İçimden atamadığım en büyük korku!
Ben ölmek istemiyorum.
Yaşamak ve her seferinde ilk defa alıyormuşcasına, heyecanla nefes almak istiyorum.
Hayatı öylesine seviyorum.
Bayılarak ağlıyorum,
Kahkahalarla gülüyorum.
Hissettiğim ne kadar duygu varsa bedenimde, ruhumda barındırdığım her ne varsa, hepsinin yeri ayrıdır, hiçbirini küçümsemiyorum.
Hor görmüyorum.
Bana, hayatta olduğumu hissettirdikleri için onlara hep özen gösteriyorum.
Hissedebildiğim için şükrediyorum.
Yaşamayı deli gibi seviyorum.
Deli gibi!
Ben Hurriyet.com.tr de yazmaya başlayalı 1 sene, kossskoca bir sene,
Tam 271 yazı, 271 gece oldu.
Gündüzleri iş kadını, hafta içi de her gece yazar olarak takılıyorum.
Hayatımda hiçbir şeyi bu kadar severek yapmadım.
Sanırım o yüzden yorulmuyorum, her ne kadar uykusuz kalsam da vaz geçemiyorum.
Ara veremiyorum
“Boşver, bugün de yazma Yonca!” diyemiyorum.
Yazarken öyle inanılmaz bir zevk var ki içimde, öyle lezzetli ki bıraktığı tad dilimde...
Doyamıyorum.
Ucunda ne madalya var beklediğim, ne de bir aferin. Sadece yazmak istiyorum.
Bugün geri dönüp bir senelik arşivime bakınca anladım.
Hani hayatta en korktuğum şey ölmek demiştim...
En azından geçen sene bugüne kadar öyleydi.
Di.
Geçti.
Babamı kaybettiğim gün içime giren ölüm korkusu, beni geçen sene bugün terk etti.
Bu köşe bana kendimi ölümsüz hissettirdi.
“Hayat çok vefasız. Vefalı olsa, aldığımız bunca nefes hatrına ölmezdik!” derdim.
Vazgeçtim. Artık öyle düşünmüyorum.
Hayat gayet vefalı.
Eğer isteyerek ve severek bir şeyler yapmışsanız, hayat size borcunu ödüyor.
Size kocaman bir tebessüm ve huzur veriyor.
Sizi, kendi iç huzurunuzda ölümsüz kılıyor.
Çocuklarıma bırakmak istediğim miras çok...
Maddi olanı yok.
Bırakmak istediğim onca manevi mirasın yanında, çocuklarıma esas bırakmak istediğim tek hatıra yazılarımdı.
Sanırım o da, ben hayatteyken gerçek oldu bu sayfada.
Çok şükür be Yonca!
...
Ölüm korkumu geride bıraktıran,
Hayatımı,
Yaşamışlıklarımı,
Tüm sevinç ve hüzünlerimi,
Fikirlerimi...
Yani,
Geçmişimi yazılı kayıt altına alarak arşivleme hakkı ve imkanı veren büyüklerime,
ve
Hurriyet.com.tr ailesine çok teşekkür ederim.
Burada olmak bir onurdur benim için.
Bir de...
Gecelerimi yazılara kaptırdığım saatler boyunca
Bana tek bir kere “DUR!” demediği için,
Ne olursa olsun, asla ama asla, boynumu bükmemem gerektiğini,
Yoluma devam etmem gerektiğini,
Bana inanıp güvendiğini,
Gurur duyduğunu,
Her seferinde gümbür gümbür söyleyen
Hayat arkadaşıma,
Huzurlarınızda çok teşekkür ederim.
Yonca AKBAŞ
Ben ölmek istemiyorum.
Yaşamak ve her seferinde ilk defa alıyormuşcasına, heyecanla nefes almak istiyorum.
Hayatı öylesine seviyorum.
Bayılarak ağlıyorum,
Kahkahalarla gülüyorum.
Hissettiğim ne kadar duygu varsa bedenimde, ruhumda barındırdığım her ne varsa, hepsinin yeri ayrıdır, hiçbirini küçümsemiyorum.
Hor görmüyorum.
Bana, hayatta olduğumu hissettirdikleri için onlara hep özen gösteriyorum.
Hissedebildiğim için şükrediyorum.
Yaşamayı deli gibi seviyorum.
Deli gibi!
Ben Hurriyet.com.tr de yazmaya başlayalı 1 sene, kossskoca bir sene,
Tam 271 yazı, 271 gece oldu.
Gündüzleri iş kadını, hafta içi de her gece yazar olarak takılıyorum.
Hayatımda hiçbir şeyi bu kadar severek yapmadım.
Sanırım o yüzden yorulmuyorum, her ne kadar uykusuz kalsam da vaz geçemiyorum.
Ara veremiyorum
“Boşver, bugün de yazma Yonca!” diyemiyorum.
Yazarken öyle inanılmaz bir zevk var ki içimde, öyle lezzetli ki bıraktığı tad dilimde...
Doyamıyorum.
Ucunda ne madalya var beklediğim, ne de bir aferin. Sadece yazmak istiyorum.
Bugün geri dönüp bir senelik arşivime bakınca anladım.
Hani hayatta en korktuğum şey ölmek demiştim...
En azından geçen sene bugüne kadar öyleydi.
Di.
Geçti.
Babamı kaybettiğim gün içime giren ölüm korkusu, beni geçen sene bugün terk etti.
Bu köşe bana kendimi ölümsüz hissettirdi.
“Hayat çok vefasız. Vefalı olsa, aldığımız bunca nefes hatrına ölmezdik!” derdim.
Vazgeçtim. Artık öyle düşünmüyorum.
Hayat gayet vefalı.
Eğer isteyerek ve severek bir şeyler yapmışsanız, hayat size borcunu ödüyor.
Size kocaman bir tebessüm ve huzur veriyor.
Sizi, kendi iç huzurunuzda ölümsüz kılıyor.
Çocuklarıma bırakmak istediğim miras çok...
Maddi olanı yok.
Bırakmak istediğim onca manevi mirasın yanında, çocuklarıma esas bırakmak istediğim tek hatıra yazılarımdı.
Sanırım o da, ben hayatteyken gerçek oldu bu sayfada.
Çok şükür be Yonca!
...
Ölüm korkumu geride bıraktıran,
Hayatımı,
Yaşamışlıklarımı,
Tüm sevinç ve hüzünlerimi,
Fikirlerimi...
Yani,
Geçmişimi yazılı kayıt altına alarak arşivleme hakkı ve imkanı veren büyüklerime,
ve
Hurriyet.com.tr ailesine çok teşekkür ederim.
Burada olmak bir onurdur benim için.
Bir de...
Gecelerimi yazılara kaptırdığım saatler boyunca
Bana tek bir kere “DUR!” demediği için,
Ne olursa olsun, asla ama asla, boynumu bükmemem gerektiğini,
Yoluma devam etmem gerektiğini,
Bana inanıp güvendiğini,
Gurur duyduğunu,
Her seferinde gümbür gümbür söyleyen
Hayat arkadaşıma,
Huzurlarınızda çok teşekkür ederim.
Yonca AKBAŞ