Recep İvedik & Polat Alemdar... Biz Nereye Gidiyoruz?

musabbu

Profesör
Katılım
26 Nisan 2010
Mesajlar
1,073
Reaksiyon puanı
23
Puanları
218
Bu devrin ''Delikanlı''ları

Hepimizin hayatında, çocuk olmakla yetişkin olmak arasında ince bir çizgi var. Bazılarımız o ince çizgi üstünde sıklıkla gidip geliyor. Örnek vermek gerekirse; özenle baktığım, her gün belli saatte suladığım, haftada iki gün bahçıvan tarafından elden geçirilen bahçeyi, “Burası bizim de bahçemiz” diyerek, olur olmaz zamanlarda sulayan ve bunu inat haline getiren komşum gibi. Bu tür insanların büyüme ihtimali yok, onun için yakınlarına Allah kolaylık versin.
Bize düşen görev
Büyüttüğümüz çocukların ileride çocuk kalmaması için, biz anne-babalara çok iş düşüyor. Her aile kendi içinde farklı dengelere sahip, bu nedenle herkesin kendine göre doğru bildikleri var. Doğru bildiklerimiz, bazen yanlış sonuçlar doğurabiliyor, o başka bir tartışma konusu. Benim endişelendiğim, dışarıdan gelen etkiler.
Her devrin belli “mit”leri, çocuklara ve gençlere örnek olan dizileri, filmleri ve artistleri vardır. Benim çocukluğumda televizyon tek kanal ve siyah-beyazdı. Çizgi film olarak “Sevimli Hayalet”, “Bıcır’la Gıcır”, çocuk programı olarak da “Masal Sokağı” ve “Oyun Treni” vardı. Hâlâ da onlar gibi bir program yapılmış değil, bana sorarsanız. Sonra genç kızlığa geçerken “Grease” filmi gelmişti, bütün şarkılarını ezberlemiştim. Benim yaşımda olan kime sorsanız, hâlâ filmi detaylarıyla anlatır. Şimdilerde müzikal olarak İstanbul’da sahneleniyor, Kıvanç Tatlıtuğ da konuk oyuncu olarak yer alıyor.
Dizilerin deformasyonu
Bir de bugünün örnek alınan dizi ve filmlerine bakalım. “Kurtlar Vadisi”, “Recep İvedik”, “Aşk-ı Memnu”. Sondan başlamak gerekirse, eser bir klasik ama bugünkü işleniş biçimiyle sündürülmüş bir hikaye ve bütün çocuklar merakla seyrediyor. Ne yanlış, ne doğru anlatabilmek mümkün değil. Ahlaki değerlerimizin diziler tarafından deformasyonu konusu o kadar çok konuşuldu ki, lafı uzatmayayım.
Diğerleri ise, erkek çocuk yetiştirenler için gerçekten bir tehlike halini aldı. “Recep İvedik” kaba-saba, eğitimsiz, küfürbaz, işe yaramayan, toplum zararlısı bir tiplemeyi çocukların beynine nasıl kazıyor anlatamam. 11-12 yaşındaki erkek çocuklarının çoğu ezbere biliyor tüm repliklerini. Özür dileyerek yazıyorum, geğirmek ve gaz çıkartmak bir meziyetmiş gibi algılanıyor. Kadınlara karşı “lan” diye hitap edebilen Recep karakteri feci bir örnek.
Gelelim “Kurtlar Vadisi”ne... Memleketi kurtarmak, bir baltaya sap olamayan üç-beş şehir eşkıyasının tekelindeymişcesine, içi boş bir delikanlılık edebiyatıyla sürdürülen bu dizi, genç çocukların beyinlerini zehirliyor. “Recep İvedik” ten kendini kazara kurtaran bir genç, “Kurtlar Vadisi” nin çengeline takılıyor. Erkek olmak, delikanlı olmak demek, vurmak, kırmak, acımasız olmak sanıyor zamane çocukları. 15-16 yaş erkek çocuklarının öykündüğü tipler Polat Alemdar, Memati gibi gözünü kırpmadan adam öldürdüğü için efsane haline getirilen kötü adamlar.
Yarın korkusu!..
Korkuyorum, oğlum büyüyor. Her gün karşımda “Recep İvedik”le “Polat Alemdar” arasında gidip gelen kafası karışık küçük bir delikanlı görüyor olmaktan ürküyorum. Hangisine baksam, irrite ediyor beni. Kuşak farklılıkları falan hepsini anlıyorum, tabii ki farklı olacak hayata bakışımız ama bunların dayattığı fikirler, bir değer üretmiyor ne yazık ki. Çocuklarımızı, gençlerimizi kendileriyle, aileleriyle, çevreleriyle kavgalı hale getiren bu dayatmanın etkileri sandığımızdan daha kötü olacak.
Çocuklar çaresiz
İnternetin yaygın kullanımı, bilgisayar oyunları, yararlı-yararsız bilgi bombardımanı, hızlı akan zaman ve bir değermiş gibi sunulan “yanlış” tiplemelerle, iyiden iyiye afallamış çocuklarımızın bizlerin yardımına ve yol göstermesine ihtiyaçları var. Bizlerin de sabıra ve yetersiz kaldığımız yerlerde uzmanların yardımına...

Defne SARISOY
 
Üst