Gkekin itii su analizden geemedi

Bu konuyu okuyanlar

BaRY

Profesör
Katılım
27 Aralık 2007
Mesajlar
1,635
Reaksiyon puanı
12
Puanları
38
Tüketici Hakları Derneği Başkanı Turhan Çakar, Ankaralıların Kızılırmak suyu geldiğinden beri daha kalitesiz su kullandığını savundu.

Tüketici Hakları Derneği Başkanı Turhan Çakar, dernek merkezinde düzenlediği basın toplantısında, Ankara'da içme ve kullanma suyu amaçlı bazı önemli barajların Mayıs ayı başından beri Kızılırmak'tan beslendiğini hatırlattı.

Toplantı masasına bir kavanoz doğal kaynak suyu koyan Çakar, başka bir kavanoza da basın mensuplarının gözü önünde musluk suyu doldurdu.

Çakar, daha sonra aynı anda iki kavanoz da elektroliz aletiyle kimyasalayrıştırma işlemi başlattı. Doğal kaynak suyunun üst kısmının çok hafif yeşil renk aldığı gözlenirken, musluk suyunun ise üst tabakasının siyah bir tortu ve yağ tabakası, alt tabakasının ise koyu yeşil renginde yosunlaştığı görüldü.

TSE 266 İnsani Tüketim Amaçlı Sular Standardı'na göre birinci sınıf bir suda klorür oranının en fazla 30 mg/litre, sülfat oranının da 25 mg/litre olması gerektiğine işaret eden Çakar, "Şu anda 2008 yılıbaşında kullandığımız sudan daha kalitesiz su kullanıyoruz. Ankaralılar Kızılırmak suyunun geldiği günden beri daha kalitesiz su tüketiyor, biz bunu hak etmiyoruz" diye konuştu.

"Kaliteli bir su arıtma sistemi..."

Bazı yetkililerin "Kızılırmak suyunu getirmeseydik de Ankaralılar susuz mu kalsaydı?" sözlerini hatırlatan Çakar, Ankara'nın su planının 30-40 yıl önce hazırlandığını ve Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin 2002 yılından itibaren Gerede suyunu getirmesi konusunda uyarıldığını, ancak belediyenin bu uyarıları dikkate almadığını ve sonunda Kızılırmak suyunun alındığını söyledi.

Ankara'nın bozulan su dengesinin tekrar düzeltilmesi için Gerede suyunu getirme çalışmalarının hemen başlatılması gerektiğini kaydeden Çakar,s öz konusu su gelene kadar da Kızılırmak suyunu arıtacak daha modern bir arıtma sisteminin getirilmesi gerektiğini bildirdi.

Çakar, "Kızılırmak suyu arıtma sistemi Ankara'dan çok daha üstün olan Kırıkkale'nin arıtma sistemi tarafından bile arıtılamıyor. Dünyanın en pahalı ve kalitesiz suyunu Ankara'da içiyoruz. Ankaralı bunu haketmiyor. Bir an önce üst düzey bir arıtma sistemi getirilmeli" dedi.

Kaynak

Not: Bu olayı siyasete çekenler olacak, bundan eminim, eğer desteklediğiniz biriyse, başka bir belediyeymiş gibi düşünün öyle okuyun, karşıt olduğunuz biriyse normal okuyun.Bu yazı her nekadar muhalif gözüksede, önemli olan insan sağlığıdır, bunu unutmayın.
 

berckai

Profesör
Katılım
17 Mayıs 2008
Mesajlar
2,394
Reaksiyon puanı
9
Puanları
0
Çakar, daha sonra aynı anda iki kavanoz da elektroliz aletiyle kimyasalayrıştırma işlemi başlattı. Doğal kaynak suyunun üst kısmının çok hafif yeşil renk aldığı gözlenirken,

demekki kaynak suyu da namuslu değil :p
 

BaRY

Profesör
Katılım
27 Aralık 2007
Mesajlar
1,635
Reaksiyon puanı
12
Puanları
38
İzmir Büyükşehir Belediyesi, kente verilen içme suyunun kalitesi ve güvenirliğinde herhangi bir problemin olmadığını açıkladı. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in “İzmir’de 3 ayrı yerde su tahlili yaptırdım, 2 ayrı yerde Arsenik oranları 39 ve 38 çıktı” şeklindeki iddiası üzerine bir açıklama yapan İzmir Büyükşehir Belediyesi, kentteki yüzey ve yeraltı sularında Arsenik değerinin belirlenen sınırlar içinde olduğunu bildirdi.
2549_HPpicture01.jpg

Türk Akreditasyon Kurumu’nun (TÜRKAK), İzmir’in suyunu sürekli denetim altında tutan İZSU Laboratuvarı’nın analiz sürecini onaylarken, aynı laboratuvarın Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından da yeterlilik belgesi aldığı hatırlatılan açıklamada şöyle denildi: “Çevre ve Orman Bakanlığı’nın 2005 yılında yayınladığı ve 2007 yılında izleme programını başlattığı ‘İçmesuyu Elde Edilen veya Elde Edilmesi Planlanan Yüzeysel Suların Kalitesine Dair Yönetmeliği’nde Arsenik’teki klavuz değer litrede 10 mikrogram, maksimum zorunlu değer ise 50 mikrogram’dır. Yine Çevre ve Orman Bakanlığı’nın 13 Şubat 2008 tarihli Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği’nde içmesuyu potansiyeli yüksek olan sular için standart Arsenik değeri 20 mikrogram’dır. Buna karşılık İzmir Menemen’deki Acil Toplama Merkezi’nde 03.03.2008 tarihinde yapılan analizde 11.75 mikrogram, 04.04.2008 tarihinde Göksu Sarıkız Toplama Merkezi’nde 11.04 mikrogram, 28.04.2008 tarihinde Halkapınar Kuyusu’nda 10 mikrogram, 10.06.2008 tarihinde Pınarbaşı Toplama Merkezi’nde yapılan analizde ise 1.04 mikrogramlık Arsenik değeri tespit edilmiştir. Tahtalı, Balçova, Ürkmez ve Aliağa’daki yüzey sularında ise Arsenik saptanmamıştır.

Sayın Gökçek’in hangi amaçla yaptığı belirlenemeyen bu talihsiz açıklamasına karşılık, sürekli kontrol altında tuttuğumuz İzmir’deki su değerlerimizi hemşehrilerimizin bilgisine sunmakta yarar görüyoruz. Suyumuzun kalitesinde, vatandaşlarımızın sağlığını tehdit edici herhangi bir unsur bulunmamaktadır.”


http://www.izmir.bel.tr/NewsDetail.asp?newsID=5090&menuID=53
 

findukfaresi

Dekan
Katılım
29 Mart 2008
Mesajlar
7,298
Reaksiyon puanı
73
Puanları
0
geçen ya ankarada 10 gün suyumuz akmadı fazla su tüketmemek için her tuvaletimiz gelince gitmedik tuttuk 2-3 kerede bi gittik.herkes tek tabakta değil de ortada bi tabakta tüm aile yemek yedik.kuyu suyuyla banyo yaptım da saçlarım bitlencekti nerdeyse
 

Ottomans1453

Asistan
Katılım
10 Haziran 2008
Mesajlar
173
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Ankaranın suyuda temiz

Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi (RSHM) Başkanı Mustafa Ertek, 13 Haziran itibarıyla Kesikköprü Barajından gelen su ile beslenen Ankara şehir şebeke suyunun, ''İvedik Arıtma Tesislerinde gerekli arıtma ve dezenfeksiyon işlemleri yapıldıktan sonra mevcut mevzuat, AB, Çevre Koruma Ajansı (EPA) ve Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) normları dikkate alındığında, fiziksel, kimyasal ve mikrobiyolojik yönden ilgili standartlara uygun olduğunun tespit edildiğini'' bildirdi.

Ertek, RSHM Başkanlığında Bilimsel Kurulun yaptığı toplantının ardından, Ankara'nın içme suyunun analiz sonuçlarıyla ilgili açıklamalarda bulundu.

ASKİ'nin, Kesikköprü Barajının Ankara şehir şebeke suyuna karıştırılma oranlarını Ankara İl Sağlık Müdürlüğüne bildirdiğini kaydeden Ertek, 8 Mayıs tarihinden bu yana Kesikköprü Barajının Ankara şehir şebeke suyuna karıştırılma oranlarının yüzde 10 ile 20 arasında değiştiğini söyledi.

Analiz sonuçlarının, Kesikköprü Barajından Ankara şehir şebeke suyuna karıştırılma oranı çerçevesinde değişeceğini belirten Ertek, bu değişimin de Sağlık Bakanlığınca yakından takip edileceğini bildirdi.

Ertek, ''13 Haziran 2008 tarihi itibari ile Kesikköprü Barajından gelen su ile beslenen Ankara şehir şebeke suyunun, İvedik Arıtma Tesislerinde gerekli arıtma ve dezenfeksiyon işlemleri yapıldıktan sonra mevcut mevzuatımız, AB, Çevre Koruma Ajansı (EPA) ve Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) normları dikkate alındığında, fiziksel, kimyasal ve mikrobiyolojik yönden ilgili standartlara uygun olduğu tespit edilmiştir'' dedi.

Ertek, Ankara'nın içme suyunun analiz sonuçlarıyla ilgili açıklamalarda bulundu.

İçme kullanma sularını da kapsayan ''İnsani Tüketim Amaçlı Sular'' ile ilgili Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Çevre Koruma Ajansı (EPA) ve Avrupa Birliği (AB) standartları bulunduğunu anlatan Ertek, içme ve kullanma sularının bu mevzuat çerçevesinde analiz edildiğini belirtti.

Mevzuatın öngördüğü tüm analizlerin uluslararası standartlarda, RSHM Başkanlığında yapıldığını anlatan Ertek, içme ve kullanma sularının halka sağlıklı bir şekilde ulaştırılmasından yerel yönetimlerin sorumlu olduğunu, bu faaliyetleri de Sağlık Bakanlığının izleyip denetlediğini hatırlattı.

Tüm illerde olduğu gibi Ankara şehir şebeke suyunun da sürekli olarak Sağlık Bakanlığınca kontrol edildiğini vurgulayan Ertek, mevzuat gereği Ankara'da yılda bin 76 kontrol izleme analizi, 103 de denetim izleme analizi yapılması ve sonuçlarının il sağlık müdürlüğünce değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.

Ankara İl Sağlık Müdürlüğünün belirlediği 845 odaktan düzenli, ASKİ tarafından belirlenen 660 odaktan ise günlük analizler yapıldığını bildiren Ertek, Ankara şehir şebeke suyunun analiz sonuçları ve mevzuatın öngördüğü üst limitlerle ilgili bilgi verdi.

Ertek, mevzuatın, sudaki ağır metal ve kimyasal madde limitinin sodyum oranının 200 mg/L, klorür oranının 250 mg/L, sülfat oranının 250 mg/L, arsenik oranının ise 10 mikrogram/L olmasını öngördüğünü belirtti. Kesikköprü öncesi yıllık ortalama sodyum oranının 10-14 mg/L, klorür oranının 10-13 mg/L, sülfat oranının 28-32 mg/L, arsenik oranının ise 0.5-1.5 mikrogram/L olduğunu kaydeden Ertek, Kesikköprü sonrası son 20 günlük ortalamaya göre ise sodyum oranının 38-70 mg/L, klorür oranının 46-90 mg/L, sülfat oranının 70-125 mg/L, arsenik oranının ise 2.5-4 mikrogram/L olduğunu bildirdi.

Ertek, ''Tablodan da inceleneceği gibi, Ankara şehir şebeke suyuna Kesikköprü Barajından su verilmesinden sonra da değerlerin mevzuatın belirlediği sınırların oldukça altında olduğu görülmektedir'' şeklinde konuştu.

-ALINMASI GEREKEN TEDBİRLER-

Yapılan analizlerin ''İnsani Tüketim Amaçlı Sular'' hakkında oluşturulan Bilimsel Danışma Kurulunun üyeleri tarafından da değerlendirildiğini anlatan Ertek, Ankara'da geçen yıl yaşanan su sıkıntısı sonrasında ve bu yıl Kesikköprü Barajından şehir şebekesine su verilmesi gündeme geldiğinde alınması gereken tedbirlerle izlenecek yolun bu kurul üyesi öğretim elemanlarınca da değerlendirildiğini söyledi.

Ertek, alınan kararlar çerçevesinde şu çalışmaların yapılacağını belirtti:

''-Ankara çayı ıslah çalışmalarının devamı, yaz aylarında yaşanması muhtemel sağlık sorunlarının meydana gelmemesi açısından Bakanlıkça takip edilecek.

-Ankara çayı ile tarım arazilerinin sulanmaması yönündeki Ankara Büyükşehir Belediyesinin gösterdiği hassasiyet devam etmelidir. Konu Sağlık Bakanlığınca da yakından takip edilecek.

-Su sıkıntısı yaşanan dönemde açılan riskli kuyular, bulaşma riskine karşı Belediye tarafından kapatılacak. Bu durum Sağlık Bakanlığı tarafından çok sıkı bir şekilde takip edilecek.

-Kesikköprü Barajının suyu Ankara'ya verildikten sonra da zaten var olan kontrol sisteminde aksama olmaksızın analizler yapılacak ve Ankara halkı düzenli olarak bilgilendirilecek.''

Bakanlığının laboratuvarlarının tüm illerdeki gibi Ankara'da da ileri tetkiklerle su kalitesinin takipçisi olacağını kaydeden Ertek, ''Bu itibarla Ankara'da yaşayan vatandaşlarımız müsterih olabilirler'' dedi.

Ertek, yapılacak analizlerin sonuçlarının kurumun internet sitesinden de duyurulacağını bildirdi.

-KARIŞTIRMA ORANLARI-

''Yazın sıkıntı yaşandığında Kızılırmak suyunun oranının artırılacağı ihtimali var. Böyle olunca oranlarda bir değişiklik olmayacak mı?'' sorusu üzerine Ertek, şunları söyledi:

''Karıştırma oranı ne olursa olsun, biz düzenli bir şekilde, haftalık olarak İvedik'ten çıkan suyun analizini yapacağız. Bu analiz sonuçlarında, -ki belediye de yapıyor bu analizi ama, biz kontrol amaçlı kendimiz alıyoruz- en küçük bir risk olduğu takdirde hemen belediye uyarılacak, vatandaşlarımız da bilgilendirilecek. Bu açıdan herhangi bir endişeye gerek yok.''

''(Karıştırma oranı şu kadar olursa risk olur) diye bir ön uyarıda bulunmak mümkün mü?'' sorusuna da Ertek, şu yanıtı verdi:

''Karıştırma oranı ihtiyaca göre değişebilir ve baraj suyundaki mevcut analiz sonuçları da değişken olabilir. Yani bugün 'yüzde 50 karıştırdığınız zaman bir problem olmaz' diyebilirsiniz, ama yarın sonuç değişebilir. Yani bunu önceden kestirmek mümkün değildir. Doğru olanı suyun düzenli olarak analiz edilmesi ve herhangi risk söz konusu olunca gerekli önlemlerin alınmasıdır. Ya o oranın azaltılması veya arıtma tesisinin daha da güçlendirilmesi şeklinde önlem alınabilir.''

Bir başka soru üzerine Ertek, şu ana kadar yapılan analiz sonuçlarına göre kriterlerin hem içme hem de kullanma suyu için uygun olduğunu, hatta arsenik, sülfat, klorür ve sodyum oranlarının limitlerin çok altında olduğunu bildirdi.

Ertek, ''Ama, bu bugün uygun, yarın uygun olacak mıdır? Yarınki analizlerin, sürekli takip edilmesi gereken bir şeydir. Dinamik bir süreçtir. Sürekli analizlerimizi yapacağız. Hem belediyeyi, hem de halkımızı bilgilendirme, uyarma anlamında Bakanlığımızın görevini yerine getireceğiz'' diye konuştu.

Ertek, analiz için numunelerin sadece İvedik'ten değil, değişik mahalle ve noktalardan alındığını söyledi.

''Arsenik için konuşacak olursak, Kesikköprü öncesi ve sonrasında değerler arasında 1.5 kattan fazla artış olmuş. Bu risk yaratmıyor mu?'' diye sorulması üzerine de Ertek, ''AB, DSÖ ve EPA'nın belirlediği limit 10 mikrogram. Daha önce 1-1.5 mikrogramdı. Kesikköprü'den su verildikten sonra da en yüksek değeri söylüyoruz biz. Yani bundan önce 3, 2.5 değerleri de var. Ama şu ana kadar saptadığımız en yüksek değer 4 mikrogram. Bu da AB standartlarının 2.5 kat daha altında. Bunu sürekli haftalık olarak takip edeceğiz. Bir yükseklik söz konusu olduğunda anında belediyeyi uyaracağız ki böyle bir şey de beklemiyoruz'' şeklinde konuştu.

MHP'Lİ SERDAROĞLU: ANKARA İNSANININ SAĞLIĞIYLA İLGİLİ TEREDDÜTLERİN ORTADAN KALDIRILMASI GEREKİR

MHP Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu, Kızılırmak suyunun kullanımına başlanmasına ilişkin olarak, ''Ankara insanının sağlığıyla ilgili tereddütlerin ortadan kaldırılması gerekir'' dedi.

Serdaroğlu, Parlamentoda düzenlediği basın toplantısında, Kızılırmak'tan Ankara'ya su verilmesi konusunda vatandaşların sağlık konusunda endişe duyduğunu söyledi.

''Vatandaşlarımızın ve bizim endişelerimizi haklı kılacak belgeler elimizde mevcuttur'' diyen Serdaroğlu, Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu'nun soru önergesine verdiği cevapta, Kızılırmak suyunun bazı parametrelere göre ''kirli, az kirli ve çok kirli'' olduğunu bildirdiğini kaydetti.

Kamuoyunun Kızılırmak'tan su getirilmesinden değil, o suyun temizlenip temizlenmediğinden endişeli olduğunu ifade eden Serdaroğlu, şunları söyledi:

''Suyun içilebilir hale gelmesi için mevcut tasfiye veya arıtma tesislerinde bu suyu arıtacak teknik donanımın var olup olmadığına bakılmalıdır. Şayet yoksa, arıtma tesislerine gerekli teknik donanım temin edilmelidir. Kızılırmak havzasını kirleten sanayi tesisleri varsa, süratle bu tesislerin başka bir yere nakli sağlanmalıdır. Bizim sularımızın hiç birisinden zehir akmamalıydı. Millet olarak yapmamız gereken, sularımızı zehir akmaz hale getirmektir.

Ankara insanının sağlığıyla ilgili tereddütlerin ortadan kaldırılması gerekir. Bu konuda sadece belediyeye değil hükümete de görev düşüyor. Bu sorun, sadece Ankara Büyükşehir Belediyesine bırakılmadan müdahale edilmelidir. Üniversiteler, sivil toplum kuruluşları bir araya gelerek, Kızılırmak suyunun tahlil ettirip Ankara insanının endişelerini gidermelidir.''
Türkiye'deki her damla suyun çok iyi değerlendirilmesi gerektiğine dikkati çeken Serdaroğlu, İstanbul'un içme suyunu karşılayan Melen çayının da süratle kirlenmeye başladığını belirterek, akarsuların kirlenmesini önlemeye yönelik tedbirlerin alınmasını isted
 

Nemesis

Dekan
Katılım
31 Ekim 2007
Mesajlar
7,765
Reaksiyon puanı
13
Puanları
38
Yaş
37
Ottomans1453 dedi ki:
Ankaranın suyuda temiz

Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi (RSHM) Başkanı Mustafa Ertek, 13 Haziran itibarıyla Kesikköprü Barajından gelen su ile beslenen Ankara şehir şebeke suyunun, ''İvedik Arıtma Tesislerinde gerekli arıtma ve dezenfeksiyon işlemleri yapıldıktan sonra mevcut mevzuat, AB, Çevre Koruma Ajansı (EPA) ve Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) normları dikkate alındığında, fiziksel, kimyasal ve mikrobiyolojik yönden ilgili standartlara uygun olduğunun tespit edildiğini'' bildirdi.

Ertek, RSHM Başkanlığında Bilimsel Kurulun yaptığı toplantının ardından, Ankara'nın içme suyunun analiz sonuçlarıyla ilgili açıklamalarda bulundu.

ASKİ'nin, Kesikköprü Barajının Ankara şehir şebeke suyuna karıştırılma oranlarını Ankara İl Sağlık Müdürlüğüne bildirdiğini kaydeden Ertek, 8 Mayıs tarihinden bu yana Kesikköprü Barajının Ankara şehir şebeke suyuna karıştırılma oranlarının yüzde 10 ile 20 arasında değiştiğini söyledi.

Analiz sonuçlarının, Kesikköprü Barajından Ankara şehir şebeke suyuna karıştırılma oranı çerçevesinde değişeceğini belirten Ertek, bu değişimin de Sağlık Bakanlığınca yakından takip edileceğini bildirdi.

Ertek, ''13 Haziran 2008 tarihi itibari ile Kesikköprü Barajından gelen su ile beslenen Ankara şehir şebeke suyunun, İvedik Arıtma Tesislerinde gerekli arıtma ve dezenfeksiyon işlemleri yapıldıktan sonra mevcut mevzuatımız, AB, Çevre Koruma Ajansı (EPA) ve Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) normları dikkate alındığında, fiziksel, kimyasal ve mikrobiyolojik yönden ilgili standartlara uygun olduğu tespit edilmiştir'' dedi.

Ertek, Ankara'nın içme suyunun analiz sonuçlarıyla ilgili açıklamalarda bulundu.

İçme kullanma sularını da kapsayan ''İnsani Tüketim Amaçlı Sular'' ile ilgili Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Çevre Koruma Ajansı (EPA) ve Avrupa Birliği (AB) standartları bulunduğunu anlatan Ertek, içme ve kullanma sularının bu mevzuat çerçevesinde analiz edildiğini belirtti.

Mevzuatın öngördüğü tüm analizlerin uluslararası standartlarda, RSHM Başkanlığında yapıldığını anlatan Ertek, içme ve kullanma sularının halka sağlıklı bir şekilde ulaştırılmasından yerel yönetimlerin sorumlu olduğunu, bu faaliyetleri de Sağlık Bakanlığının izleyip denetlediğini hatırlattı.

Tüm illerde olduğu gibi Ankara şehir şebeke suyunun da sürekli olarak Sağlık Bakanlığınca kontrol edildiğini vurgulayan Ertek, mevzuat gereği Ankara'da yılda bin 76 kontrol izleme analizi, 103 de denetim izleme analizi yapılması ve sonuçlarının il sağlık müdürlüğünce değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.

Ankara İl Sağlık Müdürlüğünün belirlediği 845 odaktan düzenli, ASKİ tarafından belirlenen 660 odaktan ise günlük analizler yapıldığını bildiren Ertek, Ankara şehir şebeke suyunun analiz sonuçları ve mevzuatın öngördüğü üst limitlerle ilgili bilgi verdi.

Ertek, mevzuatın, sudaki ağır metal ve kimyasal madde limitinin sodyum oranının 200 mg/L, klorür oranının 250 mg/L, sülfat oranının 250 mg/L, arsenik oranının ise 10 mikrogram/L olmasını öngördüğünü belirtti. Kesikköprü öncesi yıllık ortalama sodyum oranının 10-14 mg/L, klorür oranının 10-13 mg/L, sülfat oranının 28-32 mg/L, arsenik oranının ise 0.5-1.5 mikrogram/L olduğunu kaydeden Ertek, Kesikköprü sonrası son 20 günlük ortalamaya göre ise sodyum oranının 38-70 mg/L, klorür oranının 46-90 mg/L, sülfat oranının 70-125 mg/L, arsenik oranının ise 2.5-4 mikrogram/L olduğunu bildirdi.

Ertek, ''Tablodan da inceleneceği gibi, Ankara şehir şebeke suyuna Kesikköprü Barajından su verilmesinden sonra da değerlerin mevzuatın belirlediği sınırların oldukça altında olduğu görülmektedir'' şeklinde konuştu.

-ALINMASI GEREKEN TEDBİRLER-

Yapılan analizlerin ''İnsani Tüketim Amaçlı Sular'' hakkında oluşturulan Bilimsel Danışma Kurulunun üyeleri tarafından da değerlendirildiğini anlatan Ertek, Ankara'da geçen yıl yaşanan su sıkıntısı sonrasında ve bu yıl Kesikköprü Barajından şehir şebekesine su verilmesi gündeme geldiğinde alınması gereken tedbirlerle izlenecek yolun bu kurul üyesi öğretim elemanlarınca da değerlendirildiğini söyledi.

Ertek, alınan kararlar çerçevesinde şu çalışmaların yapılacağını belirtti:

''-Ankara çayı ıslah çalışmalarının devamı, yaz aylarında yaşanması muhtemel sağlık sorunlarının meydana gelmemesi açısından Bakanlıkça takip edilecek.

-Ankara çayı ile tarım arazilerinin sulanmaması yönündeki Ankara Büyükşehir Belediyesinin gösterdiği hassasiyet devam etmelidir. Konu Sağlık Bakanlığınca da yakından takip edilecek.

-Su sıkıntısı yaşanan dönemde açılan riskli kuyular, bulaşma riskine karşı Belediye tarafından kapatılacak. Bu durum Sağlık Bakanlığı tarafından çok sıkı bir şekilde takip edilecek.

-Kesikköprü Barajının suyu Ankara'ya verildikten sonra da zaten var olan kontrol sisteminde aksama olmaksızın analizler yapılacak ve Ankara halkı düzenli olarak bilgilendirilecek.''

Bakanlığının laboratuvarlarının tüm illerdeki gibi Ankara'da da ileri tetkiklerle su kalitesinin takipçisi olacağını kaydeden Ertek, ''Bu itibarla Ankara'da yaşayan vatandaşlarımız müsterih olabilirler'' dedi.

Ertek, yapılacak analizlerin sonuçlarının kurumun internet sitesinden de duyurulacağını bildirdi.

-KARIŞTIRMA ORANLARI-

''Yazın sıkıntı yaşandığında Kızılırmak suyunun oranının artırılacağı ihtimali var. Böyle olunca oranlarda bir değişiklik olmayacak mı?'' sorusu üzerine Ertek, şunları söyledi:

''Karıştırma oranı ne olursa olsun, biz düzenli bir şekilde, haftalık olarak İvedik'ten çıkan suyun analizini yapacağız. Bu analiz sonuçlarında, -ki belediye de yapıyor bu analizi ama, biz kontrol amaçlı kendimiz alıyoruz- en küçük bir risk olduğu takdirde hemen belediye uyarılacak, vatandaşlarımız da bilgilendirilecek. Bu açıdan herhangi bir endişeye gerek yok.''

''(Karıştırma oranı şu kadar olursa risk olur) diye bir ön uyarıda bulunmak mümkün mü?'' sorusuna da Ertek, şu yanıtı verdi:

''Karıştırma oranı ihtiyaca göre değişebilir ve baraj suyundaki mevcut analiz sonuçları da değişken olabilir. Yani bugün 'yüzde 50 karıştırdığınız zaman bir problem olmaz' diyebilirsiniz, ama yarın sonuç değişebilir. Yani bunu önceden kestirmek mümkün değildir. Doğru olanı suyun düzenli olarak analiz edilmesi ve herhangi risk söz konusu olunca gerekli önlemlerin alınmasıdır. Ya o oranın azaltılması veya arıtma tesisinin daha da güçlendirilmesi şeklinde önlem alınabilir.''

Bir başka soru üzerine Ertek, şu ana kadar yapılan analiz sonuçlarına göre kriterlerin hem içme hem de kullanma suyu için uygun olduğunu, hatta arsenik, sülfat, klorür ve sodyum oranlarının limitlerin çok altında olduğunu bildirdi.

Ertek, ''Ama, bu bugün uygun, yarın uygun olacak mıdır? Yarınki analizlerin, sürekli takip edilmesi gereken bir şeydir. Dinamik bir süreçtir. Sürekli analizlerimizi yapacağız. Hem belediyeyi, hem de halkımızı bilgilendirme, uyarma anlamında Bakanlığımızın görevini yerine getireceğiz'' diye konuştu.

Ertek, analiz için numunelerin sadece İvedik'ten değil, değişik mahalle ve noktalardan alındığını söyledi.

''Arsenik için konuşacak olursak, Kesikköprü öncesi ve sonrasında değerler arasında 1.5 kattan fazla artış olmuş. Bu risk yaratmıyor mu?'' diye sorulması üzerine de Ertek, ''AB, DSÖ ve EPA'nın belirlediği limit 10 mikrogram. Daha önce 1-1.5 mikrogramdı. Kesikköprü'den su verildikten sonra da en yüksek değeri söylüyoruz biz. Yani bundan önce 3, 2.5 değerleri de var. Ama şu ana kadar saptadığımız en yüksek değer 4 mikrogram. Bu da AB standartlarının 2.5 kat daha altında. Bunu sürekli haftalık olarak takip edeceğiz. Bir yükseklik söz konusu olduğunda anında belediyeyi uyaracağız ki böyle bir şey de beklemiyoruz'' şeklinde konuştu.

MHP'Lİ SERDAROĞLU: ANKARA İNSANININ SAĞLIĞIYLA İLGİLİ TEREDDÜTLERİN ORTADAN KALDIRILMASI GEREKİR

MHP Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu, Kızılırmak suyunun kullanımına başlanmasına ilişkin olarak, ''Ankara insanının sağlığıyla ilgili tereddütlerin ortadan kaldırılması gerekir'' dedi.

Serdaroğlu, Parlamentoda düzenlediği basın toplantısında, Kızılırmak'tan Ankara'ya su verilmesi konusunda vatandaşların sağlık konusunda endişe duyduğunu söyledi.

''Vatandaşlarımızın ve bizim endişelerimizi haklı kılacak belgeler elimizde mevcuttur'' diyen Serdaroğlu, Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu'nun soru önergesine verdiği cevapta, Kızılırmak suyunun bazı parametrelere göre ''kirli, az kirli ve çok kirli'' olduğunu bildirdiğini kaydetti.

Kamuoyunun Kızılırmak'tan su getirilmesinden değil, o suyun temizlenip temizlenmediğinden endişeli olduğunu ifade eden Serdaroğlu, şunları söyledi:

''Suyun içilebilir hale gelmesi için mevcut tasfiye veya arıtma tesislerinde bu suyu arıtacak teknik donanımın var olup olmadığına bakılmalıdır. Şayet yoksa, arıtma tesislerine gerekli teknik donanım temin edilmelidir. Kızılırmak havzasını kirleten sanayi tesisleri varsa, süratle bu tesislerin başka bir yere nakli sağlanmalıdır. Bizim sularımızın hiç birisinden zehir akmamalıydı. Millet olarak yapmamız gereken, sularımızı zehir akmaz hale getirmektir.

Ankara insanının sağlığıyla ilgili tereddütlerin ortadan kaldırılması gerekir. Bu konuda sadece belediyeye değil hükümete de görev düşüyor. Bu sorun, sadece Ankara Büyükşehir Belediyesine bırakılmadan müdahale edilmelidir. Üniversiteler, sivil toplum kuruluşları bir araya gelerek, Kızılırmak suyunun tahlil ettirip Ankara insanının endişelerini gidermelidir.''
Türkiye'deki her damla suyun çok iyi değerlendirilmesi gerektiğine dikkati çeken Serdaroğlu, İstanbul'un içme suyunu karşılayan Melen çayının da süratle kirlenmeye başladığını belirterek, akarsuların kirlenmesini önlemeye yönelik tedbirlerin alınmasını isted

İzmire niye çamur atıyorsun kardeşim sen bilip bilmeden tövbe tövbe. Adamların İzmire garezi var sanki bu ne be. İçiyoruz bir sorun da yok ikide bir çamur atıp durmayın.
 
Üst