Hz.Muaviye Kimdir?(Lütfen sahabeye küfür etmeyelim)

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

ahselim

Öğrenci
Katılım
28 Nisan 2008
Mesajlar
7
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Allah, Hedeter'in ve Elmac'ın yardımcısı olsun.
 

engin azaklı

Asistan
Katılım
25 Ekim 2008
Mesajlar
330
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
elmacı.anlamadım hadisleri kabul ediyormu etmiyormusun.bazen kabul bazen redmi ediyorsun.

senin mantığınla bakılırsa bütün insanlık isyan etmeliydi.(sen olmasaydın kainatı yaratmazdım)

iki zıt meselesi.şunlar zıt değil benzerdir.taşı insanlara eziyet olmasın diye kaldıran ve insanlara faydalı olsun diye getiren.hak ALİden yanaydı ama MUAVİYEDE haksız değildi.yani benzerdir.

meseleyi gerçekten araştıranlar orda mutabakat sağlanmak üzeriyken ;ergenekoncuların başarısı inkar ediliyor.

bizim amelde 4 mezhebimiz varda sizin itikatte kaç mezhebinizvar.

o kadar alıntı yapmışsınızki.temel sağlam olmayınca kaç kat çıkarsan çık.

tarladan maksat hasattır..birtane delil ve kaynak göstereceğiniz allemeniz yok

sonuç olarak sen ve ben zıtmıyız benzermiyiz.büyük bölümüyle zıt az bölümüyle benzeriz.

sahabenin üstünlüğüne akli ve nakli delil yokmuşmuş.bunları yazmaya cahil veya alim birisinin ömrü yetmez.o hutbelerde okunan ne.sevapları evvala ile başlayan ne.

onu görmenin bir şey olduğunu kabul ediyorsunda etkisini niye inkar ediyorsun..

KENDİMDEN ALINTIDIR
 

Turab Garip

Dekan
Emektar
Müdavim
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,894
Reaksiyon puanı
178
Puanları
1,243
Engin kardeş,

Evvela bütün hadisleri sorgulamadan doğru kabul etmen peygamberin emrine itaatsizlikliktir. Zira kendisi buyuruyor ki; "benden size bir haber ulaştığında onu araştırın". Sonra yine buyuruyor ki; "size benden bir hadis ulaşırsa, onu Kur'ana sorun, eğer Kur'anla çelişiyorsa duvara vurun".

Peygamberimizin adına binlerce yalan hadis uyduruldu, adı "hadis" olan herşeyi doğru kabul edersek ateşte oturağımızı hazırlayalım. Zira peygamberimiz "benim adıma bile bile yalan söyleyen ateşteki yerini hazırlasın" buyuruyor. Düşün ki demek daha peygamber yaşarken bile onun adına yalan söyleyenler olmuş. Aradan geçen 1400 yılda binlerce hadis uydurulmuş olması da gayet mümkün bu durumda.

İslam dini akıl ve ilim dinidir; her duyduğunu yalan da olsa kabul etme dini değildir. Müsade buyurursan, sana bir örnek anlatayım; sahabe veya tabiinden birisi şöyle rivayet ediyor:

Biz oturmuş Ebu Hureyre'den hadis dinliyorduk. O şöyle dedi; "ben peygamberden duydum ki sarılık, bulaşıcı hastalık ve zehirli hayvan diye bir şey yoktur". Ben de dedim ki; peygamberden "sağlam olanlarınızı hastalık olan yere götürmeyin" hadisini de sen nakletmemiş miydin? (Yani bu iki hadis birbiriyle çelişiyor, ikisini de sen naklettin, bu nasıl iş diye soruyor.) Sonra Ebu Hureyre'nin yüzü kızardı ve Habeş dilinde anlamadığımız bir şey söyledi. Vallahi ben ilk defa Ebu Hureyre'nin bir hadisi unuttuğunu gördüm.

Sevgili kardeşim, muteber kabul ettiğimiz kitaplarımız arasında öyle hadisler var ki okuyunuca yüzün kızarır. Örneğin sahihaynda peygamberimizin üzerinde sadece bir peştemal ile Kâbe'yi onarmak için tuğla taşıdığını, amcası Abbas'ın tavsiyesi üzerine tuğlaları daha kolay taşımak için peştemalı sırtına aldığını ve insanların arasında çıplak dolaştığını yazar. Haşa! Şimdi sen sırf adı hadis diye peygamberimize atılmış bu çirkin iftirayı kabul edebilir misin? Daha nice şeyler var ki yazıp da alemlerin efendisi Muhammed Mustafa'ya hürmetsizlik olsun istemiyorum.

Sevgili kardeşim, kitapları elden bırakmayın, Allah'ın ilk ayeti "oku"dur. Okuyun, kitaplar ellerinizde.

Sonra diyorsun ki "tamam hak Ali'den yana idi ama Muaviye de haksız değildi". Subhanallah. :) Yani diyorsun ki tamam Ali haklıydı, ama onu öldürmek isteyen Muaviye de haklıydı.. Engin kardeşim, madem ikisi de haklıdır, neden savaşıyorlar? On binlerce müslüman neden ölüyor? Sen de biliyorsun ki peygamberimiz "bir kişiyi haksız öldüren, tüm insanlığı öldürmüş gibidir" buyurur. On binlerce müslüman öldü, dolayısıyla on binlerce çocuk babasız, on binlerce kadın kocasız, on binlerce baba evlatsız kaldı. Madem ikisi de haklıdır, o halde bu yüz binlerce hakkı yenmiş insanın hakkı nerede? Bunların hesabını kim verecek?

engin azaklı dedi ki:
bizim amelde 4 mezhebimiz varda sizin itikatte kaç mezhebinizvar.

Şu konuya yazdığım bütün mesajları bir araya toplasan, senin veya diğer kardeşlerimin hakkında ancak ve ancak kardeş muamelesi yaptığımı görürsün. O halde bana olan bu öfke ve nefretin neyden kaynaklanıyor Engin kardeş? Acaba sen hakkın ölçüsünü başkasının haksızlığında mı arıyorsun? Senin bu söylediğin, "tamam ben yanlışım ama sen de benden yanlışsın" anlamına gelir, ki bu da Allah'ın yanında bir bahane değildir. Kaldı ki ben herhangi bir mezhebi de savunmuş değilim. Benim için Allah'ın dini İslamdır, peygamberi Muhammad Mustafadır, kitabı da Kur'andır. Şüphem yok ki sen de böyle inanıyorsun, o halde beni dinimde itham etmene sebep olan nedir?

engin azaklı dedi ki:
o kadar alıntı yapmışsınızki.temel sağlam olmayınca kaç kat çıkarsan çık.

Engin kardeşim, Allah şahit ki, buraya ne yazdıysam, kendi gözlerimle okuyup araştırdıklarımı yazdım. Eğer diyorsan ki "sen yalan söylüyorsun", o halde Allah için çık bu sözünü ıspatla. Bizler konu hakkında bildiğimiz şeyleri, en muteber kitaplardan yazdık, ortaya bilgi ve belge koyduk. Sense bunların hiç birini yapmadın, bunun da üstüne temelsizlikle bizi itham ettin. Şu halde kendi delillerini söyleseydin ya güzel kardeşim?

engin azaklı dedi ki:
onu görmenin bir şey olduğunu kabul ediyorsunda etkisini niye inkar ediyorsun..

Engin kardeşim, sırf peygamberi görmek bir faziletse, o zaman onu görmüş olan Yahudiler de, müşrikler de, Hristiyanlar da hepsi kurtulmuş demektir. Biz o Yahudilerin dahi sevabına ulaşamayız demektir.. Kardeşim, peygamberi sadece görmüş olmak hiç bir fazileti beraberinde getirmez. Ancak peygambere itaat etmişlerse büyük faziletsahibidirler. Yoksa peygambere karşı çıksın, onun peygamberliğinden şüphe etsin; ben onun faziletli bir sahabe olduğunu nasıl söylerim? Allah korusun peygamberi üzmüş olan birisini yüceltmiş olurum, Allah'ı incitmiş olurum. O yüzden ben peygambere itaat etmiş, onun sözünü çiğnememiş sahabeleri başımın tacı ederim. Ancak peygambere itaatsizlik edenleri neden sevip sayayım?

Sonra siz bilmiyor musunuz ki peygamberimizin kendisi bile bazı sahabelerden uzak durmuş, hatta bazısına beddua etmiş. Allah peygamberimize münafıklarla savaşmayı emir buyurmadı mı? Acaba Allah münafık demekle putperestleri mi kastediyor? Allah sırf bunun için Munafikun suresini nazil etmedi mi? Münafıklar, müslüman gibi görünüp kalbinde iman olmayan kimslerdir-ki işte bunlardan Hz. Muhammed döneminde de vardı. Yani sahabenin içide. Yoksa nasıl olabilir ki mü'minler birbirlerini vurup öldürsünler??

Hiç birinize gaip olan bir şey söylemiyorum kardeşler, sizin ellerinizde hangi kitaplar varsa benim ellerimde de işte o kitaplar var. Ben nasıl okuyorsam sizler de okuyabilirsiniz, benim size bir üstünlüğüm yok. Yani okursanız sizler de göreceksiniz.

Allah'a emanetsiniz.
 

engin azaklı

Asistan
Katılım
25 Ekim 2008
Mesajlar
330
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
beni usulsüzlükle suçlayacak delilin yok...bahsettiğin bahsettiğim konunun hadislerin zayıf olanlarıylada alakalı değildi.bakış ve niyetle alakası var.bir hadis e bütünün parçası olarak bakmayınca istediğin argümanı çıkartabilirsin.bu doğrumu olur?; bütüne bakmak lazım.burda hile ve entrika yapanlar enselenir.
yalan hadis vardır ama...senin bahsettiğin;pire için yorganı evi mahalleyi yapmak.zaten hadislerin zayıflığı ve sağlamlığını hemen öğrenebilirsin.
senin bana öfkenmi varki benim sana olsun..
sen benim menbaama izinsiz girip inanmadığın mensubu olmadığın halde kendi fikrini (kimlerdensin bilmiyorum) ifade etmek için kullanacan.ben senin membanı araştırdığım zaman kabahatmı olacak

yazdığım kinayeli amel itikatat meselesini çevirmene ihtiyaç yoktu zaten türkçeydi.bak yalnış çeviri yapmışsın
yazdığın söylediğim şeyleri değilde kendi istediklerinle genel bir konuşmayı tercih etmişsin.
bu kadar kolay bir galibiyet beklemiyordum
 

Turab Garip

Dekan
Emektar
Müdavim
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,894
Reaksiyon puanı
178
Puanları
1,243
Vallahi kardeşim biz galibiyet arzusuyla yazmadık bu kadar yazıyı, estağfirullah. Ortada onbinlerce ölü var, onlarca yanlış hüküm var, onlaca değişik mezhep türemiş ve sen basit diyorsun kardeşim, pire için yorgan yakmak diyorsun; herhalde benim göremediğim bir şey var. Allah basiretimizi arttırsın, bizi ıslah etsin.
 

ayhan.akyuz

Asistan
Katılım
18 Haziran 2007
Mesajlar
396
Reaksiyon puanı
1
Puanları
0
çok değerli kardeşlerim
defaten belirttim şu anda en büyük tv miz en şanlı gazetemiz sapık görüşlü kişilerin kontrolünde ve p sapık inanışlarını çağırdıkları en en kendileri kadar sapık[burada dini kurallardan sapma bahsediliyor]kişileri ekrana çıkarıyorlar gazetelerinde çıkarıyorlar kitaplarına sponsor oluyorlar ibni telmiyeler bunların yanında masum kaldı vahhabi/harici görüşleri bize yutturma çabası içindeler kendi kafalarına göre tefsir bile basmışlar Efendimiz[sav]in şefaat makamını dahi kabul etmiyorlar gereken reddiyeleri gönderiyoruz özellikle sahabenin karalandığı kitapları var defaten aradım inkar ediyorlar
cübbeli hocaefendimiz kasrı arifanın bir bölümünü bu sapıklara cevaba ayırdı
bunları niçinmi yazdım
elimizdeki tefsirlere dahi güvenmeyelim hatta birkısmını okuyup kabul ettiğimizde din dışına çıkarız
internet ortamı keza öyle klavye alimleri tonla
elmacık kardeşimiz iyiniyetle bazı derlemeler yapmış bunları tartışma platformuna taşımış
kendisine söyledim buradada belirteyim
bazı konular vardır üç beş sayfa okuyarak hüküm çıkarılamaz arkadaşlar arabça grameri o dönemin tarihini hukukunu kabileler arası münasebetleri çok iyi bilmezsek bu konuda aydınlatıcı olamayız çeşitli fitnelerin oluşumuna iyi niyetimizle sebeb oluruzki fitne uykudadır uyandırana la'net olsun hadisine muhatap oluruz
bence tadında kesmekte fayda var
bu arada hedeter kardeşime gıpta ettim çok güzel bir konuyu güzel kaynaklardan aktarmış aydınlandık Allah[cc]razı olsun elmacık kardeşimizde iyiniyetiyle doğru kaynaklara yönelirse ondanda çok şeyler öğreneceğiz demektir
lütfen kaynaklara dikkat edelim ehli sünnet velcemaat çizgisinde kalalım ve doğru bildiğimiz kaynaklara dikkat edelim
sapık ifadeli bölümü açaçaktım ama forumda uygun olmadığı için açmadım
 

ahselim

Öğrenci
Katılım
28 Nisan 2008
Mesajlar
7
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Yüce Allah (CC) Elmacık kardeşimizin yokluğunu vermesin. İnsanların sapıklığa ve dalalete düşmesine engel oluyor. Muhammedi bir duruşla gerçekleri izah ediyor. Susun da dinleyin. Aklınızı başınıza alın. Bilmiyorsanız, okuyun öğrenin. Ehli sünnet vel cemaat çizgisini temsil ediyor. Muaviye çizgisini değil. Muaviyeciler kafadan atıp tutuyor, ilmi ve didaktik olamıyor. Muaviyeciler hurafe ve bidat içinde boğuluyor. Kitap nedir, izan nedir bilmiyorlar. Ama Elmacık kitabın tam ortasından konuşulor. İlim ve bilgi sahibi. Azıcık kafayı çalıştırın ve okuyun. Okuyun da aklınızı çalıştırın. Aydınlanın. Karanlıkta kalmayın. Muaviye sultanı ve onun ısırgan çocukları ölmüş gitmiş. Hesap verecekler. Onların peşine düşeceğinize, sahabenin peşine düşün. Hz. Ali'nin peşine düşün. Peygamberin peşine düşün. Akıl ve izandan ayrılmayın. Kur'an dan ayrılmayın. Bırakın muaviyeyi ve mervanı ve yezidi. **********
 

tsewen

Doçent
Katılım
14 Nisan 2008
Mesajlar
876
Reaksiyon puanı
1
Puanları
0
Yüce Allah (CC) Elmacık kardeşimizin yokluğunu vermesin. İnsanların sapıklığa ve dalalete düşmesine engel oluyor. Muhammedi bir duruşla gerçekleri izah ediyor. Susun da dinleyin. Aklınızı başınıza alın. Bilmiyorsanız, okuyun öğrenin. Ehli sünnet vel cemaat çizgisini temsil ediyor. Muaviye çizgisini değil. Muaviyeciler kafadan atıp tutuyor, ilmi ve didaktik olamıyor. Muaviyeciler hurafe ve bidat içinde boğuluyor. Kitap nedir, izan nedir bilmiyorlar. Ama Elmacık kitabın tam ortasından konuşulor. İlim ve bilgi sahibi. Azıcık kafayı çalıştırın ve okuyun. Okuyun da aklınızı çalıştırın. Aydınlanın. Karanlıkta kalmayın. Muaviye sultanı ve onun ısırgan çocukları ölmüş gitmiş. Hesap verecekler. Onların peşine düşeceğinize, sahabenin peşine düşün. Hz. Ali'nin peşine düşün. Peygamberin peşine düşün. Akıl ve izandan ayrılmayın. Kur'an dan ayrılmayın. Bırakın muaviyeyi ve mervanı ve yezidi. *********
terbiyesizlik ediyorsun düzgün konuşmanı tavsiye ederim ehli sünnet vel cemaatı senden öğrenecek değiliz ehli sünnet vel cemmatın dediği şeyler senin dediğin şeylerle çelişiyor ehli sünnet hiçbir sahabeye sövmez sen hem sahabeye sövüyorsun hem de bize küfrediyorsun bize yezidi demek senin haddine mi ne demek yezidi ne demek ben sana bir yafta yapıştırıyormuyum senin ehli sünnetle hiçbir alakan yok kendini ifade edemiyorsun ne olduğunu da bilmiyorsun elmacık tan sanane kendi fikirlerin yok mu onları paylaş onları konuş kurandan bahsediyorsun kuran okumayı biliyor musun biz hurafeyi ve bidatı reddettiği için ehli sünnetiz nasıl hurafeci oluruz Allah bizi senin gibilerden beri eylesin
 

Hedeter

Öğrenci
Katılım
5 Kasım 2008
Mesajlar
76
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Pakistan'ın Peşaver kentinde Şii ve Sünni alimin tartışmaları bir dönem ordaki gazetelerde yayınlanmıştır ve ben size yayınlanan bu kitabın bir kısmını sunuyorum.yazım hataları ve koyu renk olması gerekn yerlerin koyu renk olmaması gibi hatalar varsa affola.Dileyen, kitabın tamamını verdiğim linkten okuyabilir. İndir/oku


Saygılar...




Muaviye ve Amr Bin As Hz. Ali’ye Sövüyorlardı

Peygamber-i Ekrem (s.a.a)’in halifesiyle savaşan, minber, meclis
ve hatta cuma hutbelerinde Hz. Ali’ye lanet eden Muaviye ve
Amr bin As da ashaptan değil miydi? Halbuki bizzat büyük alimleriniz
muteber kitaplarında Peygamber-i Ekrem (s.a.a)’in şöyle buyurduğunu
nakletmişlerdir:
“Ali’ye söven bana sövmüştür; bana söven ise Allah’a sövmüştür.”
Öyleyse delil olarak naklettiğiniz hadise göre, Resulullah
(s.a.a)’in dilince lanetli oğlu lanetliye ve gerçekte Peygamber-i Ekrem’e
sövmek olan Hz. Ali’ye sövenlere (ki kendi alimleriniz de bunu
kaydetmişlerdir) uyanlar da hidayete erip cennet ehlidirler!!
Fazıl Taftazani “Şerh-i Mekasid”de detaylı olarak bu konu hakkında
şöyle diyor: “Sahabe arasındaki şiddetli savaş ve çatışmalar
onlardan bazısının hak yoldan saptığını, haset inat, şehvet ve makam
sevgisi yüzünden her türlü zulme bulaştığını göstermektedir.”
Rivayet ettiğiniz hadisin doğru olmadığını gösteren daha birçok delil
vardır. Ama ne yazık ki bundan daha fazla konuşma imkanımız
yoktur.
O halde bu hadis, bizzat kendi alimlerinizin de yazdığı gibi
uydurma bir hadistir ve senet zincirinde zayıflık vardır.
“Ashabım Yıldızlar Gibidir” Hadisinin Senedi Zayıftır
Nitekim Kadı Ayyaz “Şerh’uş- Şifa”, c. 2, s. 91’de bu hadisi naklederek
şöyle diyor:

“Darukutni “Fezail”de ve İbn-i Abdulbirr de onun yoluyla bu hadisin
senedinin delil olamayacağını söylemektedir. Abd bin Hamid
kendi Müsned’inde Abdullah bin Ömer’den naklen Bezzar’ın bu hadisin
sıhhatini inkar ettiğini söylüyor. Hakeza İbn-i Adî “Kamil”de
kendi senediyle Nafi’den, o da Abdullah bin Ömer’den bu hadisin
senedinin zayıf olduğunu rivayet etmektedir. Beyhaki de bu hadisin
metninin meşhur olduğunu, ama bilindiği gibi senedinin zayıf olduğunu
rivayet etmektedir.”
Zira bu hadisin senedinde yer alan Haris bin Ğuzayn’ın hali
meçhul, Hamza bin Ebi Hamza-i Nasıri ise iftira ve yalancılıkla suçlanmıştır.
Dolayısıyla bu hadisin zayıflığı sabittir.
Hakeza İbn-i Hazm da bu hadisin uydurma ve batıl olduğunu
açıkça beyan etmiştir.
Binaenaleyh böylesine zayıf senede itimat etmek asla doğru
değildir; doğru olsa bile geneli ifade etmez; sadece Kur’ân-ı Kerim
ve Ehl-i Beyt’e uyan iyi sahabeler kastedilmiş olabilir.

Sahabe Masum Değildir

Bu bilgiler ışığında sadece bazı sahabeleri eleştirmek mümkündür;
çünkü sahabe genelde sıradan ve masum olmayan insanlardı.
Masum olmadıkları için de hata yapmaları mümkündür.
Hafız: Biz de sahabenin masum olmadığına inanıyoruz; ama
kesinlikle hepsi adildi ve günah işlemezlerdi.
Davetçi: Yine dikkat etmediniz, onları adil ve günahlardan münezzeh
kabul etmekle yanlışlığa düştünüz. Çünkü bizzat kendi alimlerinizin
muteber kitaplarında nakledilen rivayetler, bunun tam
tersini göstermektedir. Büyük sahabelerden bir çoğu eski adetleri
üzere günah işlemişlerdir.
Hafız: Bizim bundan haberimiz yoktur; sizin varsa açıklayınız.
Davetçi: Cahiliye döneminde yaptıklarının yanı sıra İslâm’da da
birçok günahlara bulaşmışlardır; ben örnek olarak sadece birini
zikredeceğim.
Büyük alimlerinizin muteber kitaplarında rivayet edildiğine göre,
H. 8. yılda Mekke fethinde büyük sahabelerden bazısı bir eğlence
meclisinde gizlice şarap içmişlerdir.
Hafız: Kesinlikle bu rivayet düşmanların uydurmasıdır; çünkü
büyük sahabeler fesat meclislerine bile gitmiyorlardı, nerede kaldı
ki haram olduğu halde şarap içsinler.
Davetçi: Kesinlikle muhaliflerin uydurması değildir. Eğer uydurmuşlarsa
bizzat kendi alimleriniz uydurmuştur.
Nevvab: Kıble sahip (alicenap)! Eğer böyle bir meclis olmuşsa,
mutlaka ev sahibi ve davet edilenlerin adı da geçmiştir; lütfen bu
konuyu bize açıklayınız.
Davetçi: Evet, bu konu kendi alimleriniz nezdinde de açıkça beyan
edilmiştir.
Nevvab: Rica ediyoruz açıklayın da sorun çözülsün.
Sahabeden On Kişinin Gizlice Şarap İçmesi
Davetçi: İbn-i Hacer “Feth’ul- Bari” c. 10, s. 30’da şöyle yazıyor:
“Ebu Talha Zeyd bin Sehl kendi evinde bir şarap meclisi düzenledi.
On kişiyi de oraya davet etti, hep birlikte şarap içtiler; Ebu Bekir de,
kafir müşrikler ve Bedir’de öldürülenler için ağıt olarak bazı şiirler
okudu!”
Nevvab: Acaba oraya davet edilenlerin isimlerini zikretmişler
mi? Zikretmişlerse, gerçeğin ortaya çıkması için onların isimlerini
bize beyan ediniz.
Davetçi: Evet zikretmişlerdir; onlar şunlardır: Ebu Bekir bin Ebi
Kuhafe, Ömer bin Hattap, Ebu Ubeyde-yi Cerrah, Ubey bin Kaab,
Sehl bin Beyza, Ebu Eyyub Ensari, Ebu Talha (ev sahibi), Ebu
Dücane Semmak bin Harşe, Ebu Bekir bin Şeğub ve o zamanlar 18
yaşında olan ve mecliste sakilik yapan Enes bin Malik.
Nitekim Beyhaki Sünen’inin c. 8, s. 29’unda bizzat Enes’ten
şöyle rivayet ediyor: “Ben o gün hepsinden küçüktüm ve meclisin
sakisi (şarap sunucusu) idim.”
(Bu esnada mecliste büyük bir gürültü koptu.)
Şeyh (Kızgın bir halde) Allah-u Teala’nın zatına and olsun ki bu
rivayet düşmanların uydurmasıdır.
Davetçi: (Tebessüm ederek) Çok aşırı gittiniz, gereksiz yere
yemin içtiniz. Ama bilindiği gibi suç sizin değil, bilginiz azdır. Eğer
kendi kitaplarınıza müracaat etme zahmetine katlanmış olsaydı
nız, orada büyük alimlerinizin de bunu yazdığını görürdünüz; o halde
lütfen tövbe ediniz.
Şimdi siz beylerin zihnini aydınlatmak ve dediklerimizin bizzat
alimlerinizin görüşüne dayandığını göstermek için bu olayın sadece
bazı senetlerine işaret etmeye çalışacağım.
Muhammed bin İsmail Buhari Sahih’inde “Maide” suresindeki
şarap ayetinin tefsirinde, Müslim bin Haccac Sahih’inde Kitab’ul
Eşribe’nin Tahrim’ul- Hamr babında, imam Ahmed bin Hanbel
Müsned’in c. 3, s. 181 ve 227’sinde, İbn-i Kesir Tefsir’inin c. 2, s.
93 ve 94’ünde, Celaluddin Suyuti Durr’ul- Mensur’un c. 2, s.
321’inde, Taberi Tefsir’inin c. 7, s. 24’ünde, İbn-i Hacer Askalani
İsabe’nin c. 4, s. 22’sinde ve Feth’ul Bari’nin c. 10, s. 3’ünde,
Bedruddun Hanefi Umdet’ul Kari’nin c. 10, s. 84’ünde, Beyhaki Sünen’in
s. 286 ve 290’ında vs. bu olayı ayrıntılı olarak nakletmişlerdir.
Şeyh: Belki de bu olay şarap haram kılınmadan önce olmuştur.
Davetçi: Tarih ve Tefsir kitaplarındaki bilgiler esasınca, şarap
haram kılındıktan sonra bile bazı sahabeler şarap içmişlerdir.
Nitekim Muhammed bin Cerir-i Taberi Tefsiri Kebir c. 2, s.
203’te Ebu’l- Kamus Zeyd bin Ali’den şöyle rivayet etmektedir: “Allah-
u Teala şarap ayetini üç defa nazil buyurdu, ilk önce şu ayet
nazil oldu:
“Sana şarap ve kumar hakkında soru sorarlar, de ki: Her ikisinde
de büyük bir günah ve insanlar için bir takım faydalar vardır;
ancak her ikisinin de günahı faydasından daha büyüktür.”140
Ama bilindiği gibi Müslümanlar uyanmadılar ve şarap içmeye
devam ettiler. Hatta iki sahabe şarap içerek namaza durup namazda
manasız sözler söylediler. Bunun üzerine şu ayet nazil oldu:
“Ey iman edenler! Sarhoşken namaza yaklaşmayın ta ki ne
söylemiş olduğunuzu bilesiniz.”
Yine sahabe şarap içmeye devam etti Ama sarhoşken namaz
kılmıyorlardı. Lakin bir gün birisi (Bezzar, İbn-i Hacer ve İbn-i
Merduye’nin rivayet ettiğine göre Ebu Bekir idi) şarap içip Bedir’de
öldürülen (kafir)ler hakkında mersiye ve şiirler okudu. Bunu duyanPeygamber-i Ekrem (s.a.a) gazaplı bir halde onun yanına gelerek
elindeki şeyle ona vurmak istedi. O sarhoş adam; “Allah-u
Teala’nın ve Peygamberinin gazabından Allah’a sığınırım; Allah’a
and olsun bir daha içmeyeceğim.” dedi. Bunun üzerine de şu ayet
nazil oldu:
“Ey İman edenler! Şarap, kumar, dikili taşlar, fal ve şans okları
şeytanın işlerinden olan pisliklerdir; bunlardan uzak durun ki kurtuluşa
eresiniz.”141
Özetle bilmeniz icap eder ki sahabe de diğer Müslümanlar gibi
iyi ve kötü yönlere sahipti. Allah-u Teala’nın ve Peygamber-i Ekrem
(s.a.a)’in emrine ciddi olarak uyanlar büyük saadetlere eriştiler. Her
kim de nefsine tabi olup şeytana uymuşsa hüsrana ve fesada uğramıştır.
O halde sahabeyi eleştirenlerin de mantıklı delilleri vardır. Ashabın
kötü sıfatları bizzat kendi kitaplarınıza yer aldığı gibi,
Kur’ân’da birçok ayetlerde de şiddetli bir şekilde kınanmıştır. Şiiler
de bu açıdan onları eleştirmektedir. Ama bilindiği gibi eğer mantıklı
bir eleştiri karşısında mantıklı bir cevap varsa onu da kabul etmek
gerekir.
Kınanmış sıfatlardan biri insanın gereksiz yere sevmesi veya
buğz etmesidir. Yani insanın fert veya cemaate karşı duyduğu ilgi
ve sevgiden dolayı onların tüm söz ve davranışlarını görmezlikten
gelmesi ve hiçbir kötülüğün olmadığını söylemesidir.
Hafız: Çok iyi, ashabın ne gibi kötü sıfat ve işleri vardı? Eğer delil
ve burhana dayalıysa buyurun biz de kabul edelim!

Sahabenin Ahdi Bozması

İlginçtir, özetle de olsa saydığım bunca kötü sıfatlarına rağmen,
yine de; onların ne gibi kötü sıfatları vardı? diyorsunuz. Ama
bilindiği gibi sözlerimin teyidi için Şii ve Sünni alimlerin kitaplarında
yer alan sahabenin kötü amellerine kısa olarak değinmek
istiyorum. Örneğin; ahit ve biatlerini bozmaları... Nitekim Allah-u
Teala Kur’ân’da ahitlerini bozanları eleştirmekte ve onları te’lin
“Ahitleştiğiniz zaman Allah’ın ahdini yerine getirin ve Allah’ı
üzerinize şahit tutarak pekiştirdikten sonra yeminlerinizi bozmayın.”
142
Yine onların hakkında şöyle buyurmuştur:
“Allah-u Teala’ya verdikleri sözü, onu kesin olarak onayladıktan
sonra bozanlar, Allah’ın riayet edilmesini emrettiği şeyleri terk edenler
ve yer yüzünde fesat çıkaranlar; işte lanet onlar içindir ve
kötü yurt onlarındır.”143
O halde Kur’ân ayetleri ve iki tarafın da kitaplarında yer alan
rivayetlere göre, ahdi bozmak büyük bir günahtır. Özellikle de
Allah-u Teala’ya ve Resulüne verilen sözü tutmamak, ashap ve O
Hazretin yakınları için çirkinlerin en çirkini bir şeydir.
Hafız: Allah-u Teala’nın emri ve Peygamber-i Ekrem (s.a.a)’in
de tebliğ etmiş olduğu hangi ahit ve biati ashap bozmuştur ki bu
ayetin muhatabı sayılsın. Dikkat edecek olursanız, bunların Şia’nın
avam halkının uydurması olduğunu tasdik edersiniz. Peygamber
(s.a.a)’in ashabı bu gibi şeylerden münezzehtir.
Davetçi: Defalarca arz etmiş olduğum gibi Şiiler sadık İmamlara
uymak zorundadırlar. Aksi takdirde Şii sayılmazlar. Dolayısıyla
onlar hadis uydurmaz, iftira ve yalan isnat etmezler. Nitekim onların
İmamları da kelimenin tam manasıyla sadık idiler. Kur’ân da
onların doğruluğunu tasdik etmektedir. İmam Sa’lebi ve Celaluddin
Suyuti kendi tefsirlerinde, Hafız Ebu Naim İsfahani “Ma Nezele
Min’el- Kur’ân’i fi Ali’yyin” kitabında, Hatip Harezmi Menakıb’da,
Şeyh Süleyman Belhi el-Hanefi Yenabi’ul- Mevedde’nin 39. babında
Harezmi, Hafız Ebu Naim-i İsfehani ve Himvini’den, Muhammed bin
Yusuf-u Genci eş-Şafii “Kifayet’ut- Talib”in 62. babında vs. kendi kitaplarında
rivayet etmişlerdir ki, aşağıda zikredilen ayetteki
“sadikin”den (doğrulardan) maksat Muhammed ve Ali
(aleyhum’es- selam)’dır:
“Ey İman edenler! Allah’tan korkun ve doğrularla beraber olun.”
144
142 - Nahl/91.
143 - Rad/25.
144 - Tevbe/119.
478 ....................................................................................... Peşaver Geceleri
Bazı rivayetlere göre ise doğrulardan maksat, Peygamber-i Ekrem
(s.a.a) ve Ehl-i Beyt (a.s) İmamlarıdır.
O büyük aileye uyan arif ve avamdan hiç kimse hadis
uydurmaz, iftira ve yalan söylemez. Zira hak olduğuna dair herhangi
bir delili olmayan kimseler ancak iftira ve yalan söylerler.
Şii Müslümanların söyledikleri şeyler, sizin büyük alim ve
tarihçilerinizin yazdığı şeylerdir. Eğer eleştiriyorsanız, ilk önce
bunları yazan alimlerinizi eleştirmelisiniz.
Eğer büyük ve değerli alimleriniz muteber kitaplarında sahabenin
ahitleri bozduklarını yazmamış olsalardı, ben de böyle bir
mecliste bunu beyan etmezdim.
Hafız: Hangi alimimiz, nerede sahabenin ahitlerini bozduklarını
yazmıştır? Onların bozdukları ahit ne idi? Bu sadece iddiayla olmaz.
Davetçi: Bu bir iddia değildir. Burhan, mantık ve gerçektir. Sahabe
birçok yerde sözünde durmamış ve Peygamber-i Ekrem
(s.a.a)’in emrettiği biati bozmuşlardır. Bunların en önemlisi Gadir-i
Hum’daki ahit ve biatleridir.
 

ahselim

Öğrenci
Katılım
28 Nisan 2008
Mesajlar
7
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
terbiyesizlik ediyorsun düzgün konuşmanı tavsiye ederim ehli sünnet vel cemaatı senden öğrenecek değiliz ehli sünnet vel cemmatın dediği şeyler senin dediğin şeylerle çelişiyor ehli sünnet hiçbir sahabeye sövmez sen hem sahabeye sövüyorsun hem de bize küfrediyorsun bize yezidi demek senin haddine mi ne demek yezidi ne demek ben sana bir yafta yapıştırıyormuyum senin ehli sünnetle hiçbir alakan yok kendini ifade edemiyorsun ne olduğunu da bilmiyorsun elmacık tan sanane kendi fikirlerin yok mu onları paylaş onları konuş kurandan bahsediyorsun kuran okumayı biliyor musun biz hurafeyi ve bidatı reddettiği için ehli sünnetiz nasıl hurafeci oluruz Allah bizi senin gibilerden beri eylesin
Terbiyesizlik ediyorsun diyerek, terbiyesizlik etme. Asıl terbiyesiz sensin. Düzgün konuşmanı tavsiye ederim. Sen 1 hakaret edersen ben sana 10 hakaret ederim. Sen bana bir vurursan ben sana 10 vururum. Kendine gel. Haddini bil.
Ayrıca emelden'e bir çift sözüm var. "Terbiyesizlik etme" diyen bir adam hakaret etmiş olmuyor mu? Peki neden bu adamın da mesajlarını silmedin. Eğer "terbiyesizlik etme" demek hakaret değilse, o zaman bu sözü hakaret kabul etmeyenlere sözleyebilir miyiz?
Ayıptır, günahtır.
Adam hakaret edecek. Ona göz yumacaksın, biz hakarete cevap verince, Dur diyeceksin! Emelden sana sesleniyorum. Senin de peşini bırakmayacağım. Forumun ve bu sitenin üst düzey bütün yetkililerine ulaşıp seni şikayet edeceğim.
Demek ki bu sitede, "Terbiyesizlik etme" demek serbest öyle mi?
Peki o zaman emelden, seni tebrik ediyorum. Bravo sana!
SHIFTDELETE.NET INTERNET YAYINCILIĞI
Emniyetevleri Mah. Cemsultan Cad. No:4/6
4.Levent 34416 / istanbul
Tel: 212-269 70 87
Fax: 212-269 16 22

Bu adresten bütün yetkililere ulaşacağım.
Bekle emelden, bekle!
 

mehmet

Profesör
Emektar
Müdavim
Katılım
9 Mayıs 2007
Mesajlar
2,699
Reaksiyon puanı
47
Puanları
228
Değerli Arkadaşlar;

Konu bazı arkadaşlarımız tarafından, ilmi tartışmadan,şahsi hakaretlere dönüştüğünden dolayı, forum yönetim kuralları gereği sonlandırıyorum.

Allah'a şükür bütün mesajların müsveddesi mevcut olduğundan şikayet konusunda rahatız.

Saygılar

KİLİT!
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst