wwhirlwind
Profesör
- Katılım
- 21 Aralık 2006
- Mesajlar
- 2,313
- Reaksiyon puanı
- 2
- Puanları
- 0
Hakkında çeşitli suçlardan dolayı mahkeme kararı olan ve kırmızı bültenle aranan eski Şişli Belediye Başkanı Gülay Aslıtürk'ün eski eşi Orhan Aslıtürk'ün, İspanya'nın güneyindeki Malaga kentindeki havalanında yakalandığı bildirildi
Orhan Aslıtürk'ün yakalanmasıyla ilgili İspanyol polisinden yapılan açıklamada, "Türkiye'de işlediği farklı suçlardan hakkında toplam 60 yıl hapis cezası bulunan ve uluslararası tutuklama emri bulunan 53 yaşındaki O.A, Malaga havalanından İspanya'ya giriş yapmaya çalışırken yakalanmıştır ve üzerindeki 1,500 avro nakit paraya el konulmuştur" denildi.
Öte yandan, kara para aklamak için hayali ihracat yapmak, kaçakçılık, evrakta sahtecilik ve yasa dışı ortaklık iddialarından aranan Orhan Aslıtürk'ün Türkiye'ye iadesi için Adalet Bakanlığının gerekli resmi girişimi başlattığı ve gelecek hafta İspanyol makamlara iade talebinin iletileceği öğrenildi.
Yasalar gereği Türkiye'nin, Orhan Aslıtürk'ün iadesini istemek için gerekçeli dosyayı hazırlayıp İspanyol makamlara sunması için en fazla 40 günlük süre tanınırken, İspanya'nın iade ile ilgili kararını en geç 6 ay içinde vermesi ve bu süre içinde de Aslıtürk'ün cezaevinde tutulması gerekiyor.
10 YILDIR ARANIYORDU İspanya'da yakalanan iş adamı Orhan Aslıtürk, naylon faturayla hayali ihracat yaptığı iddiaları ve buna bağlı suçlamalar nedeniyle hakkında açılan çok sayıda dava kapsamında 1998 yılından beri aranıyordu.
Orhan Aslıtürk adı ilk olarak, dönemin Şişli Belediye Başkanı Gülay Çokay ile 26 Eylül 1997'de evlenince kamuoyu tarafından duyuldu.
Bu evliliğin ardından işi ve ilişkileri irdelenmeye başlanan Aslıtürk hakkında naylon fatura ile hayali ihracat yaptığı iddiaları ortaya atılmaya başlandı.
Orhan Aslıtürk, hakkında Şişli Belediyesinde yolsuzluk yaptığı iddiaları bulunan eşi Gülay Çokay ile 1998 yılında yurt dışına çıktı.
Çokay bir daha Türkiye'ye dönmezken, Orhan Aslıtürk, 6 Eylül 1998'de ''yasa dışı yollardan yurt dışına para kaçıracağı'' iddiasıyla gözaltına alındı. Bu olaya ilişkin sevk edildiği Beykoz Cumhuriyet Savcılığınca serbest bırakılan Orhan Aslıtürk, bir daha Türkiye'de görünmedi.
Aslıtürk'ün yurt dışında bulunduğu sırada, Londra'da yaşayan Gülay Çokay, avukatı Yağız Ali Dağlı aracılığıyla 5 Eylül 2001'de Şişli Asliye Hukuk Mahkemesine başvurarak, ''şiddetli geçimsizlik'' nedeniyle boşanma davası açtı. Mahkeme de 4 Ekim 2001'de çiftin boşanmasını kararlaştırdı.
Kendisi yurt dışındayken hakkındaki soruşturmalar devam eden Aslıtürk'e, başta İstanbul'daki çeşitli adliyelerde olmak üzere, değişik illerde ''Vergi Usul Kanununa muhalefet etmek'', ''sahtecilik'', ''Kaçakçılığın Men ve Takibine Dair Kanuna muhalefet etmek'', ''emniyeti suiistimal'' gibi suçlardan art arda davalar açıldı.
2001'DE ABD'DE YAKALANMIŞTI
24 Ekim 2001'de ABD'ye giriş yapmak isteyen Aslıtürk, Miami Havaalanı'nda hakkındaki ''difüzyon araması'' denilen kırmızı bültenden önceki arama safhası kapsamında gözaltına alındı.
Türk adli makamları Orhan Aslıtürk'ün iadesi için gerekli dosyaları hazırladıkları sırada Aslıtürk'ün ABD'den ayrıldığı belirlendi.
Konuya ilişkin gazetecilerin sorularını yanıtlayan dönemin Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, ''hakkında 5 ayrı dava kapsamında gıyabi tutuklama kararı bulunan Aslıtürk'ün, iade talepleri konusundaki hazırlığın yapılabilmesi için geçici olarak tutuklanmasının istendiğini, ancak ABD makamlarının yeterince hızlı davranmaması nedeniyle bu işlem yapılmadan ABD'den ayrıldığını'' kaydetmişti.
Bu arada, Maliye Bakanlığı hesap uzmanlarının, Barbaros Holding ve Aslıtürk'e yönelik 2 yılda yaptıkları incelemeler sonucunda hazırladıkları raporda, Orhan Aslıtürk'ün, ''naylon faturayla hayali ihracattan, banka boşaltmaya yardıma'' kadar pek çok olaya karıştığı iddia edildi.
Raporda, Aslıtürk'ün şirketlerince basılan naylon faturaların kullanıldığı ihracat tutarının 1.7 milyar dolar, naylon faturaların yurt içi sirkülasyonunun ise bunun 2-3 katı olduğu kaydedilip, Aslıtürk ile işbirliğine giren firmaların ihracat kredisini kendilerinin alıp, KDV iadesini Aslıtürk'e bıraktığı bildirildi.
Laleli piyasasında bavul ticareti yoluyla dışarı çıkan malların, Aslıtürk aracılığıyla ihraç edilmiş gibi gösterildiği ifade edilen raporda, basılan naylon faturaların bir bölümünün Murat Demirel'e ait şirketlerce kullanıldığı ve Aslıtürk'ün ayrıca, Egebank'ın içinin boşaltılmasında da naylon şirketlere kredi yoluyla yardımcı olduğu iddia edildi.
ASLITÜRK HAKKINDAKİ BAZI DAVALAR
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilen Sümerbank ile ilgili soruşturmayı yürüten, kaldırılan İstanbul DGM Cumhuriyet Başsavcılığı, 22 Aralık 2000'de ifadesi alınamayan Aslıtürk ve ortağı olduğu belirtilen Muhammet Ciğer'in de aralarında bulunduğu 40 kişi hakkında gıyabi tutuklama kararı çıkardı.
Yakalanamadığı için önce dosyası ayrılan, daha sonra hakkında iddianame hazırlanan Aslıtürk'ün, ''cürüm işlemek için oluşturulan teşekküle üye olmak'' ve ''4 kez dolandırıcılık yapmak'' suçlarından 13 ile 33 yıl arasında ağır hapis cezasına çarptırılması istendi. Bu iddianame ile açılan dava, Sümerbank ana davasıyla birleştirildi.
Yapılan yargılama sonucunda Aslıtürk açısından zaman aşımı süresi dolduğundan, hakkındaki davanın düşürülmesine karar verildi.
Mali boyutu 600 milyon dolar olan ''Son Kredi Operasyonu'' kapsamında Bursa 4. Ağır Ceza Mahkemesinde, Aslıtürk ile 29 sanık hakkında ''sahte evrak tanzim etmek'' ve ''dolandırıcılık'' suçlarından dava açıldı.
Orhan Aslıtürk hakkında, İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesinde de yabancı uyruklu kişilerin Laleli piyasasından aldıkları malları sahte belgelerle ihraç edilmiş gibi göstererek kaçakçılık yapıldığı iddiasıyla, iş ortağı Muhammet Ciğer'in de aralarında bulunduğu 33 sanıkla birlikte dava açıldı.
Davanın 21 Haziran 2002 tarihli duruşmasında, Muhammet Ciğer'e ''teşekkül halinde kaçakçılık yapmak'' suçundan 15 yıl ağır hapis, 14 sanığa da 10'ar yıl ağır hapis cezası verildi.
Bu sanıklara ayrıca müteselsilen 1 katrilyon 156 trilyon 88 milyar 63 milyon 559 bin 264 lira ağır para cezası veren mahkeme heyeti, gıyabi tutuklu sanıklar Orhan Aslıtürk, Mehmet Argun Kızılırmak ve Fethi Namlıoğlu'nun dosyalarını, yakalanamadıkları için ayırdı. Mahkeme, diğer sanıkların ise beraatlarına karar verdi.
Kararı inceleyen Yargıtay 7. Ceza Dairesi, davanın karara bağlanmasının ardından çıkan ve ''1918 sayılı Kaçakçılığın Men ve Takibine Dair Kanunu'' kaldıran 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununun sanıklar lehine düzenlemeler içerdiği gerekçesiyle, ceza alan kişiler yönünden hükmün yeniden kurulmasını istedi.
Yeniden yapılan yargılamada, zaman aşımı süresi dolduğundan davanın ortadan kaldırılmasına karar verildi.
1 YIL 9 AY HAPİS CEZASI
Orhan Aslıtürk, İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından, Muhammet Ciğer'in de aralarında bulunduğu 5 sanıkla birlikte ''Vergi Usul Kanununa muhalefet etmek'' suçundan yargılandı. Bu dava da iddianamenin zaman aşımı süresi dolduktan sonra hazırlandığı gerekçesiyle ortadan kaldırmayla sonuçlandı.
Aslıtürk, aynı suçlamaya ilişkin yargılandığı İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesinde ise 1 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Antalya 1. Ağır Ceza Mahkemesinde de ''evrakta sahtecilik'', ''dolandırıcılık'' ve ''hayali ihracat'' suçlarından 14 sanıkla, 3 yıl ile 10 yıl arasında ağır hapis cezası istemiyle yargılanan Aslıtürk için bu dava kapsamında gıyabi tutuklama kararı çıkarıldı.
İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesinde Sümerbank'ın eski sahibi Hayyam Garipoğlu'nun da aralarında olduğu 5 sanıkla birlikte ''dolandırıcılık'' suçundan yargılanan Aslıtürk'ün dosyası yakalanamadığı için ayrılırken, diğer sanıkların davası 4616 sayılı Şartla Salıverilmeye, Dava ve Cezaların Ertelenmesine Dair Kanun kapsamında ertelendi.
Aslıtürk hakkında İstanbul 1, 2 ve 5. ağır ceza mahkemelerinde süren davalarda ''yakalama emri'' bulunuyor.
kaynak : http://www.gazeteport.com.tr/GUNCEL/NEWS/GP_183684
Orhan Aslıtürk'ün yakalanmasıyla ilgili İspanyol polisinden yapılan açıklamada, "Türkiye'de işlediği farklı suçlardan hakkında toplam 60 yıl hapis cezası bulunan ve uluslararası tutuklama emri bulunan 53 yaşındaki O.A, Malaga havalanından İspanya'ya giriş yapmaya çalışırken yakalanmıştır ve üzerindeki 1,500 avro nakit paraya el konulmuştur" denildi.
Öte yandan, kara para aklamak için hayali ihracat yapmak, kaçakçılık, evrakta sahtecilik ve yasa dışı ortaklık iddialarından aranan Orhan Aslıtürk'ün Türkiye'ye iadesi için Adalet Bakanlığının gerekli resmi girişimi başlattığı ve gelecek hafta İspanyol makamlara iade talebinin iletileceği öğrenildi.
Yasalar gereği Türkiye'nin, Orhan Aslıtürk'ün iadesini istemek için gerekçeli dosyayı hazırlayıp İspanyol makamlara sunması için en fazla 40 günlük süre tanınırken, İspanya'nın iade ile ilgili kararını en geç 6 ay içinde vermesi ve bu süre içinde de Aslıtürk'ün cezaevinde tutulması gerekiyor.
10 YILDIR ARANIYORDU İspanya'da yakalanan iş adamı Orhan Aslıtürk, naylon faturayla hayali ihracat yaptığı iddiaları ve buna bağlı suçlamalar nedeniyle hakkında açılan çok sayıda dava kapsamında 1998 yılından beri aranıyordu.
Orhan Aslıtürk adı ilk olarak, dönemin Şişli Belediye Başkanı Gülay Çokay ile 26 Eylül 1997'de evlenince kamuoyu tarafından duyuldu.
Bu evliliğin ardından işi ve ilişkileri irdelenmeye başlanan Aslıtürk hakkında naylon fatura ile hayali ihracat yaptığı iddiaları ortaya atılmaya başlandı.
Orhan Aslıtürk, hakkında Şişli Belediyesinde yolsuzluk yaptığı iddiaları bulunan eşi Gülay Çokay ile 1998 yılında yurt dışına çıktı.
Çokay bir daha Türkiye'ye dönmezken, Orhan Aslıtürk, 6 Eylül 1998'de ''yasa dışı yollardan yurt dışına para kaçıracağı'' iddiasıyla gözaltına alındı. Bu olaya ilişkin sevk edildiği Beykoz Cumhuriyet Savcılığınca serbest bırakılan Orhan Aslıtürk, bir daha Türkiye'de görünmedi.
Aslıtürk'ün yurt dışında bulunduğu sırada, Londra'da yaşayan Gülay Çokay, avukatı Yağız Ali Dağlı aracılığıyla 5 Eylül 2001'de Şişli Asliye Hukuk Mahkemesine başvurarak, ''şiddetli geçimsizlik'' nedeniyle boşanma davası açtı. Mahkeme de 4 Ekim 2001'de çiftin boşanmasını kararlaştırdı.
Kendisi yurt dışındayken hakkındaki soruşturmalar devam eden Aslıtürk'e, başta İstanbul'daki çeşitli adliyelerde olmak üzere, değişik illerde ''Vergi Usul Kanununa muhalefet etmek'', ''sahtecilik'', ''Kaçakçılığın Men ve Takibine Dair Kanuna muhalefet etmek'', ''emniyeti suiistimal'' gibi suçlardan art arda davalar açıldı.
2001'DE ABD'DE YAKALANMIŞTI
24 Ekim 2001'de ABD'ye giriş yapmak isteyen Aslıtürk, Miami Havaalanı'nda hakkındaki ''difüzyon araması'' denilen kırmızı bültenden önceki arama safhası kapsamında gözaltına alındı.
Türk adli makamları Orhan Aslıtürk'ün iadesi için gerekli dosyaları hazırladıkları sırada Aslıtürk'ün ABD'den ayrıldığı belirlendi.
Konuya ilişkin gazetecilerin sorularını yanıtlayan dönemin Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, ''hakkında 5 ayrı dava kapsamında gıyabi tutuklama kararı bulunan Aslıtürk'ün, iade talepleri konusundaki hazırlığın yapılabilmesi için geçici olarak tutuklanmasının istendiğini, ancak ABD makamlarının yeterince hızlı davranmaması nedeniyle bu işlem yapılmadan ABD'den ayrıldığını'' kaydetmişti.
Bu arada, Maliye Bakanlığı hesap uzmanlarının, Barbaros Holding ve Aslıtürk'e yönelik 2 yılda yaptıkları incelemeler sonucunda hazırladıkları raporda, Orhan Aslıtürk'ün, ''naylon faturayla hayali ihracattan, banka boşaltmaya yardıma'' kadar pek çok olaya karıştığı iddia edildi.
Raporda, Aslıtürk'ün şirketlerince basılan naylon faturaların kullanıldığı ihracat tutarının 1.7 milyar dolar, naylon faturaların yurt içi sirkülasyonunun ise bunun 2-3 katı olduğu kaydedilip, Aslıtürk ile işbirliğine giren firmaların ihracat kredisini kendilerinin alıp, KDV iadesini Aslıtürk'e bıraktığı bildirildi.
Laleli piyasasında bavul ticareti yoluyla dışarı çıkan malların, Aslıtürk aracılığıyla ihraç edilmiş gibi gösterildiği ifade edilen raporda, basılan naylon faturaların bir bölümünün Murat Demirel'e ait şirketlerce kullanıldığı ve Aslıtürk'ün ayrıca, Egebank'ın içinin boşaltılmasında da naylon şirketlere kredi yoluyla yardımcı olduğu iddia edildi.
ASLITÜRK HAKKINDAKİ BAZI DAVALAR
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilen Sümerbank ile ilgili soruşturmayı yürüten, kaldırılan İstanbul DGM Cumhuriyet Başsavcılığı, 22 Aralık 2000'de ifadesi alınamayan Aslıtürk ve ortağı olduğu belirtilen Muhammet Ciğer'in de aralarında bulunduğu 40 kişi hakkında gıyabi tutuklama kararı çıkardı.
Yakalanamadığı için önce dosyası ayrılan, daha sonra hakkında iddianame hazırlanan Aslıtürk'ün, ''cürüm işlemek için oluşturulan teşekküle üye olmak'' ve ''4 kez dolandırıcılık yapmak'' suçlarından 13 ile 33 yıl arasında ağır hapis cezasına çarptırılması istendi. Bu iddianame ile açılan dava, Sümerbank ana davasıyla birleştirildi.
Yapılan yargılama sonucunda Aslıtürk açısından zaman aşımı süresi dolduğundan, hakkındaki davanın düşürülmesine karar verildi.
Mali boyutu 600 milyon dolar olan ''Son Kredi Operasyonu'' kapsamında Bursa 4. Ağır Ceza Mahkemesinde, Aslıtürk ile 29 sanık hakkında ''sahte evrak tanzim etmek'' ve ''dolandırıcılık'' suçlarından dava açıldı.
Orhan Aslıtürk hakkında, İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesinde de yabancı uyruklu kişilerin Laleli piyasasından aldıkları malları sahte belgelerle ihraç edilmiş gibi göstererek kaçakçılık yapıldığı iddiasıyla, iş ortağı Muhammet Ciğer'in de aralarında bulunduğu 33 sanıkla birlikte dava açıldı.
Davanın 21 Haziran 2002 tarihli duruşmasında, Muhammet Ciğer'e ''teşekkül halinde kaçakçılık yapmak'' suçundan 15 yıl ağır hapis, 14 sanığa da 10'ar yıl ağır hapis cezası verildi.
Bu sanıklara ayrıca müteselsilen 1 katrilyon 156 trilyon 88 milyar 63 milyon 559 bin 264 lira ağır para cezası veren mahkeme heyeti, gıyabi tutuklu sanıklar Orhan Aslıtürk, Mehmet Argun Kızılırmak ve Fethi Namlıoğlu'nun dosyalarını, yakalanamadıkları için ayırdı. Mahkeme, diğer sanıkların ise beraatlarına karar verdi.
Kararı inceleyen Yargıtay 7. Ceza Dairesi, davanın karara bağlanmasının ardından çıkan ve ''1918 sayılı Kaçakçılığın Men ve Takibine Dair Kanunu'' kaldıran 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununun sanıklar lehine düzenlemeler içerdiği gerekçesiyle, ceza alan kişiler yönünden hükmün yeniden kurulmasını istedi.
Yeniden yapılan yargılamada, zaman aşımı süresi dolduğundan davanın ortadan kaldırılmasına karar verildi.
1 YIL 9 AY HAPİS CEZASI
Orhan Aslıtürk, İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından, Muhammet Ciğer'in de aralarında bulunduğu 5 sanıkla birlikte ''Vergi Usul Kanununa muhalefet etmek'' suçundan yargılandı. Bu dava da iddianamenin zaman aşımı süresi dolduktan sonra hazırlandığı gerekçesiyle ortadan kaldırmayla sonuçlandı.
Aslıtürk, aynı suçlamaya ilişkin yargılandığı İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesinde ise 1 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Antalya 1. Ağır Ceza Mahkemesinde de ''evrakta sahtecilik'', ''dolandırıcılık'' ve ''hayali ihracat'' suçlarından 14 sanıkla, 3 yıl ile 10 yıl arasında ağır hapis cezası istemiyle yargılanan Aslıtürk için bu dava kapsamında gıyabi tutuklama kararı çıkarıldı.
İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesinde Sümerbank'ın eski sahibi Hayyam Garipoğlu'nun da aralarında olduğu 5 sanıkla birlikte ''dolandırıcılık'' suçundan yargılanan Aslıtürk'ün dosyası yakalanamadığı için ayrılırken, diğer sanıkların davası 4616 sayılı Şartla Salıverilmeye, Dava ve Cezaların Ertelenmesine Dair Kanun kapsamında ertelendi.
Aslıtürk hakkında İstanbul 1, 2 ve 5. ağır ceza mahkemelerinde süren davalarda ''yakalama emri'' bulunuyor.
kaynak : http://www.gazeteport.com.tr/GUNCEL/NEWS/GP_183684