Rehber İlacın Tanımı Ve Tarihçesi

murat zorluu

Moderatör
Moderatör
Katılım
17 Mayıs 2017
Mesajlar
3,866
Çözümler
2
Reaksiyon puanı
1,360
Puanları
358
Konum
İstanbul/Kartal
IMG_3240.jpeg



• Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ilacı; fizyolojik
durumları ya da patolojik olayları alanın yararı için değiştirmek, incelemek amacıyla
kullanılan veya kullanılması öngörülen bir
madde ya da ürün olarak tanımlar.• İlaç; hastalıkların teşhisi, tedavisi, proflaksisi
korunma), cerrahi girişimlerin
kolaylaştırılması ve bazı fizyolojik olayların
değiştirilmesi amacıyla kullanılan kimyasal
maddedir.


• Doğal kaynaklardan ya da yapay bileşimleme (sentez) yoluyla elde edilir.• Bitki ve minerallerin tıpta kullanıldığına ilişkin ilk yazılı kaynaklar Eski Çin, Hint ve Akdeniz uygarlıklarına dayanır.


• MÖ 2. ve 1. yüzyıllarda yaşayan İskenderiyeli simya bilginleri birçok ilacı hazırlamayı, günümüzde de tıptaki değerini koruyan bakır sülfatı ilaç olarak kullanmayı biliyordu.


• MÖ 1700’lerde Babil’de hazırlanmış bir taş
tablet, bilinen en eski ilaç kataloğudur.


• Eski Mısırlılar, konstipasyon için hintyağı,
sindirim güçlüğünde karaman kimyonu ve
nane kullanıyordu.• Yunan hekim Dioskorides, MS 77’de hazırladığı ve 15. yüzyıla değin farmakolojinin temel başvuru kitapları arasında yerini koruyan Perihyles İatrikes’te, (Latince De materia medica; İlaç Bilgisi Üzerine) tıpta kullanılan yaklaşık 600 bitkiyi tanımladı.• Roma İmparatorluğu’nun çöküşünden sonra, ortaçağ Avrupa’sında tıbbın gerilemesine karşın, Arap hekimlerin katkısıyla Yunan, Hint, İran ve Asur uygarlıklarından kaynaklanan ilaç bilgisi giderek gelişti.


• Batı Avrupa’ya 8. yüzyılda İspanya’daki
Arap yarımadasından gelen Arap tıbbı, yüzyıllar boyunca ilaç tedavisine temel oluşturan ilkelere kaynak oldu.

Ortaçağdaki tıp uygulamalarının temelini, Arap hekimlerin sürdürdüğü eski uygarlıkların tıp geleneği oluşturuyordu.

Ünlü Alman hekim Paracelsus (1493-1541)
bu geleneğe karşı çıktı ve simya bilgisine
dayanarak çeşitli metaller içeren birçok
ilaç hazırladı.• 17. ve 18. yüzyıllarda hekimlerin geleneksel tıp uygulamalarından hızla uzaklaştığı, yeni ilaçların bulunması ve etkilerinin anlaşılmasında deneye dayanan araştırmaların önem kazandığı görüldü.


William Harvey’nin 1628’de kan dolaşımını
tanımlaması ile ilaçların etki ettikleri dokuya
kan yoluyla ulaştığı anlaşıldı.• 18. yüzyılda araştırmacılar kâfur ve özütü gibi bazı bitkisel ilaçların etkilerini gözlemlemek için hayvan ve insanlar üzerinde deneyler yaptılar.


IMG_3239.jpeg


• 19. yüzyılda tedavi edici maddeler içeren
bitkilerden bu maddelerin elde edilmesi ile
modern farmakoloji gelişmeye başladı.

• Kullanılan ilk ilaçlar anesteziklik oldu. Afyondan elde edilen morfin 1806’da, eter 1842’de, kloroform 1847’de, kokain 1860’ta kullanıldı.


• 1820’de Fransız kimya bilginleri Pierre-Joseph Pelletier ve Joseph Bienaimé Caventou,kınakına ağacının kabuğundan kinin adlı ilaç elde ederek sıtma tedavisinde
kullandılar.


• 19. yüzyılda elde edilen ilaçlardan strikcin (1817), nikotin (1828) ve Joseph Lister’in enfeksiyonlara karşı kullandığı fenoldür
(1865).


• Alman bilim adamı Paul Ehrlich’in 19. yüzyılın sonlarında ve 20. yüzyılın ilk yıllarında yaptığı araştırmalarla, kemoterapi ve bağışıklık kavramları ortaya çıktı.


• Ehrlich, belirli hücreleri seçerek onlara
bağlanan kimyasal bileşiklerin var olduğunu
ileri sürdü.

• Buna göre, seçilen hücreler mikroorganizmalar olursa, hastanın vücuduna zarar vermeden ortadan kaldırılmaları mümkün olacaktı.

• Birçok başarısız deneyden sonra bulduğu
mikrop öldürücü ilaçlardan ilki frengi
tedavisinde kullandığı ve daha sonra Salvarsan adıyla piyasaya sürülen “606” oldu.

• I. Dünya Savaşı’ndan sonra enfeksiyon yapıcı canlıları seçici olarak etkileyen başka bileşikler üzerine de araştırmalar yapılmaya başladı.


• 1930’larda Alman, Fransız ve İngiliz bilim
adamları ilk seçici antibiyotik olan sülfonamiti buldu ve geliştirdi.


• Antibiyotiklerin bulunmasıyla ilaç araştırmaları büyük bir aşama kaydetti.


• Londra’daki St. Mary Hastanesi’nde çalışan İskoçyalı bilim adamı Sir Alexander Fleming, bakteri kültüründe yetişen bir küf katmanının çevresindeki bakterilerin yaşamadığını gözledi (1928).

• Bu küften elde edilen penisilin adlı
maddenin bakteri enfeksiyonlarını
iyileştirdiği ve öbür ilaçların zararlı yan
etkilerine sahip olmadığı anlaşıldı.

• 1930’ların sonlarına doğru Avustralyalı bilim adamı Howard Florey ve Nazi Almanyası’ndan kaçan bilim adamlarından Ernst Chain,Londra’da, bu ilacı geliştirip saflaştırdılar.


• Fleming, Florey ve Chain, bu
çalışmalarından ötürü 1945’te Nobel Fizyoloji ya da Tıp Ödülü’nü paylaştı; penisilin II.Dünya Savaşı’nın sonlarına doğru yaygın olarak kullanılmaya başladı.



• Bunu izleyen yıllarda yapay yollarla birçok
antibiyotik elde edildi.


• Günümüzde enfeksiyonların tedavisinde
antibiyotikler sülfonamitlerin yerini almıştır.• İlaçlar;

-kimyasal yapılarına,
-vücuttaki etkilerine ve
-kullanım amaçlarına göre sınıflandırılabilir.


• Vücutta farklı etki mekanizmaları olan ilaçlar aynı sonucu ortaya çıkarabileceği gibi, bir bölümü de birden çok bozukluğun tedavisinde kullanılır.



• En sık kullanılan ilaçlardan bazıları
antibiyotikler, uyarıcılar, yatıştırıcılar,
sakinleştirici-uyutucular, anti depresanlar,
anestezikler, ağrı kesiciler, uyuşturucular,
hormonlar ile müshiller, idrar söktürücüler ve antihistaminikler gibi özel bir amaca yönelik olanlardır.


• Ölü ya da zayıflatılmış bakteri ve virüslerden hazırlanan ve çeşitli
enfeksiyonlara karşı vücutta direnç
oluşmasını sağlayan aşılar da ilaç olarak
düşünülebilir.



• Son yıllarda yapılan ilaç araştırmalarında, kanser tedavisinde kullanılan ilaçlar konusunda büyük gelişmeler sağlanmıştır.


• Kanserli hücreleri öldürmek için geliştirilen bütün ilaçlar, normal bölünmeyi sürdüren sağlıklı hücreleri de etkiler.


• Bu alanda yapılan araştırmalar, kanser hücrelerine karşı bir antikor geliştirme çabaları üzerindenyoğunlaştırılmıştır. Bu antikorlar kanserli dokuyu etkilerken, normal dokulara çok az zarar verirler.



• Hücrelerin hasar gören DNA'ları nasıl
onardığını ve genetik bilgisini koruduğunu
haritalandıran araştırmaları sayesinde 2015
Nobel Kimya Ödülü'nü kazanmıştır.



• İlaçlar bitki, hayvan ve başka biyolojik
ürünlerden, inorganik ve organik bileşikler ile elementlerden elde edilir.


• Bitkilerden elde edilen alkaloitler ilk saf
ilaçlardır; bunlardan bazıları kinin, nikotin,
kokain, atropin ve morfindir.

• Bitkilerden elde edilen diğer ilaçlar glikozitler ve damıtılarak pudra ya da yağlı bileşik biçiminde kullanılan uçucu yağlardır.• İlaç olarak kullanılan yağlar arasında hintyağı, zeytinyağı ve susamyağı sayılabilir.


IMG_3241.jpeg
 
Son düzenleme:
Üst