Sokaklardaki pitbull vahşetinin önüne geçmek için atılan adımın önünü kesmek isteyenler gösteriler yapıyor. Ya örgütsüz pitbull mağdurlarının hakkını kim savunacak? İnsan hayatını tehdit özgürlük olur mu?
Bir yayın kuruluşunun başındaki insan olarak değil, vatandaş olarak saldırgan köpek haberlerini yıllardan bu yana yüreğim yanarak takip ediyorum. Hafta geçmiyor ki ajanslardan, saldırgan köpeğin insanı parçaladığı haberi okumayalım.
Söylemeye gerek yok, medyada çıkan haberler daha çok büyük şehirlerde yaşananları gündeme getirir. Daha da önemlisi, haber olarak verilenler ise ölümle sonuçlananlarla sınırlı kalır.
Bu tür olayların dışında yaşananlar ne haber olarak bültenlere girer, ne de haber olarak kimse tarafından duyulur. Olayın vahşetini yaşayan insanların yüreğinde hayatları boyunca acı olarak kalır.
Bir dönem, 100 yıl öncesinin gazetelerini okumayı çok severdim. İkdam’ın sayfalarını gezerken 1900’lü yılların başında İstanbul’un en büyük sorunları anlatılırken, başıboş köpeklerin neden olduğu faciaları okurdum.
Bugün de aslında fark yok. 100 yıl önce “sahipsiz” köpekler insanlara saldırıyordu, bugün ise sahiplerinin elinde her an patlamaya hazır bir silah gibi uluorta dolaştırılan köpekler tehdit oluşturuyor.
Çevre Bakanlığı, geçtiğimiz haftalarda saldırgan tabiatlı olarak bilinen pitbull cinsi köpeklerin toplatılacağını duyurdu. Aslında bu, sessiz yığınların sesine kulak verme kararı idi ve hepsinden de önemlisi yıllar öncesinden alması gereken gecikmiş bir adım idi.
Bakanlık, bu hayvan sahiplerine 3 bin 434 lira para cezası verilmesini ve hayvanların toplatılması kararına ilişkin genelgeyi yayınladı ya; medyada bir kıyamettir kopmaya başladı.
Ekranlar ve gazete sayfaları, bu insanları parçalayan vahşi hayvanların, masumiyet haberleriyle dolmaya başladı. Pitbull besleyenler, vahşi hayvanlarıyla eylemler yapmaya başladı.
Medya bu ev canavarlarının aslında ne kadar da masum ve sevimli olduklarını anlatan insanlarla dolmaya başladı. Toplatma kararı alan Çevre Bakanlığı’nın aslında ne kadar yanlış yaptığını anlatan konuşmalar yayınlanır oldu.
Bu haberleri okuduğumda ve gördüğümde pitbulla baş başa kaldığımdaki gibi dehşete kapılıyorum.
Olacak şey değil. Bu hayvanların beslenmesi ve satılması dünyada yıllar öncesinden yasaklanmış. Bu ırktan bir köpeği yalnız besleyene değil, satana, çoğaltana ciddi cezalar uygulanıyor. Dövüştürenlere ise hem para cezası hem hapis cezası verilmesi yoluna gidiliyor.
Türkiye ise yıllardan bu yana Macaristan, Romanya ve Bulgaristan’dan kaçak getirilen köpeklerin istilası altında. Sokaklarda, sahiplerinin bile zor zaptettiği bu hayvanlar rahatlıkla gezdirilebiliyor.
Bu köpekleri besleyenlerin önemli bir kısmı, hayvan sevgisinden değil, insanlara olan nefretinden bu hayvanları besliyorlar.
Sokaklara dökülüp gösteri yapan pitbullseverlerin dile getirdikleri ortak bir nokta var. Kimi hayvanının boynuna sarılıyor, kimi yanağını yalatıyor, daha ileri gidenler kafasını hayvanın ağzının arasına alıp, “Bak benim köpeğim zararsız” diyerek iddiasını güçlendirmeye çalışıyor.
Bu insanların anlamak istemedikleri bir nokta var. Bu hayvanlar sahipleri için zararsız. Hangi köpek sahibine zarar verir. Onun adı sahibine zarar vermediği için köpek.
Sorun burada zaten. Bu hayvanlar, sahibi dışındakilere zarar veriyor.
Sahibi dışındakiler için bir tehdit unsuru.
İnsanlar da bu hayvanları, başkalarına karşı haksız rekabet oluşturdukları için besliyorlar. Çevredekilere korku salsın diye bir dünya para verip sahip yanlarında taşıyorlar.
Bu yazıyı yazarken, pitbulların fiyatlarıyla ilgili internetten bir araştırma yapmaya çalıştım. Meğer pitbullar hakkında ne çok bilgi varmış. Beni hayrete düşüren yavru bir köpeğin 1500 dolara satılması olmadı.
En çok şaşırdığım, 30 kilogramlık henüz "yavru" denebilecek bir pitbull köpeğin aylık masrafının ortalama 500-600 lira dolayında bulunduğu oldu. Pitbullseverlerin birbirine tavsiye ettiği iyi cins bir köpek mamasının (hadi adını söylemeyeyim) kilosunun 100 lirayı bulduğunu okudum.
Bunlar kişinin kendini ilgilendiren tarafı. Yavru bir hayvan için 3 bin de verir 5 bin de. Beslemek için ayda 500 de harcar, 1500 de.
Ama herkesi ve hepimizi ilgilendiren bir tarafı var. Bu hayvanlar, sadece sahiplerine zararsız. Onun dışında bırakın saldırmasını, görüntüsü bile çevreye tehdit unsuru.
Madem bu hayvanların sokaklarda, “kaçın parçalarım” diye dolaştırılması serbest olacak. Benim de bir teklifim var:
İsteyen istediği silaha sahip olsun ve bunu yanında taşısın. Hem de göstere göstere taşısın ki karşısındaki ayağını denk alsın.
Dahası, bu silahları taşımak için herhangi bir ruhsata falan da gerek olmasın.
Ünal TANIK / Haber 7
kaynak
Bir yayın kuruluşunun başındaki insan olarak değil, vatandaş olarak saldırgan köpek haberlerini yıllardan bu yana yüreğim yanarak takip ediyorum. Hafta geçmiyor ki ajanslardan, saldırgan köpeğin insanı parçaladığı haberi okumayalım.
Söylemeye gerek yok, medyada çıkan haberler daha çok büyük şehirlerde yaşananları gündeme getirir. Daha da önemlisi, haber olarak verilenler ise ölümle sonuçlananlarla sınırlı kalır.
Bu tür olayların dışında yaşananlar ne haber olarak bültenlere girer, ne de haber olarak kimse tarafından duyulur. Olayın vahşetini yaşayan insanların yüreğinde hayatları boyunca acı olarak kalır.
Bir dönem, 100 yıl öncesinin gazetelerini okumayı çok severdim. İkdam’ın sayfalarını gezerken 1900’lü yılların başında İstanbul’un en büyük sorunları anlatılırken, başıboş köpeklerin neden olduğu faciaları okurdum.
Bugün de aslında fark yok. 100 yıl önce “sahipsiz” köpekler insanlara saldırıyordu, bugün ise sahiplerinin elinde her an patlamaya hazır bir silah gibi uluorta dolaştırılan köpekler tehdit oluşturuyor.
Çevre Bakanlığı, geçtiğimiz haftalarda saldırgan tabiatlı olarak bilinen pitbull cinsi köpeklerin toplatılacağını duyurdu. Aslında bu, sessiz yığınların sesine kulak verme kararı idi ve hepsinden de önemlisi yıllar öncesinden alması gereken gecikmiş bir adım idi.
Bakanlık, bu hayvan sahiplerine 3 bin 434 lira para cezası verilmesini ve hayvanların toplatılması kararına ilişkin genelgeyi yayınladı ya; medyada bir kıyamettir kopmaya başladı.
Ekranlar ve gazete sayfaları, bu insanları parçalayan vahşi hayvanların, masumiyet haberleriyle dolmaya başladı. Pitbull besleyenler, vahşi hayvanlarıyla eylemler yapmaya başladı.
Medya bu ev canavarlarının aslında ne kadar da masum ve sevimli olduklarını anlatan insanlarla dolmaya başladı. Toplatma kararı alan Çevre Bakanlığı’nın aslında ne kadar yanlış yaptığını anlatan konuşmalar yayınlanır oldu.
Bu haberleri okuduğumda ve gördüğümde pitbulla baş başa kaldığımdaki gibi dehşete kapılıyorum.
Olacak şey değil. Bu hayvanların beslenmesi ve satılması dünyada yıllar öncesinden yasaklanmış. Bu ırktan bir köpeği yalnız besleyene değil, satana, çoğaltana ciddi cezalar uygulanıyor. Dövüştürenlere ise hem para cezası hem hapis cezası verilmesi yoluna gidiliyor.
Türkiye ise yıllardan bu yana Macaristan, Romanya ve Bulgaristan’dan kaçak getirilen köpeklerin istilası altında. Sokaklarda, sahiplerinin bile zor zaptettiği bu hayvanlar rahatlıkla gezdirilebiliyor.
Bu köpekleri besleyenlerin önemli bir kısmı, hayvan sevgisinden değil, insanlara olan nefretinden bu hayvanları besliyorlar.
Sokaklara dökülüp gösteri yapan pitbullseverlerin dile getirdikleri ortak bir nokta var. Kimi hayvanının boynuna sarılıyor, kimi yanağını yalatıyor, daha ileri gidenler kafasını hayvanın ağzının arasına alıp, “Bak benim köpeğim zararsız” diyerek iddiasını güçlendirmeye çalışıyor.
Bu insanların anlamak istemedikleri bir nokta var. Bu hayvanlar sahipleri için zararsız. Hangi köpek sahibine zarar verir. Onun adı sahibine zarar vermediği için köpek.
Sorun burada zaten. Bu hayvanlar, sahibi dışındakilere zarar veriyor.
Sahibi dışındakiler için bir tehdit unsuru.
İnsanlar da bu hayvanları, başkalarına karşı haksız rekabet oluşturdukları için besliyorlar. Çevredekilere korku salsın diye bir dünya para verip sahip yanlarında taşıyorlar.
Bu yazıyı yazarken, pitbulların fiyatlarıyla ilgili internetten bir araştırma yapmaya çalıştım. Meğer pitbullar hakkında ne çok bilgi varmış. Beni hayrete düşüren yavru bir köpeğin 1500 dolara satılması olmadı.
En çok şaşırdığım, 30 kilogramlık henüz "yavru" denebilecek bir pitbull köpeğin aylık masrafının ortalama 500-600 lira dolayında bulunduğu oldu. Pitbullseverlerin birbirine tavsiye ettiği iyi cins bir köpek mamasının (hadi adını söylemeyeyim) kilosunun 100 lirayı bulduğunu okudum.
Bunlar kişinin kendini ilgilendiren tarafı. Yavru bir hayvan için 3 bin de verir 5 bin de. Beslemek için ayda 500 de harcar, 1500 de.
Ama herkesi ve hepimizi ilgilendiren bir tarafı var. Bu hayvanlar, sadece sahiplerine zararsız. Onun dışında bırakın saldırmasını, görüntüsü bile çevreye tehdit unsuru.
Madem bu hayvanların sokaklarda, “kaçın parçalarım” diye dolaştırılması serbest olacak. Benim de bir teklifim var:
İsteyen istediği silaha sahip olsun ve bunu yanında taşısın. Hem de göstere göstere taşısın ki karşısındaki ayağını denk alsın.
Dahası, bu silahları taşımak için herhangi bir ruhsata falan da gerek olmasın.
Ünal TANIK / Haber 7
kaynak
