yolgezer74
Doçent
- Katılım
- 23 Aralık 2019
- Mesajlar
- 509
- Reaksiyon puanı
- 159
- Puanları
- 43
Merhabalar arkadaşlar bu gün bi yazı yazayım dedim.
aslında nedeni gayet basit.
bilindiği gibi nokia yıllar önce battı gitti. satıldı sonra bi daha satıldı. şu anda nokia marka ve modelleri hmd global adı altında bi firma elinde. onlar da eski modelleri remake edip bi kaç tane de yeni android telefon sürdü piyasaya. sonrasında yine bi sessizlik oldu.
benim bu yazıyı yazmamın nedenlerinden birisi aslında bi kaç ay önce bi videoda tanınmış bi editörün nokia üzerinden symbian´a yardırması idi. yani videoyu tam da hatırlamıyorum . ama haklı olduğu konular var olmasına rağmen aslında symbian os´un-aslında kullanımı böyledir. symbian bu işletim sistemini çıkaran firmadır. bir sürü ortağı var idi. işte nokia tutup da bu ortaklardan birinin hisselerini ele geçirince kara kara düşünen diğer firmalar bi araya gelip çeşitli denemelerde bulunmuş ve java-dalvik makinesinde çalışan android os´u çıkarmıştı. yani android çıkışını bi noktada nokia´ya borçludur.- günümüz tekonoljisini nasıl etkilediğği, geliştirilebilirlik ve stabilitede aslında ne güzel bi nimet olduğunu atlaması hiç hoşuma gitmemişti.
aslında bu yazıyı aylar önce yazıcaktım. ama nerde ise tüm forum hesaplarımı kapattım ve üstüne bu aralar bi şey yazasım da hiç gelmediği için bu güne kaldı.
şimdi ben bi programcı değilim arkadaşlar. bildiğim, asıl uzman olduğum şey donanımdır. ve elektronik devrelerdir. ama işte elektroniğe analog da olsa hakim isen bi noktada yazılımdan az buçuk anlamalısın.
öncelikle arkadaşlar nokia bizim için neyi ifade eder dersek birinci konu çevre kirliliğidir. nokia kullandığı ürünlerde sıfır plastik kullanmıyordu. hep geri dönüşümden gelmiş malzemeden imal ettiği kasaları kullanıyordu. bu yüzden kasaları sert olamadığı için de kalın ve etli tasarımlar yapmak zorunda idi. sony gibi sıfır plastik kullanmadığı için aynı sağlamlığa çok daha kalın ve ağır kasalarla ulaşabiliyordu. bu nedenle 6600 modelinde kullandığı joystick parmak kası yaptıracak kadar sert idi.
bi dönem tanınmış bi mankenimizi az reklam etmedi bu model ama inanılmaz bir telefon idi. bt üzerinden pc ye bağlanır ve pek çok işi halledebilirdik. 640x480 piksel olmasına rağmen 2 mp foto çekebilmesini sağlayan program yapılmıştı. kamerayı ısıtıyordu ama olsun. işte bu symbian ın gücünü azıcık gösteriyor. bi kameranın belli noktalara odaklanıp orayı çekmesi sonra böyle 7 8 foto çekip birleştirmesi için gerekicek yapay zekayı bi düşünün.
symbian öncelikle dediğim gibi 90 larda ortaya çıkmış bi işletim sistemi idi. ama nirvanasını da 2005 yılında nokia en büyük partner olduğu devirlerde sağladı. symbian nedir diye soracak olursak gerçek bi işletim sistemi diyebilirim arkadaşlar.
symbian öncesinde cep telefonlarında günümüz pic-küfür değil arkadaşlar Peripheral Interface Controller manasına geliyor.-ya da ardu kitleri ile yapılacak kadar basit ve adi düzenekli telefonlar var idi. anca çağrı yapardı. çalar saatli model gelince insanlar uzay üstü bi varlıkmış gibi tepki gösteriyorlardı diyim anlayın
işte symbian, bi pc ile yapılacak işlerin daha basit ve zayıf ve de kağnı gibi yavaş da olsa telefonda yapılabilmesi fikrine dayanıyordu. bu nedenle de symbian işletim sistemine kullanılacak uygulamaların o dönemin popüler bilgi işlem makinesi olan pc programcılığında da kullanılan c gibi dillerle yapılabilmesi imkanı kavuşturulmuştu. yani bi pc programı yazabilen, web tasarım yapabilen herkes bu işletim sistemine program yazabilecekti. bu inanılmaz bi şey idi.
o dönem symbian ın tek bi rakibi vardı. native software de denen java.
arkadaşlar java bi işletim sistemi değildir. pc nin bios uefi arayüzü gibi kendine önceden kodlanmış verileri kullanabilen basit ve ilkel bi yazılımdır. düşünmez, sadece kodlara göre telefon takibi yapar ve parametrelerin dışına çıkamaz. ancak symbian a göre avantajı çok daha az işlem çalıştığı için en kötü donanımda bile fişek gibi çalışması idi. öyle ki o dönemin en güçlü symbian telefonu ucuz bi java karşısında açılış süresi ya da -destekliyorsa- mp3 açma kabiliyetinde solda sıfır kalıyordu.
işte sony walkman serisi telefonların nokia symbianları karşısında kamera ve ses özellikleri konusunda bu kadar öne çıkmasının bi nedeni bu idi. çünkü walkman serisi telfonlarda çok ucuz işlemciler kullanılsa bile çok daha hızlı olabiliyordu. bi de sony kendi özel yongalarını da sokuşturunca symbian nokialar çok kötü bir duruma düştü.
ancak symbian burada ek özellik konusunda öne çıkıyordu arkadaşlar. ne gibi mi? java walkmanlar çok kötü 3d oluşturma performansına sahip idi. bi nokia ekran çözünürlüğü üstünde bi fotoyu çoğu zaman açamayabiliyorken symbian os´a çıkarılmış olan 3 d oyunlar, insanın gözünü kamaştırıyordu. tabii sony nin de ya da diğer firmaların da symbian çözümleri vardı. -efsanevi p serisini kim unutur? yıllarca kullandım. 3 sene önce en son aldığımı yakmasam hala kullanırdım.-ama bunlar sınırlı sayıda idi. tüm üreticiler nokianın egemenliğinden korku ve java nın çok ucuz işlemci istemesi yüzünden symbian a pek yaklaşmıyordu. ben size javayı şöyle anlatayım. java modellerin en sonlarından bir tanesi olan nokia 311-ki son telefonumdur. - 256 mb ram 1 ghz işletim sistemine rağmen youtube videolarını açmak şöyle dursun sayfayı bile açamazken 2004 model nokia 6600 çok rahat bi şekilde youtube videolarını izletebiliyordu. tabii 2004 yılında youtub videosu açarsan açılacak fatura deliğini kim yamar bilemem
işte burda aslında yavaş yavaş symbian os bi duraklamaya girdi. 2007 yılı civarlarında android isimleri ortalıkta dolaşmaya başlamıştı. yani nokia´nın 2004 de yaptığı satın almaların sonuçları yavaş yavaş ortaya çıkmış, apple ios ve google android ortalığa geçmeye başlamıştı. ama nokia´dan hala bi haber yoktu.
ayrıca işte bi dezenformasyon daha. sadece samsung androide soğuk davranmadı arkadaşlar. samsung badaa işletim sistemi çıkarmadan çok önce sony p serisi telefonlarında nokia´nın n95
-ki kendisi bu oluyor. -
ile anca akıl ettiği ovi store öncesinde p990i ile bi uygulama mağazası açmıştı. yani tam 1 sene önce
ancak sony bu mağazayı açtığında bi türlü kabul etiremedi.
bunların bazı nedenleri vardı. en önemlisi p serisi gündelik kullanımdan çok ofis amaçlı üretildi. günümüz hiçbir smartphonesinde olmayan özel yazıcı ve projektor desteği-ki bunun için kendi araçları vardı- kartvizit okuma- efsane özellik. millet kartvizit verdiğinde kameraya okuturken gördüklerinde "manyak napıyon, fotosunu çekeceğine numarayı yazsana" cümlesini bitiremeden kartvizit aynen rehberime kaydedilmiş görünce hallerini bi düşünün- gibi çalışan insanlar için hayat kurtaran fonksiyonlar sunuyordu ve çok pahalı idi. işte bu yüzden bu mağaza daha çok oyun oynayacak adamın işine yarayabilecekken sönüp gitmişti.
işte sony iş odaklı telefonlarına symbian os kurmaya çalışsın, nokia ise kurduğu mağazaya adam çekemesin o ara 2 işletim sistemi birden çıktı.
biri ios biri de android.
açık konuşmak gerekirse nokia´nın android i düşünmesine hiç gerek yoktu ilk başta. çünkü android java üzerinde çalışan bi arayüzden ibaret idi. java, onun üstünde çalışan linux onun üstünde çalılşan android arayüzü. yani yazılım üstünde yazılım. bi de android apk ları temelde yine java dosyaları olup onlar da java sistemine katman üstüne katman üzerinden gidince android asla bi symbian os üzerine çıkamazdı. çünkü arkadaşlar symbian tek bi sistemdir. tamam javaya göre hantal. ama java sadece basit bi program idi. gerçek iş yapacaksanız symbian inanılmaz stabil ve seri idi.
android telfeonların o dönemki zayıflığını şöyle örnekleyebiliriz.
yine yotubeden video açamazdı o telefonlar. şaka arkadaşlar şaka. olay açılış süresi ve telefon kalitesi. android telefonlar o dönem çok kolay donabilme ve yavaşlama sorunlarına sahip idi. yıllarca işkence olmuştu bu durum. -ayrıca nedense symbian telefonlar yok olunca bi anda görüntülü konuşma devri de bitti. yani symbian os un gidiişi aslında bizi bi noktada geri götürdü. evet şu anda ön kamera video falan yeteneklerinde iyi ama internetsiz kullanamıyoruz. bi symbian telefonda o kamera sıradan konuşmanın çekebildiği her yerde faturaya ek getirmeden görüntülü görüşmemizi sağlıyordu. şu anda bunun imkanı kalmadı. ben bunu çok özlüyorum misal. çünkü görüntülü görüşme demek büyük internet harcaması demek. özellikle türkiye gibi ülkelerde bu özelliğin bi şekilde geri gelmesi çok güzel olurdu. ben kimseyi sesli aramaz direkt görüntülü arardım misal. - hala bile farkında iseniz gündelik kullanım için bile android telefonlar nasıl bi işlemci ve ram açlığına sahip görüyoruz. oysa ki bi nokia lumia kullansak-evet symbian değil ama farkında iseniz o da native çalışan bi işletim sistemi- ne kadar stabil çalışıyor görebiliriz.
bu mağaza noktası cidden sıkıntılı bi konu arkadaşlar.
şöyle ki programlama ve c bilen biri çok rahat symbian yazılımı yazabiliyor. ama nasıl reklam edicek? kimlere nasıl vericek. bi de uiq arayüzü kullanan symbianlarda imza olayı çıktı ki tam bela idi. bu sorunları çözebilmek ise symbian firmasını en büyük ortağı olan nokia´nın yapabileceği bi şey iken uzun zaman umursamadı.
çünkü telefonlarına güveniyordu. aslında haklı idi. n95 ve 5800 cidden çok güzel telefonlar idi. hele n8 carl zeiss optik, usb otg bağlantıları inanılmaz kasa yapısı ile insanların aklını başından almıştı. ama hala mağaza sistemi oturmamıştı ve facebook gibi dünyanın en büyük sosyal ağı bile symbian yazılımı yapmamıştı. işte bu nokia´nın sonunu başlattı. nokia n8 patlayınca suyunu sıkayım bari diye bi sonraki yıl sadece n8 in kapak renklerini değiştirip tekrardan satmaya kalktı. işte bu nokia düşmanlığı doğurdu. -tabii türkiyedeki güzelim editörler bunu bile ballandırdı ya - yurt dışında insalar çok öfkelendi. android almış yürüyor, adamlar kassa da her cacık uygulama indirip telefonu bozup tekrar yapıyor. lego gibi oynuyor da oynuyor, nokia nın face uygulaması bile leş.
arkadaşlar bu face uygulaması öyle böyle değil. ya düşünün 206 model k750 ile nokia n8 in face uygulaması aynı! böyle saçmalık mı olur?
nokia en azından facebook ile ortaklaşa bi uygulama yazaydı, ya da face uygulamasını kendi çıkaraydı inanın çok daha iyi olurdu. ama bunun yerine kapak rengi farklı diye aynı modeli bi daha satmaya kalktı.
şöyle diyim arkadaşlar nokia 2010 yılına kadar bi rakip sahibi değildi. iphone 3gs ile nokia yı alın koyun bi masaya inanın kimse iphoneye bakmazdı.
nokia n8
iphone 3gs.
ikisi sağlamlık olarak yakın telefonlar idi. ama nokia nın hem isim avcantajı vardı hem de carl zeiss marka lensi, hem ses yetenekleri efsane idi. ayrıca aksesuar sağlamlığı nokia´yı en ufak gerilmede etinden ayrılan dandik iphone kabloları karşısında acayip çekici kılıyordu. ayrıca nokianın kasa kaplaması viny olduğu için eskimiyordu. iphone ise ilk darbede çatlayan, çizilen bi kasaya sahip idi. kırılması ezilmesi zor olsa da çok kolay çizilmesi insanları gıcık ediyordu.
ayrıca ekran özellikleri bakımından da nokia çok daha iyi idi. iphone 480 p 30 fpsn video kaydederken nokia o koca lensi sayesinde 720 pi 30 fps gibi o dönemin cidden hayranlık uyandırıcı bi boyutunda video çekebiliyordu. zaten nokia ve sony xenon flash kullandıkları için gece çekimlerini bahsetmiyorum bile.
yani arkadaşlar nokia o dönem çıkardığı telefonların kasına -bi noktada haklı olarak - o kadar güveniyordu ki yazılımcıları dinlemeyi umursamadılar bile.
meşhur bi söz var. nokia patronları mühendisleri dinlememiş.
abi hiçbir yerde işçi dinlenmez. ama burda nokia sadece kendi işçisini değil başka işçileri de dinlemedi.
çünkü android her ne kadar hantal da olsa daha kolay programlanabiliyordu. ve üstüne google programcılara hem kendi mağazalarını açma hem de isterlerse ek ücret karşılığında market-o dönem adı bu idi- üzerinde kendi uygulamalarını satma garantisi veriyordu. apple yi konuşmuyorum arkadaşlar yani apple ios da jail break yapılmamış telefonlara uygulama satma amacında iseniz applenin dayatmalarına dayanmak zorunda idiniz. ama bildiğim hem çok yüksek meblağlarda programlama araçları için lisans hem de satışta yüksek kar payı istiyordu. google daha cüzi fiyatlara işi kabulleniyordu.ancak apple´nin satış garantisi de yüksek şimdi. o yüzden hem google hem apple yazılımcıların bi şekilde dağıtımını üstlenince bu 2 firma tüm yazılımcıları kaptı.
nokia ise millet yazılımı yazsın nasıl dağıtırsa dağıtsın kafasında olduğu için işler umduğu gibi gitmedi.
arkadaşlar benim yaşıtlarım bilir. biz telefon alınca hemen forumlara başlık açar ya da başlık kovalardık. acaba benim telefona hangi uygulama var-kürek varsa iyi olur-benim telefona kumanda programı, el feneri özelliği kurulur mu? hep bunları kovaladık. ama işte google market, apple itunes mağazaları varken yıl olmuş 2010 iken n8 ine de aynı şekilde program arayan bi güruh türeyince biz kahkahamızı tutamaz olduk. bi de işte o kapak mevzuu çıkınca tüm nokia fanları bu firmayı bıraktı.
n8 nokia için resmen sonun başlangıcı oldu arkadaşlar. öylesine özel bi telefonu yazılım kısmında fakir bırakınca insanlar çok sinir oldu. ben hiç unutmam. o telefon bi ara bana tamire gelmişti. açtım feyse girdim.-deneme amaçlı arkadaşlar. telefon şebekede iyi mi diye bakmak zorunda idim. içindeki face uygulaması benim 2006 model p990i ile k750 ile aynı olunca lan dedim bu nokia harbi tüketicisi ile dalga geçiyor.
arkadaşlar bu yazılım mağazacılığı, yayıncılık önemli bi adımdır. bakın koskoca microsoft bile kendi mağazasını kurdu artık. çünkü yazılımcılar artık yazılımları için site kurmakla uğraşmıyor. ortak bi mağaza insanların hoşuna giden bi durum. aynı zamanda ücretleri de düşürüyor.
peki symbian a ne olacak?
arkadaşlar symbian artık öldü biraz zor geri döner. ama piyasayı kendine çevirme yeteneği her zaman olabilecek bi platformdur. o yıllarda symbian telefonlar akla hayale gelmedik şeyler yapıyordu. misal
bu abiyi hatırlayan pek yoktur. siemens sx1 model bu telefon çabuk kırılan yan tuşları, aşırı yavaş olması ve mosquito adındaki efsane oyunu ile unutamdığım bi modeldi. bu oyunda sinekleri sineklikle vura vura öldürüyorsun. ama bi farkla. bunda o raketi telefon tuşu ile değil kamera ile telefonu hareket ettirerek sineğe denk getiriyorsun. çok eğlenceli ve şarj yiyen bi oyun olmasına rağmen bu modelin 2004 yılında olduğunu düşünürsek nasıl bi şey olduğunu azıcık anlarsınız sanırım. 2006 model p990i de az 3 boyutlu mahjong ya da başka oyun oynamadım. hele nokia symbianlar tam bi oyun manyağı idi. ama işte en büyük sorunlar bu oyunlar için genel-geçer bi adres yoktu. ceptown ya da bunun gibi sitelerden ya da aklıma gelmeyen pek çok siteden teker teker dener, bazen virüse denk gelir sonra bi de formatla uğraşırdık.
işte nokia böyle bi nimeti çok yanlış kullandı.
ama benim hep düşündüğüm bi nokta aslında nokia 2004 yılında söz konusu satın almaları yapıp sony siemens motorola gibi o dönemin dev firmalarını korkutmasa idi android ortaya çıkar mıydı? bence çıkmazdı. bu firmalar bu korku ile yıllarca aralarında istişare edip google önderliğinde 2006 yılındaki "open handset alliance" birliğini kurup androidi çıkardılar. android ilk çıktığından beri çok geliştirdi kendini. ama hala ilk çıktığındaki yazılımsal limitlere takılı gidiyor. ama hala ilerlemesinin en büyük nedeni yazılımcıların güvenini kazanmış olması, kendini tüketiciye kabul ettirebilmesi, aynı zamanda hep kendini zamana göre güncellemesidir.
arkadaşlar nokia´nın mantığını şöyle örneklendirebiliriz. nokia otg bağlantısı ile fare-klavye ve oyun kollarını falan bağlanabileceğini iddia etmişti. ama bunu adam gibi asla tanıtma zahmetine bile girmediği gibi bu konu üzerine hiç gelişim sunmadı.
android ise kendini şöyle geliştiriyor.
ilk nesil android telefonlarda wifi ya da usb tethering gibi uygulamalar yoktu. kimisi root edip bunu yapıyordu. sonra pdanet diye bi program çıktı ve bunu yapabildik. bunun için ilgili telefona ve paylaşacağımız pc ye pdanet client kurup eşleştiriyorduk.
tabii programar aracılığı ile yapıldığı için hem acaba internetimizle başka bi işler yapıyor mu korkusu hem de az bi ping sorunu oluşuyordu. ayrıca da sanki internet daha hızlı tükeniyor gibi idi.
sonrasında ise android ne mi yaptı? 2.1 güncellemesi ile tethering özelliği android os´un içine gömülüverdi. işte bu kadar basit. yani google kendi mağazasında satılan uygulamaları kendi bakıyor ve bunların ne işe yaradığını cidden merak ediyor izlenimini kazandırdı.
nokia daha kendi ürettiği ürünün reklamını doğru dürüst yapmaya tenezzül etmemişken google kendi mağazasında en çok indirilen programları teker teker kontrol edip bunları kendi ekosistemine dahil etti. işte nokia´yı batıran bu oldu arkadaşlar. ne mağaza ne yönetim eksiklikleri.
Son düzenleyen moderatör: