- Katılım
- 5 Eylül 2009
- Mesajlar
- 1,657
- Reaksiyon puanı
- 75
- Puanları
- 0
Gerçek makro lens nedir, nasıl anlaşılır?
Zaman zaman fotoğrafçılıkla ilgili bilgi almak isteyen dostlarımızla konuştuğumuzda, bize sorulan sorulardan biri makro konusu. Makro, PC Labs’taki işimiz gereği en sık kullandığımız çekim türlerinden. Malum, anakartlardaki ya da ekran kartlarındaki entegreleri çekiyoruz. Çoğu ufak tefek şeyler ve makro lensler bu durumlarda çok işe yarıyor. Fotoğrafa yeni başlayanların makro konusunda kafalarını karıştıran şey, makro lenslerin çok olması. Makro ifadesi çok fazla lenste kullanılıyor.
Ancak üzerinde her makro yazan lens makro değil. İşin sorun kısmı, gerçek makro dediğimiz lenslerin neden gerçek olduğunu anlattığımızda genelde kullanıcıların kafasında tabiri caiz ise ‘ampül yakamıyoruz’. Anlatması zor bir konu. Aslında kısaca şöyle.
Gerçek makro lensler 1:1 oranında büyütme yapan lenslerdir. Yani nesneler algılayıcının üzerine gerçek boyutları ile düşerler. Minimum odaklama uzaklıkları ise genelde kısadır. Konunun dibine girersiniz. Ve konuyu bire bir ölçüleriyle çekebilirsiniz. 1 cm’lik konu 1 cm olarak düşer algılayıcıya.
Anlatabildiğim en basit hali bu
Ancak sanırım aşağıdaki örnek, bu meseleyi daha rahat kavramaya imkan verecek. Yapılacak işlem basit. Bir cetvel alıp ve minimum odaklama mesafesinden, yani lensin odaklanabildiği en yakın mesafeden, fotoğrafını çekiyoruz.
Canon 100 mm lens ile yukarıdaki fotoğrafı çektik. Soldan sağa kaç milimetre sığmış diye bakıyoruz. Yaklaşık 22 mm sığdırmışız. Kullandığım makine EOS 450D. EOS 450D’nin algılayıcısı 22.2 mm genişliğinde. Yani oranlarsak, 1:1 diyebiliriz. Makro açıklamalarında hep 1 cm’lik konu, algılayıcıya 1 cm olarak düşer deriz.
İşte bizim örneğimizde 2.2 cm’lik cetvel mesafesi, algılayıcıya 2.2cm olarak düştü. Bir başka deyişle gerçekte nasılsa, algılayıcıda da öyle. Dolayısıyla fotoğrafımızda bir hayli detay yakalayabiliyoruz. Eğer bu örnek cetvel değil de 2.2 cm’lik bir böcek olsaydı, o zaman böceğin tamamını algılayıcıya sığdırmış olacaktık. Böceklerin üzerlerindeki tüyleri dahi görebilmemizin sebebi bu büyütme oranı.
Tamron 17-50 mm lensimle de bir deneme yaptım. Makro değil. Büyütme oranı 0.22x. Bir hayli zayıf. Onunla aynı çekimi tekrar edelim.
Neredeyse 91 mm sığdı. 22.2 mm algılayıcıya oranlarsak 0,24 x civarı büyütme var. Çok az hata payı olabilir. Az önceki fotoğafta böcek örneğini vermiştim. 2.2cm’lik bir böcek, yukarıda 12 cm olarak görünen yere kadar gelecekti. Geri kalan kısım bizim için tamamen gereksiz. Ama fotoğrafta yer alıyor çünkü bundan daha fazla yaklaşamıyoruz. Dolayısıyla böceğimiz hem ufak görünecek hem de küçük detaylar seçilemeyecek.
Kendi kullandığım lens Canon 100 mm f 2.8 makro USM. 1:1 makro için minimum çalışma mesafesi ise 15 cm. Yani objeye 15cm yakınlaştığınızda birebir makro çekebiliyorsunuz. Bu durumda özellikle sizden korkacak böcekleri çekmek istediğinizde 15 cm yeterli gelmeyebilir. Örneğin 150 mm bir lens size daha fazla çalışma mesafesi sunacaktır. Eğer işiniz böcek çekmek olacaksa 100 mm üzeri makro lenslere yönelin.
15 cm minimum çalışma mesafesi
Ama bizim derdimiz ilk etapta makro olan ile olmayanı ayırmak. Örneğin bende Sigma’nın 70-300 f4-5.6 DG Macro lensi vardı. Makro diye almamıştım ama tabii denemiştim. 0.50x/1:2 büyütme özelliği vardı. Yani çektiğimiz konu gerçek halinin yarısı kadar düşüyordu algılayıcıya. 1:1 büyütme şartımızın çok altında. Büyütme oranının zayıflığı ve 70-300 aralığında ucuz bir lens olmasıyla, makro için kesinlikle tercih edilmeyecek bir lensti. Buradan örneğine bakabilirsiniz. Bunun gibi birçok zoom lenste makro ibaresini görürsünüz. Ama hepsi 1:1 altı büyütme sağlar.
Makro lensler genelde ‘prime’ denen sabit odaklı lenslerdir ve kaliteli olmaya mecburdurlar. Yani mesele sadece büyütme oranıyla ilintili değil. Bu lenslerin keskinliği garantidir diyebiliriz. Diyaframları da geniş olur. Portre çekimi için de uygundurlar. Tabii bu da fiziki büyüklüklerine ve fiyatlarına olumsuz olarak yansır.
Makro lens almadan önce, dikkat edeceğimiz temel değerleri toparlarsak, en az 1:1 büyütme oranı, sabit odak ve çekeceğiniz konuya göre odak uzaklığı. 150 mm ve üzeri lenslerin bir getirisi de yüksek sıkıştırma oranı nedeniyle arka planı daha iyi öldürmesi. Ancak çarpanlı makinelerde örneğin 100 mm lens, 150 ya da 160 mm gibi çalışacağından, satın alırken hesaba katın. Zoom olanağı olmayacağı için, lens birden teleye dönüşür ve kullanım alanı daralabilir.
Bir diğer makro yöntemi ise lensi ters bağlama. Örneğin makro kabiliyeti olmayan Tamron 17-50 lens, gövdeye ters bağlandığında 3:1 büyütme oranı sağlıyor. Yani konu, kendi boyutunda değil üç kat daha büyük düşüyor algılayıcıya. Sineğin tüyünü 1:1 büyütmede çekersiniz. Sineğin gözünün içine girmek için daha da yüksek büyütme oranı sunan lensler gerekir. Ters bağlama bunun ucuz bir yolu. Yalçın size bu konuda bir yazı sunacak.
Aşağıda 100 mm Canon makro lens ile çekilmiş örnek fotoğraflar var. Fotoğraflara tıklayarak büyük hallerini görebilirsiniz.
100mm f:8 2.5 sn
100 mm f:8 3.2sn
100 mm f:8 3.2sn
100 mm f:8 0.8 sn
100 mm f:8 1/2 sn
100 mm f:8 1/3 sn
Yalçın bu fotoğrafı 7:1 gibi çok yüksek bir büyütme oranı ile çekmiş. Ters bağlama yöntemini kullanmış. Bu başka bir yazının konusu
Kaynak
Zaman zaman fotoğrafçılıkla ilgili bilgi almak isteyen dostlarımızla konuştuğumuzda, bize sorulan sorulardan biri makro konusu. Makro, PC Labs’taki işimiz gereği en sık kullandığımız çekim türlerinden. Malum, anakartlardaki ya da ekran kartlarındaki entegreleri çekiyoruz. Çoğu ufak tefek şeyler ve makro lensler bu durumlarda çok işe yarıyor. Fotoğrafa yeni başlayanların makro konusunda kafalarını karıştıran şey, makro lenslerin çok olması. Makro ifadesi çok fazla lenste kullanılıyor.
Ancak üzerinde her makro yazan lens makro değil. İşin sorun kısmı, gerçek makro dediğimiz lenslerin neden gerçek olduğunu anlattığımızda genelde kullanıcıların kafasında tabiri caiz ise ‘ampül yakamıyoruz’. Anlatması zor bir konu. Aslında kısaca şöyle.
Gerçek makro lensler 1:1 oranında büyütme yapan lenslerdir. Yani nesneler algılayıcının üzerine gerçek boyutları ile düşerler. Minimum odaklama uzaklıkları ise genelde kısadır. Konunun dibine girersiniz. Ve konuyu bire bir ölçüleriyle çekebilirsiniz. 1 cm’lik konu 1 cm olarak düşer algılayıcıya.
Anlatabildiğim en basit hali bu
Ancak sanırım aşağıdaki örnek, bu meseleyi daha rahat kavramaya imkan verecek. Yapılacak işlem basit. Bir cetvel alıp ve minimum odaklama mesafesinden, yani lensin odaklanabildiği en yakın mesafeden, fotoğrafını çekiyoruz.
Canon 100 mm lens ile yukarıdaki fotoğrafı çektik. Soldan sağa kaç milimetre sığmış diye bakıyoruz. Yaklaşık 22 mm sığdırmışız. Kullandığım makine EOS 450D. EOS 450D’nin algılayıcısı 22.2 mm genişliğinde. Yani oranlarsak, 1:1 diyebiliriz. Makro açıklamalarında hep 1 cm’lik konu, algılayıcıya 1 cm olarak düşer deriz.
İşte bizim örneğimizde 2.2 cm’lik cetvel mesafesi, algılayıcıya 2.2cm olarak düştü. Bir başka deyişle gerçekte nasılsa, algılayıcıda da öyle. Dolayısıyla fotoğrafımızda bir hayli detay yakalayabiliyoruz. Eğer bu örnek cetvel değil de 2.2 cm’lik bir böcek olsaydı, o zaman böceğin tamamını algılayıcıya sığdırmış olacaktık. Böceklerin üzerlerindeki tüyleri dahi görebilmemizin sebebi bu büyütme oranı.
Tamron 17-50 mm lensimle de bir deneme yaptım. Makro değil. Büyütme oranı 0.22x. Bir hayli zayıf. Onunla aynı çekimi tekrar edelim.
Neredeyse 91 mm sığdı. 22.2 mm algılayıcıya oranlarsak 0,24 x civarı büyütme var. Çok az hata payı olabilir. Az önceki fotoğafta böcek örneğini vermiştim. 2.2cm’lik bir böcek, yukarıda 12 cm olarak görünen yere kadar gelecekti. Geri kalan kısım bizim için tamamen gereksiz. Ama fotoğrafta yer alıyor çünkü bundan daha fazla yaklaşamıyoruz. Dolayısıyla böceğimiz hem ufak görünecek hem de küçük detaylar seçilemeyecek.
Kendi kullandığım lens Canon 100 mm f 2.8 makro USM. 1:1 makro için minimum çalışma mesafesi ise 15 cm. Yani objeye 15cm yakınlaştığınızda birebir makro çekebiliyorsunuz. Bu durumda özellikle sizden korkacak böcekleri çekmek istediğinizde 15 cm yeterli gelmeyebilir. Örneğin 150 mm bir lens size daha fazla çalışma mesafesi sunacaktır. Eğer işiniz böcek çekmek olacaksa 100 mm üzeri makro lenslere yönelin.
15 cm minimum çalışma mesafesi
Ama bizim derdimiz ilk etapta makro olan ile olmayanı ayırmak. Örneğin bende Sigma’nın 70-300 f4-5.6 DG Macro lensi vardı. Makro diye almamıştım ama tabii denemiştim. 0.50x/1:2 büyütme özelliği vardı. Yani çektiğimiz konu gerçek halinin yarısı kadar düşüyordu algılayıcıya. 1:1 büyütme şartımızın çok altında. Büyütme oranının zayıflığı ve 70-300 aralığında ucuz bir lens olmasıyla, makro için kesinlikle tercih edilmeyecek bir lensti. Buradan örneğine bakabilirsiniz. Bunun gibi birçok zoom lenste makro ibaresini görürsünüz. Ama hepsi 1:1 altı büyütme sağlar.
Makro lensler genelde ‘prime’ denen sabit odaklı lenslerdir ve kaliteli olmaya mecburdurlar. Yani mesele sadece büyütme oranıyla ilintili değil. Bu lenslerin keskinliği garantidir diyebiliriz. Diyaframları da geniş olur. Portre çekimi için de uygundurlar. Tabii bu da fiziki büyüklüklerine ve fiyatlarına olumsuz olarak yansır.
Makro lens almadan önce, dikkat edeceğimiz temel değerleri toparlarsak, en az 1:1 büyütme oranı, sabit odak ve çekeceğiniz konuya göre odak uzaklığı. 150 mm ve üzeri lenslerin bir getirisi de yüksek sıkıştırma oranı nedeniyle arka planı daha iyi öldürmesi. Ancak çarpanlı makinelerde örneğin 100 mm lens, 150 ya da 160 mm gibi çalışacağından, satın alırken hesaba katın. Zoom olanağı olmayacağı için, lens birden teleye dönüşür ve kullanım alanı daralabilir.
Bir diğer makro yöntemi ise lensi ters bağlama. Örneğin makro kabiliyeti olmayan Tamron 17-50 lens, gövdeye ters bağlandığında 3:1 büyütme oranı sağlıyor. Yani konu, kendi boyutunda değil üç kat daha büyük düşüyor algılayıcıya. Sineğin tüyünü 1:1 büyütmede çekersiniz. Sineğin gözünün içine girmek için daha da yüksek büyütme oranı sunan lensler gerekir. Ters bağlama bunun ucuz bir yolu. Yalçın size bu konuda bir yazı sunacak.
Aşağıda 100 mm Canon makro lens ile çekilmiş örnek fotoğraflar var. Fotoğraflara tıklayarak büyük hallerini görebilirsiniz.
100mm f:8 2.5 sn
100 mm f:8 3.2sn
100 mm f:8 3.2sn
100 mm f:8 0.8 sn
100 mm f:8 1/2 sn
100 mm f:8 1/3 sn
Yalçın bu fotoğrafı 7:1 gibi çok yüksek bir büyütme oranı ile çekmiş. Ters bağlama yöntemini kullanmış. Bu başka bir yazının konusu
Kaynak