Filmler kahvehanelere 'kısa' yoldan girecek

llavinya

Dekan
Emektar
Katılım
9 Ekim 2006
Mesajlar
7,781
Reaksiyon puanı
92
Puanları
0
Filmler kahvehanelere 'kısa' yoldan girecek

kultur.jpg


İstanbul 2010 Ajansı destekli 'Dürbünümde 1001 İstanbul' projesi, yeni yönetmenler, senaristler keşfetmek için yola çıkıyor. 'Herkes Film Yapabilir-Işıl Özgentürk Film Atölyesi' tarafından hazırlanan proje kapsamında, kahvehaneler ziyaret edilerek insanlara film izlettiriliyor ve 'Hayallerinizi filme çekmek ister misiniz?' sorusu soruluyor.

İstanbul'daki mahalle kahvehanelerine elinizde bir DVD ile girip "Çok az zamanınızı alacağız. Sadece şu elimizde görmüş olduğumuz filmi izletmek istiyoruz." deseniz insanların tepkisi ne olurdu? Denemeden bilinmez belki, ama ekranında daha çok at yarışlarının ve futbol müsabakalarının izlendiği kahvehane televizyonlarında kısa film izlemek hayal değil... İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Sinema Yönetmenliği etkinlikleri kapsamında hayata geçirilen "Dürbünümde 1001 İstanbul" projesi tam da bunu planlıyor. Daha çok atölye çalışmasına dayanan projede yer alan filmlerin çoğu şu sıralar montaj aşamasında.
Projenin işleyişine gelince; "Herkes Film Yapabilir-Işıl Özgentürk Film Atölyesi" beşer kişilik gruplar kuracak ve filmler önceden belirlenen çeşitli il ve ilçelerdeki mahalle kahvehanelerinde izletilecek. Ekipler ellerindeki DVD ile içeri girecek ve filmi televizyonda oynatmaya başlayacak. Daha sonra insanların hayallerinde çekmeyi düşündükleri filmle ilgili düşünceleri alınacak ve 'Gelin hayallerinizi gerçekleştirin, siz de film çekin.' denecek.
Proje nasıl ilerler, halkın tepkisi ne olur şimdilik bunu kestirmek güç. Ancak atölyenin kurucusu Işıl Özgentürk, Ajans Genel Sekreteri Yılmaz Kurt ve Sinema Belgesel Animasyon Yönetmeni Yusuf Kaplan umutlu. Dünya sinemasının yakından tanıdığı Macar yönetmen Gabor Ferenczi'yi pazartesi günü Beyoğlu Oyuncular Tiyatro Cafe'deki basın toplantısına davet etmelerinden de projeye olan güvenlerini anlamak mümkün.
"Dürbünümde 1001 İstanbul" projesini hazırlayan ekip çok farklı yaş, meslek ve sosyal konumlardan gelen bireylerden oluşuyor. Büyük çoğunluğu daha önce hiçbir sinemasal üretimde yer almamış olan insanlar 'Herkes film yapabilir' çağrısı üzerine 7 yıl önce bir araya gelmiş. Senaryo yazmaktan film çekmeye ve montaja kadar uzanan bir süreçte eğitim almışlar. Şimdi kendilerini kanıtlamak, filmlerini göstermek ve insanlara özgüven aşılamayı kendilerine misyon edinmişler. Mahalle kahvehanelerinin yeterli olmadığını düşünüyor ve cafe zincirleri büyük kurumların ve alışveriş merkezlerinin de desteğini almayı planlıyorlar...

'Filmleri Zeki Ökten'e adıyoruz'

Dürbünümde 1001 İstanbul projesinden kısaca bahseden Işıl Özgentürk, 10 kısa filmden oluşan 90 dakikalık filmi pazar günü kaybettiğimiz usta yönetmen Zeki Ökten'e adadı. Filmlerin çekim aşamaları ve atölye çalışmalarını anlatan barkovizyon gösterisinin ardından Yusuf Kaplan kısa bir konuşma yaptı. Türk sinemasının dünya çapında bir dilinin olmadığından yakınan Kaplan, "Proje sayesinde film endüstrisine katkıda bulunmak istiyoruz." dedi. Yılmaz Kurt ise 2010 Ajansı ile ilgili eleştirilerden yakındı ve kente aidiyet duygusunun kültür-sanat ile büyük oranda ilgili olduğunun altını çizdi.

Hayalimdeki İstanbul'u anlatıyorum

"Proje kapsamında 'İstanbul'da Yaşamın Aynası' adlı filmi çeken Macar oyuncu ve yönetmen Gabor Ferenczi yaptığımız kısa söyleşide şunları söyledi: "Bu filmin odak noktası hayalimdeki İstanbul. 20 yıl önce gelmiş ve kısa notlar almıştım. İstanbul'da nelerin değiştiğini anlattım. Ben insanın doğumundan ölümüne kadarki yaşanmışlığı çekiyorum. Biraz şiirsel bir anlatım. İstanbul görünmez bir şehir. Her şeyin merkezi ama içindeyken göremiyorsun. Eski dolmuşlar yok, her şey modern olmuş. Fakir çocuk vardı, şimdi onlar yok mesela sokaklarda. Unutmadığım çok fotoğraf var kafamda, ama küçük bir çocuğun bilet satmasını unutamıyorum."

ZAMAN
 
Üst