Keşke Şeytanın Sözü, Sen Şeytana Uyma !

  • Konuyu başlatan Konuyu başlatan amidi
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

amidi

Doçent
Katılım
10 Kasım 2010
Mesajlar
631
Reaksiyon puanı
8
Puanları
18
Gün geçmiyor ki bir cinayet haberi almayalım.
Öldürülen kadın olunca biraz daha sarsılmayalım.
Ne oldu da son bir iki yılda bu daha da artar oldu peki? Ya da aslında hep böyleydi de, bu üç cinayet peş peşe gelince mi daha bir dikkatimizi çeker oldu?
Bundan üç sene önce, kadın cezaevlerinde yaptığım bir araştırmada “karısı tarafından öldürülen “koca”ların daha fazla olduğunu öğrenmiş ve “kadından korkmayan erkek erkek değildir” kıvamında da sahnede yarı ciddi, yarı gırgır bir şeyler anlatmıştım.
Sonuç olarak erkekler namus-kıskançlık konusunda eşlerini öldürürken, kadınların sebepleri birbiri peşine sıralanıyordu…
Elbette ki öldürenin kendince bir sebebi var; bu onu masum, affedilebilir kılmasa da.
Töre ya da abuk subuk akımlar buna fetva verebilir ama hukuk ve din asla.
İnsanız üzülüyor ve ürperiyoruz, oralarda bir yerlerde ölenin ya da öldürülenin, birilerinin annesi olduğunu düşündükçe acımız biraz daha artıyor.
Düşünün ki o çocukların annesi, babaları tarafından öldürüldü ve bir anda biri toprağa biri zindana düştü; olan da yine o çocuklara oldu.
Bizde insanlar ayrılıyor ama kopamıyor, terk ediyor ama terk edilmek istemiyor. “Erkek bencil yürek” ve “annesinden kalan bilinçaltında bir duyguyla” ayrılsa da “annesi gibi”, kadını orda bir yerde hep onu beklesin, döndüğünde de yine kıyamasın kabul etsin istiyor.
İşte bu yüzden ayrılan ve artık dayanamıyorum diyen kadın içinse sıkıntı kaçınılmaz oluyor.
“Dön tekrar bir araya gelelim” diyor erkek, bu bir araya gelmelerin sıkıntısını defalarca sonuna kadar yaşayan kadın ise “o iş bitti diyor” –ki böyle ailelerde çocuklar da “anne ayrıl ve seni tekrar kandırmasına izin verme” diyor.
İşin ciddiyetini anlayan ve o kapının yüzüne kapandığını anlayan erkek, bu durumu kabullenemiyor ve ilk iş tehdit ediyor, küfürler savuruyor, bazen konuşmak için kapısına gidiyor, kapı açılmayınca ortalığı velveleye veriyor.
Ve işin son noktası; seni öldürürüm tehdidine artık iyiden iyiye kendisi de inanıyor ve önlem alınmazsa da “ölüm” kaçınılmaz oluyor.
Kısaca ;
Terk edilmeyi hazmedemeyen ve tekrar bir araya gelemeyeceğini anlayan erkek önce yalvarıyor, sonra “ya benimsin ya toprağın” diyor.
Sonuç malum, herkes kaybediyor, kimse kazanmıyor.
Eğer terk eden erkek ise, işi şiddete ve cinayete bulaştırmıyor, en kötü “ne hali varsa görsün” diyerek çıkıp gidiyor.
O tiplerin de kimi nafaka ödemiyor, kimi gidip çocuğunu görmüyor, kimi ne nafaka ödüyor, ne çocuğu arıyor sonra da ortada “erkeğim, delikanlıyım” diye geziyor.
Hayvan bile yavrusundan ayrıldığında ıstırapla inlerken, bu tip müsveddeler “oh be kurtuldum” şeklinde hayvandan aşağı bir karaktere bürünüyor.
Yani; bazıları yaşarken öldürüyor, bazıları yaşatmıyor öldürüyor.
Her seferinde de gazetelerin üçüncü sayfasına işin hasılası iri puntolarla şöyle düşüyor…
“ZORLA GÜZELLİK OLMADI”
Kadın-erkek cinayetlerinde tek fark ekseriyetle şöyle oluyor.
Erkek öldürmeyi planlıyor, cinayet aletini temin ediyor.
Kadın ise “o anlık cinnetle” gözü kararıyor ve o an eline ne geçerse cinayeti onunla işliyor.
Sonuç;
Cezaevi psikoloğu ile yaptığım sohbette;
Cezaevlerinde kadın mahkumların kocasını öldürenlerine, “pişman mısınız?” diye sorulduğunda hepsi “çok pişmanım” diyor, “yine olsa yine yapar mısın?” sorusuna ise “ASLA” diyor…
Annesi gözünün önünde öldürülen çocuklar ise asla bir daha normal duygularla yaşayamıyor, ya eve giremiyor, ya içine kapanıyor ya da öldürenin mahpustan çıkmasını bekliyor…
İşi bu haddelere getirmeden “Allah’tan bul” diyerek, İlahi adalete bırakanlar ise hem yüksek makama şikayet etmenin rahatlığını yaşıyor hem de elini kana bulayıp mahpuslarda çürümüyor.

Bedirhan Gökçe

Kaynak:http://bedirhangokce.com/yazilar/‘keske’-seytanin-sozu-sen-seytana-uyma.aspx
 

Kriptex

Profesör
Katılım
20 Haziran 2010
Mesajlar
1,357
Reaksiyon puanı
38
Puanları
0
Keske yerine bolca iyiki demek istiyenlerdenim :)
 
Üst