Hizmet Tespit Davası

Bu konuyu okuyanlar

kenany

Öğrenci
Cezalı
Katılım
10 Ağustos 2020
Mesajlar
15
Reaksiyon puanı
1
Puanları
3
Yaş
35
Hizmet tespit davası; Sosyal Güvenlik Hukuku’nda önemli bir yeri olan dava türüdür. Zira prim gün sayısının ve prime esas kazancın tespiti emeklilik hakkı için oldukça önemlidir. Çalışmaları Sosyal Güvenlik Kurumuna hiç bildirilmeyen, yani sigortasız çalışan işçiler ile eksik bildirilen işçilerin çalışması, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından tespit edilemedi ise bu dava yolu ile çalışmalarının tespitini isteyebileceklerdir. Hizmet tespit davası işçi açısından önemli olduğu kadar işveren açısından da önemlidir. Ayrıca EYT nin gündeme geldiği bu günler de 1999 öncesi hizmet tespit davası da emeklilik için oldukça önemli bir konu haline gelmiştir.


Hizmet Tespit Davası Nedir?​


Hizmet tespit davası; çalıştıkları dönemde sigortası yapılmayan veya eksik bildirilen çalışanların, geçmişe dönük olarak çalışmalarının tespitini sağladıkları bir davadır. Bir diğer adıyla geçmişe dönük hizmet tespit davası veya 1999 öncesi hizmet tespit davası olarak ta isimlendirilir diyebiliriz.


Ayrıca bu davada aşağıdaki hususlar ele alınmaktadır.


  • Tescillenmiş işe giriş bildirgelerindeki yanlış yazılan kimlik kayıtlarının ve sigorta sicil numaralarının tashihi,
  • Sigortalıya ait olması gerekirken başkası adına bildirilen çalışma sürelerinin asıl hak sahibine kazandırılması,
  • Hizmet süresinin başlangıç tarihinin doğru olarak tespiti,
  • Prime esas kazancın tespiti,
  • Başka işyerinden bildirim yapıldı ise gerçekte çalışılan işyerinin tespiti gibi hususlar da ele alınmaktadır.

Hizmet tespit davası özelliği gereği diğer hukuk davalarından farklı bir yerdedir. İşçilik alacağı davaları ile de birlikte görülmez. Eğer işçilik alacağı davaları ile birlikte açılmışsa ki uygulamada bu hata çok yapılmaktadır, davaların ayrılması gerekmektedir.


Zira araştırma usulleri farklıdır. Hizmet tespiti davalarında ceza hukukuna benzer bir özellik olarak, re ’sen araştırma ilkesi geçerlidir. Çünkü sigortalılığın tespiti aynı zamanda kamu düzenini ilgilendirmektedir. Dava kamu düzenine ilişkin olduğu için mahkeme, davalı tarafın kabul beyanı da dâhil olmak üzere davacı ve davalı taraf beyanları ile bağlı olmayıp çalışmanın fiili olarak gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespitini araştırmakla yükümlüdür. Bu nedenle uygulamada delillerin resen araştırılması ve değerlendirilmesi prensibi benimsenmiştir.


Hizmet Tespiti Davasına Hangi Mahkemeler Bakar?​


Hizmet tespit davası için,


  • Birden fazla iş mahkemesinin bulunduğu yerlerde Sosyal Güvenlik Hukukuna bakmakla görevlendirilen mahkemeler,
  • Bir iş mahkemesinin bulunduğu yerlerde, iş mahkemesi,
  • İş Mahkemesi’nin olmadığı yerlerde İş Mahkemesi sıfatıyla Asliye Hukuk Mahkemeleri görevlidir.

Yetkili Mahkeme Neresidir?​


Yetkili Mahkeme ise 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu Madde. 6’ya göre, iş mahkemelerinde açılacak davalarda, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi ile işin veya işlemin yapıldığı yer mahkemesidir. Bu durumda davanın işverenin bulunduğu yer mahkemesinde yahut işin yapıldığı yerde açılması mümkündür


Davacı Sıfatı​


Davacı sıfatı, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu kapsamında sigortalı olarak nitelendirilen kişiler yahut bunların ölümü halinde hak sahipleridir. Davalı ise işveren olarak gösterilir. Daha önce Sosyal Güvenlik Kurumunun da davalı olarak gösterilmesi gerekir iken 2014 yılında 6552 sayılı Torba Kanun ile gelen 5521 sayılı Kanunda yapılan değişiklikle SGK’nın davalı değil de fer’i müdahil (kendisine haber verilen) olacağı, fer’i müdahil olarak ta temyiz yetkisinin bulunduğu düzenlenmiştir.


Hizmet Tespiti Davası Ne Zaman Açılır?​


İşyeri tarafından Sosyal Güvenlik Kurumuna herhangi bir bildirim yapılmış olan işçiler, hak düşürücü süreye tabi olmadan her zaman hizmet tespit davası açabilirler.


Hiçbir bildirim yapılmayan durumda ise hizmet tespiti davasının açılabilmesi için hizmetlerin geçtiği yılın sonundan başlayarak beş yıllık bir süre öngörülmüştür. Bu husus, 5510 sayılı Kanun m. 86/9’da yer alan “sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak beş yıl içerisinde iş mahkemesine başvurarak, alacakları ilâm ile ispatlayabilirlerse” ifadesinden açıkça anlaşılmaktadır.


Kanunda öngörülen beş yıllık süre zamanaşımı süresi değil, hak düşürücü süredir. Buna göre; işe giriş bildirgesi, aylık prim ve hizmet belgesi veya muhtasar prim ve hizmet beyannamesi verilen kişiler 5 yıllık hak düşürücü süreye tabi olmadan, her zaman hizmet tespit davası açabilirler.


Zamanaşımı​


Peki hizmet tespit davalarında zamanaşımı var mıdır? Zamanaşımı süresi ne kadardır. Bu sorunun cevabını aslında kısmi olarak bir üst bölümde vermiş olduk. Yukarıda da izah edildiği üzere SGK’ya herhangi bir şekilde bildirim yapılmış olan işçiler, hak düşürücü süreye tabi olmadan her zaman hizmet tespit davası açabilirler. Hizmet tespit davası zamanaşımı süresi ile genel bilgi bu şekildedir.


Sigortalılık​


Sigortalılığın değerlendirilmesinde, taraflar arasında sadece bir hizmet akdinin bulunması yeterli değildir. Eylemli ve gerçek çalışmanın varlığı gereklidir. Fiili çalışmanın bulunmadığı bir hizmet akdi sigortalılık için yeterli değildir. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına göre de; hizmet tespitinde 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasasının 2 ve 6. maddelerinde açıkça belirlendiği üzere; sigortalılığın oluşumu yönünden çalışma olgusunun varlığı zorunludur. Eylemli veya gerçek biçimde çalışmanın varlığı saptanmadıkça, hizmet akdine dayanılarak sigortalılıktan söz edilemez.


Yine yukarıda belirttiğimiz gibi bu davada re’sen araştırma ilkesi geçerlidir. Davacı tarafça her türlü yazılı delil ve tanık deliline dayanılabilir. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına göre de; davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespit davası için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği belirtilmiştir.


Hizmet Tespiti Davasında Araştırma Usulü​


Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına göre bu davalarda araştırma usulünün nasıl olacağı şu şekilde tespit edilmiştir;


  1. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır.
  2. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmelidir.
  3. Daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmelidir. Dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları olmalıdır. Ya da komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.

Hizmet Tespit Davası Bordro Tanığı​


Yargıtay kararlarından da görüleceği gibi işyerinde birden fazla çalışanın olması durumunda Mahkemece, davacının çalıştığını iddia ettiği dönemdeki bordro çalışanları Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan bordolar getirtilerek ve re’sen tespit edilerek dinlenmektedir.


Mahkemece re’sen tespit edilerek dinlenen dönem bordrosu tanıklarının beyanlarına ispat açısından özel önem verilmektedir. Başka çalışanın olmadığı işyerleri için ise komşu işyerleri araştırılarak burada varsa çalışan, yoksa işyeri sahipleri, komşu işyeri tanığı olarak dinlenmektedir.


Bu tanıkların beyanları da davada ispat açısından önemlidir. Görüldüğü gibi işçilik alacağı davalarında davacı ve davalı tarafın gösterdiği tanıklar dinlenirken, hizmet tespiti davalarında bunun yanında mahkemece re’sen araştırılarak bulunan bordro tanıkları ile komşu işyeri tanıkları da dinlenmektedir.


Dava seyrinde önemli olan bu ayrıntıların bilinmesi davacı tarafın hakkını hızlıca elde etmek veya davalı tarafın hakkını korumak için oldukça önemlidir.

Konu hakkında daha detaylı bilgiye Hizmet Tespit Davası | 1999 öncesi Hizmet Tespit Davası | Aslan & Duran Hukuk Bürosu adresinden de erişebilirsiniz.
 

Alanur Erdemir

vampir
Admin
SDN
Katılım
17 Şubat 2021
Mesajlar
8,136
Çözümler
129
Reaksiyon puanı
9,771
Puanları
113
Yaş
19
Konu öneğini "rehber" yapabilirsiniz.
 
Üst