Rehber “Mouseo Atlantico” Avrupa’nın İlk Ve Tek Sualtı Heykel Müzesi…

[murat zorluu]

Museo Atlántico, Avrupa ve Atlas Okyanusu'ndaki ilk su altı sanat müzesidir. Lanzarote'nin UNESCO Dünya Biyosfer Rezervi'nde yer alır ve dalgıçlar ve şnorkelli dalış yapanlar için erişilebilirdir. Anıtsal projenin planlanması ve inşası üç yıldan fazla sürdü ve 50m x 50m'lik daha önce çorak olan deniz tabanına yerleştirilmiş 300'den fazla gerçek boyutlu kalıp içeriyor. Müze, Ocak 2017'de Lanzarote Başkanı Pedro San Gines tarafından resmi olarak açıldı.

Zamanla, pH nötr beton yapılar yaşayan heykellere dönüşür ve genel tema ve düzen su altı botanik bahçesini temsil eder. Oluşumların hepsi balıkları büyük ölçekte bir araya getirecek şekilde yapılandırılmıştır ve kalıplar yeni mercan büyümesi için çapa haline gelerek yerel balık türlerini çeker ve yeni ekosistemler yaratır. Heykeller nadir melek köpekbalıkları, baraküda ve sardalya sürüleri, ahtapot, deniz süngerleri ve ara sıra kelebek vatozları tarafından ziyaret edilir. Kalıcı kurulum yüzlerce yıl dayanacak şekilde tasarlanmış olsa da, deniz yaşamı heykellerin yüzeylerini değiştirip dönüştürdükçe sürekli değişen bir sergi olacaktır.

Eserler sanat ve doğa arasında güçlü bir görsel diyalog yaratıyor. Dünyanın doğal kaynaklarının metalaştırılmasını ve sınırlandırılmasını sorguluyor ve dünya okyanuslarının karşı karşıya olduğu mevcut tehditler konusunda alarm veriyor. Enstalasyonlar günümüz toplumundaki toplumsal ve politik bölünmeleri vurguluyor.

Lampedusa Salı, 13 mülteciyi bilinmeyen bir geleceğe taşıyor. İlhamını, gemi kazası geçiren denizcilerin boşuna umutlarını temsil eden Théodore Géricault'nun Medusa Salı'ndan alıyor . Ufukta kurtarma gemisini görebilmelerine rağmen, kaderlerine terk edilmiş durumdalar - tıpkı bugün mültecilerin olduğu gibi. Akdeniz'in dalgaları altında mülteci salı kaybolsa, çocukların bedenleri Avrupa kıyılarına vursa bile, Avrupa Kalesi kurtarma operasyonlarını geri çekti, bariyerler inşa etti, yüz çevirdi.

başrol oyuncusu olarak mülteci Abdel Kader'i seçti . Kader, Batı Sahra'nın en büyük şehri olan Laayoune'den geliyor ve henüz 13 yaşındayken tekneyle Lanzarote'ye tehlikeli bir yolculuk yaptı.

Rubicon'u Geçmek, geri dönüşü olmayan bir noktaya doğru gittiklerinin farkında olmadan su altı duvarına doğru yürüyen 35 kişiyi konu alıyor. Neredeyse rüya gibi bir halde aşağı veya telefonlarına bakıyorlar. Bu, Taylor'ın çalışmalarında tekrar eden bir temadır - felakete doğru uyurgezer gibi yürüyoruz, doğal dünya üzerindeki etkimizi ve dolayısıyla kendi hayatta kalmamızı değerlendiremiyoruz.

Duvar 30 metre uzunluğunda ve 4 metre yüksekliğindedir ve merkezinde tek bir dikdörtgen kapı bulunur. Herhangi bir yöne doğru atlatılabilen geniş, akışkan üç boyutlu bir uzayın ortasında işlevsiz bir bariyer olan absürtlüğe bir anıt olması amaçlanmıştır. Sahiplik ve toprak kavramlarının doğal dünyayla alakasız olduğunu vurgular. Vatanseverliğin ve korumacılığın arttığı zamanlarda duvar bize okyanuslarımızı, havamızı, iklimimizi veya yaban hayatımızı topraklarımızı ve mülklerimizi ayırdığımız gibi ayıramayacağımızı hatırlatır. Hepimizin yaşayan bir sistemin ayrılmaz bir parçası olduğumuzu ve bunun kendi tehlikemiz olduğunu unuturuz.

İnsan Döngüsü, okyanus döngüsünde 200'den fazla gerçek boyutlu insan figüründen oluşur. Eser, okyanusun içsel gücüne karşı çıplak savunmasızlığımızı ve döngüleri ve muazzam gücü karşısındaki kırılganlığımızı temsil eder. Soluduğumuz oksijeni sağlar, iklimimizi düzenler ve milyonlarca insana hayati bir besin kaynağı sağlar.