Hadislere inanmıyorum

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

punisher_65

Profesör
Katılım
19 Temmuz 2008
Mesajlar
1,141
Reaksiyon puanı
10
Puanları
218
disstortion ep şarkısında mozole mirach aynen şöyle der:
"kafanda çok çeşitli fitneler
fesatlık adamın kanına işler zevzekler"
işin ilginç yanı snn yazdıklarına göz atarken bu sözleri kulaklığımdan işitmiş olmam. tevafukun böylesi. nediyelim...
 

okanliptus

Öğrenci
Katılım
12 Ağustos 2008
Mesajlar
5
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
HanifTürk, sana kısa bir örnek vereceğim; Tevbe30'u çok dikkatli oku! özellikle çokca garip gelecek bir hitap şekline takılacağına kesinlikle eminim. "qatele hûmûllah" => "Allah onları kahretsin!(gebertsin)"... İşte püf nokta da burada!. Söyleyici hitabına özellikle odaklan. Sen de deki: "Sen zaten Allah'sın!" böyle nasıl hitap edebilirsin? sen sakın bir insan sözü olmayasın? işte hanif ve de türk dost, sorgulamayı böyle yapacaksın(!).
 

yuureii

Profesör
Katılım
13 Aralık 2007
Mesajlar
2,239
Reaksiyon puanı
3
Puanları
0
Bıçağı bu sefer doğrudan değil de yandan mı saplamaya çalışıyorlar, anlamadım ki?
 

HanifTürk

Öğrenci
Katılım
8 Ağustos 2008
Mesajlar
70
Reaksiyon puanı
0
Puanları
6
HanifTürk, sana kısa bir örnek vereceğim; Tevbe30'u çok dikkatli oku! özellikle çokca garip gelecek bir hitap şekline takılacağına kesinlikle eminim. "qatele hûmûllah" => "Allah onları kahretsin!(gebertsin)"... İşte püf nokta da burada!. Söyleyici hitabına özellikle odaklan. Sen de deki: "Sen zaten Allah'sın!" böyle nasıl hitap edebilirsin? sen sakın bir insan sözü olmayasın? işte hanif ve de türk dost, sorgulamayı böyle yapacaksın(!).

Kardeşim İnsan ve evren ALLAH isimlerinin tecellisinden ibaret bir hayal alemidir ki Kuantum fiziği ainstein-in izafiyet teorisi ve son bilmsel delille holografik yani hayal evreni bunu kanıtlar burada tek bir varlıktan söz edilebilir oda ALLAH yani bu bakımdan ALLAH seni kahretsin ifadesi ALLAH"ın kahır sıfatllarının tecellisini anlatır mesela dar ismi ki darlık verendir mesela kabz sıkan demektir mesela Kahr kahreden gibi neyse işte evren bir ying yang gibi zıt kutuplardan meydana geldiği için ALLAH hem bizim hem iyi hemde Kötü dediğimiz Olaylarda tecelli etmiştir. ama dikkat esasında ne iyi ne kötü vardır sadece iyi yada kötü olarak algılayana vardır bu algılayan varlık durumuna göre bir olayı değerlendirir ve kendi bünyesine ters geleni kötü der
Mesela su insan örneği Su insan için hayat iken ALLAH"ın latif ve rezzak isminin tecelllisi iken Ateş zaviyesinden bakınca Öldürücü Kahredici olan ALLAH"ın Kahhar isminin tecellisi olarak çıkar ne Kahhar vardır nede Latif sadece Hu-o- ALLAH vardır ki AHAD-Tektir-

İNNED DİNE İNDALLAHÜL İSLAM
SELAM HİDAYETE TABİ OLANLARA
 

hakki22

Öğrenci
Katılım
12 Ağustos 2008
Mesajlar
1
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
HanifTürk adli bu şahıs ayet ve hadisleri bilmeden burada insanların kafasını kasıtlı ve bilmeden karıştırıyor. Maalesef olmayan yalan hadisi uydurup peygambere dayandırmıştır.

CEVAPLAR:

Peygamber de bir beşerdir beşerin unutma özelliği vardır diye dava yanlış anlamına gelmez o zaman hatasız olmayan kimse yoktur. Peygamberin sıfatlarından biri İsmet: Masumdurlar. Günah işlemekten uzaktırlar. Emanet: Emindirler. (Her hususta kendilerine inanılır.)

ALA 6. Sana (Kur an'ı) okutacağız; sen hiç unutmayacaksın.
7. Artık Allah'ın dilediği hariç, Şüphesiz Allah, açığı ve gizleneni bilir.

Buradaki incelik peygamber Kuranı hiç bir zaman unutmamıştır fakat onunda beser olduğunu Allah celle celaluh burada vurguluyor.

Bu bakımdan Ferrâ', sözü edilen istisnayı yorumlarken, «Cenâb-ı Hak Onun hiçbir şeyi unutmasını dilememiştir» diyerek ilâhî inayetin ondan yana tecelli ettiğini belirtmiştir. Öyle ki, Cenabı-ı Hak dilerse unutturur.


Unutmama özelliği tamamıyla Peygamberimize ölümüne kadar ve*rilmiş mi? Rabbim o olmaz diyor. "Allah'ın diledikleri müstesna" diyor. Yani mademki insandır, nisyan da beraberindedir. Ama Kur'ân konu*sunda unutmayacaktır diyor Allah. (c.c).

Ebu Salih'in İbni Abbas'tan rivayet ettiğine göre Rasul-ü Ekrem bu ayetin inişinden sonra hiçbir şey unutmadı!


Kuran Peygamberden bu zamana kadar hem yazılı hem de ezber olarak korunmuştur. En basta Allah Kuranı koruyacağını garanti etmiştir.

إِنَّا نَحْنُ نَزَّلْنَا الذِّكْرَ وَإِنَّا لَهُ لَحَافِظُونَ
HİCR 9 - Hiç şüphe yok ki, Kur'ân'ı biz indirdik, elbette onu yine biz koruyacağız.



وَمَا آتَاكُمُ الرَّسُولُ فَخُذُوهُ وَمَا نَهَاكُمْ عَنْهُ فَانتَهُوا وَاتَّقُوا اللَّهَ إِنَّ اللَّهَ شَدِيدُ الْعِقَابِ

HAŞR - 7 Peygamber size ne verdiyse onu alın. Size neyi yasakladıysa ondan sakının ve Allah'tan korkun. Çünkü Allah'ın azabı şiddetlidir.

Eğer Peygamber ayetleri unutacak ve yanlış yapsa idi acaba Allah söylermiydi “Peygamber size ne verdiyse onu alın” bu seferde Allah yanıldı mi diyeceksin! O zaman Allah peygamberin ayetler ve hüküm verme konusunda sağlam olduğunu bu ayet ile tasdikleyip garanti altına almıştır ve bu ayete göre peygamberin sünneti olduğuna da işaret vardır. Önce Hadis yok diyerek insanların imanı ile oynanmaya çalışılıyor sonra Kuran yok diyecekler.
 

furqan

Öğrenci
Katılım
24 Nisan 2006
Mesajlar
31
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
bu adam (haniftürk) mezhepsiz ya. buna msj yazdırmayın burda..
 

orcagada

Doçent
Katılım
8 Temmuz 2007
Mesajlar
521
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
HanifTürk, sana kısa bir örnek vereceğim; Tevbe30'u çok dikkatli oku! özellikle çokca garip gelecek bir hitap şekline takılacağına kesinlikle eminim. "qatele hûmûllah" => "Allah onları kahretsin!(gebertsin)"... İşte püf nokta da burada!. Söyleyici hitabına özellikle odaklan. Sen de deki: "Sen zaten Allah'sın!" böyle nasıl hitap edebilirsin? sen sakın bir insan sözü olmayasın? işte hanif ve de türk dost, sorgulamayı böyle yapacaksın(!).

Okumazlar arkadaşım,

Hiçbiri işine gelmeyeni okumaz.

Bir de çok bilirler.

Okuyun şu kuranı bak nasıl yanlış dersin,"hikmetini o bilir"derler de yine de apaçık kuran demeye devam ederler.

Kuran okuyun demekten dilimde tüy bitti ama malesef.

Okumazlar...
 

berkasi

Öğrenci
Katılım
2 Mayıs 2007
Mesajlar
16
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Ya inanmıyosan inanmıyosun sana saygı duyuyoruz ama insanların kafasını karıştırarark bir yerlere varamazsın..Burası ilim irfan yuvası değil aklına takılan bir şeyler varsa git müftülüğe sor 24 saat hizmetinde boş boş konuşmayalımlütfen...
 

seckintat

Öğrenci
Katılım
21 Mart 2008
Mesajlar
67
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Okumazlar arkadaşım,

Hiçbiri işine gelmeyeni okumaz.

Bir de çok bilirler.

Okuyun şu kuranı bak nasıl yanlış dersin,"hikmetini o bilir"derler de yine de apaçık kuran demeye devam ederler.

Kuran okuyun demekten dilimde tüy bitti ama malesef.

Okumazlar...

Selamın aleykum...

"Zulüm ve haksızlığa uğratılarak, kendilerine savaş açılan kimselere (mü'minlere) savaş izni verildi. Allah onlara yardım etmeğe elbette Kâdirdir. Onlar, 'Rabbımız Allah'tır' dediler diye, haksız yere yurtlarından (Mekke'den) çıkarıldılar..." (el-Hacc Sûresi, 39-40)

Bak bir ayet daha. Ne diyor savaş izni verildi. Peki neden verdi demiyor da verildi diyor. Çünkü cenab-ı hak menfi fiilleri hiç bir zaman istemiyor. Burada da savaşmaya karşı, ama başka çareniz kalmadı onun için savaşa izin verildi diyor. yani istemiye istemiye. Cenab-ı hak savaş, lanet vs. gibi vasıfları isminin yanında doğrudan söylemiyor.


Mezhep meslesi ise aslında çok basit çok açık cevapları mevcut. Onlardan bir kaçını beraber okuyalım inşaallah.

27. Söz - s:213-215Eğer desen: Hak bir olur. Nasıl böyle dört ve on iki mezhebin muhtelif ahkâmları hak olabilir?


Elcevap: Bir su, beş muhtelif mizaçlı hastalara göre nasıl beş hüküm alır. Şöyle ki: Birisine, hastalığının mizacına göre su ilâçtır; tıbben vâciptir. Diğer birisine, hastalığı için zehir gibi muzırdır; tıbben ona haramdır. Diğer birisine az zarar verir; tıbben ona mekruhtur. Diğer birisine zararsız menfaat verir; tıbben ona sünnettir. Diğer birisine ne zarardır, ne menfaattir; âfiyetle içsin, tıbben ona mübahtır. İşte hak burada taaddüt etti. Beşi de haktır. Sen diyebilir misin ki, "Su yalnız ilâçtır, yalnız vâciptir, başka hükmü yoktur"?
İşte bunun gibi, ahkâm-ı İlâhiye, mezheplere hikmet-i İlâhiyenin sevkiyle ittibâ edenlere göre değişir. Hem hak olarak değişir ve herbirisi de hak olur, maslahat olur. Meselâ, hikmet-i İlâhiyenin tensibiyle İmam-ı Şâfiîye ittibâ eden, ekseriyet itibarıyla Hanefîlere nisbeten köylülüğe ve bedevîliğe daha yakın olup, cemaati birtek vücut hükmüne getiren hayat-ı içtimaiyede nâkıs olduğundan, herbiri bizzat dergâh-ı Kàdıu'l-Hâcâtta kendi derdini söylemek ve hususî matlubunu istemek için, imam arkasında Fâtihayı birer birer okuyorlar. Hem ayn-ı hak ve mahz-ı hikmettir. İmam-ı Âzama ittibâ edenler, ekseriyet-i mutlaka itibarıyla, İslâmî hükûmetlerin ekserîsi o mezhebi iltizam etmesiyle, medeniyete, şehirliliğe daha yakın ve hayat-ı içtimaiyeye müstaid olduğundan, bir cemaat bir şahıs hükmüne girip, birtek adam umum namına söyler; umum, kalben onu tasdik ve rapt-ı kalb edip, onun sözü umumun sözü hükmüne geçtiğinden, Hanefî mezhebine göre imam arkasında Fâtiha okunmaz. Okunmaması ayn-ı hak ve mahz-ı hikmettir.
Hem meselâ, madem şeriat, tabiatın tecavüzâtına sed çekmekle onu tâdil edip nefs-i emmâreyi terbiye eder. Elbette, ekser etbâı köylü ve nim-bedevî ve amelelikle meşgul olan Şâfiî mezhebine göre, kadına temasla abdest bozulur, az bir necaset zarar verir. Ekseriyet itibarıyla hayat-ı içtimaiyeye giren, nim-medenî şeklini alan insanlar ittibâ ettikleri mezheb-i Hanefîye göre, mess-i nisvan abdesti bozmaz, bir dirhem kadar necasete fetvâ var.
İşte, bir amele ile bir efendiyi nazara alacağız. Amele, tarz-ı maişet itibarıyla, ecnebî kadınlarla ihtilâta, temasa ve bir ocak yanında oturmaya ve mülevves şeylerin içine karışmaya müptelâ olduğundan, san'at ve maişet itibarıyla tabiat ve nefs-i emmâresi meydanı boş bulup tecavüz edebilir. Onun için, şeriat onların hakkında o tecavüzâta sed çekmek için, "Abdest bozulur, temas etme. Namazını iptal eder, bulaşma" mânevî kulağında bir sadâ-yı semâvî çınlattırır. Amma o efendi, namuslu olmak şartıyla, âdât-ı içtimaiyesi itibarıyla, ahlâk-ı umumiye namına, ecnebî kadınlara temasa müptelâ değil; mülevves şeylerle, nezafet-i medeniye namına kendini o kadar bulaştırmaz. Onun için, şeriat, mezheb-i Hanefî namıyla ona şiddet ve azimet göstermemiş, ruhsat tarafını gösterip hafifleştirmiştir. "Elin dokunmuşsa abdestin bozulmaz; hicab edip kalabalık içinde suyla istinca etmemenin zararı yoktur; bir dirhem kadar fetvâ vardır" der, onu vesveseden kurtarır.
İşte, denizden iki katre, sana misal... Onlara kıyas et. Mizan-ı Şa'rânî mizanıyla, şeriat mizanlarını bu suretle muvazene edebilirsen et.
 

anarchst

Profesör
Katılım
16 Nisan 2008
Mesajlar
1,652
Reaksiyon puanı
4
Puanları
216
ya bu haniftürk de nerden çıktı? yakında kendini mehdi ilan eder...
 

xx22xx

Öğrenci
Katılım
12 Ağustos 2008
Mesajlar
8
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Bu ne ya... Tamamen misyonerlik bu. Forumda bu tarz tartışılabilir ve ucu kötü seviyelere gidebilir. Bence engellenmesi gerekiyor.
 

berckai

Profesör
Katılım
17 Mayıs 2008
Mesajlar
2,394
Reaksiyon puanı
9
Puanları
0
uydurmalardan bir demet
"Namaz kılan bir adamın önünden eşek, kara köpek ve kadın geçerse namazı bozulur" (Buhari 8/102; Hanbel 4/86). "Zina yapan evlilerin taşlanarak öldürülmesini emreden ayet, Ayşe'nin döşeğinin altındaki sahifede yazılı bulunuyordu. Peygamber ölünce Ayşe onun defin işlemleriyle meşgul iken, evin açık kapısından içeri giren bir keçi o sahifeyi yedi ve böylece taşlama cezası Kuran'dan çıktı; ama hükmü devam ediyor" (İbni Mace 36/1944; Hanbel 3/61; 5/131,132,183; 6/269). "Keçinin yemesi sonucu Kuran'dan çıkan taşlama ayetini Ömer Kuran'a tekrar sokmak istedi; ancak halkın dedikodusundan korktuğu için cesaret edemedi" (Buhari 53/5; 54/9; 83/3; 93/21; Muslim, Hudud 8/1431; Ebu Davut 41/1; Itkan 2/34). "Bir grup maymun zina yapan bir maymunu yakalamış ve taşlama cezasını uyguluyorlardı. Onları bu haklı işte desteklemek için ben de taş atarak yardım ettim" (Buhari 63/27). "Bir kadının parmaklarını kesenin cezası şöyledir: Bir parmak için 10 deve, iki parmak için 20 deve, üç parmak için 30 deve, dört parmak için 20 -yirmi- deve fidye vermelidir" (Muvatta 43/11; Hanbel 2/182). "Peygamber hiç bir vakit ayak üstünde işemedi" (Hanbel 4/196; 6/136,192,213). "Peygamberin ayak üstünde işediğini gördüm" (Buhari 4/60,62; Hanbel 4/246; 5/382,394). "Ureyne ve Ukeyle kabilelerinden bir grup Medine'ye gelerek müslüman oldular. Medine'nin havası onlara dokununca Peygamber onlara deve sidiği içmelerini öğütledi. Adamlar develeri dağıttılar va çobanı da öldürdüler. Peygamber onları yakalattı. Ellerini ve ayaklarını kesti. Gözlerini oydu. Çölde susuz ölüme terketti. Biz onlara su vermek isteyince Peygamber bizi engelledi" (Buhari 56/152, Tıb 5/1; Hanbel 3/107,163). "Musa ölüm meleğinden çok korkuyordu. Bir gün ölüm meleği canını almaya gelince meleğin yüzüne tokat atıp bir gözünü çıkardı" "Allah'ın elçileri arasında ayırım yapmayınız. Ben, Yunus peygamberden bile üstün değilim" (Buhari 65/4,5; Hanbel 1/205,242,440; 2/405,468). "Ben Adem oğullarının efendisiyim" (Hanbel 1/5; 5/540,388). "Hesap günü tüm peygamberler korku içinde canlarının derdinde iken, sadece ben ümmetimi düşüneceğim" (Buhari 97/36). "Uğursuzluk üç şeydedir, at, ev ve kadın" (Buhari 76/53). "Peygamber, savaşta kadınların va çocukların öldürülmesinin bir sakıncası olmadığını söyledi" (Buhari, Cihad/146; Ebu Davud 113). "Dünya balığın üzerindedir. Balık başını sallayınca dünyada depremler olur" (İbni Kesir, 2/29; 50/1). "Liderler mutlaka Kureyş kabilesinden seçilmelidir" (Buhari 3/129,183; 4/121; 86/31). "Tüm kara köpekleri öldürünüz. Çünkü onlar şeytandır" (Hanbel 4/85; 5/54). "Karga fasıktır" (Buhari 59/16; Hanbel 2/52). "Allah zamandır" (Muvatta 56/3). "Allah, ahirette peygamberlere kimliğini kanıtlamak için bacağını açıp baldırını gösterir" (Buhari 97/24, 10/129 ve 68. surenin tefsiri). "Peygamber 30 erkeğin cinsel gücüne sahipti" (Buhari). "Peygamber nerede güzel bir kadın görse hemen eve koşar Zeynep'le yatardı" (Buhari, Hibe/8). "Peygamberin izniyle ihramdan çıkıp Mina'da bulunan kadınlarımıza yöneldik. Zekerlerimizden meni damlıyordu " (Buhari, Hac/81; Müslim Hacc/141). "Peygamber öldüğünde, zırhı birkaç kilo arpa karşılığında bir Yahudi'nin yanında rehin duruyordu" (Buhari 34/14,33,88; Hanbel 1/300; 6/42,160,230). "Peygamber, Medine'de bir yahudi tarafından büyülendi. Günlerce ne yaptığını bilmez durumda ortalıkta dolaştı." (Buhari 59/11; 76/47; Hanbel 6/57; 4/367). "Sol elinizle yemeyiniz, içmeyiniz; çünkü şeytan sol eliyle yer içer" (Hanbel 2/8,33). "Peygamber, 'Benden Kuran haricinde hiç bir şey yazmayınız. Kim benden bir şey yazdıysa onu imha etsin" (Muslim, Zühd 72; Hanbel 3/12,21,39). "Ömer, peygamberden, halkın doğru yoldan sapmamaları için kendisine birşeyler söyleyip yazmasını istediğinde; Peygamber: 'Allah'ın Kitabı bize yeter' dedi" (Buhari İtisam 26, İlim 39, Cenaiz 32, Merza 17; Müslim Cenaiz 23, Vasaya 22). "Peygamber Amr b. As'a, söylediği her sözü yazmasını emretti" (Hanbel 2/162,192,207). " Kuran'dan başka hidayet kaynağı arayan sapıtmıştır" (Tirmizi 2906). "Peygamberin vefatı yaklaştığında odada içlerinde Ömerin de bulunduğu bir kaç kişi vardı. Bir ara peygamber : 'Geliniz, sizin için bir daha asla sapmayacağınız bir yazı yazayım.'dedi. Bunun üzerine Ömer: 'Peygamber hastalığın etkisiyle ne dediğini bilmiyor, Kuran yanınızda, Allah'ın Kitabı bize yeter!' şeklinde konuştu." (Buhari, Cihad 176, Cizye 6, İlim 49, Merza 17, Meğazi 83, İtisam 26; Müslim Vasiyye 20,21,22; Hanbel 1/222,324,336,355).
 

berckai

Profesör
Katılım
17 Mayıs 2008
Mesajlar
2,394
Reaksiyon puanı
9
Puanları
0
Muaz b. Cebel (ra) anlatıyor: Bir sabah Rasûlüllah (sav) sabah namazını kıldırmak için gelmedi (gecikti), neredeyse hepimiz güneşin doğmasına bakıyorduk (yani güneşin doğması çok yaklaşmıştı). Derken Rasûlüllah (sav) hızlıca çıkageldi ve namaza tesvib yaptı (yani namaz namaz, dedi). Namazı kıldırdı ve selam verince ‘saflarınızda olduğunuz gibi durun’ buyurdu, sonra bize karşı döndü ve şöyle dedi: ‘sabahleyin beni namazdan alıkoyan şeyi size anlatacağım: Gece kalktım ve gücümün yettiği kadar namaz kıldım ve namazda uyuklamışım, uyanınca bir baktım ki en güzel şekil içerisinde Rabbim Azze ve Celle ile birlikteyim, Rabbim şöyle buyurdu:

-“Ey Muhammed! Biliyor musun, mele-i a’l’â neyin tartışmasını yapıyorlar?”.

Ben de:

-“Bilmiyorum, Ey Rabbim” dedim.

Rabbim:

-“Ey Muhammed! Biliyor musun, mele-i a’l’â neyin tartışmasını yapıyorlar?” buyurdu.

Ben de:

-“Bilmiyorum, Ey Rabbim” dedim.

Bunun üzerine gördüm ki, el (keff)ini omuzlarım arasına koydu, parmaklarının serinliğini göğsümde hissettim. (Semadaki) her şey bana tecelli etti ve onların hepsini bildim.

Bunun üzerine Rabbim yine:

-“Ey Muhammed! Biliyor musun, mele-i a’l’â neyin tartışmasını yapıyorlar?” buyurdu.

-“Keffâretler hakkında” dedim.

-“Keffaretler nedir?” buyurdu.

Ben de:

“Cemaatle namaz kılmak için cemaate (camiye) gitmek ve namazdan sonra yine namaz kılmak için mescidde oturmak ve zor anlarda dahi abdest uzuvlarını tam olarak yıkamak.” dedim.

Rabbim:

-“Derecât nedir?” buyurdu.

Ben de:

-“Yemek yedirmek, yumuşak söz söylemek ve insanlara gece uyurken (teheccüd) namazı kılmak.” dedim.

Bunun üzerine:

-“İste” buyurdu.

Ben de:

-“Allah’ım! Senden iyilikleri (hayratı) işlemeyi, kötülükleri (münkeratı) terk etmeyi, miskinleri sevmeyi, beni bağışlamanı ve bana merhamet etmeni, bir kavimde bir fitne murad ettiğinde, ben fitneye düşmeden beni vefat ettirmeni istiyorum ve Senden Senin sevgini, Seni seveni sevmeyi ve Senin sevgine beni ulaştıracak amelin sevgisini istiyorum” dedim.

Bundan sonra Rasûlüllah (sav) şöyle buyurdu: “Bu haktır. Onları öğrenin ve öğretin.”. (Ahmed b. Hanbel, 5/343).

Bu hadiste mânâsı sorulan; hadisin, Hz. Peygamberin, “Allah’ın el (keff)ini omuzlarımn arasına koyduğunu gördüm ve öyle ki parmaklarının serinliğini göğsümde hissettim.” kısmının mânâsı ve buradaki “Allah’ın eli” ve “elin soğukluğu”nun hissedilmesi meselesidir. Bu ifadelerin yorumu yapılırken burada Allah’a “el” isnat edilmesi iki anlamda tevil edilmektedir:

a- Allah’ın kudreti ve Allah’ın takdiri;

b- Allah’ın nimeti, ikramı ve rahmeti.

“Allah’ın parmaklarının soğukluğu”ndan maksat da “Allah’ın ihsanın, ikram ve rahmetinin eserleri, tecellileri” olduğu şeklinde izah edilmektedir.

Hadisteki “omuz” ifadesinden de Hz. Peygamberin “kalb”i kastedilmektedir.

Buna göre hadisteki bu ifadelerin mânâsını: “Allah, bana rahmet ve inamiyle, lütfuyle ve keremiyle semavatta tecelli eden kudretinin ve takdirinin eserlerini, bütün mülkünü bana gösterdi, kalbim nurlardı, tabiri caiz ise gözüm ve gönlüm iyice açıldı, kainattaki mahlukat ile gözüm arasıdaki perdeler aralandı, ben de onların hepsini gördüm, bilmediklerimi öğrendim. Böylece Rabbimin kudretinin ve mülkünün büyüklüğünü ve bana olan nimetlerini, ihsanlarını, lütuflarını ve ikramlarını kalbinde hissettim”, şeklinde anlamak mümkümdür. (Bu konuda geniş bilgi için bakınız. İbnu Fûrek, Müşkilü’l-Hadis, 1985, s.77-85).

Yrd. Doç. Adem Dölek
 

paşazaade

Asistan
Katılım
30 Haziran 2008
Mesajlar
168
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Okumazlar arkadaşım,

Hiçbiri işine gelmeyeni okumaz.

Bir de çok bilirler.

Okuyun şu kuranı bak nasıl yanlış dersin,"hikmetini o bilir"derler de yine de apaçık kuran demeye devam ederler.

Kuran okuyun demekten dilimde tüy bitti ama malesef.

Okumazlar...
sen ne yaptığını ne yapmaya çalışıtığını kendine bile itiraf etmiyosun dimi kuran okuyun derken bile insanlara okun bakın yanlışı görüceksiniz diyicek kadar minasebetsizsin asıl siz ve sizin gibiler işlerine geldiği gibi okuyup ona göre yorumluyosunuz asıl siz okadar günahkarsınızki günahlarınıza kurn-ı kerimi bile alet etmeye utanmıcak kadar kötüsünüz
sürekli butarz konular acarak kendinizimi rahatlatmaya çalışıyosunuz yoksa yandaşmı topluyosunuz yaptığınız ucuz bi misyonerlikten farklı değil
sen kuran okuduğunu söylüyosun doğrudur belkide okuyosundur ama okumakla anlamak arasında çok fark var bunu bilmicek kadarda aptalsınız
ey ahali bu tarz insanlara bişeyleri ispat etmeye çalışmayın insanlığın önündeki enbüyük ispata ve yaradana yüz cevirmiş insanlara neyi nasıl ispat edebilirsinizki aksine bunlarla tartışmaya girdiğiniz sürece prim vermekten öteye gidemiyoruz belki kendi içlerinde kabul ettiklerini dahi su yüzüne çıkarmazlar şeytan öylesine kalplerini karartmışki aydınlanmasına izin bile vermiyolar bu arkadasa sorduğun bi sorunun cevabını halaa alamadım
kendisiyle bile çelişkiye düşen biride ancak işine gelmeyen cevap veremiyeceği bi soruyu ancak duymamazlıktan gelir yada kendini filozof ilan edip iki kelime oyunu yapıp kendini haklı çıkarmaya çalışır ucuzsunuz ucuzzzzzz
bırakın bu misyonerlik ayaklarını kime neyi ispatlamaya çalışıyosnuz insanlara nekadar inaçsız olduğunuzumu söylemeye çalışıyosnuz eger derdiiniz buysa anladık canım tek kelime söyledik allah karanlık kalplerinize nurundan bahşettsin sizi ıslah etsin ve inaananlar zumresine katsın işte inanan insan inanmayana bu şekilde dua eder inanmayan ise kendini bişey sanıp herşeyi ben biliyorum edasında sağa sola inanılan tümdeğerlere hakaret etmekten kaçınmaz ama asıl hakaret ettiği kendi benliğidir
ayrıca merak ettiğim bişey var sormadan edemicem yaa hristiyanlar alaaha ve isa (a.s) inanırlar yahudile kendi dinlerine inanırlar putperestler bile inandıkları bişy var siz hristiyan değilsiniz musevi değilsiniz yahudi değilsiniz putperest değilsiniz müslüman hiç değilsiniz satanaist diyicem ama onuda bilmiyrm peki siz nesiniz amacınız nee inandığınız hiçmi adam gibi bişy yok
sizin amacınız ya tüm dinlere hakaret etmek yada amacsızlıkmı öyllee bi boşlukta asılı kalıp ben haklıyım ben doğruyum diyerek kendi aptal egolarınızı tatmin ederek boş bi hayat sürmek rahatsız edici bişey olsa gerekki durmadan böyle abusubuk konular acıyosunuz
 

firariçocuk

Doçent
Katılım
10 Ağustos 2008
Mesajlar
628
Reaksiyon puanı
7
Puanları
0
merak ediyorum misyonerlik faaliyetınden dolayı sana ne kadar para ödüyorlar.
 

doesluck

Profesör
Katılım
11 Haziran 2008
Mesajlar
1,196
Reaksiyon puanı
1
Puanları
218
herkes kendine müslüman banane..sürekli böyle konular açıp insanların kafalarını karıştırmak için uğraşmayın.. ister inan ister inanma..
 

namtar

Öğrenci
Katılım
26 Temmuz 2008
Mesajlar
20
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
hadislere inanmıyor musun ??? o zaman nasıl abdest alınır bana kuranda göstrerir misin? gösteremezsin yok çünkü bunlar peygamberimizin yaptıklarına va söyledikleri sözlere göre belirlenir ben sadece kurana inanırım deyip peygamber efendimizin sünnetlerini ve hadislerini yalanlayanlar tabi ki hakiki iman sahibi olmaz ki bunu bırakın iman sahibi olabilir mi?
 

namtar

Öğrenci
Katılım
26 Temmuz 2008
Mesajlar
20
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
herkes kendine müslüman banane..sürekli böyle konular açıp insanların kafalarını karıştırmak için uğraşmayın.. ister inan ister inanma..


ayrıyetten herkes kendine müslüman demek doğru değildir! çünkü müslümanlıkta her koyun kendi bacağından asılmaz! eğer biri karşında günah işliyorsa ve sen bunu bilipte uyarmıyorsan sende o günahtan kendi payını alırsın emin ol!
 

namtar

Öğrenci
Katılım
26 Temmuz 2008
Mesajlar
20
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
HanifTürk, sana kısa bir örnek vereceğim; Tevbe30'u çok dikkatli oku! özellikle çokca garip gelecek bir hitap şekline takılacağına kesinlikle eminim. "qatele hûmûllah" => "Allah onları kahretsin!(gebertsin)"... İşte püf nokta da burada!. Söyleyici hitabına özellikle odaklan. Sen de deki: "Sen zaten Allah'sın!" böyle nasıl hitap edebilirsin? sen sakın bir insan sözü olmayasın? işte hanif ve de türk dost, sorgulamayı böyle yapacaksın(!).


arkadaşım yapma bak sırf ayetin bir kısmını alıp yorum yapabilir misin ?? bir ayetin bir kısmındada namaz kılmayın dior ? eeee namaz kılmayacağız mı ? saçmalıyorsun kendinde bunun farkındasındır umarım!

"Cünüb iken de; yolcu olmanız hariç; gusül edinceye kadar namaz kılmayın!"

son kısmını alabilir misin sadece bu ayetin sen?
 

chimera

Dekan
Emektar
Katılım
24 Kasım 2006
Mesajlar
8,773
Reaksiyon puanı
574
Puanları
0
Böyle konular her zaman için tartışma ortamı yaratmaya yeterli olmuştur.

Ve ben bulunduğum yerde bu tarz şeyler istemiyorum.

KİLİT!
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst