Kıssadan hisse

veysi dede

Asistan
Katılım
9 Kasım 2009
Mesajlar
282
Reaksiyon puanı
16
Puanları
0
Bir Çiçek Hikayesi...( kıssadan hisse)

Mahkeme salonunda, seksen yaşlarındaki yaşlı çiftin durumu içler
acısıydı...
Adam inatçı bakışlarla, suskun ninenin ağlamaktan iyice çukurlaşmış
gözlerini ve bıkkın bakışlarını süzüyordu.

Hakim tok sesiyle, yaşlı kadına: "Anlat teyze, neden boşanmak
istiyorsun?"

Yaşlı kadın, derin bir nefes çektikten sonra baş örtüsüyle ağzını
aralayıp, kısılmış sesiyle konuşmaya başladı:

"Bu herif yetti gayri, 50 yıldır bezdirdi hayattan..."

Sonra uzunca bir sessizlik hakim oldu, mahkeme salonunda...

Sessizlik, bu tür haberleri her gün manşet yapan gazetecilerden
birinin flaşıyla bozuldu...

Kim bilir nasıl bir manşet atacaklardı, yaşanmıs 50 yılın ardından?

Çok sayıda gazeteci izliyordu davayı... Kadın neler diyecekti?
Herkes, onu dinliyordu...

Yaşlı kadının gözleri doldu ve devam etti:

"Bizim bir sedef çiçeği vardı, çok sevdiğim... O bilmez...

50 yıl önceydi.. O çiçeği bana verdiği çiçekler arasından kopardığım
bir yaprağı tohumlamıştım, öyle büyüttüm.

Yavrumuz olmadı onları yavrum bildim. Bir süre sonra çiçek kurumaya
başladı. O zaman adak adadım. Her gece güneş doğmadan önce, bir tas
suyla sulayacağım onu diye...

İyi gelirmiş derlerdi...

50 yıl oldu, bu herif bir gece kalkıp bir kere de bu çiçeği ben
sulayayım demedi. Taa ki geçen geceye kadar... O gece takatim
kesilmiş uyuyakalmışım...

Ben, böyle bir adamla 50 yıl geçirdim.

Hayatımı, umudumu, her şeyimi verdim. Ondan hiçbirşey görmedim. Bir
kerecik olsun, benim bildiğim görevlerden birisini yapmasını
bekledim. Onsuz daha iyiyim, yemin ederim."

Hakim yaşlı adama dönerek:

"Diyeceğin birşey var mı, baba?" dedi.

Yaşlı adam bastonla zor yürüdüğü kürsüye, o ana kadar suçlanmış
olmanın utangaçlığını hissettiren yüz ifadesiyle, hakime yöneldi.

Tane tane konuştu: "Askerliğimi Reisicumhur köşkünde bahçıvan olarak
yaptım. O bahçenin, görkemli görünümüyle büyümesi için emeklerimi
verdim. Fadime'mi de orada tanıdım. Sedefleri de... Ona en güzel
çiçeklerden buketler verdim. İlk evlendiğimiz günlerin birinde,
boyun ağrısı nedeniyle, onu hekime götürdüm. Hekim çok uzun süre
uyanmadan yatarsa, boynundaki kireç sertleşir, kötüleşir dedi. Her
gece uykusunu bölüp uyansın, gezinsin dedi.

Hekimi pek dinlemedi bizim hatun...

Lafım geçmedi...

O günlerde, tesadüf, bu çiçek kurumaya yüz tuttu.

Ben ona: "Gece çiçek sularsan geçer", dedim. Adak dilettim... Her
gece onu uyandırdım ve onu seyrettim. O sevdiğim kadını, yavrusu
bildiği çiçekleri sularken seyrettim. Her gece, o çiçek ben oldum
sanki..." dedi adam.

O yaştaki bir adamdan beklenmeyecek ifadelerle.

"Her gece, o yattıktan sonra uyandım. Saksıdaki suyu boşalttım.
Sedef, gece sulanmayı sevmez, hakim bey... Geçen gece de...
Yaşlılık... Ben de uyanamadım.

Uyandıramadım... Çiçek susuz kalırdı ama kadınımın ağrıyan
boynu yine
azabilirdi...

Suçlandım...Sesimi çıkartamadım..."

O anda gazeteciler dahil, mahkeme salonundaki herkes ağlıyordu.
 

ZorhaK

Rektör
Katılım
24 Kasım 2008
Mesajlar
10,757
Reaksiyon puanı
259
Puanları
243
Veysi dede teşekkür ederim.Çok güzel bir hikaye.

Erkekler hep böyle sevgisini de iyiliğini de içinde yaşıyor:)
 

veysi dede

Asistan
Katılım
9 Kasım 2009
Mesajlar
282
Reaksiyon puanı
16
Puanları
0
evet ZORHAK kardeşim, zaten dinimiz "kadınlar size amanettir" diyor.
biz islami kitapları okusak islamın hayat nizamı olduğunu göreceğiz.
 
Üst