|Ⓢєччαh|
Guru
- Katılım
- 12 Mart 2011
- Mesajlar
- 35,200
- Reaksiyon puanı
- 10,315
- Puanları
- 293
renkdaş milyonlarca maç izlerim çünkü iddaa oynarım hatta canlı bahiste de takılırım... en kral takım söyle bana, diyeceksin barcelona, bende sana diyeceğim barcelona haricinde bütün takımlar piskolojik olarak rehavet olayı var geçen manchester fulham maçını izliyorum manchester 3-1 önde ilk yarı bitiyor ki fulham'ın golü sürpriz ve manchestrin kaçırdıklarının haddi hesabı yok.. ikinci yarı bakıyorsun fulham nerdeyse tek kale... yani ister istemez geri çekilme olayı futbolcuların piskolojisinden kaynaklı.. ben şahsen ferguson'un manchesteri geri çekeceğine inanmam. şimdi aykut hoca aslında bu sene bu piskolojiyi yenmeye çalışıyor bunu gaziantep maçında gözlemler gibi oldum 3-0 öndeyiz takım bir istek var, bir gol daha atma isteği... ben takımıma, başkanıma, hocama, futbolcularıma, sonuna kadar güveniyorum.
mesele sadece korku ya da geriye çekilme olayı da değil sevgili [MENTION=86407]mustafa22[/MENTION], aykut kocamanda bir kompleks var, yenemiyor bi türlü...
emreyi gönderen odur, alex'i küstüren odur.
tek başına maç alabilecek büyük oyunculara karşı bir alejisi var adamın, ya da belki de alex'in dediği gibi kıskançlık.
bilmiyorum, ama onda bir şeyler eksik.
oyuncuya karşı sevgisini göstermiyor, oyuncuyu motive edemiyor; çünkü oyuncu ona güvenmiyor, yakınlık hissedemiyor.
eğer bir oyuncu hocasını sever ve ona güvenir ve inanırsa o oyuncu canını ortaya koyar.
artık bu saatten sonra alex gibi bir oyuncudan verim alamaz...
haliyle alex gibi bir oyuncuya yapılanlara bakınca diğer oyunculara da bu durumun yansımaması imkansız.
dolayısıyla zincirleme bir reaksiyon halinde takıma yansıyan olumsuzluk sürüp gidiyor.
aykut takım içinde sinerji yaratamıyor, çoktan kaybetti bunu.
sinerji olmayınca her maçta dokuz doğurmak artık kaçınılmaz olmaya başladı.
coşku yok oldu, sinerji yok oldu...
ortada ruhsuz, renksiz, güvenini yitirmiş bir takım var ve bu takıma kimi alırsanız alın genel bir sinerji yaratmadıkça hiçbir faydası yok.
lucescu türkiyede çalışırken hatırlamazsın sen mustafa, bir oyuncusunu dışarı almıştı, yağmur yağıyordu... paltosunu çıkardı ve oyuncusuna giydirdi ki, üşümesin, hasta olmasın diye... yahu ben oyuncu olsam bu adam için ölürüm be...
aykut bu sıcaklığı yakalayamadı işte. soğuk, buz dağı gibi bir adam. bu hususlar avrupalı oyuncu için çok fazla bir anlam ifade etmese de bizim gibi bu coğrafyada yetişmiş insanlar için çok önemlidir.
bak bize orta avrupadan dünyanın en ünlü hocaları geldi, hiçbiri başaramadı, izinin üstüne geri gönderildiler. aragones gibi, hidding gibi...
çünkü onlar bizim insanımızın ruh halini, psikolojik durumunu kavrayamadılar hiçbir zaman. ama bize benzeyen balkanlı, akdenizli hatta brezilyalı hangi hoca geldiyse başarılı oldular. sadece almanlar belki bu kuralın istisnasıdır ama onlar da ülkelerinde yaşayan milyonlarca türk'ün içinde yaşadıkları için işi daha buraya gelmeden çözdüler, tanımış olmanın avantajını kullandılar.
aykut ise ne kadar enteresandır ki, bizden biri olmasına rağmen o orta avrupalılara benzedi hep. sanki o kültürden yetişmiş insan gibi davrandı hep. ruhsuz, duygusuz, heyecansız, sevgisiz!
yani sorun çok derinlerde...
ben onun artık bu saatten sonra fenerbahçeyi taşıyabileceğine asla inanmıyorum. zarar verir sadece, bir arpa boyu yol gidemeyiz onunla...