cacar
Profesör
- Katılım
- 24 Mart 2006
- Mesajlar
- 1,607
- Reaksiyon puanı
- 13
- Puanları
- 218
Türkiye'de kiraz mucizesi yaşanıyor. Dünyada hızla artan talep var. Üstelik Türk kirazı en makbullerinden. Ortada bir sorun var, yeteri kadar üreten yok.
100 bin dönüm kiraz dikilmeli
Kiraz olayından önce bir başka '100 bin dönüm' potansiyelinden bahsedeyim.
İki hafta önce yurtdışında bir fuardayım. Marmara Fidancılık'ın sahibi Mehmet Akif Bağce ile sohbet ediyoruz. Sergi alanına iri kıyım biri geliyor. Buranın sahibini soruyor. Meğerse o şehrin belediye başkanıymış. Onlar görüşmelerini yapıyor, aralarındaki konuşmayı merak ediyorum. Başkan, şehrin peyzajını değiştirecekmiş. Ağaçlar çeşitlendirilecek, yollar düzenlenecek, parklar bakımdan geçirilecek. Bu işi de Bağce'ye teklif ediyor. Çok büyük bir proje...
Bağce, yol, park fidancılığında büyük gelişmeye rağmen hâlâ yeterli üretimi sağlayamadığımız gibi, yurtdışından gelen taleplere de cevap veremediklerini anlatıyor. Bağce'ye göre halen 40-50 milyon dolar civarında olan fidan ihracatımızı, kısa zamanda 1 milyar dolarların üzerine çıkarmak zor değil.
Kabataslak olayın boyutlarını hesaplıyorum. 1 milyar dolar ihracat için minimum gelir şartlarıyla 100 bin dönüm fidan bahçesi oluşturulması gerekiyor. Gelişen şehirlerimize, peyzaj anlayışındaki genişleme ve özel talepler de dikkate alınırsa en az iç talep için de o kadar ekim gerekiyor.
Gelelim kiraza...
Bugünlerde 2 bin civarındaki adrese bir paket içinde kiraz gelecek. Çikolata paketi ambalajı gibi, kargoyla gelecek paketten her biri 32-33 mm çapında olan tadımlık kiraz çıkacak. Alara'nın kurucusu Yavuz Taner, olayı anlatırken duyduğu heyecandan daha fazlasını ben yaşadım. İnternet üzerinden satışı artırmak için yapılan bir yöntem bu. Halen Alara'dan internet yoluyla meyve isteyen 350 sadık müşterisi var. Şirket her müşterisinden 5 yeni adres istemiş. Onlar adına ücretsiz kirazı kendisi gönderecek. Önümüzdeki yıl bu rakamın 10 bine çıkması bekleniyor.
Taner, meyvecilikte bunun ilk olduğunu ve sistemin gelişeceğine inandığını söylüyor. Fiili olarak 24 saatte paketler Türkiye'deki her adrese ulaşıyor. Alara'nın bir diğer projesi de 'meyve evi'. Sezon meyvelerini soğuk zincirle her markete ve seçkin ürünleri pazara ulaştırmayı amaçlıyor.
Yavuz Bey, benzeri bir heyecanı kiraz ve elma fidanlığını gezerken de yaşıyor. Bizim için diğer fidanlardan farklı olmayan bir kirazın yanına gelerek ağacı seviyor: "İşte, Türkiye'yi kurtaracak fidanlar." Nedir bunların özellikleri? 15 gün erken ürün veriyorlarmış. Pazara girmek, avantajlı bir fiyat kabul ettirmek ve daha geniş bir coğrafyada üretim yapmak.
Elimde Alara'nın hazırlamış olduğu kiraz haritası var. Eskiden 15-20 gün olan üretim alanları erken ve geççi yeni alanlar ve tekniklerle 90 güne çıkmış durumda.
İşin boyutlarını ve küresel ekonomiyi düşününce hak veriyorum. Taner, halen ürettiklerini satıyor, taleplere cevap veremiyor durumda. Türkiye'nin dört bir tarafından gelen çiftçiler hem fidanlığı geziyor hem modern meyvecilik konusunda bilgi ediniyorlar.
Gelenler arasında bir isim dikkatimi çekiyor. Hemen akıl yürütüyorum. Eğer bu tanıdığım kişiyse, yurtdışında arazileri var. Bir Balkan ülkesinde üretim yapabilir, diyorum. Yanılmıyorum.
Yavuz Taner işin ekonomik boyutlarıyla ve taleple ilgili bilgi veriyor. Önümüzdeki beş yıl içinde 100 bin dönüm yeni kiraz ekilmeli. Müşterisi hazır, fiyatı da cazip. Eğer kaliteli kiraz yemek istiyorsak bir o kadar da Türk insanının ihtiyaçları için de ekim yapılmalı.
Bahçeyi gezerken bir tente dikkatimi çekiyor. Bu tente Granny Smith yani Arjantin denilen yeşil elmalarını gölgelemek için fidanların üzerine çekiliyor. Talep çok olunca Türkiye şartlarında fidanlarını üretmeye başlamışlar. Sadece kiraz ve elma değil. Elma büyüklüğünde Japon eriğine de yoğun talep olduğunu öğreniyoruz. Kara incirde zaten Alara dünya birincisi. Onun üretim alanları da genişliyormuş. Taner, son yılların trend meyvesi nar için yeni endüstriyel çeşitlerde çok fazla ekim yapılması gerektiğini düşünüyor.
Yaban mersinini soruyorum. Türkiye iyi tanımıyor yaban mersinini. Alara, fidanlarını yetiştirmeye başlamış. Onun da geniş pazarı var.
Sadece Alara yılda 1,5 milyon fidan satıyor. Devlet de modern meyveciliği destekliyor. Türkiye meyve ve sebzecilikte büyük adımlar atabilecek potansiyelde. Değerlendirirse topraklarını petrol yataklarından daha değerli hale getirebilecek.
Kaynak: http://www.haber7.com/haber.php?haber_id=251760
100 bin dönüm kiraz dikilmeli
Kiraz olayından önce bir başka '100 bin dönüm' potansiyelinden bahsedeyim.
İki hafta önce yurtdışında bir fuardayım. Marmara Fidancılık'ın sahibi Mehmet Akif Bağce ile sohbet ediyoruz. Sergi alanına iri kıyım biri geliyor. Buranın sahibini soruyor. Meğerse o şehrin belediye başkanıymış. Onlar görüşmelerini yapıyor, aralarındaki konuşmayı merak ediyorum. Başkan, şehrin peyzajını değiştirecekmiş. Ağaçlar çeşitlendirilecek, yollar düzenlenecek, parklar bakımdan geçirilecek. Bu işi de Bağce'ye teklif ediyor. Çok büyük bir proje...
Bağce, yol, park fidancılığında büyük gelişmeye rağmen hâlâ yeterli üretimi sağlayamadığımız gibi, yurtdışından gelen taleplere de cevap veremediklerini anlatıyor. Bağce'ye göre halen 40-50 milyon dolar civarında olan fidan ihracatımızı, kısa zamanda 1 milyar dolarların üzerine çıkarmak zor değil.
Kabataslak olayın boyutlarını hesaplıyorum. 1 milyar dolar ihracat için minimum gelir şartlarıyla 100 bin dönüm fidan bahçesi oluşturulması gerekiyor. Gelişen şehirlerimize, peyzaj anlayışındaki genişleme ve özel talepler de dikkate alınırsa en az iç talep için de o kadar ekim gerekiyor.
Gelelim kiraza...
Bugünlerde 2 bin civarındaki adrese bir paket içinde kiraz gelecek. Çikolata paketi ambalajı gibi, kargoyla gelecek paketten her biri 32-33 mm çapında olan tadımlık kiraz çıkacak. Alara'nın kurucusu Yavuz Taner, olayı anlatırken duyduğu heyecandan daha fazlasını ben yaşadım. İnternet üzerinden satışı artırmak için yapılan bir yöntem bu. Halen Alara'dan internet yoluyla meyve isteyen 350 sadık müşterisi var. Şirket her müşterisinden 5 yeni adres istemiş. Onlar adına ücretsiz kirazı kendisi gönderecek. Önümüzdeki yıl bu rakamın 10 bine çıkması bekleniyor.
Taner, meyvecilikte bunun ilk olduğunu ve sistemin gelişeceğine inandığını söylüyor. Fiili olarak 24 saatte paketler Türkiye'deki her adrese ulaşıyor. Alara'nın bir diğer projesi de 'meyve evi'. Sezon meyvelerini soğuk zincirle her markete ve seçkin ürünleri pazara ulaştırmayı amaçlıyor.
Yavuz Bey, benzeri bir heyecanı kiraz ve elma fidanlığını gezerken de yaşıyor. Bizim için diğer fidanlardan farklı olmayan bir kirazın yanına gelerek ağacı seviyor: "İşte, Türkiye'yi kurtaracak fidanlar." Nedir bunların özellikleri? 15 gün erken ürün veriyorlarmış. Pazara girmek, avantajlı bir fiyat kabul ettirmek ve daha geniş bir coğrafyada üretim yapmak.
Elimde Alara'nın hazırlamış olduğu kiraz haritası var. Eskiden 15-20 gün olan üretim alanları erken ve geççi yeni alanlar ve tekniklerle 90 güne çıkmış durumda.
İşin boyutlarını ve küresel ekonomiyi düşününce hak veriyorum. Taner, halen ürettiklerini satıyor, taleplere cevap veremiyor durumda. Türkiye'nin dört bir tarafından gelen çiftçiler hem fidanlığı geziyor hem modern meyvecilik konusunda bilgi ediniyorlar.
Gelenler arasında bir isim dikkatimi çekiyor. Hemen akıl yürütüyorum. Eğer bu tanıdığım kişiyse, yurtdışında arazileri var. Bir Balkan ülkesinde üretim yapabilir, diyorum. Yanılmıyorum.
Yavuz Taner işin ekonomik boyutlarıyla ve taleple ilgili bilgi veriyor. Önümüzdeki beş yıl içinde 100 bin dönüm yeni kiraz ekilmeli. Müşterisi hazır, fiyatı da cazip. Eğer kaliteli kiraz yemek istiyorsak bir o kadar da Türk insanının ihtiyaçları için de ekim yapılmalı.
Bahçeyi gezerken bir tente dikkatimi çekiyor. Bu tente Granny Smith yani Arjantin denilen yeşil elmalarını gölgelemek için fidanların üzerine çekiliyor. Talep çok olunca Türkiye şartlarında fidanlarını üretmeye başlamışlar. Sadece kiraz ve elma değil. Elma büyüklüğünde Japon eriğine de yoğun talep olduğunu öğreniyoruz. Kara incirde zaten Alara dünya birincisi. Onun üretim alanları da genişliyormuş. Taner, son yılların trend meyvesi nar için yeni endüstriyel çeşitlerde çok fazla ekim yapılması gerektiğini düşünüyor.
Yaban mersinini soruyorum. Türkiye iyi tanımıyor yaban mersinini. Alara, fidanlarını yetiştirmeye başlamış. Onun da geniş pazarı var.
Sadece Alara yılda 1,5 milyon fidan satıyor. Devlet de modern meyveciliği destekliyor. Türkiye meyve ve sebzecilikte büyük adımlar atabilecek potansiyelde. Değerlendirirse topraklarını petrol yataklarından daha değerli hale getirebilecek.

Kaynak: http://www.haber7.com/haber.php?haber_id=251760