zafercem
Asistan
- Katılım
- 17 Ekim 2008
- Mesajlar
- 404
- Reaksiyon puanı
- 1
- Puanları
- 0
Gazeteci Hikmet Çetinkaya'nın bugünkü yazısı...
Dillerinden düşürmedikleri iki kelime var onların... Demokrasi ve özgürlük...
Kimileri “liberal sol”, kimileri “liberal sağ”, kimileri “liberal” olarak takılırlar...
Bakın bir de “liberal demokrat” olanlar vardır ki, onlar bir başkadır.
Bugünlerde Tayyip Bey’le araları birazcık “limoni” onların...
Ağır ağır atışmaya başladılar bile “demokrasi” ve “özgürlük” adına...
Onlara göre Tayyip Bey yavaş yavaş halktan kopuyor ve “girdabın içinde” dolanmaya başlıyor. Tayyip Bey, gittikçe “devletçiliğe” kayıyor,“demokrasi” ve “özgürlükleri” ise elinin tersiyle itiyor.
Tayyip Bey’i yere göğe sığdıramayan bizim Soros çocukları bir yerlerden koku almışa benziyor.
Tayyip Bey askere destek veriyormuş...
Bu nedenle Dengir Mir Fırat’ı görevden alıp yerine Abdülkadir Aksu’yu getirmiş.
Dedikleri şu:
“Tayyip Bey askerle anlaşıp Fırat’ı görevden aldı, yerine devletin içinde olan Aksu’yu göreve getirdi! Yerel seçimlerde AKP Diyarbakır’da seçime girmese çok iyi olur. Güneydoğu’da Diyarbakır’ı versin DTP’ye, geri kalan her kenti alsın. Böylece uzlaşma sağlanır...”
Onlara göre Aksu “derin devlet”in adamı!
Eh ne de olsa valilik yapmış, polis örgütünün başında bulunmuş.
Görev değişiminin nedeni “sağlık” değil “siyasi”ymiş!
Tayyip Bey şimdi Soros’un çocuklarının ve Amerikan mızıkacılarının boy hedefi...
Bizimkiler içlerini döküyorlar Cihangir taraflarında...
Tayyip Bey’in şu cümlesi onları derinden vurmuş:
“Tek bayrak, tek devlet, tek millet...”
Birisi yakınıyor:
“Nasıl olur da İttihatçılar’ın sloganını söyler Tayyip Bey! Olacak iş mi bu? Tayyip Bey Anayasa Mahkemesi’nin kararından sonra devletçi ve askerci oldu!”
***
Peki, nasıl çözülür, federasyonla mı?
Bizim “liboş tayfası” tek kol çengi durumunda.
İstanbul denilince akıllarına “Cihangir” gelir... Ara sıra Diyarbakır’a giderler ama Lice’yi hiç görmemişlerdir...
Tunceli’yi sevmezler çünkü orası solun kalesidir!
Cihangir barlarından gelen haberleri dinledikçe keyfim yerine geliyor...
Liboş tayfanın kır saçlı ve sakallı olanı arkadaşına şöyle diyor:
“Tayyip Bey giderek askerle işbirliği yapıp devletçi bir çizgiye oturursa AKP’ye destek veren biz demokratlar kesin tavrımızı alırız...”
Uzun saçlı sarışın liboş yanıt veriyor:
“Yahu biz kaç kişiyiz ki... Son seçimlerde ben Baskın’a oy verdim ama AKP’ye verdim diye haber gönderdim Fehmi’yle...”
Kır saçlı ve sakallı liboş:
“Ben de öyle yaptım... Fehmi’ye söyledim AKP’ye oy verdim diye...”
Öteki:
“Fehmi de fazla bindirdi hani... Yahu bir oraya bir buraya yapsa iyi olmaz mıydı? Tam bu sırada TRT’yle anlaşıyordum, program başı 6 bin YTL’ye... Bir ay 24, bir ay 30 bin YTL alacaktım...”
Kır saçlı ve sakallı olanı:
“Allah gözünü doyursun... Üç kanalda program yapıyorsun, her ay Avrupa’da konferans veriyorsun, gazeteden alıyorsun... Nereden baksan eline 50 bin YTL geçiyor...”
Konuşma uzayıp gidiyor...
Dedim ya, liboş tayfası sıkıntılı... TRT onların elinde... Mıngırlar her ay ceplerine iniyor...
Tayyip Bey kızarsa ortada kalacaklar!
Dertleşmeyip de ne yapsınlar?
***
Bizim “liboş tayfası” Tayyip Bey’den umudu kesmişler...
Dengir Mir Fırat’ın görevinden alınması Abdülkadir Aksu’nun genel başkan yardımcılığına getirilmesi canlarını bir hayli sıkmış!
Şimdi yeni numaraları şu:
“Demokratlar AKP’yi desteklemeyecek!”
Tayyip Bey kaçın kurası, dinler mi böyle mavalları!
Bu arada Fethullahçılar da sıkıntılı.
Güneydoğu’ya iyice yerleşmişlerdi. AKP içinde güçlü olan Nakşiler “ne oluyor” sorusunu sormaya başlayınca ABD’den yanıt geldi:
“Ortalıkta fazla görünmeyin!”
Biliyorsunuz Fethullah Gülen Abdullah Gül’e çok yakın... Tayyip Erdoğan ise Fethullah’la mesafeli...
Şimdilik dedikodular bu kadar!
kaynak
Dillerinden düşürmedikleri iki kelime var onların... Demokrasi ve özgürlük...
Kimileri “liberal sol”, kimileri “liberal sağ”, kimileri “liberal” olarak takılırlar...
Bakın bir de “liberal demokrat” olanlar vardır ki, onlar bir başkadır.
Bugünlerde Tayyip Bey’le araları birazcık “limoni” onların...
Ağır ağır atışmaya başladılar bile “demokrasi” ve “özgürlük” adına...
Onlara göre Tayyip Bey yavaş yavaş halktan kopuyor ve “girdabın içinde” dolanmaya başlıyor. Tayyip Bey, gittikçe “devletçiliğe” kayıyor,“demokrasi” ve “özgürlükleri” ise elinin tersiyle itiyor.
Tayyip Bey’i yere göğe sığdıramayan bizim Soros çocukları bir yerlerden koku almışa benziyor.
Tayyip Bey askere destek veriyormuş...
Bu nedenle Dengir Mir Fırat’ı görevden alıp yerine Abdülkadir Aksu’yu getirmiş.
Dedikleri şu:
“Tayyip Bey askerle anlaşıp Fırat’ı görevden aldı, yerine devletin içinde olan Aksu’yu göreve getirdi! Yerel seçimlerde AKP Diyarbakır’da seçime girmese çok iyi olur. Güneydoğu’da Diyarbakır’ı versin DTP’ye, geri kalan her kenti alsın. Böylece uzlaşma sağlanır...”
Onlara göre Aksu “derin devlet”in adamı!
Eh ne de olsa valilik yapmış, polis örgütünün başında bulunmuş.
Görev değişiminin nedeni “sağlık” değil “siyasi”ymiş!
Tayyip Bey şimdi Soros’un çocuklarının ve Amerikan mızıkacılarının boy hedefi...
Bizimkiler içlerini döküyorlar Cihangir taraflarında...
Tayyip Bey’in şu cümlesi onları derinden vurmuş:
“Tek bayrak, tek devlet, tek millet...”
Birisi yakınıyor:
“Nasıl olur da İttihatçılar’ın sloganını söyler Tayyip Bey! Olacak iş mi bu? Tayyip Bey Anayasa Mahkemesi’nin kararından sonra devletçi ve askerci oldu!”
***
Peki, nasıl çözülür, federasyonla mı?
Bizim “liboş tayfası” tek kol çengi durumunda.
İstanbul denilince akıllarına “Cihangir” gelir... Ara sıra Diyarbakır’a giderler ama Lice’yi hiç görmemişlerdir...
Tunceli’yi sevmezler çünkü orası solun kalesidir!
Cihangir barlarından gelen haberleri dinledikçe keyfim yerine geliyor...
Liboş tayfanın kır saçlı ve sakallı olanı arkadaşına şöyle diyor:
“Tayyip Bey giderek askerle işbirliği yapıp devletçi bir çizgiye oturursa AKP’ye destek veren biz demokratlar kesin tavrımızı alırız...”
Uzun saçlı sarışın liboş yanıt veriyor:
“Yahu biz kaç kişiyiz ki... Son seçimlerde ben Baskın’a oy verdim ama AKP’ye verdim diye haber gönderdim Fehmi’yle...”
Kır saçlı ve sakallı liboş:
“Ben de öyle yaptım... Fehmi’ye söyledim AKP’ye oy verdim diye...”
Öteki:
“Fehmi de fazla bindirdi hani... Yahu bir oraya bir buraya yapsa iyi olmaz mıydı? Tam bu sırada TRT’yle anlaşıyordum, program başı 6 bin YTL’ye... Bir ay 24, bir ay 30 bin YTL alacaktım...”
Kır saçlı ve sakallı olanı:
“Allah gözünü doyursun... Üç kanalda program yapıyorsun, her ay Avrupa’da konferans veriyorsun, gazeteden alıyorsun... Nereden baksan eline 50 bin YTL geçiyor...”
Konuşma uzayıp gidiyor...
Dedim ya, liboş tayfası sıkıntılı... TRT onların elinde... Mıngırlar her ay ceplerine iniyor...
Tayyip Bey kızarsa ortada kalacaklar!
Dertleşmeyip de ne yapsınlar?
***
Bizim “liboş tayfası” Tayyip Bey’den umudu kesmişler...
Dengir Mir Fırat’ın görevinden alınması Abdülkadir Aksu’nun genel başkan yardımcılığına getirilmesi canlarını bir hayli sıkmış!
Şimdi yeni numaraları şu:
“Demokratlar AKP’yi desteklemeyecek!”
Tayyip Bey kaçın kurası, dinler mi böyle mavalları!
Bu arada Fethullahçılar da sıkıntılı.
Güneydoğu’ya iyice yerleşmişlerdi. AKP içinde güçlü olan Nakşiler “ne oluyor” sorusunu sormaya başlayınca ABD’den yanıt geldi:
“Ortalıkta fazla görünmeyin!”
Biliyorsunuz Fethullah Gülen Abdullah Gül’e çok yakın... Tayyip Erdoğan ise Fethullah’la mesafeli...
Şimdilik dedikodular bu kadar!
kaynak