Rij-Neesin durumu ve
Galatasaray analizi
09.12.2009
Galatasaraylı merak ediyor; Eskişehirden, Karstan, Diyarbakırdan, Ankaradan
Azerbaycandan, Almanyadan, Avustralya, Amerika, Fransadan
İstanbulda gezdiğim her yerde beni çevirip soranlardan, Bakırköyden, Maçkadan, Sarıyerden, Beşiktaştan, duyduğum her cümle şu;
-Rijkaard napıyor Osman Abi, gider mi? Elanoyu at gitsin Orta saha ve savunma bizi kahrediyor. Leo da yaramaz! Kewell da olmasa yandık! Kaptan Arda bile havalandı!...
Bu söylemlerin hepsi tartışılır ama bunları ayaküstü anlatmak da çok zor.
Maille soranlara da cevap yazmak çok zor. Bu durum günlerce sürecek bir panel konusudur, maile de sığmaz
Onun için içimi sporxe döktüm
Çünkü bütün dünya sporx okuyor.
Bir de CİNE5ten Salı geceleri beni izliyor.
Neden?
Doğrucu Davutum da ondan
Paran yoksa yancıkta
Önce şunu bilelim; korkacak bir şey yok!
Galatasaray toparlanır.
Ancak;
Paran yoksa yancıkta, hıyar bulamazsın cacıkta!...
Tabii bu deyimin aslı başka!
İfade biçimi burada ancak bu kadar oluyor
Galatasarayın para darlığı varsa ne basketle ne yüzmeyle ne futbolla doğru dürüst uğraşabilir.
Kasada paran yoksa yaptığın transferler de ancak bu kadar olur!
Sakın ha Elano, Keita fazla para falan demeyin. Onlar da olmasa durum külliyen vahim olur!
Leo, Gökhan Zan, Kewell maliyetsiz Bonservisleri ellerindeydi
Hepsini de böyle bulamazsın ya!
Ayrıca;
Bir bardak suda kopartılan fırtınalara da aldanmayın!
Bugünün para yokluğunda en masum kişi Adnan Polattır.
Galatasarayda, geçmiş seneleri bilen aklı başında muhalefet bu durumdan Adnan Polatı suçlu tutamaz! Üstelik bu çaresizlikle boğuştuğu için Polatı kutlamak da gerek.
Galatasarayda kafanızı şöyle bir geri çevirin;
UEFA Kupalı Faruk Süren giderken borç; 57 milyon dolardı Yer gök inletiliyordu!
Mehmet Cansun geldi borç daha da indi
Özhan Canaydın zamanı, Terimden kaynaklanan yanlış transferlerle başlayan borç artışı, 6 senelik Canaydın yönetiminde tırmandıkça tırmandı.
Adnan Polat başkanlığa geldiğinde sıcak patatesi kucağında bulmuştu!
Ve Galatasarayda başka aday da yoktu!
Borç o gün 250 milyon dolardı
Bugün de olsun da 300
Bütün bunlardan sonra Adnan Polatı suçlamak ayıbın Galatasaray versiyonu olur!
Bu parasızlıkta değil Rijkaardı, Obamayı getirsen hava!
Haldun Üstünele soruyorum; takımın işlemeyen yerleri var, transfer var mı?
-Yapacağız Osman Abi, bir dışarıdan, bir içerden olabilir, diyor Üstünel
İki gün sonra Adnan Polata soruyorum;
Transfer var mı?
-Yok!... Para yok para, diyor Adnan Başkan.
Transferden önce, öncelikli konular var;
Sportif AŞ ile Futbol A.Ş. birleştirilecek. Parayı oraya harcarım.
Futbolcuların transfer taksitlerini öderim, diyor başkan
Kime inanacaksın?
Gelin siz, bana inanın Galatasaray transfer yapamaz!
İhtiyacın olan adamı parasız alamazsın!
Para da yoksa transfer de olmaz!
Olursa çıkma-çakma isimler yine takıma dolar
Göz boyanır!
Evir çevir aynı şey; önü para sonu para
Onun için de takımınıza tavır koymayın.
Eldeki mevcutlar iyi, daha iyisi için de bir iki mevkie takviye şart!
Olursa
Ya da Rij-Neesin eldeki isimlerden değişik bir kadroya yönelmesi şart.
Böylesi de olmuyor!
Transfer ancak takasla olur
Sercanla Volkan lükstür!
Para durumunu böyle özetledikten sonra geçelim transfere
Bence; Sercan ve Volkan Şen gereksiz transferdir. Galatasarayın onlara ihtiyacı yoktur.
Elinde, onlar gibi çok sayıda oyuncusu vardır. Baroş, Nonda, Arda, Kewell, Aydın
Galatasarayın ihtiyacı; orta sahada dikine oynayan ve rakibe basıp topu kullanan adamdır.
Bir de savunmasının göbeğine rakiple didişebilecek, kademe anlayışı gelişmiş ve topu şişirmeyecek bir adam.
Bu iki transfer yapılabilsin Galatasarayın çehresi değişir.
Bunlar da dışarıdan değil yurt içinden takasla olur! Parasız.
Var bu isimler
Galatasaray kör kuyuya düşmedi, kasiste lastik patlattı
Mevsime parlak başlangıç yapan Galatasarayın bugün önemli açmazları var;
1-Yorgunluk
2-Uyumsuzluk
3-İnatçılık
4-İki-üç dişlinin kırık oluşu
5-Baroşsuzluk
Bunlar aşılmayacak şeyler değil. Yeter ki iyi teşhis konulsun.
Rij-Neese müdahale edilmesin.
Galatasarayın içine düştüğü çukur kör kuyu değil, kasis!
Lastik patlattı, kaynak yapılırsa ne ala
Şimdi sadece get konup idare ediliyor.
Devre arasında çok şey değişir.
Rijkaardı bir pula satmayın!
Önce Rijkaard ve Neeskensi ele alalım.
Rijkaard boş adam değil. Ben insanların geçmişine bakarım ve kıyaslarım;
Rijkaard; Hollanda Milli Takımı, Ajax ve Milanda futbolun kralını oynamış yaşamadığı şampiyonluk kalmamış!
Hocalığında 5 yıl Barçayı yönetmiş.
Ne diyor Barçanın bugünkü hocası Guardiola;
Bu takımı yaratan Rijkaarddır, ona çok şey borçluyuz.
Ne diyor otoriteler;
Rijkaard, Barcelonada da ilk sene kök sökmüştü ama sonra fırtına bir takım yarattı.
Ne diyoruz biz;
Kovun gitsin Rijkaardı!...
Yağma yok!
Sallandır bir kaç kişi bak nasıl düzelir işler mantığı artık 1950 model De Soto taxi gibi kaldı.
Yaylı makaslı amortisör devri geçti!...
Şimdi turbo motorlar var
Rijkaard da o turbo motorun temsilcisi ama nerdeee
Rijkaardın hatası Galatasarayda; Xavi, İniesta, Messiyi var sanması
Ve biraz da bu yoklara rağmen bu kadroda inat etmesi!
Bakın sistemde demiyorum, kadroda ısrar etmesi. Oysa takım içinde başka isimler de var ilk 11 için.
Rijkaard burada hata yapıyor ve takım içinde değişik isimleri değişik yerlerde denemiyor.
Lakin Rijkaard da haklı;
Takıma bir şeyi öğretmek için önce sabır gerek!
Bizde de sabır yok!
14 sene şampiyonluk yüzü görmemiş Fatih Terimin deneyimlerine yıllarca sabır gösterdik,
Hayatının tortusunda onlarca Avrupa üst düzey kupası olan Rijkaarda altı ay dayanamıyoruz!
Ayıp ama
Rijkaard babamın oğlu değil, ama alaturka ayak oyunları da kanıma dokunuyor.
Rijkaard ve Neeskense sabredilmeli.
Onları bir pula satmamalı!
Daumu görün
Mustafa Denizliyi görün!
Rijkaarda önerilerim var
Örneğin;
Leo Uğur, Mehmet Topal, Servet, Hakan Balta Keita, Sabri, Mustafa Sarp, Elano, Arda, Kewelllı kadroyu bir araya getirmiyor.
Galatasarayın eksiği;
Orta sahadan ileri gidişte zaman kaybı, tempo düşüklüğü ve savunmasının göbeğindeki beceri noksanı!
Bunları takım içinden giderebilirsin.
Belki ideale ulaşamazsın ama elin mahkum, bu sene böyle geçer.
Seneye takviye ile mükemmele koşarsın!
Yapamayanda ısrar bana pek akılcı gelmiyor.
Mevzuu dağıtmamak için detaya sonraki yazılarımda girip futbolcuları tek tek analiz edeceğim, o zaman bütün gerçekler ortaya çıkacak!
Bugün genele bakıyorum.
Rijkaard savunmanın sağında Sabriden vaz geçmiyor.
Oysa Uğuru oraya koysa Sabriyi orta sahaya çekse savunmada pek eksiklik olmaz ama orta alan Sabriyle çabuklaşır, hırçınlaşır ve atağa kalkar. Sabrinin topla alış-verişi ötekilerin hepsinden üstün! Sabri uzaktan sokulup kaleye de vuruyor.
Galatasarayda tek şut çeken yokken Sabrinin orta alanda oynaması atak ve şut zenginliği demek olur.
Yanına da koy çalışkan kekliği bak basıl kıpırdar takım.
Çalışkan keklik; Mustafa Sarp.
Omuzlarını kaldırıp keklik gibi koştuğu için.
Mustafanın yanında çok koşan ve top yapan, rakibi yıldıran Sabri gibi biri oldu mu onun da randımanı artar. Galatasaray dirilir.
Sabriye mi kaldık, diyorsanız çok itiraz etmem lakin amaç; bugün için takımın içinden en iyisini bulmaktır.
En iyisi de bence Sabri ve Mustafa Sarptır.
Neden biliyor musunuz?
Bir kere bu ikiliyle orta alanı iki kişide tutar, forvetinde Elanoya yer açarsın. Çünkü takımda akıllı oynayan üç kişi var; biri Kaptan Arda, biri Kewell, öteki Elano. Bunları kenarda tutmak akıllı işi değil!
Elano orta alandan savunmaya kadar da adam kovalıyor. Topu iyi dağıtıyor. Orta yapıyor, şut çekiyor. Alan değiştirip koridorlar açıyor ama arkadaşları onu yok sayıyor! Böyle adam kenarda oturtulur mu?
Bakın;
Keita, Sabri, Mustafa Sarp, Elano, Kewell, Arda
Tam 4-6-0ın oyuncuları.
Rijkaard da bunu istemiyor mu?
Herkes her yerde olacak ve topu iyi kullanacak.
Çabuk oynayacak, tempo koyacak ve ileri doğru oynayacak.
İşte bu 6lı bu işlevi yerine getirir.
Keita sağda, Arda solda su gibi akar
Onların taşıdığı topları ileri ortanın solunda Kewell, sağında Elano şiir gibi kullanır, ya şut çeker gol atarlar ya da alan boşaltarak açılan koridorlara sokulan arkadaşlarına pozisyon yaratırlar.
Galatasarayda bu oyun zekası var ama bence kadro yanlış kuruluyor.
Rij-Neesin de bir bildiği vardır herhalde
Leo masum kurban!
Yine aynı örnekle işe başlıyorum. Leo Franco İspanyol değil Yabancı!
12 sene La Ligada kalecilik yapıyorsa Leoya kötü kaleci diyemezsin!
Sağlıksız defans arkasında iyi kaleci olmaz!
Otoriteler ne diyor;
Takım savunması forvetten yani 3. bölgeden başlar.
Galatasarayda hep panik havası var!
Rakip güle oynaya pozisyon buluyor. Ne yapsın Leo?
Hiçbir kaleci savunmasının hatasını kapatamaz!
Savunması iyiyse kaleci artı değerdir.
Alkış alır.
Bugünlük bu kadar!
Daha çok şey var bu konuda yazacak.
Son söz
Aziz Yıldırıma bir soru
Aziz Başkan sinirlendi mi sanırım şekeri yükseliyor.
Şekeri yükselince itidali kayboluyor
İtidali kaybolunca dilinin kantarı kaçıyor
Dilinin kantarı kaçınca hata ediyor.
Sağa sola dalanıyor!
Oysa Aziz Yıldırımın savunduğu fikirler doğru.
İstemlerinde ve sevmediği durumlara dikkat çekişinde onunla beraberim.
Ancak eylemleri yanlış.
Tavırları ve söylemleri kırıcı!
Haklıyken haksız duruma düşüyor.
Fenerbahçe de sevimsiz oluyor, kendisi de!
Bu bir
İkincisi;
Aziz Yıldırım kendini her şeyin üstünde bir güç olarak görüyor;
Vücut dili
Elleri, mimikleri hep kendini ele veriyor.
Sanıyor ki Fenerbahçe Cumhuriyetinin Yıldırım lideri!...
Asarım, keserim, altından kalkamazlar, karşımda duramazlar gibi söylemlerle gücünü ispata çalışıyor.
Gereksiz!
Herkes kimin ne olduğunu zaten biliyor.
Koskoca Fenerbahçenin Başkanını saymamak, sevmemek, hele camiasına kazandırdığı maddi imkanlardan sonra takdir etmemek mümkün mü?
Ama herkesi aşağılayan tavırlar sergilerse de eleştiriler çoğalır.
Aziz Başkanın etkinliği de azalır!
Mesela; Kulüpler Birliğinden istifa edeceğim diyeceğine bekleyip son toplantıda bunu yönetimdeki arkadaşlarına söyleyerek uygulasaydı ya
Olmaz!
Aziz Başkan karar veriri uygular ve herkes ona biad eder!
Hoş değil
En azından yönetim kurulu arkadaşlarına karşı ayıp!
Kızma Aziz Başkan ama;
Kavgayla sahada kazanan olmamış!
Hayatta da!...
Son söz;
Adnan Polaı kastederek Fenerin Beşiktaş mağlubiyetinden sonra diyorsunuz ki;
-Başkalarının galibiyetiyle sevinenler var!
İlahi Başkan söyler misiniz lütfen;
Galatasaray UEFA Kupasını aldığında sevindiniz mi sevinmediniz mi? :4: :4:
http://www.sporx.com/yazarlar/osman_tanburaci/7770/?ref=AYOT
gerçek manada son söz olmuş sözün bittiği yer.. lafın gediğine koymuş yani adam
Galatasaray analizi
09.12.2009
Galatasaraylı merak ediyor; Eskişehirden, Karstan, Diyarbakırdan, Ankaradan
Azerbaycandan, Almanyadan, Avustralya, Amerika, Fransadan
İstanbulda gezdiğim her yerde beni çevirip soranlardan, Bakırköyden, Maçkadan, Sarıyerden, Beşiktaştan, duyduğum her cümle şu;
-Rijkaard napıyor Osman Abi, gider mi? Elanoyu at gitsin Orta saha ve savunma bizi kahrediyor. Leo da yaramaz! Kewell da olmasa yandık! Kaptan Arda bile havalandı!...
Bu söylemlerin hepsi tartışılır ama bunları ayaküstü anlatmak da çok zor.
Maille soranlara da cevap yazmak çok zor. Bu durum günlerce sürecek bir panel konusudur, maile de sığmaz
Onun için içimi sporxe döktüm
Çünkü bütün dünya sporx okuyor.
Bir de CİNE5ten Salı geceleri beni izliyor.
Neden?
Doğrucu Davutum da ondan
Paran yoksa yancıkta
Önce şunu bilelim; korkacak bir şey yok!
Galatasaray toparlanır.
Ancak;
Paran yoksa yancıkta, hıyar bulamazsın cacıkta!...
Tabii bu deyimin aslı başka!
İfade biçimi burada ancak bu kadar oluyor
Galatasarayın para darlığı varsa ne basketle ne yüzmeyle ne futbolla doğru dürüst uğraşabilir.
Kasada paran yoksa yaptığın transferler de ancak bu kadar olur!
Sakın ha Elano, Keita fazla para falan demeyin. Onlar da olmasa durum külliyen vahim olur!
Leo, Gökhan Zan, Kewell maliyetsiz Bonservisleri ellerindeydi
Hepsini de böyle bulamazsın ya!
Ayrıca;
Bir bardak suda kopartılan fırtınalara da aldanmayın!
Bugünün para yokluğunda en masum kişi Adnan Polattır.
Galatasarayda, geçmiş seneleri bilen aklı başında muhalefet bu durumdan Adnan Polatı suçlu tutamaz! Üstelik bu çaresizlikle boğuştuğu için Polatı kutlamak da gerek.
Galatasarayda kafanızı şöyle bir geri çevirin;
UEFA Kupalı Faruk Süren giderken borç; 57 milyon dolardı Yer gök inletiliyordu!
Mehmet Cansun geldi borç daha da indi
Özhan Canaydın zamanı, Terimden kaynaklanan yanlış transferlerle başlayan borç artışı, 6 senelik Canaydın yönetiminde tırmandıkça tırmandı.
Adnan Polat başkanlığa geldiğinde sıcak patatesi kucağında bulmuştu!
Ve Galatasarayda başka aday da yoktu!
Borç o gün 250 milyon dolardı
Bugün de olsun da 300
Bütün bunlardan sonra Adnan Polatı suçlamak ayıbın Galatasaray versiyonu olur!
Bu parasızlıkta değil Rijkaardı, Obamayı getirsen hava!
Haldun Üstünele soruyorum; takımın işlemeyen yerleri var, transfer var mı?
-Yapacağız Osman Abi, bir dışarıdan, bir içerden olabilir, diyor Üstünel
İki gün sonra Adnan Polata soruyorum;
Transfer var mı?
-Yok!... Para yok para, diyor Adnan Başkan.
Transferden önce, öncelikli konular var;
Sportif AŞ ile Futbol A.Ş. birleştirilecek. Parayı oraya harcarım.
Futbolcuların transfer taksitlerini öderim, diyor başkan
Kime inanacaksın?
Gelin siz, bana inanın Galatasaray transfer yapamaz!
İhtiyacın olan adamı parasız alamazsın!
Para da yoksa transfer de olmaz!
Olursa çıkma-çakma isimler yine takıma dolar
Göz boyanır!
Evir çevir aynı şey; önü para sonu para
Onun için de takımınıza tavır koymayın.
Eldeki mevcutlar iyi, daha iyisi için de bir iki mevkie takviye şart!
Olursa
Ya da Rij-Neesin eldeki isimlerden değişik bir kadroya yönelmesi şart.
Böylesi de olmuyor!
Transfer ancak takasla olur
Sercanla Volkan lükstür!
Para durumunu böyle özetledikten sonra geçelim transfere
Bence; Sercan ve Volkan Şen gereksiz transferdir. Galatasarayın onlara ihtiyacı yoktur.
Elinde, onlar gibi çok sayıda oyuncusu vardır. Baroş, Nonda, Arda, Kewell, Aydın
Galatasarayın ihtiyacı; orta sahada dikine oynayan ve rakibe basıp topu kullanan adamdır.
Bir de savunmasının göbeğine rakiple didişebilecek, kademe anlayışı gelişmiş ve topu şişirmeyecek bir adam.
Bu iki transfer yapılabilsin Galatasarayın çehresi değişir.
Bunlar da dışarıdan değil yurt içinden takasla olur! Parasız.
Var bu isimler
Galatasaray kör kuyuya düşmedi, kasiste lastik patlattı
Mevsime parlak başlangıç yapan Galatasarayın bugün önemli açmazları var;
1-Yorgunluk
2-Uyumsuzluk
3-İnatçılık
4-İki-üç dişlinin kırık oluşu
5-Baroşsuzluk
Bunlar aşılmayacak şeyler değil. Yeter ki iyi teşhis konulsun.
Rij-Neese müdahale edilmesin.
Galatasarayın içine düştüğü çukur kör kuyu değil, kasis!
Lastik patlattı, kaynak yapılırsa ne ala
Şimdi sadece get konup idare ediliyor.
Devre arasında çok şey değişir.
Rijkaardı bir pula satmayın!
Önce Rijkaard ve Neeskensi ele alalım.
Rijkaard boş adam değil. Ben insanların geçmişine bakarım ve kıyaslarım;
Rijkaard; Hollanda Milli Takımı, Ajax ve Milanda futbolun kralını oynamış yaşamadığı şampiyonluk kalmamış!
Hocalığında 5 yıl Barçayı yönetmiş.
Ne diyor Barçanın bugünkü hocası Guardiola;
Bu takımı yaratan Rijkaarddır, ona çok şey borçluyuz.
Ne diyor otoriteler;
Rijkaard, Barcelonada da ilk sene kök sökmüştü ama sonra fırtına bir takım yarattı.
Ne diyoruz biz;
Kovun gitsin Rijkaardı!...
Yağma yok!
Sallandır bir kaç kişi bak nasıl düzelir işler mantığı artık 1950 model De Soto taxi gibi kaldı.
Yaylı makaslı amortisör devri geçti!...
Şimdi turbo motorlar var
Rijkaard da o turbo motorun temsilcisi ama nerdeee
Rijkaardın hatası Galatasarayda; Xavi, İniesta, Messiyi var sanması
Ve biraz da bu yoklara rağmen bu kadroda inat etmesi!
Bakın sistemde demiyorum, kadroda ısrar etmesi. Oysa takım içinde başka isimler de var ilk 11 için.
Rijkaard burada hata yapıyor ve takım içinde değişik isimleri değişik yerlerde denemiyor.
Lakin Rijkaard da haklı;
Takıma bir şeyi öğretmek için önce sabır gerek!
Bizde de sabır yok!
14 sene şampiyonluk yüzü görmemiş Fatih Terimin deneyimlerine yıllarca sabır gösterdik,
Hayatının tortusunda onlarca Avrupa üst düzey kupası olan Rijkaarda altı ay dayanamıyoruz!
Ayıp ama
Rijkaard babamın oğlu değil, ama alaturka ayak oyunları da kanıma dokunuyor.
Rijkaard ve Neeskense sabredilmeli.
Onları bir pula satmamalı!
Daumu görün
Mustafa Denizliyi görün!
Rijkaarda önerilerim var
Örneğin;
Leo Uğur, Mehmet Topal, Servet, Hakan Balta Keita, Sabri, Mustafa Sarp, Elano, Arda, Kewelllı kadroyu bir araya getirmiyor.
Galatasarayın eksiği;
Orta sahadan ileri gidişte zaman kaybı, tempo düşüklüğü ve savunmasının göbeğindeki beceri noksanı!
Bunları takım içinden giderebilirsin.
Belki ideale ulaşamazsın ama elin mahkum, bu sene böyle geçer.
Seneye takviye ile mükemmele koşarsın!
Yapamayanda ısrar bana pek akılcı gelmiyor.
Mevzuu dağıtmamak için detaya sonraki yazılarımda girip futbolcuları tek tek analiz edeceğim, o zaman bütün gerçekler ortaya çıkacak!
Bugün genele bakıyorum.
Rijkaard savunmanın sağında Sabriden vaz geçmiyor.
Oysa Uğuru oraya koysa Sabriyi orta sahaya çekse savunmada pek eksiklik olmaz ama orta alan Sabriyle çabuklaşır, hırçınlaşır ve atağa kalkar. Sabrinin topla alış-verişi ötekilerin hepsinden üstün! Sabri uzaktan sokulup kaleye de vuruyor.
Galatasarayda tek şut çeken yokken Sabrinin orta alanda oynaması atak ve şut zenginliği demek olur.
Yanına da koy çalışkan kekliği bak basıl kıpırdar takım.
Çalışkan keklik; Mustafa Sarp.
Omuzlarını kaldırıp keklik gibi koştuğu için.
Mustafanın yanında çok koşan ve top yapan, rakibi yıldıran Sabri gibi biri oldu mu onun da randımanı artar. Galatasaray dirilir.
Sabriye mi kaldık, diyorsanız çok itiraz etmem lakin amaç; bugün için takımın içinden en iyisini bulmaktır.
En iyisi de bence Sabri ve Mustafa Sarptır.
Neden biliyor musunuz?
Bir kere bu ikiliyle orta alanı iki kişide tutar, forvetinde Elanoya yer açarsın. Çünkü takımda akıllı oynayan üç kişi var; biri Kaptan Arda, biri Kewell, öteki Elano. Bunları kenarda tutmak akıllı işi değil!
Elano orta alandan savunmaya kadar da adam kovalıyor. Topu iyi dağıtıyor. Orta yapıyor, şut çekiyor. Alan değiştirip koridorlar açıyor ama arkadaşları onu yok sayıyor! Böyle adam kenarda oturtulur mu?
Bakın;
Keita, Sabri, Mustafa Sarp, Elano, Kewell, Arda
Tam 4-6-0ın oyuncuları.
Rijkaard da bunu istemiyor mu?
Herkes her yerde olacak ve topu iyi kullanacak.
Çabuk oynayacak, tempo koyacak ve ileri doğru oynayacak.
İşte bu 6lı bu işlevi yerine getirir.
Keita sağda, Arda solda su gibi akar
Onların taşıdığı topları ileri ortanın solunda Kewell, sağında Elano şiir gibi kullanır, ya şut çeker gol atarlar ya da alan boşaltarak açılan koridorlara sokulan arkadaşlarına pozisyon yaratırlar.
Galatasarayda bu oyun zekası var ama bence kadro yanlış kuruluyor.
Rij-Neesin de bir bildiği vardır herhalde
Leo masum kurban!
Yine aynı örnekle işe başlıyorum. Leo Franco İspanyol değil Yabancı!
12 sene La Ligada kalecilik yapıyorsa Leoya kötü kaleci diyemezsin!
Sağlıksız defans arkasında iyi kaleci olmaz!
Otoriteler ne diyor;
Takım savunması forvetten yani 3. bölgeden başlar.
Galatasarayda hep panik havası var!
Rakip güle oynaya pozisyon buluyor. Ne yapsın Leo?
Hiçbir kaleci savunmasının hatasını kapatamaz!
Savunması iyiyse kaleci artı değerdir.
Alkış alır.
Bugünlük bu kadar!
Daha çok şey var bu konuda yazacak.
Son söz
Aziz Yıldırıma bir soru
Aziz Başkan sinirlendi mi sanırım şekeri yükseliyor.
Şekeri yükselince itidali kayboluyor
İtidali kaybolunca dilinin kantarı kaçıyor
Dilinin kantarı kaçınca hata ediyor.
Sağa sola dalanıyor!
Oysa Aziz Yıldırımın savunduğu fikirler doğru.
İstemlerinde ve sevmediği durumlara dikkat çekişinde onunla beraberim.
Ancak eylemleri yanlış.
Tavırları ve söylemleri kırıcı!
Haklıyken haksız duruma düşüyor.
Fenerbahçe de sevimsiz oluyor, kendisi de!
Bu bir
İkincisi;
Aziz Yıldırım kendini her şeyin üstünde bir güç olarak görüyor;
Vücut dili
Elleri, mimikleri hep kendini ele veriyor.
Sanıyor ki Fenerbahçe Cumhuriyetinin Yıldırım lideri!...
Asarım, keserim, altından kalkamazlar, karşımda duramazlar gibi söylemlerle gücünü ispata çalışıyor.
Gereksiz!
Herkes kimin ne olduğunu zaten biliyor.
Koskoca Fenerbahçenin Başkanını saymamak, sevmemek, hele camiasına kazandırdığı maddi imkanlardan sonra takdir etmemek mümkün mü?
Ama herkesi aşağılayan tavırlar sergilerse de eleştiriler çoğalır.
Aziz Başkanın etkinliği de azalır!
Mesela; Kulüpler Birliğinden istifa edeceğim diyeceğine bekleyip son toplantıda bunu yönetimdeki arkadaşlarına söyleyerek uygulasaydı ya
Olmaz!
Aziz Başkan karar veriri uygular ve herkes ona biad eder!
Hoş değil
En azından yönetim kurulu arkadaşlarına karşı ayıp!
Kızma Aziz Başkan ama;
Kavgayla sahada kazanan olmamış!
Hayatta da!...
Son söz;
Adnan Polaı kastederek Fenerin Beşiktaş mağlubiyetinden sonra diyorsunuz ki;
-Başkalarının galibiyetiyle sevinenler var!
İlahi Başkan söyler misiniz lütfen;
Galatasaray UEFA Kupasını aldığında sevindiniz mi sevinmediniz mi? :4: :4:
http://www.sporx.com/yazarlar/osman_tanburaci/7770/?ref=AYOT
gerçek manada son söz olmuş sözün bittiği yer.. lafın gediğine koymuş yani adam