İmam gazali hz leri

Bu konuyu okuyanlar

Murataltug

Dekan
Katılım
15 Ekim 2017
Mesajlar
5,873
Reaksiyon puanı
3,096
Puanları
113
Yaş
38
İmam gazali ihyanul ulum

Alâkaların Kesilmesi Bunun mânâsı zulmen aldığı herşeyi sahiplerine iade etmektir. Bütün günahlardan ihlâsla Allah rızası için tevbe etmek demektir.

zulmen alman herşey insanoğlu için bir alâka ve ilgidir. Her alâka da insanoğlunun yakasına yapışmış

Her alâka insanoğlunun yakasına yapışmış nereye
gidiyorsun? Benim borçlarımı ödemeden nereye ayrılıyorsun?' diyen bir alacaklı gibidir.

Sen padişahlar padişahının beytine gidiyorsun. Halbuki o padişahın emrini daha kendi evindeyken zâyi etmişsin.

Sen padişahlar padişahıyla
alay edercesine, onu ihmal etmiş dediklerini yerine getirmemişsin Utanmaz mısın,

Utanmaz mısın âsi bir kul gibi padişahlar padişahının huzuruna varmaktasın ziyaretinin kabul edilmesini istiyorsan o padişahın emrini yerine getir,

zulmen aldıklarını iade et. Herşeyden önce bütün günahlarından pâdişahlar pâdişahına dönüş yap.

Kalbinin, arkanda bıraktıklarınla meşgul olmasına engel ol ki, bütün kalbinle o pâdişahlar pâdişahına yönelmiş olasın

Zira âhiret yolculuğu kişinin önünde ve çok da yakınındadır.

hac seferine, âhiret yolunda faydası olacak şeyler için çıkılmalıdır.

Zira âhiret yolculuğu kararlaştırılmış, eninde sonunda yapılacak bir yolculuktur.

hac seferine hazırlanırken âhret yolculuğunu unutmamak gerek

Allah'ın emrine muhalefet eden bir kimse inancında veya fiilde muhalefet eder. İnancında
muhalefet eden bir kimse ya bid'atçıdır veya kâfir..,

Sükût eden kimse ya kendi isteğiyle veya aciz olduğundan sükût etmiştir.

Kâfir bir kimse eğer harbî bir kâfir ise öldürülmeye ve köle edinilmeye müstehak olur.

Öldürmek ve köle etmekten öte bir rezalet yoktur

Mücadele/22

Allah'a ve ahiret gününe iman eden bir kavmin Allah'a ve
elçisine düşman olanlarla dostluk ettiğini görmezsin,
1
Allah onların kalplerine iman yazmış ve onları kendindenbir ruh ile desteklemiştir,

Hz. Peygamber buyurdu ki
Müslüman ile müşriğin ateşleri bir arada görünmez Yani müslüman, mümkün olursa müşriklerle komşuluk yapmaz
1
Yani müslüman, mümkün olursa müşriklerle Arkadaşlık yapmaz aralarında bulunmaz

Mümtehine/1

Ey iman edenler! düşmanlarınızı dost edinmeyin

Allah Teâlâ buyurmaktadır:
Ey iman edenler! Düşmanlarımı dost edinmeyin Siz onlara sevgi yolluyorsunuz. Oysa onlar size geleni inkâr ettiler.

Bid'atınâ halkı davet eden bid'atçıya gelince o, halkı davet ettiği bid'atının hak olduğunu iddia etmektedir. halkın dalâlete gitmesine vesile olur.

bid'atçıyı bid'atından
uzaklaştırma gayesi önemlidir
bıd'atçı, bir cemaate selâm verirse, o selâmı almamak, halkı ondan kaçırmak, onun bid'atını halkın gözünde kötü göstermek evladır

Hz. Peygamber (s.a) buyurdu

Bir müslüman bid'at sahibini tahkir edip kovarsa Allah Teâlâ onun kalbini emniyet ve iman ile doldurur
1
Bir kimse bid'at sahibini tahkir ederse en korkulu günde Allah Teâlâ onu emin kılar.
2
Bid'at sahibine yumuşak davranan, ona ikramda bulunan onu güler yüz ile karşılayan bir kimse ise, o Hz. Muhammed'e inen vahyi hafife almış olur


Zira bid'at şiddetle takbih edilip kötülenmedikçe, halk arasında yayıldıkça yayılır ve fesadı umumileşir.halkın zararına vesile olacak günahkârlıktır.

Zulm gasb, yalancı şahidlik, gıybet ve kovuculuk yapan kimselerden yüz çevirmek, onları terketmek, evladır.

günah, kul ile Allah arasında olduğu müdetçe Allah'ın affına daha yakındır

Ameller niyetlere bağlıdır

fetva mercii kalptir. Yani kalpten fetva istenmelidir.

Rasûlullah'ın bu tabiri, şefkatin, şiddet göstermekten daha güzel olduğuna işaret eder.

Allah Teâlâ bir hadîs-i kudsîde kulundan sorar Sen benim yolumda herhangi bir dostu dost edindin mi? Herhangi bir düşmana düşmanlık güttün mü

Her sıfata; sevgi veya düşmanlıktan hakkı ne ise onu vermeli, ondan tamamen yüz çevirmemelisin.

Söz ile yapılan buğzun göstergesi, buğzettiğin kimse ile konuşmaktan dili tutmaktır. konuşurken şiddet gösterip onu hafife almakla mümkündür.

Küçük hatalarına ve pişman olduğu bilinen günahlarına gelince.,. O günahkar adamın ayıbını örtmek ve hatalarına göz yummak evlâdır.

Nûr/22

içinizde fazilet ve servet sahibi olanlar akrabalara, yoksullara, Allah yolunda hicret edenlere vermemek üzere yemin etmesinler kusur bağışlasınlar,
1
Allah'ın sizi bağışlamasını sevmez misiniz?
2
Allah gafûrdur çok bağışlayıcı rahimdir çok merhametlidir

Acaba Rasûlullahın harem-i pakına dil uzatmaktan hangi günah daha büyük olabilir?

Hz. Âişe gibi Rasûlullah'ın pak zevcesine dil uzatmak gibi büyük günah olur mu?

Zulmedeni affetmek, kötülük yapana iyilik yapmak sıddîkların
ahlâkındandır.

Şunu bil ki; sana zulmedene ihsan etmek güzeldir

Başkasına zulmeden ve ona zulmetmekle Allah'a isyan eden bir kimseye gelince... Böyle bir kimseye ihsan etmek iyi birşey değildir

zâlime ihsan etmek, mazluma kötülük yapmak demektir.

mazlumun hakkını gözetmek daha evlâdır.

Zâlimden yüz çevirmek sureti
İle mazlumun kalbini takviye etmek, zâlimin kalbini takviye etmekten daha fazla Allah'ın hoşuna gider.

mazlum isen, senin için en güzeli affetmek ve zâlimden yüzçevirmektir.

Selef-i sâlihînin günahkârlara karşı buğzlarını göstermekte yolları değişikti. Fakat hepsinin ittifak ettiği bir nokta vardı. O da zâlimlere ve bid'atçılara buğzetmeyi ilan etmekti.

Niyet de hâle göre değişir

Günahlara göz yummaya sevkeden sebeplerin çoğu neme lazımcılık ve kalplerin kırılmamasmı gözetmektir. Kalplerin kırılmasından ve ürkmesinden korkmaktır

Eğer kendi hakkına yapılana
öfkelenir, Allah'ın hakkına yapılana merhamet gösterirse, bu kimse yağcıdır. Şeytanın hilelerine kurban gitmiştir

Buğzun gösterilmesinde en az derece adamı terk ondan yüz çevirmek, arkadaşlığını kesmek ve yardımına koşmamaktır.

asr-ı saadet devrinde içki içenler tamamen terkedilmezdi. Kimisine söz ve şiddetle hücum edilir buğz gösterilirdi kimisine sadece yüz çevrilip, başka bir şey söylenmiyordu

Ahiret yolunun yolcularının yolları değişiktir. Her birinin ameli, hâlinin ve vakti nin gerektirdiği gibi ayarlanır.

Öyle mübarek bir ağaç ki ateş değmese de yağı ışık verir. Işığı parıl parıldır (Nûr/35)

Hz. Peygamber buyurdu
Cebrail nefsime şu hakikati üfledi: 'İstediğin kimseyi sev, muhakkak ondan ayrılacaksın. İstediğin kadar yaşa sonunda muhakkak öleceksin.
1
İstediğin ameli yap, muhakkak onun karşılığını göreceksin

Sakın 'vahyin derecelerini bilmek, vahiy mertebesine varmayı gerektirir' zannına kapılma

doktorun, hastaya,sıhhat derecelerini tanıtması, âlimin fâsıka adalet derecelerini öğretmesi uzak birşey değildir.

sıhhat derecelerini bilen hasta ve adalet derecelerini bilen fasık, sıhhat ve adaletten uzaktır. Bilmek ayrı şey, bilinenin varlığı ayrı bir şeydir.

peygamberlik ve veliliği bilen her insan, peygamber ve veli olamaz. Takvâyı ve inceliklerini her bilen insanın müttaki olmadığı gibi...

İnsanlar üç kısma ayrılır:
1) Kendiliğinden bilenler,
2) Ancak öğretmekle bilenler,
3) Kendisine öğretimin ve ikâzın faydası olmayanlar

Kendiliğinden bilen İnsanlar
Suyun birikmesiyle kuvvetlenen kendiliğinden pınarlar meydana getiren arazi gibidir

öğretmekle bilenler, Suyu yüze çıkarmak için kazılmaya muhtaç arazi gibidir

Kendisine öğretimin ve ikâzın faydası olmayanlar Kuru bir toprak ki kazmakla dahi su vermez.

Rasûlullah buyurdu

Melekler şöyle der Ey rabbimiz Arşdan daha büyük birşey yarattın mı? -Evet aklı yarattım.
1
Melekler şöyle der Ey rabbimiz
-Aklın kıymetine ulaşan nedir?
-Heyhat! Hiç kimse bunun bilgisine sahip değildir.
2
Ey meleklerim! Acaba sizde, kum tanelerinin adedini bildiren
bir ilim var mı? İşte ben, kum adedi gibi akılları da çeşitli dereceler halinde yarattım.
3
akılları çeşitli derecelerde yarattım İnsanların kimisine bir kum tanesi kadar verdim
Kimisine iki, kimisine üç, kimisine dört
4
akılları çeşitli derecelerde yarattım kimisine bir ölçek, kimisine bir çuval, kimisine de bunlardan daha fazla...verdim

Allah Teâlâ aklı övmektedir. Eğer o akıl kötülenirse, artık ondan sonra övülecek ne olabilir

şeriat, övülen ve sena edilen
bir nizam

Eğer şeriat, övülen ve sena edilen bir nizamsa o vakit soruyoruz Bu övülen şeriat ne ile bilinmiştir?

Şüphesiz şeriat akılla bilinmiştir
şeriatın bilinmesine vesile olan akıl, hakîkate uygun olmayarak kötülenirse, şeriatın da
kötülenmesi gerekir.

Mâdem şeriat zemmedilmez, o halde, bilinmesine vesile olan basîret nûru olan akıl da zemmedilemez

akıl, insanı hayvandan ayıran sıfatın tâ kendisidir Akıl hakikati bildiren bir sıfattır.

cehalete giriftâr olan topluluklar, halkın değişik görüşlerinden dolayı bu felâketlere sürüklenmişlerdir.

Allah herkesten iyi bilendir

Allah Teâlâ, Hz. Muhammed ile yer ve gök ehlinden seçtiği her seçkin kuluna rahmet eylesin!

Evvelinde de sonunda da hamd ancak Allah'a mahsustur deriz


başka ilâh olmadığını bilir ve ikrar ederim Rabbim! Ben kötülük yaptım, nefsime zulmettim. Senin affını diler ve senin kapına dönerim.

Beni affet ve tevbemi kabul eyle. Zira düşkün kullarına rahmet eden ve tevbe edenlerin tevbesini kabul eden ancak sensin.Ey Allahım!

Ey Allahım! Beni tevbe eden kullarından eyle Beni maddeten ve mânen temizlenen kullarından kıl. Beni sâlih kullarının zümresine ilhak eyle.

Ey Allahım! Beni Çok sabreden ve çok şükreden bir kul eyle. Seni çokça zikreden, sabah akşam seni tesbih eden bir kul eyle beni...

abdest azalarını Üç defadan fazla yıkamak veya meshetmek mekruhtur ve bunu yapan zulmetmiş olur.

Suyu israf etmek mekruhtur. Rasûlullah sav abdest azalarını üç defa yıkayıp meshederdi

Rasûlullah sav abdest azalarını üç defa yıkadıktan sonra şöyle derdi Daha fazlasını yapan hem zulüm, hem de kötülük eder

Deniliyor ki: 'Abdestte fazla su sarfetmek kişinin bilgisinin zayıflığına delâlet eder'

İbrahim b. Edhem İnsanoğluna vesvesenin ilki abdestten gelir' buyurmuştur.

Hasan Basrî de 'Abdest hususunda insanların üzerine gülen Velhan adlı bir şeytan vardır' demiştir.

Abdest esnasında konuşmak,
Abdest alırken yüzüne su çarpmak mekruhtur.

Şafiî mezhebinde Bir grup abdest suyunu kurutmaya mekruh demişlerdir Abdest suyu hasenat kefesinde tartılır. Bu bakımdan silinmemelidir

Muaz b. Cebel Rasûlullah sav in abdestten sonra yüzünü, elbisesinin kenarıyla sildiğini rivayet edmektedir

Âişe validemiz r.a Rasûlullah'ın bir mendili vardı abdestten sonra onunla silinirdi buyurur

Bakır kaplardan abdest almak mekruhtur Güneşin hararetiyle ısınmış su ile abdest almak mekruhtur.

Padişaha karşı küstahlığı yapan kişi, Allah'ul-Alem büyük bir cezaya çarptırılmayı hak etmiş demektir.

Hz. Peygamber buyurur Kim güzelce abdest alıp iki rek'at namaz kılarsa ve kalbinden dünyayi geçirmezse anasından doğduğu gün gibi olur

Hz. Peygamber buyurur Kim güzelce abdest alıp namaz kılarsaO iki rek'atta unutkanlığa düşmezse günahı affolunur

Hz. Peygamber buyurmuştur;
Sıkıntılı zamanlarda kim abdest alır, camiye yürür ve kıldığı namazdan sonra ikinci bir namazı beklersa günahlara keffâret dereceleri yükselir

Hz. Peygamber (s.a) abdest azalarını birer defa yıkayarak: 'Bu öyle bir abdesttir ki Allah, namazı ancak bu abdestte kabul eder' buyurmuştur.

Hz. Peygamber Abdest azasını ikişer defa yıkayarak şöyle buyurmuştur: 'Kim, ikişer defa azalarını yıkamak suretiyle abdest alırsa, Allah iki ecir verir

Hz. Peygamber abdest azalarını üçer defa yıkayıp şöyle buyurdu işte Benim ve Allah'ın dostu Hz. İbrahim'in abdesti

Abdest alırken Allah'ı anan bir kimsenin bütün bedenini Allah Teâlâ temiz kılar.

Kim abdest alırken Allah'ı zikretmezse, onun ancak suyun değdiği azaları temizlenir. Gerisi ise mânevi kirle kalır.

Abdestli olduğu halde yeniden abdest alan bir kimse için Allah Teâlâ on sevap yazar.

Abdest üzerine abdest, nur üzerine nurdur.

Müslüman, abdest aldığı zaman, ağzına verdiği su ile ağzındaki günahlar çıkar.

abdest alındığı zaman,
Burna alınan su dışarıya atılırken onunla beraber burnundaki günahlar atılır.

abdest alındığı zaman Yüz
yıkarken günahlar yüzden, hattâ göz kirpiklerinin altından teker teker çıkıverirler.

abdest alındığı zaman Ellerini yıkarken tırnaklarının altından çıkacak derecede ellerinden günahları çıkar.

abdest alındığı zaman Başını meshederken günahlar başından çıkarlar, hatta kulaklarının dibinden bile çıkar.

abdest alındığı zaman Ayak yıkarken günahlar ayak tırnaklarının altından dökülür.
Sonra kişinin bu abdestle mescide gitmesi ve namaz kılması da kişi için nafile sayılır.

Hz. Peygamber 'Abdestli olan oruç tutan gibidir' buyurmuştur.

Abdestini bitirdikten sonra, kişi Eşhedu enlâ ilâhe illâllahu vahdehu lâ şerike lehu ve eşhedu enne Muhammeden abduhu ve rasûlühu derse cennetin sekiz kapısı açılır

Hz. Ömer (r.a): 'Sahih ve kâmil bir abdest, şeytanı senden uzaklaştırır' demiştir.

İmam Mücâhid şöyle der gücü, temiz olarak, Allah'ı anarak ve af dileyerek gecelemeye yetiyorsa mutlaka yapsın; zira ruhlar hangi durum üzere bedenden çıkarlarsa mahşere de aynı durumda girerler'.

Yer ve göklerin yaratıcısına ancak kalp yüzüyle yönelinebilir

ev ve çarşıda şehvetlerine tâbi olan kalbinin hedefinin onlara mı yoksa göklerin yaratıcısı Allah Teâlâ'ya mı yöneldiğini tedkik et. Sakın yaradanın huzuruna yalanla çıkma.

Sakın münacaatının başında yaradanın huzuruna yalanla çıkma. Kalbin, yüzünün mâsivadan kurtulmadıkça Allah a teveccüh etmeyeceğini bil.

derhal cüz'î bir zaman içinde olsa kalbini Allah'a yönelmesini sağlamaya bak. Hiç olmazsa ilk anda sözünün doğruluğunu isbatlamış olursun.

Hanîfen müslimen' kelimelerini okuduğun zaman kalbinde 'Müslüman tüm müslümanların elinden ve dilinden selâmette olduğu kişidir' hakikati olsun

Eğer sen böyle değilsen tüm müslümanların elinden ve dilinden selâmette olduğu kişi
Değilsen Hanîfen müslimen'
ke-limelerini söylemekle yalancı olursun

Mâ ene min'el-müşrikîn' (Ben Allah'a ortak koşanlardan değilim) dediğin zaman kalbin, gizli şirkin tehlikesini bilmelidir.

Kim rabbine kavuşmayı arzu ederse, salih amel işlesin ve yaptığı ibadette O'na hiç kimseyi ortak koşmasın'
Kehf 110

Mahyâye ve memâtî lillâh' (Ölümüm ve hayatım Allah'a aittir) dediğinde bilmelisin ki, bu hal, nefsini kaybetmiş, efendisini elde etmiş bir kölenin halidir.

Eûzü billâhi min'eş
şeytân'ir-racîm' dediğinde bilmelisin ki şeytan senin düşmanındır

şeytan senin düşmanındır
Allah'a münacaat ve secde ettiğinden dolayı seni kıskanarak kalbini O'ndan çevirmek ister.

kendisi bir tek secdeyi terkettiğinden dolayı lânete uğramış ve rahmetten uzaklaştırılmıştır. Şeytanın şerrinden Allah'a sığın

Şeytanın şerrinden Allah'a sığın bu ancak onun sevdiğini terketmen ve bunların yerine Allah'ın sevdiğini yapmanla gerçekleşir.

Sırf söz söylemekle dâva hallolmaz insanı parçalamak veya öldürmek için üzerine hücum eden yırtıcı düşmana karşı, yerinde durarak Ben şerrinden şu aşılmaz kaleye sığınırım' demesi fayda vermez;

Allah'ın buğzettiklerinden olan şehvetlerin arkasından giden bir kimsenin 'Eûzü billâhi min'eşşeytân'ir racîm' demesi fayda verici değildir. Sözünü, şeytan şerrinden Allah kalesine sığınmakla bir araya
getirmelidir

Allah'ın kalesi ise 'Lâ ilâhe illâllah'tır.

Hz. Peygamber'in Allah'tan bildiği bir hadîs-i kudsî buyurdu Lâ ilâhe illâllah benim kale'mdir. Kale'me sığınan kimse azâbımdan emin olur

Bu kaleye sığınanlar, Allah'tan başka mâbudu bulunmayan kimselerdir.

Heva-i nefsini kendisine mâbud edinen kimse ise, Allah'ın kalesinde değil, şeytanın ordugâhında bulunmaktadır.

Şeytanın desiselerinden birisi de, âhireti ve hayırlı işleri hatırlatmak suretiyle seni namazda meşgul etmesidir.

bil ki, seni namazda okunan Kur'an'ın mânâsını anlamaktan alıkoyan herşey vesvese sayılır;

zira Kur'an 'dan sadece dilin hareketi değil, aksine okunanın mânâsı kastedilmektedir
 

Murataltug

Dekan
Katılım
15 Ekim 2017
Mesajlar
5,873
Reaksiyon puanı
3,096
Puanları
113
Yaş
38
Nehy-i münkerin diğer kısmı da, kuvvet ve zor eliyle olur. Şarap görünce dökmek, çalgı aleti görünce kırmak, kötülük yapmak isteyeni zorla menetmek gibi
 
Üst