Miraç Gecesi.

acabuco4

Profesör
Katılım
26 Ekim 2008
Mesajlar
4,007
Reaksiyon puanı
24
Puanları
218
Bu kabullenme veya kabullenmeme meselesi değil. Yaşın konuyla zaten uzaktan veya yakından alakası yok.

Konu ile ilgili zaten alimlerimiz bir çok açıklama yapmış. O yüzden ne sen Hanefi alimlerinde daha iyi içtihat yapabilirsin ne ben.

Sırf yanlış biliyorumdur belki diye Ömer Nasuh Bilmen'in ilmihaline baktım caiz diyor. Diyanetin sitesi de keza aynı şeyi söylüyor. Yada Cübbeli Ahmet hocanın you tube de açıklamaları mevcuttur.

Örn: Kolu kırılan bir kişinin kolunda alçı varken namaz kılabilir mi? Alçıyı çıkarıp, altını yıkayamaz. Kolları dirseklere kadar yıkamak abdestin farzlarından eee ne olacak şimdi ? Kişi Allahın emrini yerini getirmeyecek mi? Dersen ki alçının üstünü meshederek kılar, o zaman dişinde dolgu olan kişi de kılar sonuç aynı.

Aşağıdaki hadisleri dikketle incelersen yukarıdaki mesajımda belirttiğim nafile namazları kılabileceğini anlarsın.

“Kazaya kalmış namazları kılmak, nafile namaz kılmaktan çok daha ehemmiyetli ve çok daha uygundur. Fakat beş vakit namazın sünnetleri, kuşluk, tesbih, tahiyyetü’l-mescid ve evvabin namazları bundan müstesnadır. Yani bu sünnet ve nafileler, kaza namazları için terk edilmezler." 1. Mevlânâ eş-Şeyh Nızâm. el-Fetâvâl-Hindiyye. (Bulak: Matbaa-i Emiriyye, 1310), 1:125; İbni Âbidin. 1493; el-Mezahibü’l-Erbaa, 1:492; Halebî-i Sağîr, s.349.

Kulun kıyamet günü ilk hesaba çekileceği konu, farz namazlardır. Eğer bu tamamsa işi kolaylaşmıştır. Aksi halde, "bakın bakalım, nafileden, bir şeyi var mı?" denir. Nafile ile farz eksikleri tamamlanır
C:\DOCUME~1\unalkaya\LOCALS~1\Temp\msohtmlclip1\01\clip_image001.gif
"buyurmuştur. (Tirmzî, “Salât”,188; İbn Mâce, “İkame”, 202)

Hz. Aişe der ki:"Resûlullah iki şey arasında muhayyer bırakıldığında, günah olmadığı sürece mutlaka en kolayını seçerdi. Günah olursa, bundan en uzak insan O, olurdu" (6) “Sence Allah Resulu kurtulma olasılığı olan dişin tedavi edilmesini mi emrederdi yoksa acılar çekmemizi yada dişimizi çektirip, dişsiz kalmamızı mı isterdi.”

Yada aşağıdaki ayette bizim için bir delil değilmidir?

"Allah sizin için kolaylık ister, (size) zorluk istemez." (Bakara sûresi, 2/185)

Yani kısacası din kardeşim diş dolgusu da caizdir. Bazı nafile namazları kaza borcumuz varken kılmakta.

:wink:


Bu nafile namazları kaza borcu varken kılma meselesi tek bir cevap olarak kalmamış, Osman Ünlü'yü bende günlük olarak takip eden biriyim, birçok zatın ismini vermişti bi konuşmasında, onay vermeyen zatlar. Denk geldiğimde yollarım sana da.

Bu olay şunun gibi, bazı alimler namaz olmadan inanç olmaz demişler bazıları namaz düzenli kılınmasa bile inanç vardır demişler. Görüş birliğine varamamışlar.
 

aldemira

Öğrenci
Katılım
9 Haziran 2013
Mesajlar
2
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
اِقْرَاْ بِاسْمِ رَبِّكَ الَّذٖى خَلَقَ
1-İkra' bismi rabbikellezi halak.
İkra, Oku.
Okumak, anlamadan Arapçasını tekrar etmek olmasa gerek.
Kelimeleri yüzünden okumak, tekrar etmek bir anlamda telaffuz etmek, okumak olabilir mi?
Anlamını dahi bilmeden seslerin tekrarı ancak telaffuz olabilir.
Okumak, telaffuz edilen seslerin kelimelerin anlamını bilmeyi de gerektirir.
Oysa, ikrada bu da yetmez. Telaffuz edilenlerin anlamının düşünülmesi, ders çıkarılması, ibret alınması, yaşanılması, anlatılması elzemdir.
Zira, Kuran, akledenler, düşünenler için ibretler vardır; hala düşünmeyecek misiniz, böyle kolaylaştırdı ki düşünüp ibret alasınız; kafa patlatırcasına düşünmekten bahseder. Hatta tedebbür düşünmesine yer verir. Yani, temellerini, ilkelerini dikkate almayı, arka planını, satır aralarını düşünmeyi ister.
Öyle ki, Kuran, tertil okumasını; azar azar, yavaş yavaş, tek tek, tane tane, düşüne düşüne, hazmederek, sindirerek, muhakeme ederek, adeta suyunu çıkarırcasına okumayı över.
Aynı zamanda ikra okumasında; bu çıkarımların, elde edilen sonuçların, yaşanılması, hayata geçirilmesi, yaşama nakşedilmesi şarttır.
Böylece, telaffuz edilenlerin anlamının öğrenilmesi, düşünülmesi, ders çıkarılıp ibret alınması, bunların yaşanılması ve insanlığa anlatılmasıdır, ikra.
Takip etmek, ardından gitmek, aralarında hiç kimsenin bulunamayacağı kadar yakın bir şekilde izlemek, ona uymak, okumak ve manayı düşünmek, izlemek anlamına gelen tilavetten farkı da bu çıkarımları yaşamakla yetinmeyip insanlığa iletmektir, sunmaktır, tebliğ etmektir.
Bu nedenle, Kuranı ikra yapmak, ayetleri telaffuz etmenin yanı sıra, mealini anlamını okumak, bunları düşünmek, gerektiğince fikirlerden yararlanarak ibretler çıkarmak, bunları yaşama geçirmek ve insanlığa sunmak, anlatmaktır. Arı misali çiçeklerin özünü alıp, düşünüp, yoğurup Kuran potasında bal yapıp, yemek ve yedirmektir.
Bu amaçla Kurana yaklaşmaktır, yaşamaktır.
Kuranın hakikatlerine ulaşmak, özümlemek, yaşamak ve anlatmaktır.
Bu bağlamda kainat, kuran ve peygamber evrensel hakikatin, farklı tezahürleridir, ikra yapanlara.
“Bu emir "anla" vurgusu taşıyan bir emirdi İkra' emrinin etimolojik anlamı; "birleştirmek, şeyleri yan yana getirerek aralarındaki bağı keşfetmek"tir. Şu halde; "oku emri, kainat, insan ve hadisat ayetlerini, Kur'an ayetleri ışığında bir araya getirerek oku ve aralarındaki bağı keşfet" anlamını taşır.Mİslamoğlu.”

Bismi Rabbikellezi Halak.
Rabbinin isimlerine yapışarak, tutunarak, teslim olarak, güvenerek ikra yapmaktır.
İkrayı, Onun terbiyesine girmek için yapmaktır.
Kuranın terbiyesinde yaşamak, hayat bulmak amacıyla gerçekleştirmektir.
Yeni bir ahlaka, Kuran ahlakına ulaşmak için ikra yapmaktır.
İkra yaptıkça eskiden ayrılmak yeni yepyeni bir ahlakla doğmaktır.
Kuran ahlakıyla yaratılmaktır, yoğrulmaktır.
Ayeti, baştan veya sondan okursak: Şayet, kuran ahlakıyla yaratılmak, yapılanmak istersen; Rabbin terbiyesine girmek, Ona yapışmak, aşkla bağlanmak, tutunmak gerektir. Bunun da tek yolu ikra yapmaktır.
Bilesin ki, ikra yaparsan Rabbin seni terbiye eder ve yeni, yepyeni bir ahlakla, Kuran ahlakıyla yaratır, yapılandırır, cennete layık insan eder.
 
Üst