bera_ramazan
Öğrenci
- Katılım
- 20 Kasım 2010
- Mesajlar
- 74
- Reaksiyon puanı
- 18
- Puanları
- 8
Kur'an-ı Kerim'de inkârcıların durumu tasvir edilirken kullanılan "kulaklarına ağırlık indirdik" (Kehf 18/11; En'âm 6/25) ifadesi, modern tıbbın keşifleri ışığında yeni bir anlam kazanmaktadır. Bu ifade, ilk bakışta mecazî gibi görünse de, günümüz tıp biliminin "seröz otitis media" olarak tanımladığı orta kulak sıvı birikimiyle dikkat çekici bir benzerlik göstermektedir.
Bu hastalıkta, kulak zarının arkasında yer alan orta kulak boşluğunda sıvı birikir. Bu sıvı, çekiç, örs ve üzengi kemikçiklerinin hareket kabiliyetini sınırlandırarak ses iletimini engeller. Hastalar çevresindeki sesleri fiziksel olarak algılayabilirler ancak bu sesler boğuk, uzaktan ya da bastırılmış şekilde duyulur. Bunun sonucu olarak kişi sesin geldiğini fark eder fakat içeriğini anlamakta zorluk çeker.
Bu tıbbi durumun, Kur'an'da zikredilen "kulaklara ağırlık indirme" ifadesiyle örtüşmesi dikkat çekicidir. Kur'an'da, inkârcıların hakikati duymaları tamamen engellenmemiştir; aksine mesaj kendilerine ulaşmakta, fakat onu doğru şekilde değerlendirme ve idrak etme yetilerini kaybettikleri ifade edilmektedir.
Dikkat ederseniz ayette, onların sağır olduklarını veya hiçbir ses duymadıklarını söylemez. Kendilerine hakikat gelince, bu duruma karşılık gelen hakikati duyar ama anlayamaz olduklarını vurgulamaktadır. Bu durum, fiziksel duymanın gerçekleştiği fakat zihinsel algının bozulduğu seröz otitis media olgusuyla tam bir paralellik arz etmektedir.
Nitekim tarih boyunca da durum hep bu şekilde olmuştur. Kendilerine hakikatler söylenince onu anlamak yerine ona karşı çıkan, yahut tam aksini söyleyerek sesi duyduğu halde anlamamış olanları görürüz. Peygamberlerin çağrılarını duyan ama reddeden toplumlar, bu durumun canlı örnekleridir.
Sonuç olarak, Kur'an'ın bu ifadesi yalnızca bir mecaz değil, aynı zamanda psikofizyolojik bir durumu da ima eden çok katmanlı bir anlatımdır. Kişi, ilahi mesajı işitir; fakat işitilen mesajın anlam derinliğine nüfuz edemez. Tıpkı kulak içi sıvı birikiminin duyumu bastırması gibi, inkâr ve inat da zihinsel filtrelere yol açar ve kişi gerçeği işitse bile onu anlamaktan aciz kalır.
Bu hassas benzetme, Kur'an'ın her çağda yeni katmanlarını açığa çıkaran zamansız bir rehber olduğunun ve her kelimesinin bilinçli bir seçim olduğunun kanıtıdır. Modern tıbbın keşfiyle ortaya çıkan bu paralellik, vahyin ilahi kaynağına dair düşündürücü bir işarettir.
Kaynak : "seröz otitis media" kulakta sıvı birikmesi

Bu hastalıkta, kulak zarının arkasında yer alan orta kulak boşluğunda sıvı birikir. Bu sıvı, çekiç, örs ve üzengi kemikçiklerinin hareket kabiliyetini sınırlandırarak ses iletimini engeller. Hastalar çevresindeki sesleri fiziksel olarak algılayabilirler ancak bu sesler boğuk, uzaktan ya da bastırılmış şekilde duyulur. Bunun sonucu olarak kişi sesin geldiğini fark eder fakat içeriğini anlamakta zorluk çeker.
Bu tıbbi durumun, Kur'an'da zikredilen "kulaklara ağırlık indirme" ifadesiyle örtüşmesi dikkat çekicidir. Kur'an'da, inkârcıların hakikati duymaları tamamen engellenmemiştir; aksine mesaj kendilerine ulaşmakta, fakat onu doğru şekilde değerlendirme ve idrak etme yetilerini kaybettikleri ifade edilmektedir.
Dikkat ederseniz ayette, onların sağır olduklarını veya hiçbir ses duymadıklarını söylemez. Kendilerine hakikat gelince, bu duruma karşılık gelen hakikati duyar ama anlayamaz olduklarını vurgulamaktadır. Bu durum, fiziksel duymanın gerçekleştiği fakat zihinsel algının bozulduğu seröz otitis media olgusuyla tam bir paralellik arz etmektedir.
Nitekim tarih boyunca da durum hep bu şekilde olmuştur. Kendilerine hakikatler söylenince onu anlamak yerine ona karşı çıkan, yahut tam aksini söyleyerek sesi duyduğu halde anlamamış olanları görürüz. Peygamberlerin çağrılarını duyan ama reddeden toplumlar, bu durumun canlı örnekleridir.
Sonuç olarak, Kur'an'ın bu ifadesi yalnızca bir mecaz değil, aynı zamanda psikofizyolojik bir durumu da ima eden çok katmanlı bir anlatımdır. Kişi, ilahi mesajı işitir; fakat işitilen mesajın anlam derinliğine nüfuz edemez. Tıpkı kulak içi sıvı birikiminin duyumu bastırması gibi, inkâr ve inat da zihinsel filtrelere yol açar ve kişi gerçeği işitse bile onu anlamaktan aciz kalır.
Bu hassas benzetme, Kur'an'ın her çağda yeni katmanlarını açığa çıkaran zamansız bir rehber olduğunun ve her kelimesinin bilinçli bir seçim olduğunun kanıtıdır. Modern tıbbın keşfiyle ortaya çıkan bu paralellik, vahyin ilahi kaynağına dair düşündürücü bir işarettir.
Kaynak : "seröz otitis media" kulakta sıvı birikmesi