- Katılım
- 26 Nisan 2025
- Mesajlar
- 227
- Reaksiyon puanı
- 114
- Puanları
- 43
Windows 11 çıkalı epey oldu ama bakıyorsunuz, masaüstü bilgisayarların çoğu hâlâ Windows 10 kullanıyor. Rakamlar da bunu söylüyor: 2025 Nisan verilerine göre dünya genelinde Windows 10'un pazar payı hâlâ %50'nin üstünde. Microsoft ne kadar uğraşsa da, kullanıcılar geçiş konusunda aceleci davranmıyor. Peki neden? İşin içinde sadece alışkanlıklar mı var, yoksa teknik engeller de mi söz konusu? Bu yazıda, Windows 11’e geçişin neden yavaş ilerlediğini anlamaya çalışacağım.
Windows 11’in TPM 2.0 ve “destekli işlemci” kriterleri, aslında sizi korumayı amaçlıyor. Ama:
2. Alışkanlık ve Konfor Bölgesi: “Neden Değişeyim?”
Yeni Başlat menüsü, ortalanmış görev çubuğu, yuvarlatılmış köşeler, entegre Microsoft Teams… Windows 11 daha modern, daha sade ve daha “gelecek odaklı” görünüyor. Ama sadece görünüşle bitmiyor bu iş.
Kullanıcı algısı: Görsel olarak sadeleştirilmiş gibi dursa da, birçok kullanıcı için bu değişiklikler kafa karıştırıcı. “Ekran düzeni değişti, ikonları bulmak zorlaştı” diyen grafik tasarımcı tanıdıklarım var. Bir tanesi doğrudan, “Menüde kayboldum; iş vaktim harcandı” diyerek geçişten vazgeçti. Özellikle yıllardır aynı arayüzle çalışanlar için Başlat menüsünün sola değil ortaya alınması bile alışkanlıkları zorluyor. Masaüstü simgelerinin düzeni, sağ tıklama menüsünün yenilenmiş yapısı ve “Ayarlar” menüsünün dağınık hissi, ufak ama etkili engeller arasında.
Reklamlar ve entegrasyonlar: Windows 11, Microsoft hizmetlerini daha agresif biçimde entegre ediyor. Başlat menüsünde önerilen uygulamalar, Edge tarayıcısının dayatılması, Microsoft Store ögeleri ya da Microsoft 365 abonelik teklifleri… Tüm bunlar bazen kullanıcıya “sürekli reklam” izlenimi veriyor. Özellikle Pentium Dual Core+3 GB RAM+HDD gibi sınırlı donanımlarda bu fazladan yük, deneyimi olumsuz etkileyebiliyor. “Ben sadece dosyama ulaşmak istiyorum, karşıma abonelik teklifi çıkıyor” yorumlarına forumlarda sıkça rastlanıyor.
Büyük şirketler, yeni bir OS’e geçişi adım adım test eder. Süreç:
Bu aşamalar haftalar, hatta aylar sürebiliyor. MSP’ler (Managed Service Provider) hâlen “Mart 2025’te yaygın dağıtıma başlayacağız” diyorlar. Destek sonu ise 2025 Aralık; bence birçok firma, zamanı son dakikaya bırakacak.
Windows 11’in ilk çıkış sürümüyle birlikte yaşanan birkaç önemli aksaklık, kullanıcıların kafasında “henüz tam olgunlaşmadı” algısı yarattı. Aşağıda öne çıkan başlıklar ve detaylar bulunuyor:
Oyun Performansı Dalgalanmaları
Sürücü ve Donanım Uyumsuzlukları
Enerji Yönetimi ve Pil Ömrü
Güncelleme Sıklığı ve Kararlılık
Tüm bu problemlerin çoğu, sonraki aylarda yayımlanan büyük güncellemeler ve sürücü yamalarıyla çözüldü. Yine de teknoloji topluluklarında bir kere “beta” damgası yiyen işletim sisteminin, uzun süren kuşkuları silmesi zaman aldı. Kullanıcı güvenini yeniden kazanmak, sadece teknik düzeltmelerle değil, art arda başarılı güncelleme döngüleriyle mümkün oldu.
Her yeni laptop ya da mini-PC, fabrikada Windows 11 yüklü geliyor. Kritik noktalar:
Mağazalarda raflardaki yeni modelleri incelerken, Windows 11’in avantajlarına dair görselleri görmek olağan. “Neden eski OS ile kalsın ki?” dedirtiyor.
Öngörülerim
Windows 11’in liderliği çok uzak değil. Yıl sonuna kadar %50 barajı aşılabilir. Ancak benim gözlemim: “Her kullanıcı, her cihaz aynı hızla geçiş yapmaz.” Hâlâ Win10’da konforunu koruyan kesim, çok uzun süre dirençli kalabilir. Ben hâlâ Pentium Dual Core, 3 GB RAM ve HDD ile çalışan eski bilgisayarımda Windows 7’yi kullanıyorum; Windows 11’in katı sistem gereksinimleri nedeniyle, daha hafif bir versiyon olan Windows 11 IoT Enterprise LTSC bile yüklenip çalışmıyor. Yine de yeni donanım talepleri, güvenlik zorunlulukları ve “son tarih” baskısı, geçiş sürecini hızlandıracak.
1. Katı Sistem Gereksinimleri: Gerçeği Ne Kadar Biliyor Muyuz?
Windows 11’in TPM 2.0 ve “destekli işlemci” kriterleri, aslında sizi korumayı amaçlıyor. Ama:
- Eski donanım mağduriyeti: 5–6 yıllık Intel Core i5 ya da AMD Ryzen 2000 serisi CPU’lu makineler, yükseltme listesine alınmıyor. Benim evdeki i5-6600 masaüstü bilgisayar bile “uyumsuz” etiketi yedi.
- Üretici inkârı: OEM’ler, bazı modeller için BIOS güncellemesi sunsa da, çoğu kullanıcı güncelleme riskinden kaçıyor. Sonuca bakınca “görünmez engel” gibi duruyor.
2. Alışkanlık ve Konfor Bölgesi: “Neden Değişeyim?”
Yeni Başlat menüsü, ortalanmış görev çubuğu, yuvarlatılmış köşeler, entegre Microsoft Teams… Windows 11 daha modern, daha sade ve daha “gelecek odaklı” görünüyor. Ama sadece görünüşle bitmiyor bu iş.
Kullanıcı algısı: Görsel olarak sadeleştirilmiş gibi dursa da, birçok kullanıcı için bu değişiklikler kafa karıştırıcı. “Ekran düzeni değişti, ikonları bulmak zorlaştı” diyen grafik tasarımcı tanıdıklarım var. Bir tanesi doğrudan, “Menüde kayboldum; iş vaktim harcandı” diyerek geçişten vazgeçti. Özellikle yıllardır aynı arayüzle çalışanlar için Başlat menüsünün sola değil ortaya alınması bile alışkanlıkları zorluyor. Masaüstü simgelerinin düzeni, sağ tıklama menüsünün yenilenmiş yapısı ve “Ayarlar” menüsünün dağınık hissi, ufak ama etkili engeller arasında.
Reklamlar ve entegrasyonlar: Windows 11, Microsoft hizmetlerini daha agresif biçimde entegre ediyor. Başlat menüsünde önerilen uygulamalar, Edge tarayıcısının dayatılması, Microsoft Store ögeleri ya da Microsoft 365 abonelik teklifleri… Tüm bunlar bazen kullanıcıya “sürekli reklam” izlenimi veriyor. Özellikle Pentium Dual Core+3 GB RAM+HDD gibi sınırlı donanımlarda bu fazladan yük, deneyimi olumsuz etkileyebiliyor. “Ben sadece dosyama ulaşmak istiyorum, karşıma abonelik teklifi çıkıyor” yorumlarına forumlarda sıkça rastlanıyor.
3. Kurumsal Dünya: Koca Gemiler Yavaş Döner
Büyük şirketler, yeni bir OS’e geçişi adım adım test eder. Süreç:
- Pilot uygulama: 50–100 PC’de deneme
- Uyumluluk testleri: Özel yazılımlar, VPN, uçtan uca veri akışı
- IT eğitimi: Binlerce çalışana yeni ekran görüntüleri, dokümanlar
- Aşamalı dağıtım: Bir departmandan diğerine geçiş
Bu aşamalar haftalar, hatta aylar sürebiliyor. MSP’ler (Managed Service Provider) hâlen “Mart 2025’te yaygın dağıtıma başlayacağız” diyorlar. Destek sonu ise 2025 Aralık; bence birçok firma, zamanı son dakikaya bırakacak.
4. Başlangıçta Yaşanan Sorunlar: “Beta” Etiketi Kolay Çıkmaz
Windows 11’in ilk çıkış sürümüyle birlikte yaşanan birkaç önemli aksaklık, kullanıcıların kafasında “henüz tam olgunlaşmadı” algısı yarattı. Aşağıda öne çıkan başlıklar ve detaylar bulunuyor:
Oyun Performansı Dalgalanmaları
- DirectStorage, SSD’lerden veri akışını hızlandırmayı vadetse de birçok oyuncu ilk sürümlerde kare düşüşü ve takılmalar bildirdi. Özellikle eski grafik kartı sürücülerinde, NVMe SSD desteği tam oturmamışken FPS’da %10–15 arası oynama gözlemlendi. Bir Reddit kullanıcısı, “Yeni teknolojiyi beklerken, Valorant’ta bile kare düşüşüyle boğuşmak tuhaf” diyerek hayal kırıklığını dile getirdi.
Sürücü ve Donanım Uyumsuzlukları
- Yazıcı markaları (özellikle Canon ve Epson’un kurumsal modelleri) Windows 11 driver’larını yayınlamakta gecikti. Kullanıcılar, “Yazdırmaya çalışırken sistem mavi ekran verdi” ya da “USB fare birden tepkisiz kaldı” gibi hatalar bildirdi. Bazı anakart üreticileri de chipset sürücü güncellemelerini ancak aylar sonra yayınlayabildi. Bu da, “Önemli bir yazdırma işim vardı, mecburen Win10’a geri döndüm” diyen ofis çalışanı vakalarına yol açtı.
Enerji Yönetimi ve Pil Ömrü
- Dizüstü bilgisayarlarda, Windows 11’in yeni güç profilleri ilk versiyonda bekleneni veremedi. Intel’in Dynamic Tuning teknolojisiyle tam uyum sağlanamayan modellerde, pil ömrü Windows 10’a kıyasla %5–10 daha düşük hissedildi. Bir teknoloji blogu testi, 60 WHr kapasiteli bir ultrabook’ta video oynatma testini Win10’da 9 saatten 8 saate düşmüş olarak raporladı. Bu da “Gün boyu iş yaparım” vaadini sorgulatan bir etkendi.
Güncelleme Sıklığı ve Kararlılık
- Microsoft, hızlı geri bildirim toplamak için “Hızlı halka” programı kapsamında haftalık yapısal güncellemeler yayınladı. Ancak bu, bazı kullanıcıların her hafta yeni bir küçük hata veya UI tutarsızlığıyla karşılaşmasına neden oldu. “Geçen hafta çalışıyordu, bu hafta Başlat menüsü tepkisiz kaldı” şikâyetleri, forumlarda destek konularının kapanıp yeniden açılmasına yol açtı.
Tüm bu problemlerin çoğu, sonraki aylarda yayımlanan büyük güncellemeler ve sürücü yamalarıyla çözüldü. Yine de teknoloji topluluklarında bir kere “beta” damgası yiyen işletim sisteminin, uzun süren kuşkuları silmesi zaman aldı. Kullanıcı güvenini yeniden kazanmak, sadece teknik düzeltmelerle değil, art arda başarılı güncelleme döngüleriyle mümkün oldu.
5. Yeni Donanım: Geleceği Zaten Getiriyor
Her yeni laptop ya da mini-PC, fabrikada Windows 11 yüklü geliyor. Kritik noktalar:
- DirectStorage & Auto HDR: Yeni oyun ve grafik uygulamaları bu özellikleri temel alıyor.
- Güvenlik paketleri: Secure Boot, VBS (Virtualization-Based Security) gibi yenilikler, finansal ve devlet kurumlarında tercih edilme sebebi.
Mağazalarda raflardaki yeni modelleri incelerken, Windows 11’in avantajlarına dair görselleri görmek olağan. “Neden eski OS ile kalsın ki?” dedirtiyor.
6. Yaklaşan Destek Kesimi: Zaman Daralıyor
- Windows 10 desteği: 14 Ekim 2025’te sona eriyor.
- Uyumlu LTSC sürümleri: Kurumsal ve gömülü cihazlar için Windows 11 IoT Enterprise LTSC ya da Windows 10 IoT LTSC seçenekleri hâlâ uzun süreli destek sunuyor.
- Güvenlik güncellemeleri: Normal sürümler için 14 Ekim’den sonra kritik yamalar yalnızca LTSC kanalı veya ücretli “Extended Security Updates” (ESU) kapsamında devam edecek.
Öngörülerim
Windows 11’in liderliği çok uzak değil. Yıl sonuna kadar %50 barajı aşılabilir. Ancak benim gözlemim: “Her kullanıcı, her cihaz aynı hızla geçiş yapmaz.” Hâlâ Win10’da konforunu koruyan kesim, çok uzun süre dirençli kalabilir. Ben hâlâ Pentium Dual Core, 3 GB RAM ve HDD ile çalışan eski bilgisayarımda Windows 7’yi kullanıyorum; Windows 11’in katı sistem gereksinimleri nedeniyle, daha hafif bir versiyon olan Windows 11 IoT Enterprise LTSC bile yüklenip çalışmıyor. Yine de yeni donanım talepleri, güvenlik zorunlulukları ve “son tarih” baskısı, geçiş sürecini hızlandıracak.