Ottomanzo
Doçent
- Katılım
- 25 Temmuz 2008
- Mesajlar
- 746
- Reaksiyon puanı
- 7
- Puanları
- 0
Öymen’i ‘gereğini yapmaya’ davet etti; ardından çark etti. Eleştiri ve tepkilerin ‘odağı’ haline gelince Başbakan Erdoğan’a meydan okudu. Kılıçdaroğlu yine lafının altında mı kalacak, göreceğiz. Mesai arkadaşları görmezden geliyorlar ama Kılıçdaroğlu hayli zorda…
CHP İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu, tam da öngördüğümüz şekilde, Onur Öymen’in Meclis kürsüsünde yaptığı konuşmayla başlayan eleştiri ve tepkilerin “odağı” haline gelmeye başladı. (Bknz. Gereğini yapmak ya da yap(a)mamak… )
Malum; Onur Öymen ve CHP’ye yönelik tepki ve protestoların ardı arkası gelmeyince, gözler CHP Grupbaşkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu’nun üzerine çevrilmişti. Bu tabii ki tesadüfi değildi; zira Kılıçdaroğlu Tuncelili idi…
Ancak tepki ve protestoların en “hararetli” günlerinde, bir ara adı ‘Gandi Kemal’e çıkan Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Genel Merkezi’ndeki diğer mesai arkadaşları gibi susmayı ve tepkilerin durmasını, gündemin değişmesini beklemişti.
Tepkiler dinmek şöyle dursun yurt çapında yaygınlaşınca ve Kılıçdaroğlu annesinin vefatı üzerine memleketine gidince, muhtemelen şimdilerde pişman olduğu o açıklamayı yaptı ve Onur Öymen’i “gereğini yapmaya” davet etti.
Ancak Öymen CHP tarafından açıkça sahiplenilince Kılıçdaroğlu’nun açıklaması boşa düştü. Boşa düşmekle kalmadı, “o zaman sen gereğini yap” eleştirilerine maruz kaldı.
Bu durumda “gereğini yapmaya” çok da niyeti olmadığı anlaşılan Kılıçdaroğlu, hızla manevra yaptı ve “AKP-DTP koalisyonu ve yandaş medya…” diyen açıklamalar yapmaya başladı.
CHP yetkilileri “o defteri kapattık” demelerine ve hükümeti suçlayan açıklamalar yapmalarına rağmen Alevi örgütlerinin tepkileri sürüyor. Biz şimdiden haberini vermiş olalım: Protestocu Alevi örgütleri önümüzdeki günlerde İstanbul’da büyük bir miting yapmak için hazırlıklara başladılar bile…
Medyada gönlü CHP’den yana yazarlar dahi yaşanan gelişmelerin CHP ve Aleviler arasındaki ilişkide kolay kolay tamir edilemeyecek bir kırılma yarattığını söylüyor, bu yönde yazılar yazıyorlar.
Diğer CHP sözcüleri gibi Kılıçdaroğlu’nu en fazla öfkelendirdiği anlaşılan konu ise, Başbakan Erdoğan’ın Dersim olayına ilişkin açıklamaları oldu.
Erdoğan son olarak Seyit Rıza’nın idam sehpasında söylediği “Evladı Kerbelayıh, behatayıh, ayıptır, zulümdür, günahtır” şeklindeki sözlerini zikretti.
Gündelik siyasetin doğasında bu var. İktidar partisinin anamuhalefet partisinin tepkilere yol açan bu tutumuyla ilgili “suskun” kalması düşünülemezdi. Olan da budur.
Bu arada Kemal Kılıçdaroğlu, bazı sivil toplum örgütlerinin davetlisi olarak Almanya’ya giderken, havalimanında gazetecilerin sorularıyla karşılaştı. Kılıçdaroğlu Başbakan Erdoğan’ın sözlerini hatırlatan gazetecilere, iddialı bir demeç verdi: Başbakan Erdoğan’a dersini Almanya’da vereceğim, merak etmesin…
Sayın Kılıçdaroğlu yine altında kalacağı bir laf mı etti, yoksa gerçekten “ders” mi verecek, göreceğiz…
Unutmadan, Kılıçdaroğlu’nun Almanya’da katılacağı toplantıların konusunu da haber vermiş olalım: Siyasi ahlak…
kaynak
CHP İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu, tam da öngördüğümüz şekilde, Onur Öymen’in Meclis kürsüsünde yaptığı konuşmayla başlayan eleştiri ve tepkilerin “odağı” haline gelmeye başladı. (Bknz. Gereğini yapmak ya da yap(a)mamak… )
Malum; Onur Öymen ve CHP’ye yönelik tepki ve protestoların ardı arkası gelmeyince, gözler CHP Grupbaşkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu’nun üzerine çevrilmişti. Bu tabii ki tesadüfi değildi; zira Kılıçdaroğlu Tuncelili idi…
Ancak tepki ve protestoların en “hararetli” günlerinde, bir ara adı ‘Gandi Kemal’e çıkan Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Genel Merkezi’ndeki diğer mesai arkadaşları gibi susmayı ve tepkilerin durmasını, gündemin değişmesini beklemişti.
Tepkiler dinmek şöyle dursun yurt çapında yaygınlaşınca ve Kılıçdaroğlu annesinin vefatı üzerine memleketine gidince, muhtemelen şimdilerde pişman olduğu o açıklamayı yaptı ve Onur Öymen’i “gereğini yapmaya” davet etti.
Ancak Öymen CHP tarafından açıkça sahiplenilince Kılıçdaroğlu’nun açıklaması boşa düştü. Boşa düşmekle kalmadı, “o zaman sen gereğini yap” eleştirilerine maruz kaldı.
Bu durumda “gereğini yapmaya” çok da niyeti olmadığı anlaşılan Kılıçdaroğlu, hızla manevra yaptı ve “AKP-DTP koalisyonu ve yandaş medya…” diyen açıklamalar yapmaya başladı.
CHP yetkilileri “o defteri kapattık” demelerine ve hükümeti suçlayan açıklamalar yapmalarına rağmen Alevi örgütlerinin tepkileri sürüyor. Biz şimdiden haberini vermiş olalım: Protestocu Alevi örgütleri önümüzdeki günlerde İstanbul’da büyük bir miting yapmak için hazırlıklara başladılar bile…
Medyada gönlü CHP’den yana yazarlar dahi yaşanan gelişmelerin CHP ve Aleviler arasındaki ilişkide kolay kolay tamir edilemeyecek bir kırılma yarattığını söylüyor, bu yönde yazılar yazıyorlar.
Diğer CHP sözcüleri gibi Kılıçdaroğlu’nu en fazla öfkelendirdiği anlaşılan konu ise, Başbakan Erdoğan’ın Dersim olayına ilişkin açıklamaları oldu.
Erdoğan son olarak Seyit Rıza’nın idam sehpasında söylediği “Evladı Kerbelayıh, behatayıh, ayıptır, zulümdür, günahtır” şeklindeki sözlerini zikretti.
Gündelik siyasetin doğasında bu var. İktidar partisinin anamuhalefet partisinin tepkilere yol açan bu tutumuyla ilgili “suskun” kalması düşünülemezdi. Olan da budur.
Bu arada Kemal Kılıçdaroğlu, bazı sivil toplum örgütlerinin davetlisi olarak Almanya’ya giderken, havalimanında gazetecilerin sorularıyla karşılaştı. Kılıçdaroğlu Başbakan Erdoğan’ın sözlerini hatırlatan gazetecilere, iddialı bir demeç verdi: Başbakan Erdoğan’a dersini Almanya’da vereceğim, merak etmesin…
Sayın Kılıçdaroğlu yine altında kalacağı bir laf mı etti, yoksa gerçekten “ders” mi verecek, göreceğiz…
Unutmadan, Kılıçdaroğlu’nun Almanya’da katılacağı toplantıların konusunu da haber vermiş olalım: Siyasi ahlak…
kaynak