|Ⓢєччαh|
Guru
- Katılım
- 12 Mart 2011
- Mesajlar
- 35,210
- Reaksiyon puanı
- 10,324
- Puanları
- 113
Günlük
Bir kadının günlüğünde şöyle yazmaktadır “Bugün 3 yıl bitti… Onun karşısına gelinlikle çıktığım günkü kadar mutluyum… Tanrım onu ne kadar seviyorum… Mükemmel bir erkek.. Cazibeli, yakışıklı, anlayışlı, sevecen her şey var…
Bugün Cumartesi… Bıraktım arkadaşlarıyla eğlensin… En sevdiği yemek olan pastırmalı kuru fasulye ile pilav yaptım… Yemek pişti demleniyor… Banyo yaptım… En sevdiği kıyafeti giydim… Yemekten sonra, şöminenin karşısına bir şişe kırmızı şarapla uzanacağız…
Eve geldi sonunda… Beni öpüşü biraz soğuktu… Aklı başka yerde sanki… Aman Tanrım yoksa?.. Arkadaşlarıyla ne yaptığını sordum, ağzında bir şeyler geveledi… Yemekte biraz keyfi yerine gelir gibi oldu… Ama hâlâ dalgın… Hâlâ uzak… Hâlâ kabuğuna çekilmiş… Herhalde ötekini düşünüyor… Benden genç mi acaba?.. İş yerindeki sarışın pazarlama temsilcisi olmasın?..
Şöminenin karşısında birşeyler içerken, artık dayanamadım, neyin var diye sordum… Gülümsedi… Zoraki bir gülümseme… Acı dolu, uzak… “Yok bir şeyim…” diye geçiştirdi… O gürül gürül yanan aşkın bu kadar çabuk biteceğine inanamıyorum… Daha dün bana ebediyete kadar benimle birlikte olmak istediğini söylüyordu…
Bugün aramızda iletişim kopukluğu başladı bile… Belki de kilo alıyorum… Çok mu vır vır yapıyorum… Elini tuttum… Elimi okşadı, ama eller hissiz, parmak uçları soğuk… Stepe mi başlasam… Çocuk mu istesem… Yalan, yalan yalan!..
Kendimi kandırmaktan başka bir şey değil bunlar… Bitti… Bitti… Bitti… Tanrım ölmek istiyorum… Kendimi son kez onun kollarına attım… Ağlaya ağlaya uykuya dalmışım…”
Erkeğin günlüğündeyse “Takım yine yenildi… Ama kuru fasulye güzeldi…”
Bir kadının günlüğünde şöyle yazmaktadır “Bugün 3 yıl bitti… Onun karşısına gelinlikle çıktığım günkü kadar mutluyum… Tanrım onu ne kadar seviyorum… Mükemmel bir erkek.. Cazibeli, yakışıklı, anlayışlı, sevecen her şey var…
Bugün Cumartesi… Bıraktım arkadaşlarıyla eğlensin… En sevdiği yemek olan pastırmalı kuru fasulye ile pilav yaptım… Yemek pişti demleniyor… Banyo yaptım… En sevdiği kıyafeti giydim… Yemekten sonra, şöminenin karşısına bir şişe kırmızı şarapla uzanacağız…
Eve geldi sonunda… Beni öpüşü biraz soğuktu… Aklı başka yerde sanki… Aman Tanrım yoksa?.. Arkadaşlarıyla ne yaptığını sordum, ağzında bir şeyler geveledi… Yemekte biraz keyfi yerine gelir gibi oldu… Ama hâlâ dalgın… Hâlâ uzak… Hâlâ kabuğuna çekilmiş… Herhalde ötekini düşünüyor… Benden genç mi acaba?.. İş yerindeki sarışın pazarlama temsilcisi olmasın?..
Şöminenin karşısında birşeyler içerken, artık dayanamadım, neyin var diye sordum… Gülümsedi… Zoraki bir gülümseme… Acı dolu, uzak… “Yok bir şeyim…” diye geçiştirdi… O gürül gürül yanan aşkın bu kadar çabuk biteceğine inanamıyorum… Daha dün bana ebediyete kadar benimle birlikte olmak istediğini söylüyordu…
Bugün aramızda iletişim kopukluğu başladı bile… Belki de kilo alıyorum… Çok mu vır vır yapıyorum… Elini tuttum… Elimi okşadı, ama eller hissiz, parmak uçları soğuk… Stepe mi başlasam… Çocuk mu istesem… Yalan, yalan yalan!..
Kendimi kandırmaktan başka bir şey değil bunlar… Bitti… Bitti… Bitti… Tanrım ölmek istiyorum… Kendimi son kez onun kollarına attım… Ağlaya ağlaya uykuya dalmışım…”
Erkeğin günlüğündeyse “Takım yine yenildi… Ama kuru fasulye güzeldi…”