- Katılım
- 29 Haziran 2007
- Mesajlar
- 64,455
- Reaksiyon puanı
- 530
- Puanları
- 0
Ramazan bereketi, Ramazan coşkusu yerini buruk bir sevince bırakıyor. Artık Kadir Gecesini arayacağımız zamanlara geldik. Gizli hazineye erişmek, içinden cevherler devşirmek için herkesin uyanık olması gereken zamanlara. Bir arayış ile bir umut ile
Belki sabahlara kadar, belki bir göz kırpma aralığında
Hak Teala soruyor: Kadir Gecesinin ne olduğunu sen bilir misin? Bilmemizi istediği için, hatta bilelim diye, bilelim ve bulalım diye soruyor. Belki arayalım diye, bulmasak bile arayalım diye soruyor. Ya buluverirsek!?
Kadir Gecesi, bin aydan evla, milyon geceden değerli bir gece. Kadir-kıymet bilen; kadir-kıymete dönen gece. Cebrailin gelip, yer semasına meleklerin indiği, açık gök kapılarından dilek dilek cümlelerin Yaradana vardığı, duaların katman katman göklere ağdığı, dünyaya rahmetin dalga dalga yağdığı gece Kulların melek olduğu, yeryüzünün melekle dolduğu gece Hak Teala müjdeliyor ya hani, Cebrail ve melekler o gecede Rabblerinin izniyle her türlü iş için iner de iner. Sanki kanat şakırtılarıyla ruhların yıkandığı, insanların kendini neredeyse melek sandığı gece. Ve Tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir o gece, kıymet bilene yasin yasin, ayet ayet bir şenliktir. Ecri ve kıymeti öyle anlatılır ki, eğer bir mümin, bin ay kılıcını üzerinden çıkarmadan gaza eylese veya gündüzleri oruç tutup geceleri de sabaha kadar ibadetle geçirse, olmadı, bir yıldan bir yıla akşam ve yatsı namazlarını cemaatle kılsa, mükâfatı o gecenin mükâfatına anca yetişiyor. Bu bereket, her geleni Hızır bilen insanların yılda bir geceyi kadir bilmelerinin karşılığı. Bir kıymet ve değer gecesi, kıymetli ve değerlilerin gecesi. Değer bilip af dileme gecesi, affın bol bol dağıtıldığı gece.
İlahi! Gerçekten Sen çok affedicisin, affı seversin, (okuyucularımla) beni de affet! Amin.
Berceste
Seher-i ıyd celî maşrık-ı ruhsarında
Leyle-i kadr hafi zülf-i siyeh-famında
(Nedim)
Ey sevgili! Yanaklarında bayram seheri parlıyor; karanlık zülüflerinde ise kadir gecesi gizlenmiş (Ne büyük bir çelişki)!
KADİR ALAYI
Kadir Gecesi bir kutlama gecesidir. Daha yüz yıl öncesine kadar Kadir Gecesi toplumun her katmanında karşılık bulur, saraydan halka, başkentten en ücra köye kadar Ramazanın yirmi yedinci gecesinde geleneksel düzenlemelerle yaşatılır, okunan hatimlerin duası hassaten bu gecede yapılır, teravihe ilaveten toplu tesbih namazları kılınır, mevsimine göre fenerler, kandiller ile sokaklara çıkılır, türbe ziyaretlerine gidilirmiş. Saray erkânı için düzenlenen kadir alayı ise İstanbulda bütün halkı sokaklara döker, padişah ve saray erkânı ile halkı buluştururmuş. Padişah ve maiyyetindekiler iftardan sonra Kadir Gecesinin ihya edileceği camiye yürüyüş merasimiyle (Kadir Alayı) gider, bunun için güzergâh düzenlenmiş olur, caddeler kandiller, meşaleler, fenerler ile donatılır, halkın alayı iyi görebilmesi için oturulacak mekânlar hazırlanır, arabalarıyla seyre gelecek eşraf ve diplomatlar için ayrıca yer ayrılır, yol üzerindeki binalar ve evlerde kandiller yanar, bazı binalar özel olarak boyanır, süslenirmiş.
Sultan ve harem halkı at arabalarına binerek saraydan çıktıkları andan itibaren havai fişekler atılmaya başlanır, özel hazırlanmış mahyaların ışıkları yanar, gidilecek caminin kubbesine kandiller ve fenerlerden bir kaftan giydirilir, cami içinde mihraba da mahya kurulur, böylece aydınlatılmış şehirde gece adeta gündüze döner ve insanlar akın akın buraya gelip o geceyi ihya edecek şekilde alkışlar okur, dualar ederlermiş. O sırada insanlara büyük pideler ve şerbetler dağıtılır, elden geldiğince fakirler sevindirilirmiş. Namazları sultanın imamı ve müezzinleri kıldırır, cemaat musiki ziyafetiyle mest olurmuş. Nasıl olmasın, her rekât farklı bir makamda, üstelik müezzinler rekât aralarında elveda ilahileri okumakta. Bir ziyafet ki... Namaz sonrasında tekke, türbe ve camiler yine dolup taşar, zikirler ve ibadetler arasında insanlar tan yerinin ağarmasına kadar olan esenlik içinde, yer semasına inen meleklere karışır, şehir maddî ve manevî tertemiz bir sabaha başlar.
Geçici olarak Yıldız Hamidiye Camii ile Tophanedeki Nusretiye Camiinde düzenlenen birkaç kadir alayını hesaba katmazsak, Fatihten itibaren tam beş yüz yıl boyunca Ayasofya Camii, Kadir Gecesi kutlamaları ve kadir alaylarının değişmez mekânı olmuştur. O kadar ki, eski İstanbullular Kadir Gecesinde teravih namazını Ayasofyada kıldıklarında, dilek ve dualarının kabul edileceğine inanırlar, sabah namazını da Ayasofyada kıldıktan sonra evlerine dönerlermiş.
İskender Pala / Zaman
Hak Teala soruyor: Kadir Gecesinin ne olduğunu sen bilir misin? Bilmemizi istediği için, hatta bilelim diye, bilelim ve bulalım diye soruyor. Belki arayalım diye, bulmasak bile arayalım diye soruyor. Ya buluverirsek!?
Kadir Gecesi, bin aydan evla, milyon geceden değerli bir gece. Kadir-kıymet bilen; kadir-kıymete dönen gece. Cebrailin gelip, yer semasına meleklerin indiği, açık gök kapılarından dilek dilek cümlelerin Yaradana vardığı, duaların katman katman göklere ağdığı, dünyaya rahmetin dalga dalga yağdığı gece Kulların melek olduğu, yeryüzünün melekle dolduğu gece Hak Teala müjdeliyor ya hani, Cebrail ve melekler o gecede Rabblerinin izniyle her türlü iş için iner de iner. Sanki kanat şakırtılarıyla ruhların yıkandığı, insanların kendini neredeyse melek sandığı gece. Ve Tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir o gece, kıymet bilene yasin yasin, ayet ayet bir şenliktir. Ecri ve kıymeti öyle anlatılır ki, eğer bir mümin, bin ay kılıcını üzerinden çıkarmadan gaza eylese veya gündüzleri oruç tutup geceleri de sabaha kadar ibadetle geçirse, olmadı, bir yıldan bir yıla akşam ve yatsı namazlarını cemaatle kılsa, mükâfatı o gecenin mükâfatına anca yetişiyor. Bu bereket, her geleni Hızır bilen insanların yılda bir geceyi kadir bilmelerinin karşılığı. Bir kıymet ve değer gecesi, kıymetli ve değerlilerin gecesi. Değer bilip af dileme gecesi, affın bol bol dağıtıldığı gece.
İlahi! Gerçekten Sen çok affedicisin, affı seversin, (okuyucularımla) beni de affet! Amin.
Berceste
Seher-i ıyd celî maşrık-ı ruhsarında
Leyle-i kadr hafi zülf-i siyeh-famında
(Nedim)
Ey sevgili! Yanaklarında bayram seheri parlıyor; karanlık zülüflerinde ise kadir gecesi gizlenmiş (Ne büyük bir çelişki)!
KADİR ALAYI
Kadir Gecesi bir kutlama gecesidir. Daha yüz yıl öncesine kadar Kadir Gecesi toplumun her katmanında karşılık bulur, saraydan halka, başkentten en ücra köye kadar Ramazanın yirmi yedinci gecesinde geleneksel düzenlemelerle yaşatılır, okunan hatimlerin duası hassaten bu gecede yapılır, teravihe ilaveten toplu tesbih namazları kılınır, mevsimine göre fenerler, kandiller ile sokaklara çıkılır, türbe ziyaretlerine gidilirmiş. Saray erkânı için düzenlenen kadir alayı ise İstanbulda bütün halkı sokaklara döker, padişah ve saray erkânı ile halkı buluştururmuş. Padişah ve maiyyetindekiler iftardan sonra Kadir Gecesinin ihya edileceği camiye yürüyüş merasimiyle (Kadir Alayı) gider, bunun için güzergâh düzenlenmiş olur, caddeler kandiller, meşaleler, fenerler ile donatılır, halkın alayı iyi görebilmesi için oturulacak mekânlar hazırlanır, arabalarıyla seyre gelecek eşraf ve diplomatlar için ayrıca yer ayrılır, yol üzerindeki binalar ve evlerde kandiller yanar, bazı binalar özel olarak boyanır, süslenirmiş.
Sultan ve harem halkı at arabalarına binerek saraydan çıktıkları andan itibaren havai fişekler atılmaya başlanır, özel hazırlanmış mahyaların ışıkları yanar, gidilecek caminin kubbesine kandiller ve fenerlerden bir kaftan giydirilir, cami içinde mihraba da mahya kurulur, böylece aydınlatılmış şehirde gece adeta gündüze döner ve insanlar akın akın buraya gelip o geceyi ihya edecek şekilde alkışlar okur, dualar ederlermiş. O sırada insanlara büyük pideler ve şerbetler dağıtılır, elden geldiğince fakirler sevindirilirmiş. Namazları sultanın imamı ve müezzinleri kıldırır, cemaat musiki ziyafetiyle mest olurmuş. Nasıl olmasın, her rekât farklı bir makamda, üstelik müezzinler rekât aralarında elveda ilahileri okumakta. Bir ziyafet ki... Namaz sonrasında tekke, türbe ve camiler yine dolup taşar, zikirler ve ibadetler arasında insanlar tan yerinin ağarmasına kadar olan esenlik içinde, yer semasına inen meleklere karışır, şehir maddî ve manevî tertemiz bir sabaha başlar.
Geçici olarak Yıldız Hamidiye Camii ile Tophanedeki Nusretiye Camiinde düzenlenen birkaç kadir alayını hesaba katmazsak, Fatihten itibaren tam beş yüz yıl boyunca Ayasofya Camii, Kadir Gecesi kutlamaları ve kadir alaylarının değişmez mekânı olmuştur. O kadar ki, eski İstanbullular Kadir Gecesinde teravih namazını Ayasofyada kıldıklarında, dilek ve dualarının kabul edileceğine inanırlar, sabah namazını da Ayasofyada kıldıktan sonra evlerine dönerlermiş.
İskender Pala / Zaman