Kimse dil öğrenmeden mezun olmayacak

CyberShot

Doçent
Katılım
15 Ocak 2013
Mesajlar
698
Reaksiyon puanı
1
Puanları
18
bir_devlet_okulu_daha_uniformaya_dondu13644657200_h1007332.jpg




[h=2]"Yabancı Dil Öğretim Sisteminin İyileştirilmesi" projesi başlatan Milli Eğitim Bakanlığı, on bir yıl yabancı dil eğitimi alan bir öğrencinin, yabancı dil bilmeden mezun olmasına son verecek.[/h]Öğrenciler yabancı dil derslerini dinleme ve konuşma yaparak öğrenecekler. Dil bilgisi kalıpları ile öğretim yerini, iletişime dayalı eğitime bıraktı. Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı Prof. Dr. Emin Karip, alınan bu kararın dil eğitiminde bir devrim olduğunu belirterek şunları söyledi:
"Yenilenen İngilizce öğretim programında daha önce 4'üncü sınıftan başlayan İngilizce öğretimi programı, ikinci sınıftan başlayacak şekilde yeniden tasarlandı. Yeni program 'Avrupa Ortak Ölçüt Çerçevesi' esas alınarak hazırlandı. Daha çok dinleme ve konuşma odaklı iletişim becerilerinin geliştirilmesi amaçlandı. Dilbilgisi kalıplarına dayalı bir yabancı dil öğretimi yerine, iletişim temelli bir dil öğretimi benimsenerek, özellikle erken yaşlarda dinleme ve konuşma becerileri ön plana alındı. İlkokulda ve ortaokulun ilk iki yılında okuma ve yazma becerileri oldukça sınırlı bir ölçüde yer aldı. Binlerce öğrencimiz yıllarca okuduğu yabancı dili bilmeden okullarından mezun oldu."
DİNLEME VE KONUŞMA ESASLI
Dünyanın önde gelen dil okullarından Wall Street'in Türkiye temsilcisi eğitimci Dündar Uçar, Milli Eğitim Bakanlığı'nın 2 ve 5'inci sınıflar için hazırladığı ve bu yıl uygulamaya koyacağı programın dil öğrenmede bir çığır açabileceğini belirterek, şöyle konuştu: "Öncelikle program bizim kısaca 'Avrupa Dil Standartları' dediğimiz, Common Europeen Framework References-CEFR'e göre, başlangıçtan ve en kolayından çok genel kısa ifadelerle başlıyor. Dinleme ve konuşma esaslı. Günlük hayattan izlenim ve tanım kadar tek veya birkaç kelime. Okuma ve yazma çok sonlarda. Sade ve basit. Akıl dolu." "Eskiden yabancı dil öğretilemiyordu. Çünkü dil bir beceridir. Beceri edinmek için pratik yapmak gerekir. Hem de otomatik oluncaya kadar. Oysa okullarda şartlar ve öğretim metodu beceri edinmeye / dil öğrenmeye müsait değildi" diyen Uçar, "Her şeyden önce isminden de anlaşılacağı üzere yabancı dil öğrenciye yabancıydı. Yanlış yöntem öğretmeni devamlı anlatan durumuna getirdi. Anlattığı ise gramerdi. Öğrenci söz yerine gramer pratiği yapar. Hatta hep aynı şeyleri anlata anlata sadece grameri bilen ve fakat ne konuşabilen ne de işittiğini anlayabilen bir kişi haline gelir. Zararın neresinden dönersek kârdır. Dünyada yaklaşık 2 milyar insan İngilizce öğreniyor. İngilizce küresel dünyanın tek dili. Daha fazla gecikmeden bu sorunumuzu çözmemiz gerekiyor."







Kaynak
 

XAFER37

Profesör
Katılım
17 Kasım 2011
Mesajlar
1,329
Reaksiyon puanı
1
Puanları
218
Tam olarak neresinde gülecektik :D hadi hayırlısı.
 

DarKeN

Profesör
Katılım
5 Temmuz 2009
Mesajlar
1,183
Reaksiyon puanı
88
Puanları
228
Türkiye gerçekten bu konuda çok geri. Norveç'te 50 yaşından küçük herkes istisnasız ana dili gibi ingilizce konuşuyor. Danimarka, İsveç ve Hollanda da aynı şekilde. Türkiye'de daha doğru düzgün konuşan birine rast gelmedim henüz.
 

KaGe LoRd

Asistan
Katılım
10 Şubat 2013
Mesajlar
333
Reaksiyon puanı
1
Puanları
0
Binlerce değil milyonlarca öğrenciniz öğrenmeden mezun oldu. :P Değişikliğe gelirsek, 2. sınıftan başlanmasını abartı hatta saçmalık olarak değerlendiriyorum. Konuşma ve dinlemeye öncelik vermeleriyse çok geç kalınmış bir ihtiyaçtı. Üstelik sadece İngilizce dersleri için değil, Anadolu Liselerinde zorunlu olarak okutulan Almanca dersinde de böyle bir çalışma bekliyoruz.
 

erenberk

Rektör
Katılım
10 Mayıs 2010
Mesajlar
10,535
Reaksiyon puanı
100
Puanları
228
Okul öncesi eğitimle beraber İngilizce'nin öğretilmeye başlanması gerekiyor. Televizyon kanallarında da dublajlı filmler yerine orjinal dilinde Türkçe altyazılı filmler verilmeye başlanmalı.
 

seckyn

Profesör
Katılım
21 Nisan 2010
Mesajlar
2,939
Reaksiyon puanı
18
Puanları
218
Ul** milyonlarca genç doğru dürüst kendi dilini konuşmaktan acizken iyice tuz biber olacak :cursing:
 

Elbruz46

Rektör
Katılım
22 Şubat 2008
Mesajlar
11,938
Reaksiyon puanı
1,338
Puanları
293
Binlerce değil milyonlarca öğrenciniz öğrenmeden mezun oldu. :P Değişikliğe gelirsek, 2. sınıftan başlanmasını abartı hatta saçmalık olarak değerlendiriyorum. Konuşma ve dinlemeye öncelik vermeleriyse çok geç kalınmış bir ihtiyaçtı. Üstelik sadece İngilizce dersleri için değil, Anadolu Liselerinde zorunlu olarak okutulan Almanca dersinde de böyle bir çalışma bekliyoruz.

İnsan bilmediği konuda yorum yapınca komik duruma düşer.
Bu işin bir bilimi var, sencesi bencesi yok.
Dil öğrenimi ne kadar erken yaşta başlarsa o kadar başarılı olur.

İlkokul 2. sınıf dil öğreniminde GEÇ SAYILABİLECEK bir yaştır.

Çocuğun 2. dil ile tanışıklığı okul öncesi dönemde başlamalıdır.

Bunu ben değil bilim adamları söylüyor.

Türkiye'de bugüne kadar İngilizce'nin tam olarak öğretilememiş olmasının nedeni ise Türkiye'nin yabancı dil öğretimine dair bir politikası olmamasıydı.

Her ülke değişik amaçlar ile yabancı dil öğretimi yapar. Bu amaca uygun yaklaşım, yöntem ve teknikleri sistemli bir şekilde uygulayarak öğrencilerine yabancı dili kazandırır.

Türkiye'de bu zamana kadar kullanılan adam akıllı bir metot yoktu.

Öğretmenler müfredat çerçevesinde grammara ağırlık veriyorlardı bu da öğrencilerin dili kullanması konusunda zafiyet doğruyordu, dili kullanamayan öğrenci ben yapamıyorum duygusuna kapılıp bu dersten uzaklaşıyordu.

Şimdi MEB bu konuda yeni yaklaşımlara göre hareket etme kararı aldı.

Bugün dışarıdan bakıp her habere olduğu gibi bu konuya da alaycı bir şekilde yaklaşan arkadaşlar bu kadar önyargılı olmayın.

15 sene sonra öğrencileri görün İngilizce konuşabiliyor mu konuşamıyor mu?

Çünkü sistem bugün başladı sonuçları 11-12 yıl sonra ortaya çıkacak.
 
S

SDN Okuru

SDN Okuru
Bazi yorumlar hani komik bile demiyorum. Gulunecek bir tarafi yok cunku. Ornegini verdiginiz ulkelerin nufusundan tutun, yasam seviyesine kadar Turkiye ile kiyas tutmaniz mumkun degil. Ayrica abartmayin istinasiz ana dili gibi konusuyorsunuz daha gecen hafta Faxe, Danimarka dan geldim. 1 ay kaldim orada. Hic de boyle bir sey soz konusu degil. hani yuzde 99 deseniz bir sey demeyecegim ama belli basli metropol disinda en iyimser tahmin yuzde 90 i ingilizce konusabiliyor. yuzde 50 si anadili gibi konusuyor. Bir de Turkiye de kimlerle muhatap oldunuz onu da bilmiyorum ama anladigim kadariyla ingilizcesi iyi denebilecek kisilerle bile muhatap olamayacak durumdasiniz.

Isin boyle asagilamadan gercekci yuzune bakalim. Maalesef orana vuracak olursak kaliteli yabanci dil egitimi veren okul sayisi refah seviyesi ucuk ulkelerinkine gore dusuk. Ama Turkiye de bile buyuk sehirlerde az cok ingilizce anlasabilecek birilerini bulmak zor degil. Ozellikle Turklerin diger milletlere gore sicak kanliligini dusunecek olursak, en azindan yardimci olmada daha hevesliyiz. Fransa, Portekiz, Bulgaristan, Romanya, Italya, Ispanya gibi ulkelerin de Turkiye den farki yok. Rusya yi hic saymiyorum bile. Moskova nin gobeginde bile saatlerce dolasip Ingilizce biraz bilen birine bile denk gelme ihtimaliniz dusuk. Ayrica bu Avrupa ulkelerinin hepsi latince kokenli dil konusuyor. Onlar icin ogrenmesi daha kolay. Ayrica Iskandinav ulkeleri ss kuralina gore Ingilizce ogrenmek zorunda. Zira onlarin dili hic bir yerde para etmiyor. Refah seviyesi bu kadar yuksek bu ulkelerin vatandaslari rahatca dolasabilmek istiyorsa Ingilizce bilmek zorunda.

Turkiye de ise ozellikle son 10-15 yilda yurt disina seyahatler yogunlasti. Oldukca cok sayida Turk vatandasi is sebebi, seyahat sebebiyle yurt disina cikmakta ve bu sayi gittikce artmaktadir. Dolaysiyla bundan 20 sene oncesine gore Ingilizce konusabilen kisi sayisi artmistir. 20 sene once Oxford seviyesinde okuyup yazan universite profesorleri bile konusmaya gelince maalesef ayni seviyede konusamiyorlardi. Simdi ise tv deki Turkce altyazili Amerikan dizilerinin artmasiyla eskiye nazaran oldukca fazla bir gelisme var. Ama bu ulkede kimse Iskandinav ulkeleriyle ayni orani beklemesin. Maalesef Turkce yi bile konusamayanlar var ve bunlar hep olacaktir. Bunlarin silinip gitmesi 100 seneyi bulur bulmaz orasi ayri konu. Ama yabanci dil sadece okuldaki egitim ile olmuyor. 17-18 yaslarindaki Iskandinav ulkesi vatandaslari tatil icin istedigi yere gidebilme sansina sahipken Turkiye de buna kac kisi sahip. Yani egitimi aldiniz kendi aranizda takildiniz pratik falan bir yere kadar. O yuzden bu ulkeler ile kiyaslamak hakkindaki yorumumu ilk paragrafta yaptim. Okul disindaki bir yigin faktor var. Buraya madde madde eklesek bitmez. Ama en iyi pratik sansi yazin imkan varsa turistik beldeler. Maalesf ki, cok buyuk bir cogunlugun bu sansi da yok.

Acikcasi refah seviyesinin artmasi buradaki en onemli etken. Liseye kadar anadilimden baska dil bilmiyordum. Simdi ise 5 tane yabanci dil konusabiliyorum ki, bunlardan ikisi anadil seviyesinde. Bunun tek sebebi ise isim sebebiyle vaktimin cogunlugunu yurtdisinda gecirmek zorunda olmam ve maddi olanaklarimin dil ogrenmeme bir engel teskil etmemesi. Lakin ben de yasadigim bolgeye cakili yasaydim, bildiklerimi de unuturdum.

Lutfen dalga gecip alay etmeden once ki, bu ulkede bu davranisi hakeden gruplar da var, ulkenin genel durumunu goz onunde bulunduralim. Her sey oyle sipsak olmuyor. Her sey birbiriyle baglantili.
 
S

SDN Okuru

SDN Okuru
Önce Türkçeyi doğru düzgün konuşmayı öğretin. Yabancı dil sonraki iş.
 

-Hewal-

Dekan
Katılım
27 Haziran 2008
Mesajlar
5,210
Reaksiyon puanı
11
Puanları
0
Bunun içinde eylem yapmasınlar ıngilizmi oluyoruz falan diye .
 
Üst