Cem
Profesör
- Katılım
- 23 Ağustos 2006
- Mesajlar
- 1,028
- Reaksiyon puanı
- 0
- Puanları
- 0
Çocuktum ufacıktım, Dokuz- on yaşlarında falandım. O yaşlarda çok dolanırdım. Okul harçlığımı çıkarmak için, İstiklal Caddesinde, şimdiki 'Atlas' sineması'nın önünde kapsız 'Teksas- Tommiks' satardım. Bir gün, bir adam ve bir kadın gördüm. Elele tutuşmuşlardı. Oradan geçen fötr şapkalı, gravatlı bir amca 'Beyefendi, hanımınıza söyleyin kolunuza girsin' demişti. Bu gibi durumlar ayıp karşılanırdı
O zamanlar Ak Parti diye birşey yoktu. Böyle şeyler 'laikliğe tehdit' olarak algılanmıyordu.
Lunapark'lardaki 'dönen zincir'lere kadınları bindirmezlerdi. 'Korku tüneli' vagonlarına da, karı- koca değilse erkek ve kadını yanyana oturtmazlardı.
Meyhanelere ancak kelli felli adamlar girebilirdi. Bu mekanların mutlaka perdesi vardı ve dışarıdan içerisi görünmezdi.
İstanbul'un mutena semtlerinden Moda'da, Bostancı'da 'Kadınlar Plajı' vardı. Bu plajlara 'erkek- kadın' girilemezdi. Yasaktı.
O zamanlar Ak Parti diye birşey yoktu. Böyle şeyler 'laikliğe tehdit' olarak algılanmıyordu.
Açık hava sinemalarında 'Dikkat dikkaaat... Sinemamızın sağ tarafı temamen ailelere ayrılmış bulunmaktadır, tek gelen beylerin aile tarafına oturmaları yasaktır!' anonsları yapılırdı. 'Aile çay bahçeleri' vardı. Bekar kızlar, erkekler alınmazdı. Aileleriyle geldilerse alınırdı. Yoksa girmeleri yasaktı.
O zamanlar Ak Parti diye birşey yoktu. Böyle şeyler 'laikliğe tehdit' olarak algılanmıyordu.
İnsanlar ellerinde icki şişesi, uluorta dolaşmazlardı. Mutlaka bir gazeteye sarar, paltosunun koltukaltında gizleyerek evlerine götürürlerdi.
Tanımadığın bir mahalleden sağa sola bakmadan başın önde geçerdin. Eğer 'kıpırdak' olursan mutlaka yolun kesilir, 'hüoop bilader kime bakmıştın' diye sorguya çekilirdin.
O zamanlar Ak Parti diye birşey yoktu. Böyle şeyler 'laikliğe tehdit' olarak algılanmıyordu.
Mahalleler tasnif edilmişti. Ermeni mahallesi, Rum mahallesi, Arnavut mahallesi, Çingene mahallesi. Rum mahallesinden de geçerken başın önde geçerdin, yoksa 'ızbandut' denilen Rum gençleri yolunu keser, hesap sorarlardı.
Hanımefendiler çarşıya pazara çıkarken mutlaka başörtüsü takarlardı. Bütün bunlar 'Cumhuriyet Türkiyesi'nde yaşanıyordu. İnsanlar, fıkaralık dışında hayatlarından memnundular.
O zamanlar Ak Parti diye birşey yoktu. Böyle şeyler 'laikliğe tehdit' olarak algılanmıyordu.
Dokuz- on yaşlarındaydım o zamanlar.
Not: İnanmayanlar eski, siyah- beyaz Türk filmlerini tekrar tekrar seyredip incelesinler. Vallaha ben o vakitler Ak Parti diye bişey duymadım, görmedim. Bütün bunlardan da 'mahalle baskısı' diye şikâyet edildiğini işitmedim. Benim bildiğim şey, tüm bu anlattıklarımın toplamına o zamanlar 'edep' deniyordu...
Hasan Kaçan
Hasan Kaçan "Ekmek Teknesi" dizisindeki Heredot Cevdet tiplemesini canlandıran orijinal Gırgır'ın usta karikatüristlerindendir. Şu sıralar ATV'de bir yarışma programı sunan Hasan Kaçan ayn zamanda Kurtlar Vadisi ve Kurtlar Vadisi Terör'ün yapımcı ortaklarındandır. Eski köşe yazarı da olan Hasan Kaçan'a Mobimag dergisinde cep telefonu dünyasıyla ilgili köşe yazısında da rastlamıştım.
Bu yazıda yazdıkları ise annemin ve rahmetli anneannemin dahi anlattıklarıyla birebir örtüşüyor. Bugün bunlardan birisi uygulamaya geçse "sözde laikçiler" hoop diye atlar zort diye zıplar. Ama üstad güzel söylemiş, tüm bunlara o zamanlar 'edep' deniyormuş... ellerine, yüreğine, bilgine sağlık Heredot abi
O zamanlar Ak Parti diye birşey yoktu. Böyle şeyler 'laikliğe tehdit' olarak algılanmıyordu.
Lunapark'lardaki 'dönen zincir'lere kadınları bindirmezlerdi. 'Korku tüneli' vagonlarına da, karı- koca değilse erkek ve kadını yanyana oturtmazlardı.
Meyhanelere ancak kelli felli adamlar girebilirdi. Bu mekanların mutlaka perdesi vardı ve dışarıdan içerisi görünmezdi.
İstanbul'un mutena semtlerinden Moda'da, Bostancı'da 'Kadınlar Plajı' vardı. Bu plajlara 'erkek- kadın' girilemezdi. Yasaktı.
O zamanlar Ak Parti diye birşey yoktu. Böyle şeyler 'laikliğe tehdit' olarak algılanmıyordu.
Açık hava sinemalarında 'Dikkat dikkaaat... Sinemamızın sağ tarafı temamen ailelere ayrılmış bulunmaktadır, tek gelen beylerin aile tarafına oturmaları yasaktır!' anonsları yapılırdı. 'Aile çay bahçeleri' vardı. Bekar kızlar, erkekler alınmazdı. Aileleriyle geldilerse alınırdı. Yoksa girmeleri yasaktı.
O zamanlar Ak Parti diye birşey yoktu. Böyle şeyler 'laikliğe tehdit' olarak algılanmıyordu.
İnsanlar ellerinde icki şişesi, uluorta dolaşmazlardı. Mutlaka bir gazeteye sarar, paltosunun koltukaltında gizleyerek evlerine götürürlerdi.
Tanımadığın bir mahalleden sağa sola bakmadan başın önde geçerdin. Eğer 'kıpırdak' olursan mutlaka yolun kesilir, 'hüoop bilader kime bakmıştın' diye sorguya çekilirdin.
O zamanlar Ak Parti diye birşey yoktu. Böyle şeyler 'laikliğe tehdit' olarak algılanmıyordu.
Mahalleler tasnif edilmişti. Ermeni mahallesi, Rum mahallesi, Arnavut mahallesi, Çingene mahallesi. Rum mahallesinden de geçerken başın önde geçerdin, yoksa 'ızbandut' denilen Rum gençleri yolunu keser, hesap sorarlardı.
Hanımefendiler çarşıya pazara çıkarken mutlaka başörtüsü takarlardı. Bütün bunlar 'Cumhuriyet Türkiyesi'nde yaşanıyordu. İnsanlar, fıkaralık dışında hayatlarından memnundular.
O zamanlar Ak Parti diye birşey yoktu. Böyle şeyler 'laikliğe tehdit' olarak algılanmıyordu.
Dokuz- on yaşlarındaydım o zamanlar.
Not: İnanmayanlar eski, siyah- beyaz Türk filmlerini tekrar tekrar seyredip incelesinler. Vallaha ben o vakitler Ak Parti diye bişey duymadım, görmedim. Bütün bunlardan da 'mahalle baskısı' diye şikâyet edildiğini işitmedim. Benim bildiğim şey, tüm bu anlattıklarımın toplamına o zamanlar 'edep' deniyordu...
Hasan Kaçan
Hasan Kaçan "Ekmek Teknesi" dizisindeki Heredot Cevdet tiplemesini canlandıran orijinal Gırgır'ın usta karikatüristlerindendir. Şu sıralar ATV'de bir yarışma programı sunan Hasan Kaçan ayn zamanda Kurtlar Vadisi ve Kurtlar Vadisi Terör'ün yapımcı ortaklarındandır. Eski köşe yazarı da olan Hasan Kaçan'a Mobimag dergisinde cep telefonu dünyasıyla ilgili köşe yazısında da rastlamıştım.
Bu yazıda yazdıkları ise annemin ve rahmetli anneannemin dahi anlattıklarıyla birebir örtüşüyor. Bugün bunlardan birisi uygulamaya geçse "sözde laikçiler" hoop diye atlar zort diye zıplar. Ama üstad güzel söylemiş, tüm bunlara o zamanlar 'edep' deniyormuş... ellerine, yüreğine, bilgine sağlık Heredot abi
