Kriz ne getirdi? Ne zaman bitecek? / Yaman Törüner

Bu konuyu okuyanlar

HAKAN34

Asistan
Katılım
5 Ekim 2008
Mesajlar
193
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
fft6_mf2151.Jpeg

Yaman TörünerÇözüm

[email protected]



Krizden önce, sonra



11 Kasım Salı 2008

Global krizin başlangıcında ekonomimiz nasıldı? n Yıllık 35 milyar dolara ulaşacak, cari dış işlemler açığımız vardı.
- Türk Lirası yüzde 60 civarında değerliydi. 1 dolar, 1200 YTL seviyesindeydi.
- Reel faiz oranımız çok yüksekti. Enflasyon oranımızın, yüzde 100’ünü aşan bir reel faiz, Merkez Bankamız tarafından dikte ediliyordu.
- Merkez Bankamız, piyasaya 10 milyar TL civarında borçluydu.
- İhracatçı zor durumdaydı ve döviz fiyatında artış istiyordu.
- Üretim durmuştu. Çünkü, üretmek yerine ithal etmek daha kârlıydı.
- İşsizlik artıyordu. Buna rağmen, Hükümet, kömür vs. dağıtarak, oy toplamayı sürdürebiliyordu.
- Enflasyonun düşürülmesi hedefinde başarı sağlanmış, enflasyon yüzde 10’un altına indirilebilmişti.
- Borsamızın yüzde 70’i yabancıların hâkimiyetindeydi.

Bankalar güçlüydü
- Sıcak para, hem hisse senedi, hem de devlet kâğıdı üzerinden bol miktarda yurdumuza geliyordu.
- 20 milyar dolara yaklaşan, kalıcı yabancı yatırım getirilebilmişti.
- Özelleştirmeler çok başarılıydı. Geçen yıl 4.3 milyar dolara ulaşsa da önceki iki yılda, yıllık 8 milyar doları aşmıştı.
- Bütçe, faiz dışı fazla veriyordu.
- Birçok yapısal ekonomik reform yapılmıştı; ancak, vergi reformu gerçekleştirilememişti.
- Banka kredileri bol sayılırdı. Kredi kartları dahil, tüketici kredileri özendiriliyordu.
- Bankacılık sistemimiz güçlüydü. Bankaların sermaye açığı yoktu.
- Özel sektörün dış borçları, 100 milyar doların üstündeydi.
- Hem özel sektör, hem de Hazine dışarıdan ucuz ve kolay borçlanabiliyordu.
- Merkez Bankamızın döviz rezervleri 80 milyar doları aşmıştı.
- Bankaların açık pozisyonları yoktu.
- Döviz tevdiat hesaplarının miktarı oransal olarak yüksekti ama gittikçe azalıyordu. Döviz tutanlar, zarardaydı.

Global kriz neden çıktı?
Global krizi tetikleyen nedenler şunlar:
- Dünyada sermaye akışkanlığı ve hızı çok hızlandı. Sermayenin, üretmek yerine, parasal oyunlarla yüksek kâr etme olasılığı arttı. Gerçek üretime dayanmayan kârlar yükseldi.
- ABD’nin dış borçları çok yükseldi ve Asya ülkeleri, giderek daha yoğun biçimde, ABD’ye borç vermeye başladı.
- ABD’de Bush yönetimi, 11 Eylül terörist saldırısını bahane ederek aldığı sıkı tedbirler nedeniyle, ülkesinden büyük sermaye kaçışına neden oldu.
- ABD ve Avrupa ülkelerindeki büyük şirketler, yönetim yozlaşması ve üretimde verimsizlik durumuyla karşılaştılar.
- Küreselleşme nedeniyle, yabancıların gerçek üretime dayanmayan kârları kullanarak gelişmekte olan ülkelere yaptıkları yatırımlar çok arttı.
- ABD’den başlayarak gelişmiş ülkelerde faizlerin düşürülmesi veya enflasyon seviyelerine yakın tutulması nedeniyle, gayrimenkul kredileri başta olmak üzere, tüketici kredileri çok yükseldi.
- Petrol ve hammadde fiyatları, olması gereken seviyelerin çok üzerine çıktı.
Bundan sonraki yazılarımda, halen gelinen durumu ve yeni dengenin nasıl olabileceğini anlatacağım.


fft6_mf2151.Jpeg

Yaman Törüner

[email protected]



Kriz ne getirdi? Ne zaman bitecek?



15 Kasım Cumartesi 2008

Önceki yazımda, ekonomimizin kriz başlangıcındaki durumunu anlatmıştım. Şu anda ise, ekonomimizin durumu şöyle:
- Cari işlemler açığımız düşüyor. Ama, hâlâ fazla vermiyor.
- Türk Lirası’nın dolar karşısındaki değeri düştü. Ama, yükselme yeterli değil. Türk Lirası, daha da değer yitirebilir.
- Reel faizimiz, enflasyon oranımızın yüzde 100’ünün üstündeydi ve dünyadaki en yüksek reel faiz bizdeydi. Enflasyonun yükselme eğilimine girmesi ve faizlerin yükseltilmemesiyle, reel faiz en azından Merkez Bankası’ndan bankaların borçlanması bakımından geriledi. Likidite artışı sonucu, reel faizin daha da gerilemesi beklenebilir.
- Merkez Bankamız artık piyasaya borçlu değil; piyasadan alacaklı. Bu durum, bankanın piyasaya likidite verdiği anlamına geliyor. Daha sonraki dönemde, bu likidite bir miktar enflasyon artışına neden olacak.
İhracatçı zor durumda
- İhracatçı zor durumdaydı ama döviz fiyatları artmış olsa bile yine zor durumda. Çünkü, ihraç mallarımıza dış talep azalıyor. İç talep de yok.
- Üretim durmuş; ithalat artmıştı. Üretim, kriz nedeniyle hâlâ yok; artan kur nedeniyle, ithal mallarına olan talep de düşüyor.
- İşsizlik artıyordu. Daha da artacak. Bütçe gelirleri de düşüyor. Dolayısıyla, hükümet, ilk seçimlerde oy kaybıyla karşılaşacak.
- Enflasyon artma eğilimine girdi. Tekrar, çift haneli enflasyonla karşılaşılacak.
- 35 milyar dolara yakın sıcak para çıktı. Bunun bir bölümü Merkez Bankası rezervleriyle, bir bölümü TL’ye dönen döviz tevdiat hesaplarıyla, bir bölümü banka rezervleriyle karşılandı. Bu çıkışa rağmen, döviz krizi olmadı. Değer kaybına rağmen, TL’ye güven sürüyor.
- Önümüzdeki yıl, doğrudan yabancı yatırım, neredeyse, gelmeyecek. Özelleştirme gelirleri de önemli ölçüde düşebilecek.
- Bütçe, eğer popülist seçim politikaları uygulanmazsa, faiz dışı fazla vermeyi sürdürecek. Bu da, IMF ile yapılacak olan anlaşmaya bağlı.
- Vergi reformu gerçekleştirilemedi. Artık, bir süre daha gerçekleştirilmesi de olanaksız. Dışarıdaki dövizlerin getirilmesi çalışması ise, bu haliyle, tahmin edilen kaynakların çok düşük bir bölümünün getirilmesini sağlayabilecek.
- Banka kredileri gittikçe azalacak. Kredisizlik ve çeklerin kabul edilememesi nedeniyle reel sektör büyük darbe yiyecek. Fabrikalar satışa çıkacak. Üretim durma noktasına gelecek. İflaslar artacak.
- Dışarıdan borç alabilme güçleşecek ve pahalılaşacak. Özel sektörün dış borçlanma olanakları gittikçe azalacak. Bu da kurlar üzerinde ek baskı getirecek. Yani, bu nedenle de TL’nin değer kaybı üzerindeki baskılar yoğunlaşacak.
Döviz rezervi azalacak
- Merkez Bankası döviz rezervleri de azalacak ama riskli bölgeye inmeyecek.
- Bankaların, sermaye açıkları doğacak ama banka iflaslarıyla karşılaşılmayacak. Küçük ve yabancı bankaların kâr oranları düşecek.
- Döviz tevdiat hesapları ve kredi mektuplu döviz tevdiat hesaplarında azalmalar olacak. Bu durum, TL’ye güvenin sürdüğü anlamına geliyor. Beklemiyorum ama döviz hesaplarında yeni bir artışla karşılaşılması, yeni bir döviz krizi anlamına gelecek.
- Ekonomimizdeki büyüme oranı çok düşecek. Hatta, gelecek yıl negatif büyümeyle bile karşılaşılabilir. Bu durum, global krizdeki gelişmelere bağlı. Krizden erken çıkılırsa, negatif büyüme görülmez.
- Petrol fiyatlarındaki düşüş bize yarıyor. Ama hammadde fiyatları da düşüyor. Petrol ve hammadde fiyatlarında yeniden yükseliş başladığında, üretimler yeniden artmaya başlıyor demektir.
Bu kez global krizi aştığımızı petrol ve hammadde fiyatlarındaki artış müjdeleyecek.


milliyet

Not: birbirlerini tamamlayan aynı anda okunursa anlam kazanacağına inandığım için alt alta aynı konu içinde yayınladım.
 
Üst