''rezil olcaz,mahvolduk!''
danışman cevap verir:''endişelenmeyin sayın başbakanım.Obama yı alıp Anıtkabire götürür ve Atatürk'ü diriltmesini istersiniz.Diriltemezse rezil olur.Yok eğer diriltirse...Siz zaten 100m'yi 3 sn de koşarsınız!''
Hadi sen bilyanı oyna gel.
 

Uranos

Profesör
Katılım
11 Nisan 2012
Mesajlar
3,845
Reaksiyon puanı
15
Puanları
0
Hadi sen bilyanı oyna gel.

Zorunamı gitti.

Abdullah Gül'le Tayyip Erdoğan uçakta konuşuyorlarmış:
Gül: Ben burdan aşağıya 20 TL atsam 20 kişi sevinir.
Erdoğan: Ben 50 TL atsam 50 kişi sevinir.
Bunları duyan pilot arkasına dönmüş ve:
"Ben burdan aşağıya ikinizi atsam 70 milyon sevinir" demiş.

Tayyip akıl hastanesinde konuşma yapıyormuş. Bir kişi dışında dinleyicilerin tümü konuşma bittikten sonra alkışlamış. Tayyip, alkışlamayan kişiye dönerek, "siz niçin alkışlamıyorsunuz" diye sormuş.
Adam yanıtlamış:
- Ben hasta bakıcıyım!
 

tambjk

Profesör
Katılım
10 Mayıs 2011
Mesajlar
3,263
Reaksiyon puanı
16
Puanları
38
Tayyip Erdoğanın'ın %50'nin başbakanı
Polisin AKP'nin silahlı gücü
Sermaye ve basının yandaş

olduğu,

geriye kalan halkın ise 3-5 çapulcu, ayyaş, hain ilan edildiği bir ülke haline gelmiş bulunmaktayız.
 
Katılım
12 Mart 2011
Mesajlar
35,210
Reaksiyon puanı
10,325
Puanları
113
[h=1]Faiz lobisi 'Gezi'yi fırsata çevirdi[/h]
unverc4ce4ef5.jpg



Sermaye Piyasası Yatırımcıları Derneği (SPYD) Başkanı Ünver, Gezi Parkı eylemlerinin yarattığı atmosferden faydalananların faizden nemalananlar olduğunu söyledi. Ünver, 'Safiyane başlayan toplumsal tepki, faiz cephesinin ekmeğine yağ sürdü ve faizciler krizi fırsata çevirdi. Döviz, faiz ve borsa üçgeninde en fazla olumsuz tepkinin faiz ayağında olması tesadüf olarak değerlendirilemez' diye konuştu.


Sermaye Piyasası Yatırımcıları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Arif Ünver, faiz lobisinin fırsatçılığının bedelini ülkenin bütün unsurlarının hissettiğine dikkat çekti. 'Son derece safiyane başlayan toplumsal tepki ve gerginlik, faiz cephesinin ekmeğine yağ sürdü ve faizciler krizi fırsata çevirdi' diyen Ünver, döviz, faiz ve borsa üçgeninde en fazla olumsuz tepkinin faiz ayağında yaşandığı kaydetti.

DEVLET DE ÖZEL SEKTÖR DE OLUMSUZ ETKİLENDİ
Gezi Parkı eylemlerinin piyasalara etkisine ilişkin sorularını yanıtlayan Ünver, geçen hafta borsada sert satışlar görüldüğünü anımsatarak, 'Faiz maliyetinin artması ile borçlanma ihtiyacı olan devlet/özel sektör olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır' dedi. Ünver, faizdeki spekülasyon ve manüplasyonların bedelini ülkedeki bütün unsurların hissettiğinin altını çizdi.

FIRSATÇILAR BOŞ DURMADI
SPYD Başkanı Ünver, geçen hafta faizlerin yüksek oranda değer kazanmasına ilişkin, 'Bu işten faydalananların kim olduğuna baktığımızda ise faiz getirisinden nemalananlar olduğu ortada. Geçmişe baktığımızda Türkiye'deki faizlerin yüksek seviyede olmasından nemalananların, günümüzde cazip getiriler elde edemeğini biliyoruz. Toplumsal gerginliği fırsat bilenlerin elleri boş durmadı.' dedi.

Detayların iyi okunması gerekir
SPYD Yönetim Kurulu Başkanı Arif Ünver, 'Borsa İstanbul (BIST 100) Endeksi'nde aşağı yönlü marj yaklaşık olarak yüzde 20'lere yaklaştı. Netice itibarı ile döviz ayağında olumsuz yönde hareketlenme yüzde 5-6'larda, faiz ayağında yüzde 40'larda ve son olarak BIST'te yüzde 20 civarında oldu.'dedi. Oransal anlamda en büyük marjın sırasıyla faiz ayağında yaşandığını belirten Ünver, BIST ve döviz ayağında olduğunu belirten Ünver, toplumsal gerginliğin faturasının detaylarını kavrayabilmek için bu marjları sebepleri ile beraber iyi okumak gerektiğini vurguladı.

Manüplasyon en kuvvetli ihtimal
Ünver, 'BIST'in halka açık kısmının piyasa değerine baktığımızda 100 milyar dolar gibi rakam karşımıza çıkıyor. İlgili rakamın Gayri Sahi Yurtiçi Hasıla'nın (GSYİH) yaklaşık yüzde 13-14'ü olduğu, ek olarak hisse senedi stokunun önemli bir kısmının az sayıda yerli/yabancı hesapta demirlemiş olmasını da eklersek, BIST'in ülke ekonomisinin göstergesi olmadığı ortadadır. Eğer ki ülkemizde yaşanan sorundan yabancı yatırımcının tedirgin olduğunu varsayarsak, döviz ayağında yaklaşık yüzde 6 yukarı yönlü hareket olurken faiz ayağında yüzde 40'lık hareket oluyorsa tam bu noktada bir manipülasyon ve spekülasyon olduğu şüpheleri kuvvetlenmektedir' ifadelerini kullandı.

Ünver, sözlerini 'Bu oransal artışlar Başbakan Erdoğan'ın işaret ettiği faiz lobisinin varlığını teyit eder niteliktedir. Toplumsal gerilimden ekmek çıkarmaya çalışanların göz ardı etmemesi gereken en önemli husus, Türkiyem mali ve siyasi açıdan eski Türkiye değildir, son derece güçlü ve dimdik ayaktadır, dünyanın yükselen değerleri arasında başı çekmektedir.' diyerek sonlandırdı.


adsiz579e0fcd.png



Yeni Şafak, faiz lobisinin, uluslararası televizyon ve gazetelerde pompalanan abartılı gerginlik haberlerinin de etkisiyle spekülasyondan beslendiğini sayfalarına taşıyarak yaşanmakta olan fırsatçılığı gözler önüne sermişti.
Faiz lobisine hizmet ediyorlar

Piyasalarda yaşanan dalgalanmalardan, zarar görenler olduğu kadar fayda sağlayanların da bulunduğunu yineleyen Ünver, 'Son olarak, yaşanan toplumsal gerginliğin ekonomik boyutu bir kısım, 'oyuncu', 'manipülatör' ya da adını ne koyarsanız koyun, faiz cephesinin amacına ama bilerek ama bilmeyerek hizmet etmiştir. Toplumsal olayların, kar elde etme amacı ile fırsata çevrilmeye çalışılması, Türkiye'nin siyasal istikrarı dahil bütünsel istikrarı açısından da son derece tehlikelidir ve buradaki finansal araç faizdir' dedi.





kaynak
 

SARKAT

Profesör
Katılım
8 Mayıs 2008
Mesajlar
3,778
Reaksiyon puanı
68
Puanları
48
Tebrik ediyorum 3634 yorum arasından en saçma yazıyı yazdın. Kale direkleri yerinede 2 çam diksinler bari.

Niye Boğazın dibinde stad mı olur? Yıkıldıktan sonra yeşil alan olsun. Stadı taşısınlar şehrin dışına ne var kötü bişey mi? Millet nefes alsın. Destekliyorum bu fikri.
 

Uranos

Profesör
Katılım
11 Nisan 2012
Mesajlar
3,845
Reaksiyon puanı
15
Puanları
0
Niye Boğazın dibinde stad mı olur? Yıkıldıktan sonra yeşil alan olsun. Stadı taşısınlar şehrin dışına ne var kötü bişey mi? Millet nefes alsın. Destekliyorum bu fikri.

70 küsür yıllık stadı nereye taşıyorsun ya , Taşıdın hadi 20 sene sonra gene o stad şehir içinde kalmıyacakmı her gün kaç tane yeni site bina yapılıyor.

Biraz mantıklı konuşun yada susun.
 

musabbu

Profesör
Katılım
26 Nisan 2010
Mesajlar
1,073
Reaksiyon puanı
23
Puanları
38
Zorunamı gitti.

Abdullah Gül'le Tayyip Erdoğan uçakta konuşuyorlarmış:
Gül: Ben burdan aşağıya 20 TL atsam 20 kişi sevinir.
Erdoğan: Ben 50 TL atsam 50 kişi sevinir.
Bunları duyan pilot arkasına dönmüş ve:
"Ben burdan aşağıya ikinizi atsam 70 milyon sevinir" demiş.

Tayyip akıl hastanesinde konuşma yapıyormuş. Bir kişi dışında dinleyicilerin tümü konuşma bittikten sonra alkışlamış. Tayyip, alkışlamayan kişiye dönerek, "siz niçin alkışlamıyorsunuz" diye sormuş.
Adam yanıtlamış:
- Ben hasta bakıcıyım!
Sen sabaha kadar yırt. Erdoğan hala başbakan.
Zoruna gidenler belli ediyor kendini ha.
 

SARKAT

Profesör
Katılım
8 Mayıs 2008
Mesajlar
3,778
Reaksiyon puanı
68
Puanları
48
70 küsür yıllık stadı nereye taşıyorsun ya , Taşıdın hadi 20 sene sonra gene o stad şehir içinde kalmıyacakmı her gün kaç tane yeni site bina yapılıyor.

Biraz mantıklı konuşun yada susun.

Niye Alisamiyen taşındı bişey mi oldu. Eğer şehrin içinde kalmasında sıkıntı varsa, Taşırlar Tekirdağ civarlarına olr biter :D

Bak şu an 70 yıllık stad yıkılabiliyor di mi? Burda yıl önemli değil. Şehir planlaması önemli.
 

Usui Takumi

Profesör
Katılım
10 Temmuz 2011
Mesajlar
3,551
Reaksiyon puanı
1,177
Puanları
113
yorum yazmayı düşünmüyordum ama;

969458_403242449794090_1735826820_n.png


gerçi buna da yorum yapılmaz ki...

Bu arada [MENTION=142972]tambjk[/MENTION] şu saydığın ünlüleri kaale var mı? Benim için bu saydığın isimler Anadolu'daki "itte ürüyo" deyimi gibi bişey.

Taksim platformu nun taleplerine kadar nötrdüm taki o talepleri görene dek; bakmayın ama "niyet üzüm yemek değil bağcı dövmek"
 

Uranos

Profesör
Katılım
11 Nisan 2012
Mesajlar
3,845
Reaksiyon puanı
15
Puanları
0
Sen sabaha kadar yırt. Erdoğan hala başbakan.
Zoruna gidenler belli ediyor kendini ha.

Bir tanede videolu ama bu sana özel degil genel ,herkez izlesin,herkez hak verecektir.

[video=youtube;rFiFOCwCEiQ]http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=rFiFOCwCEiQ#![/video]

- - - Mesaj Güncellendi - - -

Niye Alisamiyen taşındı bişey mi oldu. Eğer şehrin içinde kalmasında sıkıntı varsa, Taşırlar Tekirdağ civarlarına olr biter :D

Bak şu an 70 yıllık stad yıkılabiliyor di mi? Burda yıl önemli değil. Şehir planlaması önemli.

Sen nerde yaşıyorsun ya bu ülkede şehir planlanmasımı var :D

images


ohaehrebak.jpg



Aradaki 1milyon farkı bul :)
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst