İstanbul’un fethinin intikamı

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Katılım
12 Mart 2011
Mesajlar
35,206
Reaksiyon puanı
10,327
Puanları
293
İstanbul Sözleşmesi’yle İstanbul’un fethinin intikamını almak istiyorlar!

Eşcinsel sapkınlık biçimlerini eksene alan, aile kavramıyla dalga geçilen sapkın bir “aile” uydurmak, bunu gerçeğe dönüştürmek, yaygınlaştırmak ve bütün dünyaya dayatmak istiyorlar!

Böyle bir sapkınlığa tarih pek tanık olmadı.

SAPKIN GREK TOPLUMU TUZLA BUZ OLDU!

Tarihte özellikle dikkat çeken böyle bir uygulama antik Yunan toplumunda var: Sapkın eşcinsel ilişki biçimleri oldukça yaygın pagan Yunan toplumunda.

Bu toplum tipi, dünyaya toplum açısından aslâ model olamaz. Düşünsenize, felsefe tavan yapmış, sanat tavan yapmış; sanat da, spor da bir tür ibadet biçimi olarak işlev görmüş, o yüzden kutsanmış... Adına Büyük İskender denen Makedon kökenli eşcinsel kralın hükümranlığı döneminde Mısır’dan Hindistan’a kadar yayılmış bu imparatorluk!

Ama İskender’den sonra paldır kültür çökmüş, yerle bir olmuş.

Felsefe de bitmiş, sanat da. Sokrat’lar, Eflatun’lar, Aristo’lar çıkmamış bir daha!

Antik Yunan toplumunun ve kurumlarının bir anda tuzla buz olmasını, sapkın cinsel ilişkilere bağlıyor önemli düşünürler, araştırmacı insanlar. Lewis Mumford, bu konu üzerinde çokça kafa yoran, çağımızın cins kafalarından biri meselâ!

Greklerin topyekûn tarihten çekilişi Lût kavminin kaderini andırıyor!

Koskoca uygarlık, düşünce ve sanat geleneği bitiyor; devlet de, toplum da tarihten siliniyor!

SAPKIN BİR EŞCİNSEL TOPLUM TİPİ İCAT ETMEYE ÇALIŞIYORLAR!

Günümüzde sapkın eşcinsel ilişki biçimlerine dayalı bir toplum icat edilmeye çalışılıyor!

Bunun en önemli enstrümanlarından ya da hazırlayıcılarından biri lanet olası İstanbul Sözleşmesi.

Sapkın bir toplum modeli inşa etmeye çalışıyorlar ve bu konuda kilometre taşlarından biri olacak anlaşmanın adını İstanbul Sözleşmesi koyuyorlar!

Bu adamlar bizden İstanbul’un intikamını almak istiyorlar! Gelecekte kurmak istedikleri sapkın toplum modelini hayata geçirecek sürecin taşıyıcı aktörlerinden biri olan böyle bir sözleşmeye İstanbul Sözleşmesi diyerek, hem İstanbul’un savaşmadan ele geçirilmesi için hem de inşa edilecek sapkın toplum tipinin İstanbul üzerinden inşa edilmesini sağlamak için çırpınıp duruyor, bize inanılmaz bir şekilde meydan okuyor ve hakaret ediyorlar!

İSTANBUL‘UN FETHİNİN İNTİKAMINI ALMAK İSTİYORLAR!

Abartıyor muyum? Aslâ!

Halil İnalcık’ın İstanbul’un fethiyle ilgili bir sözünü hatırlıyorum: “Batılılar, İstanbul’un fethini aslâ unutamıyorlar!”

İstanbul Sözleşmesi’nin anlamına ilişkin yaptığım bu okumaları ve çıkardığım sonuçları hafife almamanızı öneririm.

Adamlar, hiçbir şeyi “laf olsun” diye yapmıyorlar! İstanbul’un fethini unutamayanların, bizden nasıl intikam alacaklarını ve bize nasıl meydan okuyacaklarını biz de unutmayalım. İstanbul Sözleşmesi’yle İstanbul’un fethinin intikamını almak istediklerini söyledim diye bana itiraz edecekler olabilir.

Bu kişilere şu kadarını söylemek kâfidir, sanırım: Velev ki, bu sözleşme böyle bir amaçla hazırlanmamış olsun diyelim; sonuçta, ailenin çökertilmesinde oynadığı kilit rolle bu işlevi, toplumu çökertme, Türkiye’yi durdurma işlevini yerine getirmiş oluyor, böylelikle bu kez dolaylı bir yolla toplumu çökerterek bizden intikam almış oluyorlar zaten!

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NİN FATURASI ÇOK AĞIR!

Şiddete, tecavüze maruz kalan, hunharca katledilen kadınların haklarını, İstanbul Sözleşmesi’nden başka bir sözleşmeyle garanti altına almak imkânsız mı? Böyle şey olur mu?

Oysa bu sözleşmenin faturası çok ağır oldu.

TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu son iki buçuk yılda tam 746 bin 336 erkeğin evden atıldığını açıkladı. Kanun kapmasında 2017’de 295 bin 618, 2018’de 358 bin 499, 2019’da Nisan ayına kadar ise 92 bin 219 erkek evinden atıldı.

Bu rakamlar şaka değil, gerçek! Ailenin nasıl çökmekte olduğunun ürpertici işaret fişekleri!

Ailenin çöktüğü bir toplum ayakta duramaz. Ailenin çöktüğü bir ülke, sağlam adımlarla geleceğe yürüyemez!

Toplum yapısı, dokusu, manevî değerlerin yeşerttiği medeniyet birikimi güçlü olan toplumları hiç bir güç yıkamaz, hiç bir güç dize getiremez.

İstanbul Sözleşmesi hem toplumun altını oyan bir belâ hem de dünyada ailenin en güçlü olduğu bir toplumun dünyaya aile konusunda öncülük yapmasını imkânsızlaştıracak bir takoz işlevi görüyor!

Artık bu takozdan kurtulmanın zamanı çoktan geldi de, geçiyor bile!

Vesselâm.


Yusuf KAPLAN/Yenişafak, 09.03.'20
 

crow88

Müdavim
Müdavim
Katılım
1 Aralık 2010
Mesajlar
6,660
Çözümler
1
Reaksiyon puanı
3,282
Puanları
1,358
Yaş
59
İstanbul Sözleşmesi’yle İstanbul’un fethinin intikamını almak istiyorlar!

Eşcinsel sapkınlık biçimlerini eksene alan, aile kavramıyla dalga geçilen sapkın bir “aile” uydurmak, bunu gerçeğe dönüştürmek, yaygınlaştırmak ve bütün dünyaya dayatmak istiyorlar!

Böyle bir sapkınlığa tarih pek tanık olmadı.

SAPKIN GREK TOPLUMU TUZLA BUZ OLDU!

Tarihte özellikle dikkat çeken böyle bir uygulama antik Yunan toplumunda var: Sapkın eşcinsel ilişki biçimleri oldukça yaygın pagan Yunan toplumunda.

Bu toplum tipi, dünyaya toplum açısından aslâ model olamaz. Düşünsenize, felsefe tavan yapmış, sanat tavan yapmış; sanat da, spor da bir tür ibadet biçimi olarak işlev görmüş, o yüzden kutsanmış... Adına Büyük İskender denen Makedon kökenli eşcinsel kralın hükümranlığı döneminde Mısır’dan Hindistan’a kadar yayılmış bu imparatorluk!

Ama İskender’den sonra paldır kültür çökmüş, yerle bir olmuş.

Felsefe de bitmiş, sanat da. Sokrat’lar, Eflatun’lar, Aristo’lar çıkmamış bir daha!

Antik Yunan toplumunun ve kurumlarının bir anda tuzla buz olmasını, sapkın cinsel ilişkilere bağlıyor önemli düşünürler, araştırmacı insanlar. Lewis Mumford, bu konu üzerinde çokça kafa yoran, çağımızın cins kafalarından biri meselâ!

Greklerin topyekûn tarihten çekilişi Lût kavminin kaderini andırıyor!

Koskoca uygarlık, düşünce ve sanat geleneği bitiyor; devlet de, toplum da tarihten siliniyor!

SAPKIN BİR EŞCİNSEL TOPLUM TİPİ İCAT ETMEYE ÇALIŞIYORLAR!

Günümüzde sapkın eşcinsel ilişki biçimlerine dayalı bir toplum icat edilmeye çalışılıyor!

Bunun en önemli enstrümanlarından ya da hazırlayıcılarından biri lanet olası İstanbul Sözleşmesi.

Sapkın bir toplum modeli inşa etmeye çalışıyorlar ve bu konuda kilometre taşlarından biri olacak anlaşmanın adını İstanbul Sözleşmesi koyuyorlar!

Bu adamlar bizden İstanbul’un intikamını almak istiyorlar! Gelecekte kurmak istedikleri sapkın toplum modelini hayata geçirecek sürecin taşıyıcı aktörlerinden biri olan böyle bir sözleşmeye İstanbul Sözleşmesi diyerek, hem İstanbul’un savaşmadan ele geçirilmesi için hem de inşa edilecek sapkın toplum tipinin İstanbul üzerinden inşa edilmesini sağlamak için çırpınıp duruyor, bize inanılmaz bir şekilde meydan okuyor ve hakaret ediyorlar!

İSTANBUL‘UN FETHİNİN İNTİKAMINI ALMAK İSTİYORLAR!

Abartıyor muyum? Aslâ!

Halil İnalcık’ın İstanbul’un fethiyle ilgili bir sözünü hatırlıyorum: “Batılılar, İstanbul’un fethini aslâ unutamıyorlar!”

İstanbul Sözleşmesi’nin anlamına ilişkin yaptığım bu okumaları ve çıkardığım sonuçları hafife almamanızı öneririm.

Adamlar, hiçbir şeyi “laf olsun” diye yapmıyorlar! İstanbul’un fethini unutamayanların, bizden nasıl intikam alacaklarını ve bize nasıl meydan okuyacaklarını biz de unutmayalım. İstanbul Sözleşmesi’yle İstanbul’un fethinin intikamını almak istediklerini söyledim diye bana itiraz edecekler olabilir.

Bu kişilere şu kadarını söylemek kâfidir, sanırım: Velev ki, bu sözleşme böyle bir amaçla hazırlanmamış olsun diyelim; sonuçta, ailenin çökertilmesinde oynadığı kilit rolle bu işlevi, toplumu çökertme, Türkiye’yi durdurma işlevini yerine getirmiş oluyor, böylelikle bu kez dolaylı bir yolla toplumu çökerterek bizden intikam almış oluyorlar zaten!

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NİN FATURASI ÇOK AĞIR!

Şiddete, tecavüze maruz kalan, hunharca katledilen kadınların haklarını, İstanbul Sözleşmesi’nden başka bir sözleşmeyle garanti altına almak imkânsız mı? Böyle şey olur mu?

Oysa bu sözleşmenin faturası çok ağır oldu.

TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu son iki buçuk yılda tam 746 bin 336 erkeğin evden atıldığını açıkladı. Kanun kapmasında 2017’de 295 bin 618, 2018’de 358 bin 499, 2019’da Nisan ayına kadar ise 92 bin 219 erkek evinden atıldı.

Bu rakamlar şaka değil, gerçek! Ailenin nasıl çökmekte olduğunun ürpertici işaret fişekleri!

Ailenin çöktüğü bir toplum ayakta duramaz. Ailenin çöktüğü bir ülke, sağlam adımlarla geleceğe yürüyemez!

Toplum yapısı, dokusu, manevî değerlerin yeşerttiği medeniyet birikimi güçlü olan toplumları hiç bir güç yıkamaz, hiç bir güç dize getiremez.

İstanbul Sözleşmesi hem toplumun altını oyan bir belâ hem de dünyada ailenin en güçlü olduğu bir toplumun dünyaya aile konusunda öncülük yapmasını imkânsızlaştıracak bir takoz işlevi görüyor!

Artık bu takozdan kurtulmanın zamanı çoktan geldi de, geçiyor bile!

Vesselâm.


Yusuf KAPLAN/Yenişafak, 09.03.'20
@|SeYYaH| hoca s.a
Ben 20 yıldır internette sörf yapar,dolaşırım,hani avare tiplerden,bir çok kitap,belge vs görüp okumak nasip oluyor,aynanın 2 yüzüne de bakar oldum,evet adamlar 50-100 yıllık planları var,insanımız araştırmayı ,okumayı sevmiyor,eğer ki okumayı sevmiş olsak,hala bu gün,ramazanlarda orucun nasıl bozulduğunu,gusul abdestini anlatma ihtiyacı duymazdık.
içimizde o kadar çok kuzu kılığında kurt var ki,ismi,cismi,her noktasına kadar bizden,ama bizden değil,Arabistanlı Lawrence kitabında masa olayı vardır,her devletten kişiler oturmuştur,okuduğunuzu düşünüyorum.
1985 87 yılları arası askerlik yaptım,askerlik yaptığım yerde batıda görmediğim +18 kitaplar hemde 1.sınıf kağıt olarak satılmaktaydı.Bizlerin en zayıf noktalarımızda olan +18 yönümüzü bildikleri için buradan vurmaya çalışıyorlar,dikkat ederseniz bu zaten kademe kademe vites usulu yapılmakta.halbuki biz Türkleri anlatan Türk Cihan Hakimiyeti Mefkuresi Tarihi-Osman Turan kitabında cinselliğe olan yaklaşımları da çok güzel anlatılmıştır.
Evirip ,çevirip aynı olaylardan bahsetmek istemiyorum,ama artık gerçeklerin olduğu gibi ortaya tamamen aktarılması lazım ki,bunu yapmak ise nasıl olur bilemiyorum.
s.bat.y s.vi,b.y.z türkler,askerlerimizin başlarına çuval geçirilmesi,1992'de USS Saratoga uçak gemisinden atılan 2 adet Sea Sparrow füzesi ile vurulan Muavenet savaş gemisi.(şimdilerde internette dolaşan bilinçli olarak söylenen ,kutsal cumartesi sözüi(bilende bilmeyende yazıyor))
aslında bunları yazmama gerek yok,sizin benden daha fazla bilgi sahibi olduğunuzun farkındayım,ne üzücüki bilmek de artık yeterli gelmiyor.
sadece şunu yazabilir,söyleyebilirim
ALLAH c.c. yardımcımız olsun
 
Katılım
12 Mart 2011
Mesajlar
35,206
Reaksiyon puanı
10,327
Puanları
293

Ve aleykumselam ve rahmetullahi...
Eyvallah kıymetli abim. Siz askerden terhis olduktan sonra nöbeti ben devralmışım demek ki! :) Lakin öğrenim sebebiyle takriben bir on yıllık gecikme olduğunu da kabul etmek lazım.

Bu arada konuya gelirsek, düşman düşmanlığını yapacaktır abicim, ona kızma hakkımız yok. Düşmanda oyun, hile, desise, entrika hiç bitmez. Benim asıl kızdığım iktidar olanların bu yıkıcı sözleşmeye imza atması, taraf olmasıdır. Hele de o başörtülü(!) kadın aile bakanı yok mu, onu Cenab-ı Allaha havale ediyorum, diyecek başka sözüm yok. Önümüzdeki seçimde eğer bu hükümete oy vermekten vazgeçersem bunun tek nedeni sadece o kadın olacak, emin ol.
 

crow88

Müdavim
Müdavim
Katılım
1 Aralık 2010
Mesajlar
6,660
Çözümler
1
Reaksiyon puanı
3,282
Puanları
1,358
Yaş
59
Hocam akıl yaşta değil ki,başta:)gecikmede önemli değil,(her şey devamlı tekerrür ediyor zaten.
Rahmeti Erbakan hocanın çok uyarıları vardı ALLAH c.c. rahmet etsin. (Banu Avar ıda unutmamak lazım(çıkmıyor artık,o da Erbakan gibi dikkat çeken uyarıları vardı)

hocam ben düşmana kızmıyorum ki,onun şekli belli ,şema li belli,şöyle örnek vereyim,dışarıdan yüzümüze yumruk atsalar ne kadar acır,ağrır,ama ağzımızdaki çürük dişin verdiği ızdırapı ,ağrıyı vermez.Ahırdaki kuzu postuna bürünenlerdir anlattığım.

Aile bakanı olayına gelirsek eğer ,zaten bunun temeli 1988 yılında dikenli papatyaların baskısı sonucu yapılan mortgage (ömür boyu nafaka) sistemidir ki,1 ay ,1 yıl da evli kalsa boşanıp karısının suratını dahi unuttuğu halde nafaka ödemesi yapanlar var,halbuki sizin bildiğiniz gibi,dinimizde 3 aya tekamül eden ödeme vardır (mehir haktır ,o konuya girmemiz gereksiz(fakat zamanımızda bunu da alet edenler olmaya başladı)

12/05/1988 tarihinde yürürlüğe giren 3444 Sayılı kanun ile yoksulluk nafakası süresiz verilebilir hale gelmiştir (alıntı)

kadın boşanıyor ,imam nikahlı yaşıyor,adam yeniden evleniyor tabiki nafaka ödemeye devam,haliyle şikayet olsa bile,şikayet edilen mercide özel hayat karışamayız diyor.(zina kanunu da değişti malum)bu sefer yeniden evlenen adamın aileside mağdur oluyor(farkındaysanız tvlerde kadın programları başladığından beri c..na kast olayları da başladı,süresiz nafakada tuzu oldu.)

Savaşla yıkamayacaklarını bildikleri için temeli aileden bozmaya çalışıyorlar artık,bütün hedef bu oldu %75 (Karadeniz de 1990 1998 ler de Nataşa olayları malum(çok aile dağıldı).
Sizin de bahsettiğiniz gibi malum konuya gelince,kişinin içi dışına vurur derler,sözümün yerini anlamışsınızdır,ee mahkemede kadının sözü esastır denince erkek haklıda olsa ,haksız duruma düşüyor.evet haklısınız,bende sonuna kadar size hak veriyorum.

ee medeni kanunumuzda yabancı kanunların etkisi çok
resmi gazete

turk-medeni-kanunu-madde-175

şimdilik aklıma gelenler,ALLAH c.c. emanet olun
 
Son düzenleme:
M

Murat Burç

SDN Okuru
Bu sözleşmenin neresinde eşcinsellik ile ilgili veya yöneltici madde var.
Herkesin dilinde eşcinsellik deniliyor ama yarım yamalak baktım göremedim. Gören varsa bilgilendirsin.
 

Sardaukar

Profesör
Katılım
7 Haziran 2019
Mesajlar
2,125
Reaksiyon puanı
903
Puanları
293
Yaş
25
Eşcinsel evlilik normaldir nüfusunun çoğu Müslüman olan toplumlara örnek teşkil etmesi için bizdede serbest olmalıdır.

sapkın adamın ise Yunanı Türkü olmaz.
Eşcinsellik sapkınlık değildir.
Ama çocuk gelin sapkınlık'tır, kadını çarşafa boğmak sapkınlık'tır, recm etmek sapkınlık'tır, kadını ve erkeği okutmayıp şeyhe şıyha reaya yapmak sapkınlık'tır, kadını eve hapsetmek sapkınlık'tır, kadını mal robot köle olarak görmek sapkınlık'tır,

O sebepten İstanbul sözleşmesi , gururumuzdur sahip çıkılması gerekir. İstanbulun fethinin intikamı ise betona boğulan, doğal yapısı dokusu bozulan alanlardır, çirkin gökdelenlerdir, anlamsız derecede Fazla olan avmler'dir, aşırı nüfus'tur, çarpık kentleşmedir, depreme hazır olmayan evlerdir.


Geri kalmış doğu toplumları erkek egemen bir aile istiyor, kadını eve kapatmak karnından çocuğu sırtından sopayı eksik etmemek istiyor, kadının taşlandığı, kız çocuklarının okutulmadığı, erkeğe serbest kadına yasak olan çarpık çırpık, baştan aşağı haset ile dolu kölelik düzeni istiyor bu düzeni ideal bir aile, bu düzenin karşısında duranları ise ahlaksızlık' la ve aile düzenini çökertmek ile suçluyor.
 
Son düzenleme:

Creative

Rektör
Emektar
Müdavim
Katılım
12 Eylül 2009
Mesajlar
13,907
Çözümler
2
Reaksiyon puanı
17,394
Puanları
4,958
Yaş
40
Arkadaşlar biraz daha dikkat edersek sevinirim. En azından bir birimize saygımız olsun, ama onu da beceremiyoruz.
 

cheleby

Müdavim
Müdavim
Katılım
8 Mayıs 2009
Mesajlar
2,717
Reaksiyon puanı
227
Puanları
243
Kimse hayatını dine göre dizayn etmek zorunda değil, kimse sana dayatmıyor, isterse bir adam çöp kutusu ile bile evlenebilmelidir, asıl dayatan sensin adama zorla sen evlenemessin diyip ayrıştırıyorsun.

Çocuk gelin sapkınlık'tır benim yazmadıklarım seni niye ilgilendiriyor? Meraklı isen sen yaz tepki göster.
Neyse konu o değil, cinsel ilişki yaşıda en alt 17-18 zaten


Kadınlara değer veren bir din yoktur, diğer dinler eğ işte haklar verirken, abrahamik Ortadoğu dinleri kadını baskılar zira o dinler ataerkil erkek egemen bir topluma hitap eder, kadının bu dinler deki yeri erkekten aşağıdır, Tac Mahal a. Gömülü Babür sultanının mezarı eşiyle yan yanadır ama erkek olan Sultan'ın mezarı yüksek eşinin işe nerdeyse yere değecek kadar alçaktır, bu erkeğin kadından üstündeyim demesini sembolize eder.

Doğudakiler yani Ortadoğu Asya'nın büyük kısmı ve afrika geri kalmıştır bunu tartışmaya bile gerek yok

Sen bana vatan haini diyorsun, haddini bil, sen bana vatan haini diyemezsin, terbiyeli ol sen kimsin?
Sana hiç bir şey demedim benimle düzgün konuş yada ahırına geri dön

Dine göre dizayn edcek neye göre edecek.Senin inandığın din olmadığı için anlamazsın.Hadi dinden girmeyelim eşcinselliğin neyini savunuyorsun ? Pislik,rezillik,aşağılık bir durum.
Senin her yazdığın tahrik edici.peki 17 yaşındaki biri 40 yaşındaki biriyle ya ilişkiye girer yada evlenir.bu ne oluyor ? Bak işinize gelmiyor gelmiyor gelmiyor.Ağzınızda çocuk gelin çocuk gelin.
Kadinlara değer veren din vardır gene işine gelmiyor.İslam dininin güzel ahlakını içine sindiremiyorsun.
 

Creative

Rektör
Emektar
Müdavim
Katılım
12 Eylül 2009
Mesajlar
13,907
Çözümler
2
Reaksiyon puanı
17,394
Puanları
4,958
Yaş
40
Konuyu bireylere hakarete çevirdiğiniz için kapatmak zorunda bıraktınız. Tebrikler.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst