Ömer Hayyam

Hınzır

Öğrenci
Katılım
5 Aralık 2007
Mesajlar
46
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
HAYYAM
(Ebul Feth Ömer bin Ibrahim; Ömer Hayyam da denir), Bu günkü iran sinirlari içinde yasamis Türk Sair ve bilginidir (Nisapur 1044.ay.y 1123/1136). Hayati, gençlik yillari kesinlikle bilinmiyor. Elde bulunan eserlerinden, hayatiyla ilgili olaylari anlatan bazi kitaplardan, felsefe, matematik ve astronomi konularinda çalistigi, bu alanlarda düzenli bir ögrenim gördügü anlasilmaktadir. Hayyam ("Çadirci") takma adini, atalarinin çadircilik yapmalari yüzünden aldigi söylenir. Ömer Hayyam, zamaninda daha çok bilgin olarak ün kazandi. Iran'in, Selçuklular yönetiminde oldugu bir zamanda yetisen Hayyam, Horasan ülkesindeki büyük Sehirleri, Belh, Buhara ve Merv gibi bilim merkezlerini gezdi, birara Bagdat'a da gitti. Zamaninin hükümdarlarindan, özellikle selçuklu sultani Meliksah ve Karahanlilardan Semsülmülk'ten büyük yakinlik gördü. Saraylarinda, meclislerinde bulundu. Residüddin'in "Cami-üt-Tevarih" adli eserinde anlattigina göre Nizamülmülk ve Hasan Sabbah, Ömer Hayyam ile okul arkadaslariydilar.

Gerek Hayyam'in zamaninda, gerek sonarki çaglarda yazilan kaynaklarda çaginin bütün bilgilerini edindigi, o alanlarda derin tartismalara girdigi, fikih, ilahiyat, kiraat, edebiyat, tarih, fizik ve astronomi okuttugu yazilidir. Ebu'l Hasan Ali El-Beyhaki onun çok bilgili bir kimse oldugunu, fakat müderrislik hayatinin pek basarili olmadigini bildirir. Ayrica Zemahseri ile uzun boylu tartismalara giristigini, onun derslerine bile devam ettigini, Zemahseri'yi, bilgi bakimindan begendigini yazar.

Hayyam'in fizik, metafizik, matematik, astronomi ve siir konularinda degisik eserleri vardir. Bunlar arasinda Ibni sina'nin Temcid (Yücelme) adli eserinin yorum ve tercümesi de yer alir. Zamaninda, bir bilgin olarak ün kazanan Ömer Hayyam'in edebiyat tarihindeki yerini saglayan, sonraki yüzyilarda da dogu islam dünyasinin en büyük Sairlerinden biri olarak anilmasina yolaçan Rubaiyat'idir (Dörtlükler). Ömer Hayyam, iran ve dogu edebiyatinda rubai türünün kurucusu sayilir. Sonralari aralarina baskalarinin eserleri de karsian bu rubailer iki yüz kadardir. Hayyam, oldukça kolay anlasilan, yumusak, akici, açik ve seçik bir dil kullanir. siirlerinde gerçekçidir. Yasadiklari, gördüklerini, çevresinden, zamanin gidisinden aldigi izlenimleri yapmaciga kapilmaksizin, oldugu gibi dile getirir. Ona göre, gerçek olan yasanandir, dünyanin ötesinde ikinci bir dünya yoktur. Insan, yasadikça gerçektir, gerçek ise yasanandir. En sasmaz ölçü akil ve sagduyudur. insan bir akil varligidir. Gerçege ancak akil yolu ile ulasilabilir.

Onun siirinde zamanin haksizliklari, softaliklari, akil almaz saçmaliklari ince, alayli, igneleyici bir dille yerilir. Dörtlüklerinin konusu ask, sarap, dünya, insan hayati, yasama sevinci, içinde bulundugumuz geçici dünyanin tadini çikarma gibi insanla yogun bir baglanti içinde bulunan gerçek eylem ve davranislardir. Siirlerinde isledigi konulara, çokluk felsefe açisindan bakar. Ask, sevinç, hayatin tadini çikarma, Hayyam'a göre vaz geçilmez insan duygularidir, insan hayatinin ana dokusu bunlarla örülüdür. Bazi dörtlüklerinde filozofça derin bir sezgi, açik ve seçik bir insan severlik duygusu, gösteristen, asiriliktan uzak bir yasama anlayisi görülür. Hayyam kendisinden sonra gelen pek çok sairi etkilemis, rubai alaninda tek örnek olarak benimsenmistir. Bati ülkelerinde adina bir çok dernek kurulmus, rubaileri bütün bati dillerine, bu arada birçok defa Türkçeye Rubaiyat-i Hayyam, Hayyam'in Rubaileri, Ömer Hayyam ve Rubaileri, Dörtlükler adi altinda tercüme edilmistir.

Hergün bir dörtlük
Hergün bir rubai
Ne güzel olur. Paylaşımlarınızı bekliyorum

Başlangıcı benden


Ömür defterinden bir fal açtım gönlümce;
Halden anlar bir dost gelip falı görünce;
Ne mutlu sana, dedi; daha ne istersin:
Ay gibi bir sevgili, yıl gibi bir gece.


Alıntı


Moderatör Not :
Forumda paylaşmış olduğunuz konuların alıntı adreslerinide yazmayı ihmal etmeyiniz. Alıntı adresi eklenmiştir.
 

afterdinner

Asistan
Katılım
20 Ağustos 2006
Mesajlar
466
Reaksiyon puanı
2
Puanları
18
Bunun yanısıra Ömer Hayyam binom açılımını da bulmuştur. Binom teoerimini ve bu açılımdaki katsayıları bulan ilk kişi olduğu düşünülmektedir. Pascal üçgeni diye bildiğimiz şey aslında bir Hayyam üçgenidir. %(

Ömer Hayyam (1048-1131), Blaise Pascal (1623-1662) 'dan yaklaşık 600 sene önce doğmasına rağmen bu kavram ne yazıkki doğru dürüst kayıtlara geçirilmediği için Pascal üçgeni olarak günümüze kadar gelmiştir >X<
 

svksy

Asistan
Katılım
16 Şubat 2008
Mesajlar
154
Reaksiyon puanı
3
Puanları
18
Sevgili arkadaşım, yazınızda bazı hatalar gördüm düzeltmek isterim.İlki Hayyam türk değil persdir.Yani iranlıdır.İkincisi kıraat veye ilahiyatla hiç ilgisi olmamıştır,matematik astronomi ve şiir üzerine çalışmıştır.Son olarakta Nizamilmülk ile Hasan Sabah arasında 40 yaş fark olduğundan ve Nizamilmülk ile Hayyam çok geç tanıştığından üçünün okul arkadaşı olması mümkün değildir.
 

by_toredo

Öğrenci
Katılım
23 Ekim 2005
Mesajlar
7
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Şarap küpü önünde serdik seccademizi
Şarap yakutuyla adam ettik kendimizi
Umudumuz, meyhanede yeniden bulmak
Camide,medresede yiten günlerimizi

Ömer Hayyam
 

Turab Garip

Dekan
Emektar
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,902
Reaksiyon puanı
181
Puanları
1,243
svksy dedi ki:
Sevgili arkadaşım, yazınızda bazı hatalar gördüm düzeltmek isterim.İlki Hayyam türk değil persdir.Yani iranlıdır.İkincisi kıraat veye ilahiyatla hiç ilgisi olmamıştır,matematik astronomi ve şiir üzerine çalışmıştır.Son olarakta Nizamilmülk ile Hasan Sabah arasında 40 yaş fark olduğundan ve Nizamilmülk ile Hayyam çok geç tanıştığından üçünün okul arkadaşı olması mümkün değildir.

Bir adamı beğenmeyegör, hakkında milyon tane fazilet üretilir. :) Kaldı ki Hayyam, Nizamülmülk ve Hasan Sabbah birbirlerinden o kadar farklılar ki, hepsi değişik bir gezegen kadar uzaklar birbirlerine. Hayyam ilahiyatçı olmadığı için bazı kişilerin daha çok beğenisini topluyor zaten. ;)

Düzenleme: Yukarıda örnek bir dörtlük beliriverdi hemen. :)
 

metintek

Öğrenci
Katılım
1 Şubat 2008
Mesajlar
20
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Elmacik dedi ki:
svksy dedi ki:
Sevgili arkadaşım, yazınızda bazı hatalar gördüm düzeltmek isterim.İlki Hayyam türk değil persdir.Yani iranlıdır.İkincisi kıraat veye ilahiyatla hiç ilgisi olmamıştır,matematik astronomi ve şiir üzerine çalışmıştır.Son olarakta Nizamilmülk ile Hasan Sabah arasında 40 yaş fark olduğundan ve Nizamilmülk ile Hayyam çok geç tanıştığından üçünün okul arkadaşı olması mümkün değildir.

Bir adamı beğenmeyegör, hakkında milyon tane fazilet üretilir. :) Kaldı ki Hayyam, Nizamülmülk ve Hasan Sabbah birbirlerinden o kadar farklılar ki, hepsi değişik bir gezegen kadar uzaklar birbirlerine. Hayyam ilahiyatçı olmadığı için bazı kişilerin daha çok beğenisini topluyor zaten. ;)

Düzenleme: Yukarıda örnek bir dörtlük beliriverdi hemen. :)

İğne - Çuvaldız hakkında bir şey duydunmu bugüne kadar ???
 

Turab Garip

Dekan
Emektar
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,902
Reaksiyon puanı
181
Puanları
1,243
Evet, eğer konuyla alakasızsa genelde iğnenin canını yaktığı kişilerden duymuşumdur. Ve gerçekler her zaman iğne gibi rahatsızlık vermiştir.
 

Hınzır

Öğrenci
Katılım
5 Aralık 2007
Mesajlar
46
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Bu uçsuz bucaksız dünya içinde, bil ki,
Mutlu yaşamak iki türlü insana vergi;
Biri iyinin kötünün aslını bilir,
Öteki ne dünyayı bilir, ne kendini.

*********

Biz de çocuktuk, bir şeyler öğrendik;
Bildiklerimizle övündük, eğlendik.
Şu oldu, bu oldu da ne oldu sonra?
Bir bulut gibi geldik, yel gibi geçtik.


 
Üst