Sanal Dünyada Yaşam (Deneme)

Bu konuyu okuyanlar

erenberk

Rektör
Katılım
10 Mayıs 2010
Mesajlar
10,637
Reaksiyon puanı
101
Puanları
48
Aşağıdaki yazıyı 2 sene önce yazmıştım. bu güne kadar internette yayınlamamıştım. o zamanlar çok fazla bir bilgi birikimim yoktu sadece araştırmalara dayanan bir yazı ve ilk kez sizlerle paylaşıyorum. inşallah beğenirsiniz....


SANAL DÜNYADA YAŞAM

Türkiye’de özellikle son beş yılda giderek artan internet kullanımı hayatımızı olumlu ve olumsuz bir çok yönde etkiliyor. İnternet gelişiminin önüne geçilememesi bu etkileri giderek artırıyor.
Aslına bakarsanız internet, 1960’ların başında savunma bakanlığının isteği üzerine; doğal afet, nükleer saldırı gibi olayların ardından dahi etkinliğini sürdürebilecek bir iletişim sistemi yaratmak amacı ile başlatılan bir askeri projedir ve büyük bir ağ sisteminden oluşur.

Tüm dünyadaki verilerin analizini sağlamak, depolayabilmek ve bu verileri tüm dünya insanları ile paylaşabilmek için Cern deneylerinden ortaya çıkan World Wide Web (WWW) teknolojisi geliştirilmişti. Geçtiğimiz ayda başlatılan yeni deney ile elde edilen verilerin, analizini ve bu verilerin paylaşımını WWW teknolojisi ile sağlamak zor olacaktır. Bu sebeple 2009 yılından itibaren WWW yerini GGG erişim sistemine bırakacaktır. Bu sisteme geçiş denemeleri 3G (üçüncü nesil) sistemi ile başlatılmıştır. 3G teknolojisi sayesinde internete her yerden yüksek hızla bağlanabilinecek. Özellikle cep telefonları için devrim niteliği taşıyan 3G ile görüntülü konuşma dönemi başlayacak. Türkiye’ye de 3-4 ay içinde gelmesi beklenilen 3G teknolojisi ile internet artık yeni bir boyut kazanacak ve kullanım oranı hızla artacak. Hal bu olunca internet, hayatımızın büyük bir bölümünde var olacak.

İnternetin hayatımıza girmesi ile milyonlarca bilgiye birkaç saniyede ulaşabiliyoruz. Araştırmalarımızı daha iyi bir şekilde ve hızla tamamlayabiliyoruz. Zaten bu amaçla arama motorları geliştirildi. Arama motorları olmadan internetin kullanılması imkansıza yakındır. Günümüzde yaygın olarak kullanılan Google, Yahoo, Mynet gibi arama motorları tüm dünya verilerine kısa bir sürede ulaşmamızı sağlıyor. Dev bir kütüphane olarak görülen internet aynı zamanda iletişimimizi de sağlıyor. Dünyada neler olup bittiği olay olduğu anda haber alabiliyoruz. Gazetelerin internete taşınması ve televizyon kuruluşlarının internetten online yayın yapmaları haberin ulaşın sınırını ortadan kaldırmıştır.

Elektronik postaların mektupların yerini alması iletişime farklı bir şekil kazandırmıştır.Elektronik postaların çalışma prensibi ile geliştirilen messenger programları görüşmelerimizi çok kolaylaştırıyor.Hatta bu programlar bir web kamerası ve bir mikrofon yardımıyla görüntülü konuşma yapmamıza olanak sağlıyor.Tabi bu görüşmelerin yapılabilmesi için ilk önce e-mail adresine sahip olmalısınız.Bu adres bir bakıma sizin sanal alemdeki evinizin adresidir. Daha doğrusu bir kimlik kartı gibidir. Evinizin zilinde bulunan isime de benzer. Eğer zile basan misafirinize kapınızı açarsanız o da içeri rahatlıkla girebilir. İsterseniz dünyanın öbür ucunda olan bir misafiri evinize ışık hızında davet edebilirsiniz. Tanımadığınız kişilerle ise sohbet (chat) odalarında konuşabilirsiniz. Tabi bu odalarda kötü niyetli kişilerle de karşılaşma olasılığınız var. Bu yüzden tanımadığınız biriyle sohbete başlamadan önce bir kez daha düşünmelisiniz. Sohbet odalarının dışında, tartışmalar için forum sitelerini kullanabilirsiniz. Bilgilerinizi paylaşmak için ise en iyi yol blog siteleridir. Bir siteye sahip olmak için illaki para ödemek zorunda değilsiniz. Günümüzde bazı siteler ücretsiz olarak size kendi blog sitenizi veya forum sitenizi kurma imkanı sağlıyor. Durum bu olunca iletişimde internet, cep telefonunun asıl amacını geçerek onu geride bırakmıştır. Bununla birlikte cep telefonları asıl amaçlarını değiştirerek küçük bilgisayarlar halini almıştır.

İnternet kullanıcı kitlesinin artmasıyla bankacılık işlemleri de internet üzerine taşınmıştır. İnsanlar saatlerce bankalarda beklemek yerine tüm işlemlerini internet bankacılığı ile kısa bir sürede yapabiliyor. Bu da özellikle İstanbul gibi büyük şehirlerde bize büyük zaman kazandırıyor. Hatta bu olayın başka bir benzeri de alış-veriş sektöründe yapılıyor. İnsanlar almak istediği ürünü internet üzerinden sipariş edebiliyor. İnternette alacağınız ürünün özelliklerini ve fiyatlarını araştırabiliyor ve binlerce çeşit ürünü değerlendirerek alabiliyorsunuz. Teslimat ise genellikle kargo yoluyla gerçekleştiriliyor. Kargo ile teslimat sayesinde yurt dışından da alış-veriş yapma imkanına sahip oluyorsunuz. Tabi bu işlemleri gerçekleştirirken birçok kişisel bilgi ve kredi kartı bilgilerinizi kullanmak zorunda kalabilirsiniz. Bu yüzden bilgisayarınızın güvenliğini sağlamalısınız.

İnternet her zaman iyi şeyler için kullanılmayabilir. Kötü amaçlı kişiler tarafından oluşturulan virüsler sisteminize zarar verebilirler. Bu virüslerin yayılması internet ile sağlandığından yaptığınız işlemlerde dikkatli olmalısınız. İnternetin karanlık yüzüne baktığınızda ilk göze çarpan ise kuşkusuz hackerlardır. Bir hackerın farklı amaçları olabilir. Bazen başka bir kişinin bilgisayarına girer ve o kişinin sistemini bozar. Bunu sadece eğlenceli bulduğu için yapar. Bazen girdiği bilgisayardaki verileri çalar, bazen de internet sitelerini hedef alır. Çoğunlukla işlenen bilişim suçu, başkasının verilerini çalma işlemidir. İnternette kullanılan kimlik bilgileri, kredi kartı bilgileri veya diğer gizli kalması gereken bilgiler bir hacker tarafından ele geçirilebilir. Bu bilgilerle; kredi kartıyla alış-veriş, banka hesabının boşaltılması, sahte kimlik çıkarma, vergi kaçakçılığı gibi suçlar işlenebilir. Bunlar olurken siz bütün bu olanların farkında bile olmayabilirsiniz. Siz senelerce çalışıp para biriktirirsiniz bir gün bir bakarsınız ki paranız yok olmuş. Bu örnekler dünyanın bir çok yerinde yaşanıyor. Eğer bilgisayarınızı hackera karşı korumak istiyorsanız öncelikle firewall (güvenlik duvarı) ve antivirüs programı edinmelisiniz. Bu önlemler sizi tamamen koruyamaz bu yüzden gireceğiniz sitelerde seçici ve dikkatli olmalısınız. Bilgisayarınıza indirdiğiniz dosyaların güvenli olduğundan emin olmalısınız.

Hackerların internet sitelerine saldırmaları siber savaş olarak adlandırılır. Siber savaşlarda amaç; siteyi kullanılmaz hale getirmek, siteyi yok etmek, veya ele geçirmek olabilir. Siber savaşlar kişisel olabildiği gibi devletlerin özel birimleri tarafından yetiştirilen hackerlar ile ülkeler arası da çıkabilir. Aslına bakarsanız gerçekte müttefik görünen iki ülke sanal dünyada savaşıyor olabilir. Türkiye’de benim gözlemlediğim siber savaşlar terörizme karşı veya Türklere yapılan haksızlıklara karşı yapılıyor. Kendini sanal alemin askerleri olarak nitelendiren bazı grupların yüzlerce PKK sitesini ele geçirdiğini duymuştum. Bu da savaşın farklı boyutlara ulaşabildiğini gösteriyor. Diğer bir olayda ise yabancı bir ülkede Türklere yapılan eziyetleri protesto etmek amacıyla o ülkenin bakanlık sitelerine saldırıların yapıldığını duymuştum. Hatta siber savaşları oyunlara bile taşıdıkları oluyor. Bazı terör örgütleri bu oyunlar aracığı ile iletişim sağlıyor. Durum bu olunca küçük çocukların bile tehlike içinde olduğu anlaşılıyor.

İnternette insanların paylaşım yapma şekilleri birbirinden farklıdır. Kimi insanlar düşüncelerini, kimi resim dosyalarını, kimi kendi yaptığı müzik ve video dosyalarını paylaşır, kimisi ise sanal korsanlık yaparak sanatçıların ortaya koyduğu müzik, film veya kitapların internette paylaşılmasını sağlar. Bir kişinin yaptığı bir şeyi izinsiz paylaşmak aslında yasaktır. İnternette bu korsanlığın önüne geçmek zordur. Gerçek hayatta korsan CD ve korsan kitap satanları ihbar ederek bu malzemeleri toplatabilirsiniz, belki az da olsa bu korsanlığın önüne geçebilirsiniz fakat sanal alemde bu zordur. Çünkü her yasağın bir çözümü bulunur. Youtube sitesi neredeyse 1 yıldır mahkeme emri ile yasaklanmış durumda ama bu karar çoğu kullanıcıya hiçbir etki yapmadı. Girmek isteyen gene başka yollarla Youtube’ a girdi. Özellikle filmlerin internet üzerinden paylaşılması sinema dünyasını sıkıntıya soktu. İnsanlar bunun şuan sadece olumlu yönüne bakıyor, para vermeden film izledikleri için seviniyorlar. Aslında bu şekilde davranarak sinema dünyasının yavaş yavaş sonunu getiriyorlar. Oyuncular ve yönetmenler para kazanamadıklarını fark edince bu işten vazgeçmeye başlayacaklar. İşte insanlar bu olasılığı düşünmüyorlar ya da düşünmek istemiyorlar. Bilgisayara film indirmek şuan cazip gibi görünse de şimdiden önlem almakta yarar var.

Hayatında başka eğlenceler isteyenler ise internet oyunlarının meraklısı oluyorlar. Bilgisayar oyunlarıyla başlayan eğlence anlayışı online oyunlarla devam ediyor. Bilgisayar oyunları artık internet üzerinden diğer insanlarla birlikte oynayabileceğiniz bir hal aldı. Online oyunların gerçeğe yakınlaşması sanal ile gerçek arasındaki çizginin daralmasına ve bu durum insanların (özellikle çocukların) bu oyunlara bağımlı olmasına neden oldu. Çocuklar saatlerce bu oyunların başından kalkmayarak sosyal yönlerini yitirmeye, arkadaşlarına ve ailesine karşı bir tutum almaya başlıyorlar. Oyunların gerçek kadar yakın görünmesi çocukların gerçek ile sanalı karıştırmasına neden oluyor. Bunda en büyük etken ise gerçek hayatta yapamadıklarımızı sanal alemde yapabiliyor olmanızdır. Oyunlara bağımlılıkla internete bağımlılık aynı gibidir. İkisinin de başlangıcı bilinmeyenle başlayan merak duygusunun saplantı derecesine ulaşmasındandır. Aslında bu bağımlılık kolay bir şekilde tedavi edilebilir. Uzmanların söylediğine göre saplantıdan sonra bıkkınlık başlıyormuş. Bıkma döneminden sonra ise her şey dengeleniyormuş. Tabi bu evrelerin sağlanabilmesi için uygun şartların sağlanması gerekiyor. İnternet bağımlılığı olan birinin psikolojik destek alması gerektiği vurgulanıyor.

İnternet bağımlılığının oluşmaması için birkaç küçük önlem alabilirsiniz. Özellikle küçük çocuklar için interneti sınırlandıran programlar kullanabilirsiniz. Bu programlar çocuğun interneti belirli zamanlarda kullanmasını sağlıyor. Bu zamanları siz belirleyebiliyorsunuz. İstediğiniz sitelere erişimi engelliyebiliyor ayrıca chat programlarını ve oyunları da sınırlandırabiliyorsunuz. Böyle bir programla kullanıcıların internet bağımlısı olması engellenebilir.

Türkiye’deki hanelerin %24,47 ’si internete erişim imkanına sahiptir. Türkiye’de internet kullanıcısı sayısı 26 milyon kişidir. Türkiye internet hızı bakımından VDSL-2 teknolojisi ile Avrupa sıralamasında ilk beşte yer alıyor. İnternet akıl almaz boyutlarla gün geçtikçe gelişiyor ve değişiyor. Bununla birlikte kullanıcı kitlesi de artıyor. 6 yaşından 76 yaşına kadar birçok insan interneti kullanıyor. Sonuç olarak ama olumlu ama olumsuz, bir şekilde internetten etkileniyoruz. Etkilenmeye de devam edeceğiz…

erenberk
 

erenberk

Rektör
Katılım
10 Mayıs 2010
Mesajlar
10,637
Reaksiyon puanı
101
Puanları
48
eveeeet forumun bu bölümünün ilgi çekmediği anlaşıldı :huh: diğer konulara da baktım ama en fazla 5 cevap gelmiş :hammer: aslında sayısal bir bölümde olmama rağmen bnm bu tür şeylere ilgim var belki başkaları da ilgi duyuyordur diye düşünmüştüm:confused1:
 

erenberk

Rektör
Katılım
10 Mayıs 2010
Mesajlar
10,637
Reaksiyon puanı
101
Puanları
48
bu sözüne takıldım ben.

bir önceki cümlede arayacağımız şeylerden bahsediyordum ya o yüzden bununla bağlantılı bir cümleydi... arama motorları olmasa internette bulmak istediklerimize kolay ulaşamazdık - interneti bu yönü olmadan kullanmak imkansız gibi bir şey geliyor
 
Üst