"Laiklik Erdoğan'ın Küçük Beynine Sığmaz"

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

?Handsome?

Doçent
Katılım
28 Ocak 2008
Mesajlar
625
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
CHP'li Sav: "Başbakan, tedavisi mümkün olmayan bir hastalığa tutulmuş"

CHP Genel Sekreteri Önder Sav, ''CHP'nin genel başkanından en sade üyesine kadar tertemiz bir geçmişi vardır. O tertemiz beyaz sayfalara Recep Tayyip Erdoğan'ın çirkin yazılar yazmasına asla müsaade etmeyeceğiz'' dedi.

Sav, Genel Merkez'de düzenlediği basın toplantısında Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan'ın son günlerde CHP'ye yönelik sözlerinin bugün Genel Başkan Deniz Baykal başkanlığında toplanan Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısında
değerlendirildiğini söyledi.

Sav, CHP'nin Başbakan Erdoğan'ın sözleri karşısında sessiz kalamayacağını ifade ederek, şöyle konuştu:

''Son zamanlarda Sayın Başbakan'ın tedavisi gayri kabil bir hastalığa tutulduğunu, bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmaya çalıştığını görüyoruz. En
kötü hastalık bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmaktır. Başbakan kısa zamanda bu hastalıktan kurtulsun diye dua etmekten başka yapacak şeyi yok Türkiye'nin.
Biz Sayın Başbakan'ın kimliğini, kişiliğini, nereden gelip nereye gittiğini çok iyi biliyoruz. Sütlüce mezbahasından bugüne nasıl geldiğinin hesabını veremeyenler, sahte evrak düzenlemekten, zimmetten, ihaleye fesat karıştırmaktan, toplu taşıma biletlerinde kalpazanlıktan ve cürüm işlemek için teşekkül oluşturmaktan hesabını veremeyenler CHP'ye dil uzatamazlar.

CHP'nin genel başkanından en sade üyesine kadar tertemiz bir geçmişi vardır.
O tertemiz beyaz sayfalara Recep Tayyip Erdoğan'ın çirkin yazılar yazmasına asla müsaade etmeyeceğiz.''

Sav, siyasette külhanbeyi edasıyla konuşmanın bir marifet olmadığını ifade
ederek, ''Kasımpaşa'da futbol sahasında külhanbeyi edasıyla konuşabilirsiniz, ama bir ülkenin başbakanıysanız o edanızı unutmuş olmanız gerekir'' dedi.

''Başbakan Erdoğan'ın sağa sola saldırarak, medyaya göz dağı vererek, kimi
köşe yazarlarını karalayarak, kendi düşüncesinde olmayanları suçlayarak'' hiçbir yere varamayacağını ifade eden Sav, şöyle devam etti:

''Sayın Başbakan son zamanlarda hemen hemen her şeyin kurtarıcısı ve koruyucusu kendisiymiş gibi bir eda takınıyor. Sayın Başbakan'ın bu kurtarıcılık
rolünden de sıyrılması gerektiğini kendisine tavsiye etmek durumundayız. Türkiye demokratik laik cumhuriyet, geçmişi belli, siyasete hangi yoldan geldiği bilinen şu zamanlarda da nasıl bir siyaset yürüttüğü görülen siyaset adamlarına asla teslim edilemez. Hele hele bu kabadayılık, külhanbeylik belki herkese söker ama biz CHP'lilere sökmez.

Biz tarihin derinlikten gelen, aydınlanma meşalesini elinde tutanların nesilleriyiz. O aydınlanma meşalesini elinde tutanları hiç kimse sindiremedi, nerde kaldı ki Tayyip Erdoğan sindirecek.''

''ÖFKEYLE KALKAN ZARARLA OTURUR''

Sav, Başbakan Erdoğan ve partisinin laikliği korumanın kendilerine kalmış gibi bir eda içinde olduğunu ileri sürerek, ''Laikliği, Recep Tayyip Erdoğan'ın ne şekilde korumaya çalıştığını son bir hafta on gün içindeki gelişmeler çok yakından ortaya koymuştur. Laiklik öyle Recep Tayyip Erdoğan'ın küçücük beynine sığmayacak kadar geniş bir kavramdır'' diye konuştu.

Başbakan Erdoğan'ın, öfkenin bir hitabet sanatı olduğunu söylediğini ifade
eden Sav, ''Öfkeyle kalkan zararla oturur, sayın Başbakan'da bu öfkesinden sonra hiç kuşkunuz olmasın zararla oturacaktır'' dedi.

Sav, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtladı. Bir gazetecinin ''Sayın Başbakan bir konuşmasında Sayın Deniz Baykal'ın laikliği yozlaştırdığını söyledi. Bu sözleri nasıl değerlendiriyorsunuz'' sorusu üzerine Sav, ''Laikliği bir yozlaştıran var ama o Deniz Baykal değil. Laikliği yozlaştıran Sayın Erdoğan ve onun çalışma arkadaşlarıdır. Önce aynaya baksın Sayın Erdoğan kendisini görsün'' karşılığını verdi.

Sav, Başbakan Erdoğan'ın medyaya yönelik eleştirilerine ilişkin soru
üzerine de ''Maalesef Sayın Başbakan işine geldiği zaman medyayla beraber, işine gelmediği, medya Sayın Başbakana eleştiri yönettiği zaman ise medya tu kaka oluyor'' dedi. Sav, siyasetçilerin eleştiriyi göze alması ve bunlardan ders çıkarması gerektiğini ifade ederek, Başbakan Erdoğan eleştirileri dikkate almadığını savundu.

Sav, Başbakan Erdoğan'ın üslubuna ilişkin bir soru üzerine ise ''Üslubu beyan ayniyle insan. Meclis kürsüsünde de bu üslup karşılığını bulur. CHP kendisine yönelen hiçbir saldırıyı karşılıksız bırakmaz'' diye konuştu.

Bir başka gazetecinin ''Başbakan Erdoğan bu yola çıkarken ölümü göz aldık diyor. Sizin siyaset anlayışınızda böyle bir şey var mı?'' sorusu üzerine de ''Biz tebliğ ve cihat aşamasından geçmedik. Sayın Başbakan o öğretiden geldiği için bu dilleri kullanmayı sevebilir. CHP'ye bu diller yakışmaz'' karşılığını verdi


http://www.haberturk.com/haber.asp?id=55669&cat=160&dt=2008/02/13

 

PcMaSTeR

Profesör
Katılım
18 Ağustos 2006
Mesajlar
3,511
Reaksiyon puanı
5
Puanları
218
Gariplerim dertlerinden Verem olacaklar... :)
 

cazyyy

Asistan
Katılım
23 Ocak 2008
Mesajlar
229
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
kadir99 dedi ki:
Biz Sayın Başbakan'ın kimliğini, kişiliğini, nereden gelip nereye gittiğini çok iyi biliyoruz. Sütlüce mezbahasından bugüne nasıl geldiğinin hesabını veremeyenler, sahte evrak düzenlemekten, zimmetten, ihaleye fesat karıştırmaktan, toplu taşıma biletlerinde kalpazanlıktan ve cürüm işlemek için teşekkül oluşturmaktan hesabını veremeyenler CHP'ye dil uzatamazlar.



http://www.haberturk.com/haber.asp?id=55669&cat=160&dt=2008/02/13


[/quote
çok güzel yakalamış önder hocam
ağzına diline sağlık
 

dnzz

Asistan
Katılım
10 Aralık 2006
Mesajlar
460
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
ülkeyi o kadar iyi satıyorlar kı cekemıyor chplıler
 

cazyyy

Asistan
Katılım
23 Ocak 2008
Mesajlar
229
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
memleketi sata sata bitiremediler satacak birşey kalmayınca ne yapacaklar çok merak ediyorum
 

dnzz

Asistan
Katılım
10 Aralık 2006
Mesajlar
460
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
gercekten dertlenıyorum ataturk o kadar seyı ney ıcın yaptı dıye dusunuyorum.
 

cazyyy

Asistan
Katılım
23 Ocak 2008
Mesajlar
229
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
PcMaSTeR dedi ki:
Yine Dertlendiler... :D
sen milleti tahrik etmezsen çekilemeyecek veya cekilecek bir şey zaten yok ortada

nedir bu sendeki muhalefet, hizipçilik hastalığının sebebi
 

cazyyy

Asistan
Katılım
23 Ocak 2008
Mesajlar
229
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
PcMaSTeR dedi ki:
Neden tahrik oluyorsunuz Kuzum ?

her oetamda özelliklede ATATÜRK ve LAİKLİK konularındaki muhalefetin ve tayip destekçiliğin gerekli gereksiz yorumların rahatsız ediyor. anladın mı kuzucuk
 

PcMaSTeR

Profesör
Katılım
18 Ağustos 2006
Mesajlar
3,511
Reaksiyon puanı
5
Puanları
218
Benim 1 tane Atatürk Karşıtı yazımı Göster !
" " Laiklik " " "

Sana Göre Gereksiz gelebilir bana görede senin yorumların gereksiz Kuzum ;)
 

cazyyy

Asistan
Katılım
23 Ocak 2008
Mesajlar
229
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
PcMaSTeR dedi ki:
Ne yazıkki Aydınlık Gelişim "10 Kasım 1938 09.05" İle Yerini Kraldan Çok Kralcılık yapanlara bıraktı :(

bir kralcılık tuturmusun gidiyorsun diğer konularda bile aynı laflarki orada bahsettiğin kral ise YÜCE Önderimiz ATATÜRK onun emanet ettiği değerlei canımız pahasına koruyacağız ancak sen bunu anlayamazsın
 

PcMaSTeR

Profesör
Katılım
18 Ağustos 2006
Mesajlar
3,511
Reaksiyon puanı
5
Puanları
218
Bu mu :D Durun Kargalar Gülmeyin :D Dostum Ben ATA'yı gayet iyi anlıyorum, Sizleride Şimdiki Atatürkün Arkasına Gizlenenleri de ! Bolşevikli Posteri Unuttun galiba Kralcılar her Dönem Oldu Olacakta... Rahmetli Ecevitin Sözü Geldi Aklıma "Gardorop Atatürkçülüğü" Sol'un Karaoğlanı bunu demişse Oda farketmiş Kralcıları... Dediğim Gibi benim Karşıt Bir yazımı Göster ! Kralcılara yazdığım mesajları değil !
 

cazyyy

Asistan
Katılım
23 Ocak 2008
Mesajlar
229
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
senin düşünclerini sadece ben değil herkes goruyor sonucta
anlaşılan oki LAİKLİK sadece tayipn beynine büyük gelmiyomuş
bu tarz konularda insanların fikrine saygı duy tutturmusun bir karlcık kralcılar lafı ısıtıp ısıtıp duruyorsun baska bir şey yok ortada
 

PcMaSTeR

Profesör
Katılım
18 Ağustos 2006
Mesajlar
3,511
Reaksiyon puanı
5
Puanları
218
İşte Klasik hareket geldi Konu Saptırmacalık Oyununa başlıyorsunuz :D

Kardeşim bir kerede yazdıklarımıza Cevap verin Cevap ! Göstersene 1 tane Mesaj !

Yok Çünkü Niye Yok? Çünkü ben Senden Daha Çok İstiyorum Gerçek Laikliği !

Nedir Gerçek Laiklik ? Din ve devlet İşlerinin Birbirinden ayrılması. Sana Göre basit bir Cümle gelebilir Ancak Manasını Anlamamazlık İşinize geldiği İçin Sözdecilik yapmaya devam edin...
 

cazyyy

Asistan
Katılım
23 Ocak 2008
Mesajlar
229
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
konuyu saptıran sensin ÖNDER SAV HOCAMIN bir lafından olayı buralara cekenin kim olduğu aşikar.

tayip te herkesten daha laik ya :) sende peşinden git
 

PcMaSTeR

Profesör
Katılım
18 Ağustos 2006
Mesajlar
3,511
Reaksiyon puanı
5
Puanları
218
Yine Cevap alamadım, Kusura bakma Senin gibi Kaçak Oynayanlara yazacak vaktim yok. Kalitemi Sav ve Sav gibi Düşünenler Yüzünden bozamam. Son mesajım
Ve Okuyan Arkadaşlar Sizde Gördüğünüz Gibi bu İnsan benim 1 tane Aleyhte Mesajımı Ortaya Çıkaramadı...
 

Pardus007

Öğrenci
Katılım
3 Şubat 2008
Mesajlar
41
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
'CHP'nin genel başkanından en sade üyesine kadar tertemiz bir geçmişi vardır."

Eminim hergün hacı şakir'le yıkıyorlardır.:)

Bu CHP'den akın akın istifa eden üyeler kirlendikleri için mi bırakmışlar CHP'yi !?
 

RadoN

Dekan
Katılım
30 Ekim 2007
Mesajlar
5,813
Reaksiyon puanı
3
Puanları
0
ya CHP sol partiyiz demesin yada Baykal İstifa Etsin..
yazık ben bunların solcuyuz demesi tarihimizdeki sol lider ve kahramnlar için utançtır..
 

nhikmetran

Öğrenci
Katılım
23 Ocak 2008
Mesajlar
8
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
“Biz bu kafayla adam olamayız” deyişi, bir zamanlar, aydın denebilecek, en azından eğitimli, ama karamsar kişilerin dillerine pelesenk olmuştu. Deyişin, toplumu bütün sınıf ve kesimleriyle kapsayan bir yanı vardı. Adam olunmasını engelleyen “kafa” herkeste olabilirdi; politikacıda, devlet memurunda, askerde, işadamında, esnaf ve sanatkarda, işçide, emekçide, köylüde, herkeste...

Bugünlerde ise, televizyon kanallarında sıkça görülen, her biri gazetelerinde köşe sahibi kimi “seçkin” aydınlara bakılırsa, çok dar bir kesim hariç Türkiye’de herkes “adam olmayı” ve ülkeyi “adam etmeyi” kafasına koymuş durumda. Çünkü, söylediklerine göre, Türkiye’de işçisi, köylüsü, Kürdü, orta sınıfı, işadamı, sanayicisi, tüccarı, hâttâ politikacıların çok büyük bir bölümü ülkenin “demokratikleşmesi” konusunda son derece ısrarlı. Onlar ısrarlı da, Türkiye’nin başına çöreklenmiş, muhafazakar, dar görüşlü, dünyanın nereye gittiğini okuyamayan, demokrasi kültüründen nasibini almamış, konumunun sarsılması olasılığından dehşete düşen dar bir elit kesim var ve bunlar gidişata hep taş koyuyor.

“Böyle bir şey nesnel olarak nasıl mümkün olabilir?” sorusu haklı bir sorudur; ama bilelim ki Batı Avrupa’da salak bir liberal de yukarıda aktarılan kurguyu halkı bulacak, “evet ne yazık ki böyle” diyecektir. Hadi, Avrupalı salak liberalleri anladık; Türkiye’de okuyup yazmış, kimileri gençliğinde solculuk yapmış, hâttâ sorsan bugün bile “solcuyum” diyecek insanlar nasıl olup da böyle düşünebilirler?

Nasıl olup da böyle düşünebildiklerini, kendinizi onların yerine koyarak düşünmek kuşkusuz güç bir iş. Ancak, “empatinin” bu kadarı biraz fazla olsa da, denemekte yarar var. Tamam, sermayenin neferleridir, sermayeye göbekten bağlıdırlar falan filan; ama böyle de olsa aslında kendi gözbağları olduğunu, başka bir deyişle gidişatı belirli yerlerden nemalanmaktan ziyade, düşünce yapıları gereği öyle değil de böyle gördüklerini, bu yüzden bugün yattıkları yere yattıklarını söyleyebiliriz.

Ama olmaz ki, böyle de yatılmaz ki...

Gene de böyle yatıyorlarsa, biraz daha kafa yormakta yarar olabilir.

Birincisi, bu eküri hâlâ 1989-91 dönemecine ve hemen ardından gelen egemen söylemlere takılıp kalmış durumdadır: “Devletçi, bürokratik, anti-demokratik rejimler birer birer çökmekte, dünya evrensel demokrasinin egemen olduğu yeni bir döneme girmektedir. Ekonomide neoliberal politikalar, devleti küçülttüğü, ayrıca üstyapıda da liberal yönelimlere kapı açtığı için sineye çekilebilir. Biz bu evrensel demokratikleşme dalgasını hele bir yakalayalım, sosyalizmi, sınıfı gene konuşuruz...”

(Soldan takviye: “Marx’ın Manifesto’da yazdıkları asıl şimdi bir bir gerçekleşiyor.”)

İkincisi, aynı eküri, klasik bir yanılgı sonucu emperyalizmi ekonomik temelinden soyutlayıp “devlet politikalarına” indirgemiş; kapitalizmin küresel regülasyonuyla görevli kuruluşların varlığını, ileri kapitalist ülkeler arasında kimi alanlarda artan işbirliğini (ve işbölümünü) ve sistem içi çelişkilerin belirli bir düzeyde tutulmasını “emperyalizmin sonu” olarak görmüştür.

(Soldan takviye: “Neden hep Lenin? Kautsky zamanında ne demişti? Sonra, Hardt ve Negri de var.”)

Hepsi iyi de, devlet nerede gerçek anlamda küçülüyor ki? Temsili demokrasiye dayalı rejimlerin sayısında görülen artış dışında dünyada “demokratikleşme” yönünde bir eğilimden söz etmek mümkün mü? Piyasacılık, siyasette, toplumsal ve kültürel yaşamda hangi “demokratikleşmeye” yol açmıştır?

Sonra, emperyalizm bitmişse, Yugoslavya’da, Afganistan’da, Irak’ta, Filistin’de olup bitenleri neyle açıklayacağız? Bu coğrafyalara yönelik müdahaleleri “anti demokratik rejimlerin yıkılması ve halkların özgürleşmesi” maymuncuğuyla açıklamaya kalkana kim inanır?

Peki, bu kadar basitse, neden göremiyorlar?

Bu sorunun klasik, ama hep geçerli bir yanıtı vardır: İdeolojik angajman. Söyleneni “totoloji” sayacaklara hatırlatmak gerekir: Her ideoloji, ters gelişmeleri de harmanlayıp kendi çerçevesinde bir yerlere koyacak bir iç dirence, soğurma kapasitesine sahiptir.

Hepsi bir yana, liberal eküri en azından bir konuda haklıdır. Çünkü, Türkiye’de toplumun geniş ve çok çeşitli kesimleri gerçekten bu ekürinin meşrebine uyan bir demokrasicileşme süreci içindedir. Nasıl mı?

Artık Türkiye’de en odun politikacı bile “sivil toplum kuruluşlarını karar sürecine katma” gibi laflar edebilmektedir.

Artık Türkiye’de en geleneksel sendika patronları bile işverenle ortak “sosyal diyalog” projelerine imza atabilmektedir.

Artık eğitim dendiğinde Türkiye’de eğitim bilimcilerin çoğunun aklına ilk gelen şey “sanayinin nitelikli ara eleman ihtiyacının karşılanması” olmaktadır.

Artık Türkiye’de en geri kafalı vali/belediye başkanı bile “tabandan katılım” lafını duyduğunda “elbette” diyebilmektedir.

Tamam da, bütün bunlara karşı çıkan, süreci durduran/yavaşlatan, dar, ama egemen bir kesim sahiden var mı?

Varsa ve her şeye karşın gene de bu kadar güçlüyse, “helal olsun” demekten başka söylenecek söz olmamalı.
 

mozasur

Asistan
Katılım
8 Ağustos 2007
Mesajlar
223
Reaksiyon puanı
1
Puanları
0
Konuya bir de şöyle yaklaşsak nasıl olur acaba ;

Dünya ilerleye dursun bizde hep 1900 lü yıllardan kalma ilkelerle devam edersek olurmu sizce bizim dünya ile bütün olmamız gerekmez mi insanların ihtiyaçlarını daha iyi karşılamak için yeni yeni kurallar koymak gerekmezmi şimdi insanlara ben sizin babanızım ben ne desem o olur dersek olmaz millet neyi isterse onu yapmak lazım kısaca benim düşüncem bu yönde. Atatük' ün koyduğu kurallar eskimezmi? Yani onun dedikleri kıyamete kadar geçerli mi? Allah ve peygamberin dedikleri geçerli değil ise (benim için geçerli) Atatük' ün kuralları hayli hayli eskir ve yerine yeni yeni kurallar gelir.

Şunuda söyliyebilirim Atatürk millete danışmadan kafasından bir sürü (bana göre batının dayatmasıyla) inkılap yaptı. Doğru olan önce milletin bir inkılabı benimsemesi lazım en azından %51' i sindirecek inkılabı eğer azınlık sindirip çoğunluk sindiremezse daha sonra sorunların çıkması doğal ve normal benim görüşüm bu şekilde.
 

cazyyy

Asistan
Katılım
23 Ocak 2008
Mesajlar
229
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
mozasur dedi ki:
Konuya bir de şöyle yaklaşsak nasıl olur acaba ;

Dünya ilerleye dursun bizde hep 1900 lü yıllardan kalma ilkelerle devam edersek olurmu sizce bizim dünya ile bütün olmamız gerekmez mi insanların ihtiyaçlarını daha iyi karşılamak için yeni yeni kurallar koymak gerekmezmi şimdi insanlara ben sizin babanızım ben ne desem o olur dersek olmaz millet neyi isterse onu yapmak lazım kısaca benim düşüncem bu yönde. Atatük' ün koyduğu kurallar eskimezmi? Yani onun dedikleri kıyamete kadar geçerli mi? Allah ve peygamberin dedikleri geçerli değil ise (benim için geçerli) Atatük' ün kuralları hayli hayli eskir ve yerine yeni yeni kurallar gelir.

Şunuda söyliyebilirim Atatürk millete danışmadan kafasından bir sürü (bana göre batının dayatmasıyla) inkılap yaptı. Doğru olan önce milletin bir inkılabı benimsemesi lazım en azından %51' i sindirecek inkılabı eğer azınlık sindirip çoğunluk sindiremezse daha sonra sorunların çıkması doğal ve normal benim görüşüm bu şekilde.

batının dayatmasıylamı :) :) :)
güldürme beni allah aşkına ya
kendi kafasından birşeyler yapmaya çalışanlar şu an ortada zaten
ama bu düşünclerin için gerçekten yazık çok yazık

------------------------------------------------------------------------

evet diğer bir konuda olduğu gibi ATAM suçlusun suçlu böyledeğer bilmeyen insanlara bu kadar güzel bir ülke ve medeniyet bıraktığın için :(

içim kan ağlıyorr :( :(

Moderatör Not :
Forum kurallarına dikkat edelim. 10. kuralı okursan sevinirim.
 

Wolker

Profesör
Katılım
2 Kasım 2006
Mesajlar
1,542
Reaksiyon puanı
2
Puanları
218
Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir,Bu Söz neden söylenmiş bunu bir anlayabilsem.Bence boşa söylenmiş boşverin,Ulu Önder Çocuklarım olup saltanat istemesinler diye elinden geleni yapmış ama maalesef CHP tebasını hiç dikkate almamış galiba ...
 

amesfa

Dekan
Emektar
Katılım
10 Eylül 2007
Mesajlar
9,863
Reaksiyon puanı
150
Puanları
243
Yorumlarınız T.C. Başbakanına hakaret boyutuna ulaşıyor, yorumlarımıza dikkat edelim arkadaşlar.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst