Denizhan Dakılır
Profesör
- Katılım
- 3 Haziran 2007
- Mesajlar
- 3,983
- Reaksiyon puanı
- 23
- Puanları
- 0
Google önceleri çok hoş bir fikirdi; akıllı ve genç iki bilimadamı, bilim adına ürettiklerini, ticaret ortamında yatırıma dönüştürüyorlardı.
Teflon’dan tutun, Velcro’ya kadar hangi emtia var ki laboratuvarda bilim için üretilmiş, ama sonra bulanları ihya etmemiş olsun!
Dua edelim ki Galile veya Newton modern zamanlarda yaşamamıştı.
Artık sağır sultanların bile bildiği hikayeyi tekrar etmeye gerek yok: 24 yaşındaki Larry Page ve 23 yaşındaki Sergey Brin, Stanford Üniversitesi Bilgisayar bölümünde doktora öğrencisi olarak 1995’te karşılaşmışlar ve arkadaş olmuşlar; bir yıl sonra Backrub (bir sayfaya ulaşan linklerden geriye doğru gitme kavramından üretilmiş sırt-ovma anlamında bir isim) adını verdikleri bir arama motoru projesinde işbirliği yapmışlar ve... Gerisi gözler yaşartıcı bir hikaye. İsterseniz, şurada hikayenin resmî versiyonu var: Google Milestones. “Google unauthorized history” diye bir arama yaparsanız, işin gayrıresmî hikayelerini de bulabilirsiniz. Nerede arama yapacağınızı söylemeye gerek var mı?
Eğer Google API ile yazılım yoluyla veya Google Search Appliance‘ı satın alarak donanım yoluyla, Google ile program düzeyinde aşinalık kurduysanız, veya göreviniz ya da merakınız gereği Google’ın iç işleyişine vakıf olduysanız, “Page Index” kavramını duymuş olmalısınız. Aramanın üzerinde yapıldığı endekste, her bir sayfanın arama terimine yakınlığını belirlemek üzere tayin edilen bu kavram, tıpkı Coca Cola’nın formülü gibi, bugün Larry Page ve Sergey Brin’i Coca Cola Co., Hewlett-Packard Co. ve IBM Corp. firmalarından daha pahalı bir firmanın sahibi yapmış olan sihirli formüle dayanıyor.Sihirli ve gizli.
İşin buraya kadar olanı, folklorik açıdan, destansı bir değer taşıyor; ve anlatırken, insanın bir kantinde, arkadaşlarıyla sohbette, lafın kıvamını bulduğu anda arkasına kaykılıp, tatlı tatlı dinlediği türden bir kıvama da sahip, kuşkusuz. Lakin, piyasaya sürüldüğünde 85 Dolar iken bugün her biri 601,45 Dolar’a tırmanmış olan hisse senetlerinin ortaya çıkarttığı 187 milyar dolarlık bir şirketin, bu parayla ne yaptığı ve elindeki bilgileri nasıl kullandığı ve daha ne gibi yerlere nasıl yayılmayı planladığı elbette çok önem taşıyor.
Google’a yöneltilen eleştiriler, yeni değil; başka firmaların telif haklarını, başka ülkelerin fikir ve sanat eserlerini koruma yasalarını çiğnediği, geçen hafta 9’ncu yaşgününü kutlayan Google’ın nerede ise Microsoft kadar kalın bir dosya oluşturan mahkeme tutanaklarına bakılınca, kolayla görülüyor. Ayrıca Sergey’in karısının kurduğu firmaya yapılan yatırımın da Amerikan yasalarını çiğnediği, bir çok yerde ileri sürülmüştü. Yeni kurulan bir firmaya 4 milyar dolar yatırım yapmak, Amerika’da hisse senetleri borsada işlem gören bir firmanın başını derde sokmaya yeter de artar! Ama benim üzerinde durmak istediğim bu değil. MSN Live’da değil, bizzat Google’da “Adsense payment problem” diye bir arama yaparsanız, karşınıza çok ama çok miktarda Google’dan parasını alamayan site sahibinin şikayet listesi çıkacaktır. Fakat mevzumuz bu da değil!
Mevzu, bence, Web standartlarını belirleyen WWW Konsorsiyomu’nun üyesi, MIT’in ünlü CSAIL (Bilgisayar Bilimi ve Yapay Zeka Laboratuvarı) bünyesinde kurulmuş Decentralized Information Group’unun Web’i icad eden Tim Berners-Lee ile birlikte 9 üyesinden birisi olan Daniel J. Weitzner’in dahi dile getirmeyi gerekli gördüğü mahremiyet, kişisel bilgilerin gizliliği (privacy) meselesi!
Dan Weitzner’in Google ve Doubleclick’in birleşme girişimi üzerine kaleme aldığı yazı, W3C’nin resmî sitesinde yayınlanıyor ve “Google’ı verdiği sözleri tutmaya zorlamak için aşırı önlemler almak gerekiyor” başlığını taşıyor.
Kanada’da yapılan son W3C Dünya Kongresi’nin üç sponsorundan biri Google’dı. (Diğer ikisinin Yahoo! ve Microsoft olduğunu söylemeye gerek var mı?)
Ama mesele o kadar ciddî görünüyor ki, Electronic Privacy Information Center (“EPIC”—Elektronik Mahrem Bilgi Merkezi), Center for Digital Democracy (CDD—Sayısal Demokrasi Merkezi), ve U.S. Public Interest Research Group (ABD Kamu Çıkarı Araştırma Grubu) isimli bağımsız, bağlantısız, tamamen yurttaşların oluşturduğu üç sivil toplum örgütü, birincisi Nisan’da, ikincisi Eylül’de olmak üzere, iki kere Federal Ticaret Kurulu’na başvurarak, Google ile DoubleClick arasındaki birleşme girişiminin reddedilmesini ve bu arada iki firmanın yapmakta olduğu işbirliğinin önlenmesini istediler.
Neden?
Şundan: Atlantik’in batı kıyısında, kişiler, kendi personel müdürleri sorduğu zaman bile vatandaş kimlik numarasını vermeden önce “Neden?” diye soruyorlar! Benim DoubleClick’e şu ya da bu şekilde güvenip verdiğim bilgiler, yani DoubleClick’in bilgisayarıma koymasına rıza gösterdiğim cookie’leri zaten herkes hakkında gereğinden fazla şey bilen Google’ın okuması ve benim Google’ın elindeki diğer bilgilerimle birleştirmesi, acaba benim mahremiyetine, kişilik haklarıma dokunuyor mu?
Soru bu.. W3C üyesi, yani bugün Internet’e sahip olduğu özgürlüğü veren kuruluşun önemli bir mensubu olarak Dan Weitzner’in Google’ın gerçekten sitesinde ilan ettiği gibi, topladığı bilgileri kötüye kullanmadığını belirlemek için şu önerileri ileri sürüyor:
1. Dünyanın her tarafından teknik, hukuk ve iş dünyasından alınacak uzmanlarla panel kurulmalı ve belirli aralıklarla toplanmalı;
2. Halka açık oturumlar yapılarak, Google teknik, hukuk ve yönetim elemanlarına, kişisel bilgilerin nasıl değerlendirildiği hakkında sorular sorulmalı; dünyanın her tarafından kullanıcalar bu oturumlara soru yollayabilmeli;
3. Kamu kurumları, bu toplantıları desteklemeli ve bu toplantılara bilgi ve yayın sunmalı;
4. Panel, her yıl bulgularını bir raporla dünyaya duyurmalı.
Benim ekleyeceğim bir 5’nci madde var: O zamana kadar masaüstü arama motoru olarak kullandığınız (ve oluşturduğu endeks’i sıraya sokmak üzere Google ana merkezine gönderen) Google programı kaldırın ve bütün DoubleClick ve Google cookie’leri silin!
http://www.potkal.com/y_yazi_icerik.asp?yID=183