Kaos

Silence

Dekan
Katılım
29 Nisan 2009
Mesajlar
7,788
Reaksiyon puanı
49
Puanları
228

Yüzündeki aksamlar bittin artık
Arta kalan yarınlar takvimlere teslim
Sabah gün ışığında bütün yaralar
Yardan kalanlarla yaşamayı sayıyor
Kırılmış yanlar kanatıyor yaralarımı
Kırılmış aynaların üstünden toplanıyor
Yüzüne değen bütün yaşlar
Yaşımdan geriye koşuyor bir çocuk
Kolları kırık zaman hesabının
Hesaplar altı çizik bir elvedaya gidiyor
Aklımda gelgitler bu akşam
Aklımdan boşalan koğuşlar titriyor
Ufuktan gelen sese dönüyor elvedalar
Ellerimi birleştiren sesler yıkık harabeler
Sustum gece dökerken içini sahile
Sahiden giden gelecekmiş gibi
Adın kuytularda emanet bir hırçın dalga gibi
Habersiz vurulan kayalıklarda adın
Adım attığım yanım boş bir mezar sanki
Saklısın düğümlenmiş bir taşın altına
Su yutan nefesin bıraktığı iz gibi
Kimsesiz bir suyun bıraktığı iz
İzlerinden giden ölülerin sesleri
Geceye karışan ay ışının senfonisi
Sen ekmek parçalarından kırıntı gibi
Martıların sabah şarkılarında nimetsin
Nereden sarhoş bir gece gibi çıkıp gelsen
Bir sabah şarkısında uyanan dalgalar
Kaybolmadan parçalar kendini sahile
Sahiden unutulmuş gibisin kimse gelmese
Belirsiz gemiler seslerinden bir tutam ekmese
Ekim kasım aylarından bir soğuk uğramasa
Kaybolmaya yakın bu bedenim
Bedelsiz sevgiler kâğıtlar gibi batıp gitse
Gitmelerin sonuna vuran baltalar bileklerimi kesebilse
Ölsem bu sularda keşke yüzme bilmesem
Bilsem ki deniz beni senden az istiyor
İstediklerimi bir mektuba sığdırıp geçiştirmesem
Düşünce dizlerim kırılmış gibi kanamasa
Yeniden ıslak saçlarında gezinip dursam
Duracağını bilsem zamanın
Zamlanınca gözlerindeki yaşlar
Yokluğunun tarifini geçirecek olan sayılar
Saya saya oynanan oyunlar bitse
Son kez dönse eteklerim senden geriye
Geri gelmeyi öğrensen gittiğin yerden
Hangi tarifeye sayılacak günlerim
Gün ayrı akşamlar ayrıysa eğer
Sayılacak mı gözlerin değdiğinde kirpiklerine
Kirli toprakların üstünde koştuğunda
Kolayca izlerin sarılıp gölgelerine
Göllerin derinliklerine saplanır gibi kalbime
Kal demek için ellerimi çektiğimde kınından
Kılın kıpırdamadan durur gibi sahi
Yankılanacak mı kalbin suya değer gibi sesim
Bittiğinde güllerin rengi yapraklarında
Yeniden martılar ayrılık taşıdığında bu kıyılara
Kırık dallara kıyıp aldığında toprağından
Yeniden dönecek mi ayakların değirmenler gibi
Öğütüp zamanı ayrılık taşlarında bir bir
Yeniden şekillenip benzediğinde sevgiye
Sev diyebilecek misin gemiler yeniden akşam geldiğinde
Bu sahile sahi
Sevebilecek misin yüzünde akşamlar
Bittiğinde…

Sadettin Ersoy
 
Üst