Ölüm ticareti

tugbagaleri

Müdavim
Müdavim
Katılım
13 Mayıs 2006
Mesajlar
2,224
Reaksiyon puanı
47
Puanları
228
09/11/2007

Murat Belge/radikal

'Türkiye' demeyeyim, ama şu 'yeni Türk milliyetçiliği', insanı her gün yeniden şaşırtmaktan geri kalmıyor. Yurtdışında birkaç gün geçirmekteydim. PKK'nın eline geçen sekiz askerin sağ salim geri geldiklerinin haberini dışarıdayken aldım. Tabii buna çok sevindim. Başka türlü bir duygunun mümkün olduğunu bilmediğim gibi düşünemezdim de. Ama çok geçmedi, ölmeyip (şehit olmayıp) sağ salim geri gelmelerine üzülmem gerektiğini öğrendim. Hem galiba yalnız üzülmem de yeterli olmuyor: 'nefretle tel'in etmek' türünden bazı gösterişli eylemler de gerek. Üstelik adamlar 'divan-ı

harb'e de verilmiş.

Hanımlar, beyler, abarttığınızın farkına varacağınız bir gün gelecek mi acaba? Bakın, emekli generaller, 'Hata ettik' demeye başladılar. Kimbilir, gün olur, siz de abarttığınızı düşünmeye başlarsınız. Öyle yapacağınıza bugünden biraz kendinizi tutsanız, daha iyi olmaz mı?

Yapılacak, yapılması iyi olacak şey, öyle Kafdağı'nın ardından bulunup getirilecek bir bilgelik de değil: binlerce yıllık sıradan insan sağduyusu, sıradan insan vicdanı. Hepsi bu. Hani o geri gelenlerden birinin annesi, AKP'nin 'ileri gelen'ine söyledi ya, öyle, o kadar

bir şey. Bu dünyada kim o anneyi, herhangi bir anneyi ikna edebilir,

oğlunun ölmesinin geri gelmesinden daha iyi bir şey olduğuna?

Ha, çocuk, onurunu çiğnemiş, insanlık değerlerini çiğnemiş, casusluk yapmış, falan filan, böyle bir şeyler olsa, o zaman o anne de başka türlü düşünür, 'bağrına taş basar', bunları anlarım. Ama görüldüğü kadar ortada böyle bir durum yok. O halde bu neyin edebiyatı?

'Savaş' denen olayı biraz bilen biri, burada 'tutsaklık' diye bir olay olduğunu, o süreçte bunun her zaman 'mümkün' olduğunu, dolayısıyla 'olağan' olduğunu da bilir. Adı gerekmez, tanıdığım biri vardı, Kurtuluş Savaşı'nın en erken aşamalarında Yunan ordusuna tutsak düşmüştü; 'istiklâl madalyası' sahibiydi, üç ayda bir gider, 'gazi' maaşını gururla alırdı (maddeten ihtiyacı olmadığı halde) ve sık sık 'Esaretimde ...' diye başlayan hikâyeler, anılar anlatırdı.

Şimdi, Kurtuluş Savaşı ruhunu da sollamış geçmiş bu 'yeni Türk milliyetçiliği' dalgasında 'savaş tutsaklığı' kurumunu da yeniden tanımlayacak ve değerlendireceğiz anlaşılan. 'Öl ama esir olma!' tarzında yeni retorikler çıkaracağız. 'Nöbetçi acıkmaz, susamaz, nöbetçi uyumaz' türüden, insan gerçekliğiyle de, savaş gerçekliğiyle de bağdaşmayan yeni

'ideal normlar' icat edeceğiz. Ve insanlara 'Ölün!' diyerek, onları ölüme göndererek, ölüm edebiyatı yaparak oturduğunmuz yerde yüceleceğiz.

Bu gençlerin geri gelmesine yardımcı olan DTP'li insanlara da lanet yağdıracağız, bir yandan. Bu olay onların 'suçluluğu'nu kanıtlayacak.

Bütün bu 'ölüm', 'ihanet' edebiyatı da bir arada yaşamak için ısrar ettiğimiz Kürtlerin bir başkaldırma hareketi çerçevesinde ortaya çıkacak.

Abdullah Gül'ün, Tayyip Erdoğan'ın AKP'si günden güne Cemil Çiçek'in AKP'si oluyor. İyi, Allah selamet
 

BacKDooR

Asistan
Katılım
4 Ağustos 2007
Mesajlar
199
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Murat Belge radikal gazete yazarı olsa da aşırı solcu bir görüş sahibidir.
Ama hangi görüşten olduğu farketmeksizin söylenen sözlere bakmak gerekir.

Tüm sözlerine katılmasam da "askerler teslim olmamalılardı ölmelilerdi" denmesi yanlış.
Ülke olarak bu tarz bir olayda aslında askerlerin yakalanmasına üzüldük ama ben askerlerin gençliğine, ailelerine bakarak ölüme gitseydiniz diyemem.

Haa ama işin başka yanı şu Mardinli olanı bana verseler pkk'ya bırakmaz kendi ellerimle icabına bakarım orası ayrı, konuşmasından, ciddiyetinden vs. anlaşılıyor ki adam zaten pkk'lı.

Ama yazarın özeti şu zaten;
"Bu gençlerin geri gelmesine yardımcı olan DTP'li insanlara da lanet yağdıracağız"

Bir yazar böyle bir yorum yapıyorsabenim için yazar değil müsveddesi sayılır.
Bunun tayyip erdoğan'ın ABD ziyareti ile ilgili olduğunu, dtp gitmese de askerlerin sebest kalacağını bilmeyen bir yazar ancak müsvedde diye benim tarafımdan kabul görür.

Kaldı ki dtp sevdalısı bu tür insanlar daha dün 10 yıl pkk izmir sorumlusu olmaktan hüküm giyen adamın dtp'nin başına geçmesine ses çıkartmaz. Sonra da kürtlerle beraber yaşamı istememizden bahsederler, kürt ve pkk ayrımını daha kendi kafasında yapmamış, ikisini birbirine karıştırmış bir yazar.

Abdullah Gül'ün, Tayyip Erdoğan'ın AKP'si günden güne Cemil Çiçek'in AKP'si oluyor.

Günahım kadar sevmediğim akepede en sevdiğim kişi cemil çiçek'tir benim için kötünün iyisidir, aslında murat belge gibi teröristlere toleranslı bakan kişiyle farklı görüşe sahip olmamız beni mutlu etti kendisi cemil çiçek'i sevmiyor. Zira yazdıklarında açıkça söylemiş "tayyip erdoğan ve abdullah gül çizgisi bana uygun, ama cemil çiçek uygun değil" yazdığı cümlenin anlamı bu, diyor ki bizim çizgiden çıkıp cemil çiçek çizgisine giriyor akp.

Murat belge meraklanmasın, akp içersinde kendi fikrine sahip dünya kadar vekil var çizgiden falan çıkamaz, adamı çizgiden çıkartmazlar, corç buş da izin vermez, akp ve dtp ye vekillik için zamanında başvuru yapanlar var, barzani de izin vermez ortadoğu planı eş başkanı diye adlandırılan tayyip erdoğan daima murat belge çizgisinde devam eder, endişe etme sayın belge.
 
Üst